* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Çocuklara Sevgimizi Nasıl Göstermeliyiz  (Okunma sayısı 423 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Çocuklara Sevgimizi Nasıl Göstermeliyiz
« : Mayıs 14, 2018, 08:33:10 ÖÖ »
Çocuklara Sevgimizi Nasıl Göstermeliyiz?

Sevgi, her yaşta insan için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Bilhassa çocuklar için sevgi çok daha önemlidir. Yavrularımızın hem beden hem ruh gelişimleri için sevgi olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. Denilebilir ki, bir çiçek için su neyse çocuk için de sevgi odur.

Temel ihtiyaçlarının karşılanması için ailesine muhtaç durumda olan bir çocuk için, sevme ve sevilme, ait olma, güven içinde olma duygusu en önemli duygulardır. Çocuk bu duyguları sürekli olarak tatmin edildiği sürece kendini huzurlu hissedebilir.

Elbette akla şu gelebilir; “Bir anne baba çocuğunu sevmez olur mu hiç? Elbette onları seviyoruz. Her şeyi onlar için yapıyoruz. Onların iyiliğini düşünüyoruz.”

Elbette anne baba çocuğunu sever, ama içten içe severken çocuğu ihmal etmek doğru değildir. Çocuğun bu sevgiyi hissetmesi için, sevdiğini doğru şekilde göstermek ve ifade etmek de gerekmektedir.

Çocukları Öpün, Sevin

Okul öncesi dönemdeki çocukların hayattaki tek dayanağı anne-babasının sevgisidir. Çocuk anne babasının onu her şartta seveceğini, hiçbir zaman reddetmeyeceğini, terk etmeyeceğini bilmek ister. Bu sebeple küçük çocuklara sevgiyi devamlı hissettirmek gerekir.

Bunun da en basit yolu, kucağınıza geldiğinde sarılmak, öpmek, okşamaktır. Size yaptığı bir resmi, bir oyuncağını gösterdiğinde ilgi göstermektir. Ona baktığınızda yüzünüzde içten bir gülümseme olmasıdır.

Sarılma, okşama gibi bedensel dokunmalar çocuğu güvende hissettirir. Sevginin sürekli olduğu bir ev ortamında çocuk kendini huzurlu hisseder. Aklını ve yeteneklerini geliştirecek deneyimlerden çekinmez. Böylece hayatta daha başarılı olur.

Birçok anne baba, farkında olmadan çocuklarını başından savar. Mesela çocuk bütün gün babasını çok özlemiştir, akşam geldiği zaman hemen yanına koşar. Ama baba televizyon kumandasını eline alır ve çocuğuna “Kenara çekil, senin yüzünden ekranı göremiyorum,” der. Yahut anne işten gelir, “Of çok yorgunum, biraz dur,” der.

Anne babanın seyrettiği şey, belki bir futbol karşılaşmasıdır, belki bir dizidir, filmdir. Onların hepsi geçici şeylerdir. Onları kimse seyretmese dünyada hiçbir şey değişmez, yine her şey devam eder, gider. Ama o çocuğun anne baba sevgisine ihtiyacı vardır.

Çocuk anne babadan ilgi görmeyince zamanla sevgiyi başka kaynaklardan arar hale gelir. Zamanımızda çocuk ve ergenlerin kendi yaşıtlarıyla çok fazla zaman geçirdiği, onlarla gruplaşıp, ailelerinin sözünü dinlemediği görülebilmektedir. Bazen çocuklar arasında baskın kişilikli bir çocuk adeta bir çete reisi gibi role bürünmekte, çocuk da o kişiyi adeta babasının yerine koyarak güven kaynağı gibi görebilmektedir. İşte bu gibi durumların ortaya çıkmaması için, çocukların aile içinde sevgi ve ilgi görmesi çok önemlidir.

Peygamberimiz Çocukları Severdi

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin sünnetine baktığımız zaman, onun çocuklara sevgi göstermeye büyük bir önem verdiğini görüyoruz.

Enes bin Malik radıyallahu anh şöyle anlatmıştır:

“Çoluk çocuğuna karşı Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem'den daha şefkatli bir kimseyi görmedim. Oğlu İbrahim'in Medine'nin Avali semtinde oturan bir süt annesi vardı. Beraberinde ben de bulunduğum halde Resulullah aleyhisselatu vesselam sık sık oğlunu görmeye giderdi. Varınca, demircinin duman dolu evine girer, oğlunu kucaklar, koklar, öper ve bir süre sonra da dönerdi.” (Buharî, Edeb, 18; Müslim, Fedâil, 63)

Peygamberimizin çocuklara karşı sevgisi içtendi. Bir çocuk gördüğü zaman Peygamber aleyhisselatu vesselam'in neşesi ve mutluluğu mübarek yüzünden belli olurdu. Torunları ve sahabesinin çocukları onun yanına geldiği zaman onları kucağına alır, saçlarını okşar, öper, severdi.

Peygamberimiz küçük yaştaki çocukları öpüp okşayarak sevgisini gösterdiği gibi daha büyük çocuklara da kişiliklerine değer verdiğini göstererek sevgisini ifade ederdi. Mesela yolda yürürken karşılaştığı çocuklara selâm verir, halini hatırını sorardı. Hasta bir çocuğu ziyarete gittiği, oyun oynadığı kuşu ölen bir çocuğa taziyede bulunduğu hadis kitaplarında kaydedilmiştir. Yine Peygamber efendimizin yolculuklarından dönüşünde yolda kendisini karşılamaya koşuşan çocukları bineğinin terkisine alıp, sevindirdiği de bildirilmiştir. Peygamberimiz çocuklara nasihat verirken de sevgiyle ve arkadaşça konuştuğu görülmektedir.

Asr- ı saadette çocukluk çağında olan bazı sahabeler, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin kendilerine şakalar yaptığını, küçük oyunlar oynadığını, beraber koşuşup neşelerine ortak olduğunu haber vermiştir. Genç yaştaki sahabeleriyle bir araya geldiği zaman onların anlayış seviyelerine göre sohbet eder, öğütler verirdi.

Peygamberimizin bir başka özelliği de kız ve erkek çocuklar arasında ayırım yapmamasıydı. Kızlarına güzel davranır, ikram ederdi. Peygamberimiz bilhassa kızı Fatıma radıyallahu anha'yı çok severdi. Bir sefere çıkacağı zaman en son onunla vedalaştığı, dönüşünde ise önce onun yanına uğradığı bildirilmiştir. Babasını ziyarete geldiğinde Peygamberimiz sevgili kızını karşılamak için ayağa kalkar, onu alnından öper ve yanına oturturdu. Kızı Fatıma, damadı Hz. Ali torunları Hasan ve Hüseyin radıyallahu anhumu bir aba ile sarıp hepsine dua etmesi meşhurdur.

Peygamberimizin torunlarına karşı sevgisi de çok iyi bilinirdi. Onları bazen sırtında gezdirirdi. Onlar için çarşıdan yiyecek alır, onlarla oyun oynar, su istediklerinde kalkıp su verirdi. Onların birbirleriyle güreşmelerini seyrederken tezahürat yaptığı da hadis kaynaklarında geçmektedir.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir gün minberde hutbe okurken Hasan ve Hüseyin'in düşe kalka mescide girdiklerini gördü. Konuşmasını yarıda keserek aşağı inip, onları tuttu, kucağına aldı. Sonra "Cenab-ı Hak, 'Mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir.' (Enfâl, 28) buyururken ne kadar doğru söylemiştir. Onları görünce dayanamadım." (Buharî, Fiten, 20) dedikten sonra hutbesine devam etti.

Peygamber Efendimiz çocuklara sevgi ve merhamet göstermeyen bir toplum içinde yetişmişti. Bu onun ailesinden, toplumdan görüp öğrendiği bir hareket değil, Allah'ın öğrettiği ahlak idi.

Hatta bir defasında Akra bin Habis, Peygamberimizi, Hz. Hasan'ı öperken gördü ve şöyle dedi:

"Benim on çocuğum var; şimdiye kadar hiçbirini öpmedim."

Bunun üzerine Peygamberimiz,

"Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." buyurdu.(Müslim, Fedâil, 65; Tirmizi, Birr ve Sıla, 12)

Demek ki Peygamberimizin çocuklara ilgi ve sevgi gösterme davranışı, bizim için örnek alınması gereken bir İslam ahlakı ve Peygamber sünnetidir.

Elbette çocuklara sevgi gösterilmesi çok önemli olmakla birlikte bunun da bir adabı ve ölçüsü olması gerekmektedir. Her şeyden önce sevgi gösterirken de maksat; çocuğun iyiliği, iyi yetişip terbiye alması olmalıdır.

Sevgi ile Hitap Edin

Çocuklara sevgiyi, kendi yaşına uygun bir üslupla göstermeliyiz. Mesela küçük yaştaki çocuklar sarılmaya, öpmeye ihtiyaç duyarken biraz daha büyüyen çocuklar, sevgi sözlerinden daha fazla hoşlanır. Bunun için çocuğumuza hitap ederken, “Yavrum, kuzum, canım, Ahmetçiğim, Elifim, vs.” sevgiyi ileten sözler seçebiliriz.

Çocuklara eğitim verirken de sevgiyle, sakin ve sabırlı bir şekilde davranmaya dikkat edelim. Eğer öğüt verirken veya bir kuralı öğretirken öfkeli ve gergin olursanız çocuğunuz bu eğitimden rahatsız olur. Çocuğunuzun hatalarını kişiliğini rencide edecek bir üslupla kınamayın, kötü çocuk olmakla suçlamayın.

Çocuklarınızı öğrenmeye ve doğru davranmaya teşvik edin. Öğrendikçe takdir edin, övün. Böylece olumlu davranışlarını pekiştirin. Benlik duygusunu kışkırtacak şekilde sert konuşmayın. Kuralları tehditle değil sevgiyle öğretin.

Peygamber efendimizin çocuk terbiyesi konusundaki sünnetine baktığımız zaman çocuklara sofra adabını çok tatlı bir üslupla verdiğini görüyoruz. Mesela Efendimizin himayesi altında büyüyen yetim çocuklardan biri, hanımı Ümmü Seleme’nin oğlu olan Ömer ibni Ebu Seleme idi. Ömer, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin kendilerini nasıl yetiştirdiğini şöyle anlatmıştır:

"Ben, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in himayesinde yetişen bir çocuktum. Yemek yerken, elim yemek tabağının her yanına giderdi. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu: “Oğlum, besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!" (Buhârî, Et'ime, 2-3; Müslim, Eşribe, 108)

Peygamber efendimiz çocuk terbiyesine dair çok güzel bir örnek ortaya koyuyor. Küçük çocuğa öncelikle sevgiyle “Oğlum” diye hitap ediyor. Sonra da basit, kısa, özet bir cümle ile sofra adabını öğretiyor:

“Besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!”

Çocuklar kınayıcı sözlerden, eleştirilerden, uzun uzun nasihatlerden sıkılır. Bu sebeple kuralları kısaca söylemek, söylediğinizi yapınca takdir etmek aradaki sevgiyi pekiştirir.

Okul çağı çocuklarına sevginizi, ona zaman ayırarak gösterebilirsiniz. Çocuğu sevmek, onunla birlikte geçirilen zamanı artırmak, onun için anlamlı olan bazı etkinliklerde onunla beraber olmak ve bir birey olarak onun hayatını anlamaya çalışmaktır.

İnsan yavrusu ancak sevgi ile büyür, olgunlaşır, kimliğini ve kişiliğini kazanır. Bir genç insanın kendi kişiliğini ortaya koyabilmesi için ailesi tarafından sevgiyle kabullenilmesi gerekir. Büyüdüğünde başkalarını sevmesi için bir çocuğun küçükken sevgiyi doya doya yaşaması lazımdır.

Genellikle yanlış anlaşılan bir husus vardır, anne baba sevgisini gösterirse çocuğun şımaracağı, anne babasının sözünü dinlemeyeceği düşünülür. Aslında bu doğru değildir. Sevginin doğru şekilde ifade edildiği bir aile modelinde anne-babanın evdeki otoritesi azalmaz, tam tersi çocuğun büyüklerine karşı sevgi, saygı ve bağlılığı daha da artar. Çocuk anne babasının sevgisini kaybetmemek için daima iyi davranır, güzel şeyler yapmaya çalışır.

Sevgiden yoksun büyümüş çocuklarda çeşitli uyum ve davranış bozuklukları görülebilmektedir. Ailesi tarafından terk edilmiş, yetimhaneye bırakılmış veya ilgi gösterilmeyerek dışlanmış çocukların hem bedensel hem ruhsal gelişimi olumsuz etkilenmektedir.

Sevgisiz ve ilgisiz ortamlarda yetişen çocukların büyüme hormonu salgısı yetersizliği nedeniyle bedensel ve zihinsel gelişme gösteremedikleri, ruhsal ve sosyal olgunluk kazanamadıkları tıpta ve psikolojide çok iyi bilinen bir gerçektir.

Çocuk sadece psikolojik yönden değil, ahlak ve şahsiyet gelişimi açısından da sevgiyi hissetmeye ihtiyaç duyar. Ergenlik çağına doğu aklı ve kişiliği gelişen çocuk, yaptığı doğru davranışlar karşılığında ailesinin onayını alma, iyi davrandığı sürece kişiliğine saygı duyulması gibi ihtiyaçlarının karşılanması konusunda çok duyarlıdır.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]