Gönderen Konu: Noel’den Bize Ne (Okunma sayısı 49 defa)

fanidunya NET · « : Ocak 02, 2025, 07:36:08 ÖÖ »

Noel’den Bize Ne

İKİ YÜZ yıldır yöneldiğimiz AVRUPA Yolu, Fatiha’da Rabbimizden istediğimiz “dosdoğru yol” mudur? Yoksa, gazaba uğrayan (Yahudi)lerin ve sapkın (Hıristiyan)ların yolları mıdır?

İki yüz yıldır yönelip, yürümeye çalıştığımız BAT(I)L yolda, zillette, şaşkın, debelenip, duruyoruz. Medeniyetimize/kimliğimize, kişiliğimize, kendimize, fıtratımıza/özümüze YABANCILAŞTIK: -Hz. Ömer’in (r.a.) Hicri takviminden, Papaz Gregoryan’ın miladi takvimine geçtik. -Cumadan, c.tesi ve pazara geçtik. -Alfabemizden, Latin alfabesine geçtik. -İslam hukukundan, Batı hukukuna geçtik. -Okumalarımızı, yazmalarımızı sağdan, sola çevirdik. -Özetle; hayat tarzımızı değiştirdik. Ne kendimiz kaldık ne de Batılı olabildik. İki kimlikli/aidiyetli/kişilikli, ihtilaflarla iki ayrı medeniyete aidiyet fikirleriyle kamplaştık. Bu yolda, nelerimizi yitirip neleri kazandık? Muhasebesine ihtiyacımız yok mu?

“Kendimizi/ahlakımızı/yönümüzü/yolumuzu doğrultmadıkça kurtuluş yoktur. (Enfal/53, Rad/11)

Fert, toplum ve devlet olarak ya Rahman’ın (c.c.) veya şeytanın/nefsimizin/Batı’nın rızasını tercih arasında özgür ve sorumluyuz. İki yol, iki rıza, iki seçenek arasında sınavdayız...

Yahudi ve Hıristiyanlara uymak, itaat etmek, yönetici edinmek, onların yollarını/düzenlerini, hayat tarzlarını beğenmek... Haram kılındığı halde, bunda ısrar etmek, onların yolunda izzet, adalet, dostluk, güvenlik ve saadet aramak akıl işi midir? (Bakara/120;/Al-i İmran/100, 118, 119, 120, 149)

“O HALDE (Kur’an’ı bırakıp da) NEREYE GİDİYOR(SUN)UZ?” (Tekvir/26)

“Gerçekten bu Kur’an, insanlara en doğru/adil olan yolu gösterir...” (İsra/9)

Batı yolunda; kimliğimizi, kişiliğimizi, tevhid ve tarih bilincimizi, izzetimizi yitirdik...

BATI’nın; hem de “hak”/“ibadet”(?) olarak, kan ve ateşle çizdiği “Gazze/vahşet” tablosu, makyajlı/boyalı Batı uygarlığının gerçek fotoğrafı/yüzüdür... Batılılaşmaya, yine de “devam” mı?

İSLAM; dinlerin ilahi/hak olanı, yolların doğru olanı, düzenlerin adil, ekmel, evrensel, özgün olanı, hayat tarzlarının güzel ve huzurlu olanıdır...

“Allah’ tan başka (sığınacak, bağlanacak) veliler edilenlerin durumu, tıpkı kendisine (ağdan) bir ev edinen örümceğe benzer. Hâlbuki evlerin en zayıfı, örümcek ağıdır; keşke bilselerdi!” (Ankebut/41)

İSLAM; İlahi, hak, doğru, adil, evrensel, özgün olan tek din, düzen, yol ve en güzel hayat tarzıdır; diğerleri batıl/yasak ve yanlıştır. Bu nedenle; Yahudi ve Hristiyanların yolları, velayetleri, hayat tarzları, taklitleri, onlara BENZEMEK de haram kılınmıştır. Taklit, benzeme çabaları zillet ve şahsiyetsizliktir. Onların hayatı, modern/cahiliye hayatıdır; aranan mutluluk da, ancak Hz. Peygamber’in (s.a.s) önderlik ve rehberliğinde yaşanan İslami hayattadır.

En güzel hayat tarzı olan İSLAM’ın; doğru ve bütün değil de, yanlış ve eksik algılanması/doğru tebliğ ve temsil sorunu nedeniyle Müslümanlar arasında bile, iki zıt görüş ortaya çıktı: İslam; çözümdür/devadır; sorundur/derttir. Öyle bir ayırım ki, cevabı, sadece dünya hayatımızı değil, ahiret hayatımızı da ilgilendiriyor...

* İlahi/semavi dinler” ifadesi yanlıştır; Yahudilik ve Hıristiyanlık dinleri, tevhidin, Tevrat ve İncil’in tahrifinden/bozulmasından üretilmiş, ilahi özelliğini kaybetmiştir.

* Allah (c.c.) katında hak/doğru, ekmel din, ancak/sadece İslam’dır. (Al-i İmran/19, 82; Maide/3)

AKIL nimet ve emanetini kendi yararımıza, insanların yararına/insanlara hizmette kullanmamız gerekir.” Her nimetin şükrü kendi cinsinden olmalı.

* KUR’AN-I KERİM/VAHİY/NAKİL VE AKIL İki büyük paha biçilemez değerde emanet/nimettir.

* Vahyin muhatabı akıldır. Sorumluluğumuz aklımızladır; aklı olmayanın sorumluluğu da yoktur.

* Akıl, vahye uyumlu/doğru tercih yaptığında, kendisi ve insanlar için yararlı olduğunda, sınavı kazanacak, aksi takdirde şeytana ve nefse uyduğunda ise kaybedecektir. “Akıl, vahye elçidir.” (Ahmed er Rüfai Hz. k.s.)

* Kur’an ve akıl emanetlerini korumak sorumluluğumuz ve sözümüz var. (Ahzab/72, Zariyat/56, Araf/172, Maide/7)

AKIL; en büyük nimet ve emanetlerden. Aklı olmayanın sorumluluğu da yok. Diğer nimet/emanet ve değerler, ancak akıl ile korunur.

Akıl, vahyin elçisi gibidir. Selim akıl, vahiyle uyumludur; onunla çelişmez. Din, aklın korunması için tedbirler/hükümler koymuştur.

AKIL nimeti diğer nimetleri, değerleri, emanetleri de koruyan büyük bir nimettir. Bu nedenle aklın korunması, geliştirilmesi şarttır. Akla zarar veren şeyler haram kılınmıştır. Alkol, uyuşturucular, sihir/büyü… akla zarar verdiği gibi, zehirli fikirler ahiretimizle ilgili olduğu için daha çok zarar verir. Firavun, zamanında, halkının aklını bozarak, halkını bölerek zulmünü sürdürebilmişti.

Akıllar zayıflar, bozulursa, yöneticiler halkı kolay tahakkümle yönetir; zalim yönetime mutlak itaat ise toplumun çöküşüne sebep olabilir.

· "Her nimetin şükrü, kendi cinsinden olur." Akıl niyetinin şükrü, iyiye, vahye uygun kullanılması, nefse ve şeytana uyarak kötüye kullanılmamasıdır.

Resullulah (s.a.v.); hem vahye mazhar, hem en güzel ahlak örneği hem de kâmil akıl olarak, Allah Teala'nın yeryüzündeki halifesidir; "vahyin", ahlakın" ve "aklın" mücessem/ cisimleşmişi/ aynası/ görüntüsüdür; vahyi, aklı ve ahlakı temsil eder (s.a.v.).

"* Akıllı olan; hayat muhasebesini yapan/vahye uyarak ahiret hazırlığını yapandır." (s.a.v.)

* Akıl öyle bir emanet ve nimet ki, diğer nimetler/emanetler, onunla korunur. Akıl bozulunca, ölçüler, denge, adalet de bozulur.

* Yaşadığımız sorunlar, bir anlamda aklın bozulmasından. Aklın bozulması, insanın azgınlaşmasına da sebep olabiliyor. (zulüm)

* "Dikkat edin! Vücutta bir et parçası/kalb vardır; o düzgün/sağlıklı olursa bütün vücut/organlar sağlıklı/düzgün olur; değilse bütün organlar bozuk olur." (s.a.v)

* "Akıl; kalpteki bir nurdur ki, onunla iyi-kötü, doğru-yanlış fark edilir." Anlama, sevgi, nefret, iman vb. mahallidir.

* Yapay zekâ, aklımızı nasıl etkiliyor? Koruyor mu, zayıflatıp, bozuyor, değerini azaltıyor mu?

*Akla destek mi, köstek mi, rakip mi?

"Akıllara ne oldu da, ibret almaksızın faydasız şeylerle oyalanıyorlar? Akıl, insanlara gönderilen elçi olarak, Allah Teala'ya, ayetlerini idrake araçtır. Akıl; çekilen elem, sıkıntı, dünya tutkunluğu, ümitsizlik ve endişelerle zayıflar..." (Ahmed er Rüfai Hz. k.s.)

Faydasız şeylerle meşgale akılsızlık ise haram/zararlı şeylerle meşgale nedir?

Ve Allahu Teala, yeryüzünü yeniden BATI’dan doğacak İslâm güneşiyle/vahiyle aydınlatmaya kadir ve muktedirdir.

Müjde var: Kıyamet öncesinde Kudüs/Mescid-i Aksa yeniden tevhidle özgürleşecek ve yeryüzü İslâm’ın nuruyla, adaletiyle yeniden aydınlanacak...

Bahaddin Elçi.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Noel’den Bize Ne (Okunma sayısı 49 defa)

fanidunya NET

Noel’den Bize Ne

BENZER KONULAR