Sevginin Gücü yada Eylemi
Sevgi asıl söylemedende anlaşılabilendir. İnsanın derinlerinden gelen bir sestir. Sevgi erdemdir, kutsaldır. Eğer gerçekten seviyorsa biri ve bu eylemde haklı buluyorsa kendini, sevmenin elbet bir bedeli, çilesi de olacaktır... Seven insan haklı olarak sevgisini bir madalya gibi göğsünde taşımanın gururunu da yaşayacaktır.
Sevgi benim için önleyemiyeceğim ve her gün biraz daha büyüyen bir tutkudur. Bana göre doğanın gerçek, kökü hiç bir zaman sökülüp atılamıyacak tek yasasıdır. Bütün yaratıcılıklarda aşk vardır. Her şeye rağmen nasıl ki, insan umutsuz yaşayamıyorsa ve yüreğinde bir umut taşıma zorunluluğu duyuyorsa. Bence insan sevgisizde yaşayamaz, sevgiyi de yüreğinde taşımak zorundadır.
Sevgidir insanı insan kılan, ululuyan, insanı insanlığı da mutlu, onurlu, erdemli kılan. İnsan sevmeden yaşayabilir mi? doğayı, toprağı, suyu, havayı en önemlisi de insanı sevmeden nasıl yaşar..İnsanla beraber sevgi de var olmadı mı yeryüzünde? Bu anlamda sevgi ve sevginin kökeni en az insanınki kadar eski değil midir?.
İnsanoğlunun sahip olduğu sevgi duygusu bütün zenginliklerin üstündedir. İnsanın, insan olduğunun doğal bir tezahürüdür. Sevginin olmadığı yerde iyi ve güzel olan hiç bir şey yaşayamaz... Onun içindir ki, zamanın içinde ne geçmişi silik bir ayna gibi durmalıyız, ne de duygularımızı yüzeyselliğin gergefine kurban etmeliyiz. Bu nedenledirki, sevgiyi yüzeysel ucuz değerler kavramıyla sınırlayamayız. Sevgi duygusu bütün zamanların derinliğini içinde barındıran, insanın iç değerlerinin derinliğiyle ilintilidir.
Diğer anlamda bilgi yada alışkanlıklar, sonradan edinilmiş tarihsel bir arka plana sahip olabilirler. Ne kadar da yeni olurlarsa olsunlar, bizden önce yaşamış olanlar üzerinden geçerek bize ulaşan bir yanı vardır elbette.
Bütün bilgiler alışkanlıklar davranışlar kolektiftir. herkese ait bir yanı vardır. Bilgi, duygu ancak harcadığımız zaman sahip olabileceğimiz şeydir. Bu sadece onu söylemekle değil, onu aynı zamanda eylemsel olarak da gerçekleştirebildiğimiz zaman anlam kazanır. Kendimize sakladığımız bilginin, duygunun kime ne faydası olabilir. Bir insan sevgisini, saygısını davranışlarıylada karşı tarafa yansıtırsa ancak bu o zaman gerçeklilik kazanır. İşte bu zihince düşündüğünü pratikte yapma eylemidir.
Tabi ki, her düşündüğümüzü söylemek ve söylediğimizi yapmak çok kolay da değil. Ama bizim sevgi dediğimiz budur. Eğer insanın evrensel ve insani boyutu olan sevgi, saygı yaşamla insan davranışında bir yeri yoksa bir aldatmacadır. Sadece dilde kalır. eylemde gerçekleşemez. Bu demektir ki, biz birey yada toplum olarak eğer sevginin düşüncesini, sözü ve eylemini bir arada gerçekleştiremezsek, toplum yada birey olarak sevgi, saygı, hoşgörüde fazla ileri gitme şansımız yoktur.
Sevginin gücü olmadan hayat yolunda yolumuzu bulabilir miyiz?
Aklımızı başımızda alsa da sevgi aynı zamanda yol gösterir ve de korur bizi.
Sevgi, sevdiğimiz kimselerden uzak kaldığımızda büyülü bir çığ gibi önümüzdeki yolu dümdüz eder; Kuralları, engelleri, uzakları, ayrılıkları dümdüz edip çıkmazlara, çilelere, korkulara, kuşkulara sabırla ve inatla dayanmamızı sağlar.
O sevgi ki, gücü olmadan dizimizde derman, halimizde aman kalmaz.. O sevginin gücü olmadan sıkıntı denizlerinde rüzgarsız kalmış tekneler gibi oluruz denizlerin ortasında...