* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kalbin Hastalığı Suizan  (Okunma sayısı 161 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Kalbin Hastalığı Suizan
« : Kasım 26, 2022, 08:13:28 ÖÖ »
Kalbin Hastalığı Suizan

“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”

(İsrâ, 17/36)

İnsanlık tarihi boyunca iyi ve kötü hep bir mücadele içinde olmuştur. Aslında bu mücadele, insanın da sayılı günlerini geçirdiği dünya hayatına anlam katan bir özelliğe sahiptir. Hz. Peygamber (s.a.s.), iyi olmayı vücuttaki bir uzvun iyi olmasına, bozulmayı da o uzvun bozulmasına dolayısıyla iyi insan ve iyi Müslüman olmanın kökleşmiş ve yerleşmiş hâli olan takvaya ulaşmayı da bu uzvun düzgün olmasına bağlamıştır (Buhari, İman, 39; Müslim, Birr, 32). İşte bütün azalara hükmeden bu uzuv, kalptir. Bütün bir bedeni maddi hastalıklar gibi manevi hastalıklardan da korumanın yolu, kalbi korumaktan geçer. Çünkü manevi hastalıklardan korunmayan kalp hastalanır, hem kişinin kendisinde hem de içinde yaşadığı toplumda tahmin edilenden daha fazla tahribata yol açar.

Kur’an-ı Kerim’de insanların birbirleriyle alay etmemeleri, lakap takmamaları gibi insan ilişkilerini düzenleyen hususlardan bahsedildikten sonra suizandan uzak durma uyarısı gelir ve suizanda bulunmanın günah olduğu açıkça ifade edilir (Hucurât, 49/11-12). İşte bu günah kalpte siyah noktalara sebep olur ki bu, kalbin bozulmasının alametidir. Dolayısıyla kalbi korumak için suizandan uzak durmak bir zaruret hâlini alır. Çünkü kalbi bozmaya yönelik her davranış, bütün bedene yapılan bir saldırı mesabesindedir.

Suizandan uzak durulması gerektiği gibi buna sebebiyet verecek hâllerden ve davranışlardan da uzak durmak gerekir. Çünkü şeytan daima tetiktedir ve insanı yanlışa düşürmek için vesvese vermeye hazırdır. Şeytanın insanların kalplerine fitne tohumları ekmemesi için olabildiğince itina göstermek gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), bir ramazan ayında itikaftayken yanına gelen eşi Safiyye bnt. Huyey’i vakit ilerleyince yolcu etmek istedi. Bu esnada yanlarından iki kişi geçti. Onlar, Hz. Peygamber’e selam verdikten sonra hızlı adımlarla yürümeye başladılar.

Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.s.), “Ağır olun, bu yanımda bulunan (kadın yabancı değil, eşim) Safiyye bnt. Huyey’dir.” dedi. Hz. Peygamber’in yanındakinin eşi olduğunu izah etme ihtiyacı hissetmesi bu iki kişiye ağır geldi ve “Sübhanallah! Haşa! Biz senin hakkında başka türlü nasıl düşünebiliriz ey Allah’ın Resulü!” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz onlara, “Şeytan, insanın vücudunda kanın dolaştığı gibi dolaşır.

Ben, şeytanın sizin gönüllerinize kötü bir şüphe atmasından endişe ettim.” buyurdu (Buhari, Farzu’l-humus, 4). Sevgili Peygamberimiz akıllarına gelmese bile sürekli şüphe ve vesvese vermek için fırsat kollayan şeytanın bu konuda ne kadar istekli olduğuna dikkat çekmiştir. Bundan dolayı suizanna sebebiyet vermesi muhtemel durumların zamanında giderilmesi gerekir.

Suizan, kalbe zarar verir, bu zarardan dolayı içindeki iyiliği kaybeden kalp, insanlarla sağlıklı iletişim kurmakta güçlük çeker. İnsanlarla arasındaki adalet ve merhamet bağı kaybolur, bu bağın yerini zulüm ve şiddet alır ki bu da kardeşlik hukukuna ciddi zararlar verir. Oysaki bir binanın tuğlası gibi birbirine sıkı sıkı tutunan ve destek olan müminler, sözleriyle ve fiilleriyle birbirlerine ne zarar verebilir ne de zulmedebilir.

İnsan, toplumun bir parçasıdır ve kalbinin hastalanmasına sebebiyet veren her türlü davranış, toplumda birtakım olumsuz sonuçlara yol açar. Kalbin hastalıklı olması, yeryüzündeki kötülüğü artıracaktır.

Nasıl bir insanın canına kıymak bütün insanların canına kıymak gibi ağır bir suç ise aynı şekilde kötülüklerle doldurulmuş bir kalbin de bütün insanlığa zarar verme potansiyeli taşıdığı unutulmamalıdır. Bu sebeple hiçbir kalbi ıskalamadan her bir insan kalbinin güzelliklerle doldurulmasına özen ve çaba göstermek gerekir.

İnsanları kötü zanna sevk eden saiklerden biri de yalan yanlış bilgilerdir. Yalan ve asılsız haberlerle özellikle iffet ve haysiyetle ilgili onur kırıcı söylemlerin çokça yer aldığı sosyal ağlarda paylaşılan bilgilere ve haberlere çok dikkatli yaklaşmak gerekir. Zira bu mecralar, insanların birbirlerine itibar suikastı yaptığı, bilinçli olarak yanlış yönlendirdiği, çıkarları uğruna algı oluşturma yöntemlerini sıkça kullandığı alanlardır. Bu mecralarda yayılan yalan bir haber, birçok insanın farkında olmadan görsele ve yazıya konu olan kişiler hakkında suizanda bulunmalarına neden olmaktadır. Bu da kalbin hastalanması, vicdan terazisinin kaybolması gibi hayatın dengesi anlamına gelen erdemlerin elden uçup gitmesi demektir. Bu itibarla kırpılmış, sonradan oluşturulmuş, görüntüsü ile oynanmış her türlü görsel ve yazılı içeriklere karşı duyarlı olmak, kalbi manevi olarak korumak anlamına gelir.

İslam, imanın evi olan kalbe değer vermiştir.

Müminlerin kalplerini, düşüncelerini yalan ve gerçek dışı söylentilerden arındırmalarını istemiş; gerçeğe ram olan, yalan ve iftiradan uzak duran, sağlam bilgiye değer veren bir toplum inşa etmeyi hedeflemiştir.

Toplumda huzurun ve kardeşliğin yayılması ve güç bulması için insanların birbirine karşı iyi zan beslemeleri ve kötü zandan uzak durmaları gerektiğini hatırlatmıştır. Mümin, insanlara hüsnüzan besleyen, ne yaptığının bilincinde olan insan demektir. O, bilmediği şeyin arkasına düşmeyen aksi takdirde kulak, göz, kalp, bunların hepsinin o şeyden sorumlu tutulacağı ferman-ı ilahiyi (İsrâ, 17/36) daima aklında tutan ve kendisine hayat düsturu edinen kişidir.

Mehmet Ekim.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]