SEVGİ NİMETİ
Yüce Allah bu dünyayı insan için yaratmış ve içini insanın hoşlanacağı nimetlerle donatmıştır. Onu diğer varlıklardan üstün kılmış bizlere bir takım duygular nasip etmiştir. Bu duyguların en önemlilerinden birisi de “sevgi”dir. Sevginin kaynağı Allah’tır. Yavrular daha dünyaya gelmeden, Allah onun sevgisini annelerin kalbine koyar. Yavru dünyaya gelip büyüdükçe annelerin sevgisi de büyür. İnsanların kalbinde sevgi olmasaydı, birbirine tahammül edemezdi. Büyük İslâm âlimi Mevlana sevgi ile ilgili şu sözü söylemiştir: “Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.“
Sevginin ilki Allah’a olan sevgi ve muhabbetimizdir. İnsanı yoktan var eden, yaşatan, kemal sıfatları yaratmakla kendisini olgunluğa ulaştıran ve olgunluğa ulaşma sebebini yaratan, bu sebepleri kullanmaya hidayet eden Allah’tır. Başkasından meydana gelen, kendi zatını seven bir arif, onu meydana getireni seven kişi; onu yoktan var edip yaşatan ve ezelden ebede kadar var olup başkalarını da yaratanı elbette sever. O’nu sevmemesi kendine ve Rabb’ine olan cehaletinden ileri gelir. Muhabbet marifetin meyvesidir; onun için marifetten sonra gelir. Marifet (Allah’ı tanıma) olmazsa muhabbette olmaz. Allahu Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle buyurmuştur. “Allah’ı sevmenin ve Allah tarafından sevilmenin özelliği; O’na iman, müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve şiddetli olmak, Allah yolunda cihat etmek, iman ve İslam’ından dolayı kınayıcı kınamasından korkmamaktır.” (el-Maide, 5/54)
İkincisi Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e olan sevgimizdir. Hz. Peygambere (s.a.v) sevgi İslam’ın ve imanın şartlarından birisidir. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan elbette ki gönderdiği son peygambere de inanır. Bundan dolayı her Müslüman O’nun Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğuna şahadet etmesi ve O’ndan gelen bütün söz ve fiilleri tasdik etmesi gerekir. Hz. Peygamberi (sas) sevmek en gerekli ibadetlerden birisidir. Zira sevgili Peygamberimiz (sas), Buhârî ve Müslim’in Enes b. Malik (r.a)’dan rivayet ettikleri hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Sizden birinize Ben, annesinden, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadığım müddetçe tam iman etmiş olamaz.”( Buhârî, İman: 8; Müslim, İman: 69,70)
Şüphesiz ki insan, iyiliğin esiridir. Kalpler kendisine iyilik yapana karşı sevgi duymak üzere yaratılmıştır. Eğer bir insan, kendisine iyilik yapan bir insanı severse, ya ona bir hediye verir veya dar zamanında yardım eder. Bir kişi başka bir kişiyi sevince bunları yaparsa, o halde, bütün âlemlere hidayetle gelen, bütün insanlık için rahmetle gönderilen insanlara kitabı ve hikmeti öğreten, dünya ve ahiret saadetine kavuşma yolunu açıklayan bu yüce Peygamber’e karşı tutumumuz ne olması gerekir? Dünya ve ahiret saadetine kavuşmak için İslam yolunda tüketilen tek gayeye bakar; o da Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmaktır. Bunun da tek yolu Resûlullah (sas)’in sünnetine uymaktır.
Üçüncüsü anne ve babalarımıza olan sevgimizdir. Anne-babaya iyilik etmenin ve onlara karşı saygılı davranmanın İslam’da özel bir yeri vardır. Ebû Hüreyre (r.a) şöyle dedi: Bir adam Resûlullah (s.a.v) ‘e gelerek: “Kendisine en iyi davranmam gereken kimdir? diye sordu. Resûlullah (sas) : “Annen!” buyurdu. Adam: Ondan sonra kimdir? diye sordu. “Annen!” buyurdu. Adam tekrar: Ondan sonra kim gelir? diye sordu. “Annen!” dedi. Adam tekrar: Sonra kim gelir? diye sordu. Resûl-i Erkem (sas): “Baban!” cevabını verdi.”(Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1)
Allah’ın, ana-babaya ve çocuklar arasında yarattığı sevgi ve saygıdan kaynaklanan işte bu hak-görev ilişkisi, insan neslinin yozlaşmadan, sıhhatli ve sağlam bir şekilde devam edebilmesinin vazgeçilmez bir şartıdır. Allahu Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle buyurmuştur. “Biz, insana, ana-babasına iyilikte bulunmayı tavsiye ettik. Özellikle anasını tavsiye ederiz ki, o kat kat zaafa düşerek ona hamile kalmış, emzirmesi de tam iki sene sürmüştür. Binaenaleyh; bana ve ana-babana şükret.”(Lokman, 31/34).
Yüce Allah sevgi dini İslam’ı inanan biz Müslümanların kalbinden, nefreti, hasedi, bağnazlığı ve bunun gibi kötülüklerden arındırmasını diler. Tüm canlı cansız varlıklara karşı sevgi ve merhamet dolu yürek nasip etmesini niyaz ederiz. Mevlana sevgi ile ilgili şu sözü söylemiştir: “Gönül kazanmak istiyorsan, sevgi tohumu ek. Cenneti kazanmak istiyorsan, yollara diken serpmekten vazgeç.”
Zeynep ALBAYRAK.