Gönderen Konu: Allah İçin İnfak ve Cömertlik (Okunma sayısı 693 defa)

türkiyem · « : Aralık 16, 2024, 08:58:15 ÖÖ »

Allah İçin İnfak ve Cömertlik

"Cömert kişi, Allah’a (c.c.) yakındır, insanlara yakındır ve cennete yakındır, ateşten uzaktır. Cimri kişi ise, Allah’a (c.c.) uzaktır, insanlara uzaktır, cennete uzaktır ve ateşe yakındır. " (Tirmizî, Birr 40)

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, zengin-fakir her mü’mini infaka teşvik eder; “Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korununuz, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” buyururdu. (Buhârî, Edeb, 34)

İnfak, gerçekte Allah’ın olan malı, yine Allah (c.c.) yolunda ve Allah rızası için vermektir. İnfak için gerekli olan yegâne gönül sermayesi ise cömertliktir. Kur’ân-ı Kerîm’de 200’den fazla yerde infak emredilmektedir.

Konu ile ilgili Bakara suresi 261. Ayette şöyle buyrulur: “Mallarını Allah yolunda harcayanların hâli, yedi başak bitiren ve her başağında yüz dane bulunan bir tek tohumun hâli gibidir. Allah kime dilerse, ona kat- kat verir. Allah, ihsanı bol olan, hakkıyla bilendir.”

Âl-i İmran suresi 92. Ayette ise: “Siz sevdiğiniz şeylerden infak edinceye, (Allah yolunda) harcayıncaya kadar asla birr’e, (iyiliğe) ermiş olamazsınız. Her ne infak ederseniz şüphesiz Allah onu bilendir.” Buyrulur.

Bu ayetle birlikte sahabe, infak hususunda birbirleriyle yarışmışlardır. Hz. Câbir (r.a.): “Ben muhacir ve ensardan mal sahibi olup da infakta bulunmayan hiç kimseyi hatırlamıyorum” der. Ensardan Hz. Talha (r.a.) Mescid-i Nebi’nin karşısında bulunan, Beyraha denen çok kıymetli bahçesini infak etmiştir. Hz. Ömer ise, malının en iyisi olan Hayber hurmalığını vakfetmiştir.

Mü’min, veznedardır, bir emanetçidir. Asıl veren, asıl sahip olan Allah’tır. Mü’minler; Karun gibi toplayıcı değil; Harun gibi dağıtıcıdırlar. Dağıtmak için kazanırlar. Verirken tükeneceğinden korkmazlar. Çünkü veren de, “ver” diyen de Allah’tır. Hüdaî’nin“Veren sensin, alan sensin, nemiz var ki senden başka” sözü konuyu can evinden yakalıyor. Mü’min, İblis gibi fakirlikten korkutup cimriliği emretmez. İdris gibi cömertliği emreder. Şu ayetler ışığında mü’minler verilmesi gereken yerde verir, fırsatı kaçırarak pişman olanlardan olmaz:

“Siz Allah için bir şey verdiğinizde Allah onun daha iyisini verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe’, 39)

“Sizden birine ölüm gelip ‘Ya Rabbi, keşke yakın bir zamana kadar ecelimi geciktirsen de sadaka versem’ demeden önce size verdiğimiz rızıktan veriniz.” (Münâfıkun, 10)

"Kim, Allah'ın huzuruna iyilikle gelirse, ona getirdiğinin on katı vardır." (En‘âm, 160)

Verilen zekât ve sadakalar, geriye kalan malı temizler. Ayrıca veren için belâlara karşı mânevî bir zırh olur. Nitekim Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

“Sadaka vermekte acele edin. Çünkü belâ, sadakanın önüne geçemez.” (Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, III, 110)

“İnfâk et, sayıp durma, Allah da sana karşı nîmetini sayıp esirger. Paranı çömlekte saklama, Allah da senden saklar.” (Buhârî, Zekât, 21) buyurur.

Hazret-i Mevlânâ ne güzel ifade eder:

“Kıldığın namaz, sana çobanlık eder; seni kötülüklerden, kurtlardan kurtarır! Verdiğin zekât, kesene bekçilik yapar, onu korur! Altın; zekât vermekle hiç eksilmez; aksine fazlalaşır, artar! İnfak edilmeyen mal ise dura dura bozulan, kokuşup kirlenen suya benzer. Ekin eken, önce ambarı boşaltır, ama sonra hâsılatı pek çok olur. Tohumu ambarda tutan ise, sonunda onu farelere yem eder.”

Yine Mevlânâ, dünyada mal biriktiren, malı ile övünenleri rüyasında hazine bulan kişiye benzetir. Rüya gören uyanınca, mal biriktiren de ölünce her şeyini kaybeder.

Şeyh Sâdî ne güzel söyler: “Para yığmakla yükseleceğini sanma. Duran su fena kokar. Bağışlamaya çalış. Akan suya gök yardım eder. Yağmur yağdırır, sel gönderir, onu kurutmaz.”

Cimrilik, Yahudilerin, kapitalistlerin ve dünyevîleşenlerin özelliğidir. Cimri, paranın egemenliğine boyun eğdiğinden paranın mahkûmudur. O yüzden cimri, devamlı psikolojik bunalım içindedir, doyumsuzdur, sevgisizdir.

Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:

“Cimrilikten sakınınız. Çünkü cimrilik, sizden önceki milletleri helâk etmiştir. Her sabah gökten iki melek iner. Birisi: İlahî! İnfak edene karşılığını ver; Diğeri: Allah’ım! Cimrilik edene de telef ver (malını yok et), diye dua ederler.”(Riyâzü’s-Sâlihîn, 1/ 253)

Hak dostlarının hâli şöyle hülâsa edilir: “Üç şey vardır ki, bunlar bir velî kulda arttıkça, güzel hâlleri de artar:

1- Makamı yükseldikçe, tevazusu artar.

2- Ömrü uzadıkça, hizmeti artar.

3- Malı çoğaldıkça, cömertliği artar.”

Nebî sallallahu aleyhi ve sellemşöyle buyurdu:

"Ancak iki kişiye gıpta edilir: Allah'ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran kimse. Yine Allah'ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse."(Buhârî, İlim 15)

"Cömert kişi, Allah’a yakındır, insanlara yakındır ve cennete yakındır, ateşten uzaktır. Cimri kişi ise, Allah (c.c.) a uzaktır, insanlara uzaktır, cennete uzaktır ve ateşe yakındır. Cömert olan bir bilgisiz, Allah (c.c.) indinde cimri bir âbidden daha hayırlıdır." (Tirmizî, Birr 40)

"Kul malım... Malım… der durur. Şüphesiz ki malından ona çok şey vardır:

1. Yiyerek tükettiği,

2. Giyerek eskittiği,

3. Allah (c.c.) yolunda harcayarak ahiret için biriktirdiği.

Geri kalanı terk edip insanlara miras olarak bırakacaktır."(Müslim)

İnsanın başkasına terk edeceği mal için Rabbini razı etmemesi gerçekten hayret vericidir. Müslüman, malını dünya ve âhireti için sermaye yapamıyorsa hüsran, zarar ve ziyan onun içindir.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellembir gün ashabına:

"Sizden kime başkasının malı, kendi malından daha sevimlidir?”diye sordu. Ashab:

“Ey Allah'ın Rasulü! Hepimiz kendi malını daha çok sever.”dediler. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:

"Allah (c.c.) yolunda verdiğiniz mal kendinizin, geride bıraktığınız mal da varislerinizin malıdır.”buyurdu ( Buhâri).

Tuğrul Bey “Kendim için bir saray yaptırırken, Allah için bir cami yaptırmamaktan hayâ ederim” demektedir. Dünyaya geldiğimiz gibi malsız, parasız ve pulsuz, sadece kefenimizle göç edeceğiz. İnfak eden akıllı mü’min, yarın gideceği yere yatırım yapmakta ve içinde ebedî yaşayacağı cennetteki köşkünü hazırlamaktadır. Allah için verdiğimiz her şey katlanarak ahirette bizi bekliyor. Ayrıca, kimin mülkünde, kimin verdiği rızıkla yaşıyoruz ve neticede kimin malını kimden esirgiyoruz? Şüphesiz ki malın-mülkün gerçek sahibi Allah’tır.

Şunu da iyi bilelim ki: Cemaatsiz, istişaresiz, itaatsiz ve infaksız cennete zor girilir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Allah İçin İnfak ve Cömertlik (Okunma sayısı 693 defa)

türkiyem

Allah İçin İnfak ve Cömertlik

BENZER KONULAR