* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Müslümanın Merhamet Silahı  (Okunma sayısı 48 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2361
Müslümanın Merhamet Silahı
« : Dün, 08:54:15 ÖS »


Müslümanın Merhamet Silahı
 
“Sen onlara sırf Allah’ın lütfettiği merhamet sayesinde yumuşak davrandın.

Eğer kaba, katı kalpli olsaydın hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi.

Onları affet, onların bağışlanmalarını dile ve iş hakkında onlarla istişare et.

Karar verince de Allaha tevekkül ederek Ona güven.

Doğrusu Allah kendisine tevekkül edip güvenenleri sever.” (Âl-i İmran Suresi: 159)

Bu ayet-i kerime, İslam gibi evrensel bir mesajı getiren, alemlere rahmet olarak gönderilen ve yüce bir ahlak üzere bulunduğu bildirilen Hazreti Peygamberin büyüklüğünü, yüksek ahlakını ve yüreğinin katı olmadığını, aksine şefkat ve merhametle dolu olduğunu gösterir.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz, Allah Teala’nın, kendisine lütfettiği bu özellikleri sayesinde, arkadaşlarına, özellikle Uhud savaşında, kendi emrine muhalefet ederek, İslam ordusunun yenilmesine sebep olanlara ve Müslümanları imha edilme tehlikesiyle karşı karşıya getirmiş bulunanlara, merhametle muamele etmiştir. Eğer onlara karşı katı davransaydı ve onları sert bir şekilde cezalandırsaydı, çevresindekiler dağılıp giderlerdi.

İslam’ın eğitim metotlarından birisi de affetmektir. Yerine göre af, cezadan daha etkili olur. Bu sebeple Allah Teala, Müminlerin Uhud savaşındaki hatalarını affettiğini ilan etmiş, burada da hazreti Peygambere onları affetmesini ve Allah tarafından bağışlanmaları için dua etmesini emretmiştir.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin, Müslümanlara karşı bu şekilde merhametli davranması neticesinde birçok kimsenin iman ederek Müslüman olduğu bilinmektedir.

Hazreti Peygamber bir merhamet güneşidir.

Allah Teala, O’nu bütün alemlere rahmet ve merhamet Peygamberi olarak göndermiştir.

O, Rahmet Peygamberidir.

İşte Allah Resulünün merhametinin büyüklüğünü gösteren örneklerinden birisi şöyledir:

Uhud Savaşında mübarek dişleri kırılıp, dudakları yarılınca ve yüzü yaralanınca çevresindekiler, düşmanı olan Mekkeli müşriklere beddua etmesini istediler.

Hazreti Peygamber ise buna karşı şöyle buyurdu:

“Ben lanet edici ve bela okuyucu olarak gönderilmedim.

Ben davet edici ve rahmet olarak gönderildim. Ben rahmet Peygamberiyim.

Allah’ım! Kavmime hidayet ver, onlara doğru yolu göster.

Çünkü onlar bilmiyorlar.” (Müslim, Birr; 87)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Mekke’nin fethinde, kendisine hakaret ve eziyet eden, düşmanlık yapan, Müslümanlara zulmeden, işkence yapan ve onları öldüren, kendisini Mekke’den çıkaran müşriklere karşı şöyle diyordu:

“Ey Mekkeliler! Size nasıl bir muamele yapmamı bekliyorsunuz?”

Mekkeliler suçlarını gayet iyi biliyorlardı. Mahcup bir şekilde boyunlarını bükerek dediler ki:

“Sen hayırlı ve kerim bir kardeşsin. Senden hayır, iyilik ve güzellikten başka bir şey beklemiyoruz.”

Bunu üzerine Hazreti Peygamber Efendimiz, merhametinin büyüklüğünü göstererek şöyle buyurdu:

“Haydi. Bugün sizi kınamak yok. Sizi ayıplamak ve sizi utandırmak yok. Size ceza vermek yok. Yusuf’un kardeşlerine dediği gibi diyorum. Allah sizi affetsin. Şüphesiz O, merhametlilerin en merhametlisidir. Haydi gidin. Artık serbestsiniz. Hepinizi bağışladım.”

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz, elinde güç ve imkan varken onlara ceza vermedi ve genel af ilan edip onların gönüllerini kazanarak, kalplerini fethetti.

Tebliğin ilk yıllarıydı. Mekke müminlere zindan ediliyordu. Müslümanlara hayat hakkı tanımak istemiyorlardı. Hazreti Peygamber İslam’ı tebliğ etmek ve anlatmak için Taif’e gitti. Taifli’ler kutlu elçi olan misafirlerine karşı insanlık ve nezaket kurallarını çiğnediler. İman etmediler. Saygısızlık yaptılar. Alay ettiler. O’nu dinlemediler. Hakaret ettiler. Ama bütün bunlarla da yetinmediler. Ayak takımından olan çocukları ve gençleri yolun iki tarafına dizip Allah’ın Resulünü taşlattılar. Atılan taşlar O’nun mübarek vücuduna değip vücudundan kan akmaya sebep oldular. Nihayet bir bağ evine sığındı ve orada Allah’a çok hazin bir dua ediyordu. Kanlarını ve terlerini silerken o esnada Cebrail aleyhisselam geldi. Allah’ın selamını getirmişti. İstersen Mekke’nin ve Taif’in başına dağları geçireyim ve böylece onları helak edeyim deyince, sinesi kainatlar kadar geniş ve gönlü insanlık sevgisiyle dolu olan Hazreti Peygamber bütün bu acılara rağmen “Hayır ya Rabbi.” diyordu. Yüzyıl sonra dahi olsa, bu insanların içerisinden bir tane bile olsa bir insan iman edecekse, ben bunların helak olmalarını istemem diyordu.

“Allah’ım! Kavmime dosdoğru olan hidayet yolunu göster. Onlara hidayet ver.

Çünkü onlar bilmiyorlar.” diye dua ediyordu.

Allah Teala, ana hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurdu:

“Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım.

 Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.

Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.

Şüphesiz ki, O, çok bağışlayan, çok merhametli olandır”. (Zümer Suresi: 53)

Allah Teala, hata yapan, yanlış yapan, ayakları sürçen ve günah işleyen insanları dışlamadan, onlara “kulum” diye sahip çıkıyor.

Bu ayet-i kerime müjde ayeti ve ümit ayetidir.

Çünkü burada Allah’ın rahmet, merhamet ve muhabbetinin sonsuzluğu ifade edilmektedir.

O’nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır.

Her insan bu ilahi rahmetten istifade etmelidir.

Ancak şu hususa dikkat etmek gerekir ki; “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin” demek günah işlemeye devam edin demek değildir.

Bundan maksat; en günahkar insanların bile tövbelerinin kabul edileceğini bildirmek, dolayısıyla bir an evvel kötülüklerden ve günahlardan vazgeçip Allah’a dönmelerini teşvik etmektir.

Çünkü yeryüzünde işlenen hiçbir günah Allah’ın af, mağfiret, rahmet ve merhametinden daha büyük değildir.

Dolayısıyla biz Müslümanlar, günahkara değil, günaha yani günah işleyen insanlara değil, onlardan sadır olan şirk, küfür, nifak ve büyük günahlara düşmanlık edip buğz ederiz.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kimya'yı Saadet - İmam Gazeli -Sohbetler - Özel Seri - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:05:14 ÖS]


Agah Albümleri - 320 kbps - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:17 ÖS]


Söz Ahlâkı Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:22:34 ÖS]


Din İhtiyaçtır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:12:43 ÖS]


Tehlikeler Karşısında Neslin Korunması Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:09:50 ÖS]


Hayata Bereket Katmak Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:06:32 ÖS]


Söylem Eylem Uyumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:02:39 ÖS]


Müslümanın Merhamet Silahı Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:54:15 ÖS]


Namazla Yeniden, Namazla Yenilen Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:11:13 ÖÖ]


Ya Üç Aylar Hiç Olmasaydı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:05:20 ÖÖ]


Sevginin Yerine Konan Değerler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:12 ÖÖ]


Hayata Dair- Bir Sonsuzluk Yolculuğu Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:45:53 ÖÖ]


Mi’rac Hadisesi - Ahireti Nebevî Temaşa 9 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:22 ÖÖ]


Berât Gecesinde Neler Yapmalı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:26:13 ÖÖ]


Evlilik gemisi kaptanları neleri bilmeli Gönderen: melek
[Şubat 10, 2025, 10:07:26 ÖS]


Kışın Hastalıktan Korunmak İçin Bunlara Dikkat Edin Gönderen: melek
[Şubat 10, 2025, 10:02:36 ÖS]


Çocuğunuza Arkadaş Olabiliyor musunuz Gönderen: melek
[Şubat 10, 2025, 09:58:59 ÖS]


Eşinize Ayna Olun Duvar Değil Gönderen: melek
[Şubat 10, 2025, 09:55:55 ÖS]


Din Ahlak İlişkisi ve Luzumu Gönderen: melek
[Şubat 10, 2025, 09:52:42 ÖS]


Cimri ve Cimriliğin Akıbeti Gönderen: melek
[Şubat 10, 2025, 09:50:12 ÖS]