* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Müslüman Ülkeler Neden Sorunlarını Çözemiyor 2  (Okunma sayısı 1140 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Müslüman Ülkeler Neden Sorunlarını Çözemiyor 2
« : Eylül 29, 2024, 07:30:21 ÖÖ »


Müslüman Ülkeler Neden Sorunlarını Çözemiyor  2

4 A- MÜSLÜMANLARIN KUR’ÂN’I ANLAMADAKİ KUSURLARI

*Kur’ân değişmemiştir, Hz. Resulullah’ın ilk defa tebliğ ettiği gibi, taptaze ve canlı olarak durmaktadır. Hatta ‘zaman ihtiyarladıkça (geçtikçe), Kur’ân gençleşmektedir’. İhtiyarlıyan, değişen Müslümanların İslâm’ı anlamaları ve Allah’a ve Resulüne itaâtlarıdır.                                           

*Müslümanlar, Kur’ân’daki Allah’ın ayetlerini ya tam olarak anlamamışlar, ya da anladıkları halde Allah’a samimiyyetle itaât etmemişlerdir. Şayet tam olarak anlayıp, Allah’ın hükümlerine ihlâslı olarak uysalardı, Her asır bir ‘ASR-I SAADET OLMALIYDI. Heyhat! Asr-ı Saadet değil de, ‘ASR-I ŞEKÂVET’ oldu. Tarih ve bu günkü ‘Alem-i İslâm’ın perişan hali buna şahittir.

*Allah, ‘bu Kur’ân mü’minlere şifa verir, zalimlerin de zararını artırır’ diyor(1). Evet Kur’ân, maddî-manevî hastalıklara, dertlere şifâ, çare sunar.                                                                                                                   

-Bu ne demektir?                                                                                       

-Şu demektir;                                                                                                         

-Allah, Kur’ân’da ‘Ey insanlar! çalışın. İnsana çalışmasından başkası yoktur’ diyor (2).

*Çalışmak, üretmek, katma değer sağlamaktır. Üretmek, yoksulluk, fakirlik hastalığının çaresi, şifâsı değil midir?                                                         

-Müslümanlar ne yapıyorlar?                                                                                 

-Müslümanlar çalışmak, ter dökmek, araştırmak -geliştirmek (AR-GE) yerine tembelliği, miskinliği, dilenmeyi tercih etmiyorlar mı? Bir de bu tembelliklerine ‘Tevekkül’ diyerek İslâm’a iftira atmıyorlar mı?

-Müslüman ülkeler şayet çalışıp, üretselerdi, ‘kafir’ dedikleri AB ülkelerine, ABD’ye, İMF vs el açarlar mıydı?

– Allah, ‘Yeyin,  için ama isrâf etmeyin’ diyor (3).                                                                                 

*Müslüman idareciler ve zenginler ‘itibardan tasarruf  olmaz’ diyerek isrâfın âlâsını yapıp, lüks ve debdebe içinde yaşamıyorlar mı? Ve Allah’ın haram kıldığı isrâfa ‘itibar’ demiyorlar mı?. Diğer taraftan da halkın çoğunluğu yoksullukla boğuşmuyor mu?                                           

–Allah, ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ diyerek, ilme ve ilim adamlarına yüksek bir paye veriyor ve Müslümanları ilim yapmaya davet ediyor (4).                                                                                                 

*Müslüman ‘sözde hoca’, okumamasından dolayı övünüyor, bir başkası da ‘biz cahillerin ferasetine güveniyoruz’ diyor. Bu kişiler firasetin, bir bilgi birikimi neticesinde oluştuğunu, bunun da ancak okumak, ilim sahibi olmakla elde edileceğini bilmezler mi? Cahillerde firasetin olduğu nerede görülmüştür?                                                                                               

-Misalleri uzatmaya gerek yoktur. Kur’ân’da bunlar gibi daha pek çok misaller vardır. O’nu anlamak için okuyanlar bunları görürler….

*Müslümanlar, Allah’a tam olarak biat etmediler. Hz. Resulullah’a da tam  olarak uymadılar. Şayet Hz. Peygamberi yegane rehber olarak takip etselerdi, evvela O’nun ahlâkıyla ahlâklanmaları gerekirdi. Ve Hz. Resulullah’ın tavsiyelerini yerine getirirlerdi.                                                     

-Hz.Peygamber, ‘İki günü müsavi (eşit) olan ziyandadır’ demektedir (5). Yani her bakımdan (maddî-manevî) bugün dünden, bir sonraki gün de bugünden daha verimli, daha üretken, daha gelişmiş, vs olunmazsa, zarar edilmiş olunur.                                                                                           

–Yine Hz. Peygamber ‘Alimin mürekkebinin (ilmi çalışmasının) şehidin kanınından daha kıymetli olduğunu’ beyan ediyor (6).

*Hz. Resulullah’ın bu ve buna benzer  tavsiyelerinden daha ileri olan, ilme, çalışmaya, terakkiye ve zamanı değerlendirmeye, vs yönelik, teşvik edici bir tavsiye olabilir mi? 

*Müslümanlar (Yönetenler ve ilim adamları) gerek Allah’ın Kur’ân’daki emrine, gerekse Hz. Resulullah’ın tavsiyelerine uydukları zamanlar ki, (bu Ortaçağda olmuştur.) cehalete ve bağnazlığa savaş açmış ve ilim ve teknolojide bir hayli mesafe katetmişlerdir. Halbuki Ortaçağda, Müslümanların dışındaki alemler (Yahudi, Hristiyan, Putperest vs) Skolastik cehaletin karanlığında vahşet içinde yaşıyorlardı. Putperest ve Hıristiyan barbarlar düşünen ilim adamlarını giyotinle kafalarını kesiyor (Antoine Lavoisier) ve ateşte yakıyorlardı (Giordano Bruno). Müslüman ilim adamları (Kindi, Razi, Farabi, Biruni, İbn Sina daha sonra  İbn Rüşd vs), yöneticilerin destekleriyle ilim yaparak, Ortaçağın karanlığını aydınlatmışlardır. Ama heyhat! Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethinden sonra, Aydınlanma çağı ile Hıristiyan ilim adamları,  düşünceye hayat hakkı tanımayan bağnaz skolastik kilise hegomanyasından bedel ödeyerek kurtuldular. Ve Rönesansı başlaratak, İslâm’ın altın çağını (Ortaçağ) ‘Batı da’ Yeni (Aydınlanma çağına) Çağa evirdiler.

-----------------------------------------------------------------------------------------------

(1): “Biz (Allah), Kur’ân’dan mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Bunlar ancak, zalimlerin zararını artırır’’ (İsra-82).

(2): Necm-39                                                                                       

(3): ‘’…Yeyin, için, ama isrâf etmeyin. Çünkü Allah, isrâf edenleri sevmez’’ (Â’raf-31).                                                                       

(4): ‘’…(Resulüm) Deki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak Akıl sahipleri (düşünenler) anlarlar’’ (Zümer-9).                                                     

(5): ‘İki günü eşit olan zarardadır’ (Acluni, Keşfü’l Hafa-2/276).                   

(6): ‘Kıyamet gününde alimlerin mürekkebi ile şehidlerin kanı tartılır.Alimlerin mürekkebi, şehidlerin kanından ağır gelir’ (Süyuti,Camiü’s sağir).

Prof. Dr. Yusuf Özertürk.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]