* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Tebessüm Sevgi Kapılarını Açan Anahtardır  (Okunma sayısı 721 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Tebessüm Sevgi Kapılarını Açan Anahtardır
« : Kasım 23, 2017, 08:56:22 ÖÖ »
Tebessüm Sevgi Kapılarını Açan Anahtardır

Tebessüm sevgi kapılarını açan bir anahtardır. Tebessüm muhabbetin yüzdeki sıcaklığıdır. Tebessüm kardeşliğin adıdır. Tebessüm etmek sevdirmek, sevindirmektir. Sevap kazanmanın en güzel yoludur tebessüm. Tebessüm gönüldeki bir sırdır. Samimiyetin ifadesidir. Ne güzel söylenmiştir;

 Neşeli olmanın hiçbir maliyeti yoktur, ama her şeyi satın alır.

Tebessüm insanlar,

Güneş ise çiçekler içindir.

Ekilen her sevgi er veya geç çiçek açar.

Tebessüm sözlere kanat takar…

Ne kadar yerinde değil mi? Bugün toplumumuzda buruşuk suratlar, çatık kaşlar öfkeli nice insanlar var.. Geçenlerde yapılmış bir deney üzerine okuduğum makalede; öğretmen bir sınıfa giriyor, oldukça başarılı ve yetenekli bir öğretmen ama asık suratla tebessüm etmeden, enerji vermeden konuyu güzel bir şekilde anlatıyor öğrencilere. Anlatılan konu üzerinde test yapılıyor ve çocuklarda başarı % 60 oranında izleniyor. Bu durum üzerine öğretmen tekrar sınıfa girerek öğrencilere kalemi ağızlarına alıp ısırmaları söylüyor ve tekrar konu anlatılıyor, aynı ses tonuyla dersi anlatıp tekrar test yapıldığında başarı % 70 çıkıyor. Son olarak öğretmen gayet güler yüzlü, sevecen bir tavırla, esprilerle dersten kopmalarını engelleyecek güzel diyaloglarla dersi anlatıyor ve yapılan test sonucun da başarı % 90′ ı buluyor. Ve deniliyor ki dudaklar ne kadar kulağa yakın olursa yani ne kadar tebessüm edersek algılamada oldukça yüksek seviyelere çıkıyor. Yani bu durum tebessümle mümkündür sevgili dostlar.

Anne ve babalara her zaman söylüyoruz çocuğunuza sınır çizeceğiniz zaman, çocuğunuza bir nasihatte bulunacağınız zaman, hatta çocuğunuza hayır bile diyeceğiniz zaman, öfkelenmeden, bağırmadan, kızmadan, sevgiyle ve gayet güler yüzle, gayet samimi, gayet tebessüm bir çehre ile çocuğunuza hayır diyebilirsiniz. “ Seni döverim, sana şöyle yaparım, yapmayacaksın” gibi ifadeler kullanmak yerine “ evladım çok isterdim ama maalesef” .. gibi tebessümle söylenmiş bir cümlede etkili olacaktır.

Biz otoriteyi, dediklerimizi yaptırmayı bağırmak, çağırmakla mümkün olur sanıyoruz. Evde yüzümüzü ne kadar asarsak, kaşlarımızı ne kadar çatarsak, baba evde ne kadar despot bir tavır sergilerse, ne kadar sert olursa, yüzü gülmezse, çocuklarıyla konuşurken tebessüm etmezse disiplinli bir baba olarak kendini tanımlamakta. Bir yönetici işyerinde yüzünü ne kadar asarsa, çalışanın hal ve hatrını sormazsa, onların derdiyle dertlenmezse o kadar başarılı olacağını zannediyor. Bir patron çalışanının halini hatırını sormadığı zaman ona bir tebessüm etmediği zaman, zannetti ki onun üzerinde otoritesi daha güçlü olacak. Eğer tebessüm edersem, güler yüzlü davranırsam tepeme çıkar zannettiler. Babalar  çocuklarıyla güler yüzlü konuştuğunda çocukların bunu istismar edeceğini sanıyor. Evet, sen buna müsaade edersen istismar eder ama tebessüm etmekle bu sınır yok olmaz hatta daha da güçlenir. Onun içindir ki asık suratlı kişiyi kimse benimsemez ve istemez. Onun içindir ki canımız sıkkın olduğunda hemen güler yüzlü, sevecen dostumuzu arayıp onunla dertlerimizi paylaşmıyor muyuz? Tebessüme ihtiyacımız var sevgili dostlar. Tebessüm edin, aynada kendinize bir kez bakın ve ne kadar yakıştığınız göreceksiniz.

Güzel günleriniz ve yarınlarınız, tebessümlerinizde anlam bulsun.


fanidunya

  • Ziyaretçi
Merhamet, insanlık madeninin en kıymetli cevheridir
« Yanıtla #1 : Kasım 23, 2017, 08:57:35 ÖÖ »
Merhamet, insanlık madeninin en kıymetli cevheridir

Günümüz coğrafyasında merhametsizleştik. Merhametsizleştirildik. Gündemi takip ettiğimizde bizi şoke eden binlerce örneklerle karşı karşıyayız. Gördüğümüz manzara içler acısı. Birbirini katleden, eşini, çocuğunu öldüren insanlar, cinnet geçirip kayın validesini, kayın pederini öldüren insanlar.

Gürültü yaptı diye komşusunu bıçaklayanlar, basit bir konudan dolayı tartıştığı, eski dost ve arkadaşını öldüren insanlar, okullarda kız arkadaşı için kantinden bıçağı alıp arkadaşına saplayan öğrenciler, içi insan dolu otobüse molotof kokteyli atabilecek kadar hainleşmiş insanlar, gösteri yaparken, dükkânların camlarını indirecek, hatta hırsını alamayarak yerdeki kaldırım taşlarını sökerek fütursuzca çevresine atan vahşileşmiş insanlar, komşusunun camını indiren arabasını yakan, başkasının dükkânını yağmalamaktan haz alan, zevk alan bir insan kitlesi.

Hâlbuki insan olmanın en büyük özelliği değil miydi merhamet?  Evliliklerin en temel taşı sevgi ve merhamet değil miydi? Yüce Allah Rum Sûresi 21. âyet-i kerîmesinde “Aranıza sevgiyi ve merhameti koydum.” demiyor mu? İşte bunları göremediğimizde anlıyoruz ki merhamet duygusunu kaybettik.

Merhamet duygusu yoksa problem var. Dert var. Kötülükler var. Merhamet duygusu olmadığında otobüste yaşlıya yer verilmiyor artık…Bunlara alıştık. Eskiden otobüste minibüste bir genç bir yaşlıya yer vermediği zaman, büyüklerimiz: “Allah Allah devir ne kadar değişti.” derlerdi.

Eskiden mahallede bir yaşlının elindeki yükü almadığımızda, problemdi. Bir büyüğümüz geldiğinde kalkıp ona yer vermediğimizde, önemli bir sorundu. Saygı da bir kusur ettiğimizde problemdi. Artık bunlar o kadar normalleşti ki… o kadar doğallaştı ki… Genlerimizin içine yerleşti ki normal görmeye başladık.

Merhametsizliğin bir çok nedeni var. Çalıştığı iş yerinde, çalıştığı kurumda, kendisine ekmek veren iş veren kişinin ona sağladığı imkanları, yok sayarak, çalıştığı iş yerinin sandalyesine masasına ve makinesine değer vermeyen bir insan, üretime zarar verebiliyor. Sokağa çıktığında da karşılaştığı yaşlı ve muhtaç kişiyi gözü görmüyor.

Mendil satmak isteyen bir ihtiyaç sahibini de, dertli ve sıkıntılı yaşlı bir kadını da, özürlü bir insanı da görmezden geliyor. Aç bir insanı gördüğünde burnunu kıvırıp çekip gidiyor.

İletişim çağındayız.Hızlı bir hayat yaşıyoruz.Teknoloji sürekli değişiyor. Bizi o hale getirdiler ki…Sürekli yeni şeylere, bir üst modele, sahip olmamız gerekiyor.Cep telefonu alıyoruz.Ertesi gün yeni modeli çıkmış, bir bilgisayar alıyorsunuz.Ertesi sabah sizin bilgisayarınızdan daha iyisi çıkmış, araba alıyorsunuz ertesi gün sizin arabanızdan daha iyisini görüyorsunuz.

Ev alıyorsunuz ertesi gün sizin evinizden daha iyisi yapılıyor. Mobilya alıyorsunuz ertesi gün daha iyisi çıkıyor.Bir kıyafet alıyorsunuz,ertesi gün vitrinde daha güzelini görüyorsunuz.Daha iyi bir ayakkabı, daha iyi bir elbise,daha iyi yiyecekler. Daha iyiye sahip olma,  daha çok koşma, daha çok kazanma, daha çok mücadele…

Bu yoğunluğun peşine düştüğünüz zaman, sahip olmak için çaba sarf ederken, merdivenleri tırmanırken, yolda koşarken, ayaklarımızın altına alıp ezdiğimiz insanları göremiyoruz…O arzuladığımız şeylere sahip olabilmek için koşarken kimleri ezdiğimizin farkına varamıyoruz. Neleri kaybettiğimizin farkına varamıyoruz.

Bir yarışın bir mücadelenin içine girdiğimizin farkına varamıyoruz.Ve o mücadelenin bizi bitirdiğinin farkına varamıyoruz. Arkadaşımdan daha iyisine sahip olma, komşumunkinden daha iyisine sahip olma yarışının, bizi merhametsizliğe götürdüğünün farkına varamıyoruz.

Maalesef MERHAMETSİZLEŞTİK. Oysa İslam; önce insanları kardeş yaptı. İnsanlar arasındaki ilişkileri düzenledi. Gıybeti, dedikoduyu ortadan kaldırdı. Zekâtı getirdi. Sadakayı getirdi. Fitreyi getirdi. “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.” i getirdi. Komşu hakkını getirdi. Hasta ziyaretini getirdi. Selamlaşmayı getirdi.

Bir insanı taklit etmenin, gıybet etmenin, dedikodu etmenin, ne kadar büyük bir hastalık, ne kadar büyük bir günah olduğunu getirdi. İnsanlar arasındaki ilişkiyi, seviyeyi düzeltti. Öyle ki ..! Geçmişi, birbirinin kuyusunu kazmak, birbirini öldürmek, birbirine olabildiğince zarar vermek olan insanlar, çok kısa sürede çağlar üstü insanlar oldu.

Merhamette zirve yaptılar. İnsanlıkta ulaşılması mümkün olmayacak noktalara geldiler. Onun için âyetlerde Cenabı Allah “Merhametlerin En Merhametlisi “olduğunu söylüyor. Onun için Peygamber Efendimiz hadisi şeriflinde “Merhamet edin ki merhamet bulasınız” diyor.

Sevgili anne ve babalar, çocuklarımıza merhamet duygusu kazandıralım. Bunun yolu, merhamet edebilmekten geçiyor. Baba,kardeşlerine , annesine, merhamet edemiyorsa, bir baba kendi anne babasına, komşularına iş arkadaşlarına merhamet edemiyorsa, bir bey eşine merhamet etmiyorsa çocuk nasıl merhamet edecek.

Babasının annesinin, bir yaşlıya yardım ettiğini görmese, merhameti nasıl öğrenecek. Bırakın çocuğa en iyi matematikçiyi en iyi dershaneyi, en iyi okulu bulmayı, çocuklarınıza biraz da merhameti öğretin.Merhametsiz evlat önce siz , anne ve babalara zarar verir.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]