* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Sabır 1  (Okunma sayısı 33 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2348
Sabır 1
« : Bugün, 08:19:35 ÖÖ »


Sabır  1

"Şüphesiz Allah Teâlâ Sabredenlerle Beraberdir" (Bakara, 153)

Sabır; genel anlamıyla kişinin kendini tutması ve kontrol etmesi diye tanımlanabilirse de dilimizdeki geniş anlamlı kelimelerden biridir. Kur’an-ı Kerimdeki; "Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir" (Bakara, 153) ayeti gibi ayetler sabretmenin ne kadar yüce bir makam ve Allah’ın rızasını kazandıracak bir davranış olduğunu bize gösterir.

Dini dünyaya, emirleri hayata bağlayan bir kavram olarak ele alındığında sabır; asla peygamberimizin “Ya Rabbi! Acizlikten ve tembellikten sana sığınırım.” dediği bir korkaklık ve acziyet değildir.

Sabır; Azimdir, iradedir, plandır, programdır, tevekküldür, inandığı değerler için kendini tutmak, katlanmak ve tahammüldür. Sabır, acıya katlanmak, onu geçirmek için dayanmak ve karşı koymaktır. 

“Allah sabredenlerle beraberdir.” Ayeti bize sabrın hak ve hakikat uğruna olması gerektiğinin açık delilidir. Küfürde, isyanda, haksızlık ve haramlarda ısrar sabır değil inat ve fesattır.

Yıllardır görüşmeyen iki eski dostun biri diğerini ziyaret eder ve derki; “Ahmet kardeşim ne kadar şanslısın. Çeşme hemen evinin yanında, cami de iki adım ileride. Senden bahtiyarı yoktur” der. Ahmet Efendi de “Sabrıma ne dersin, daha içine hiç girmedim.” der.

Bakara Suresi 155. ayette, "Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz; sabredenleri müjdele" buyurularak sabrın hayırlı bir karşılık için tahammül olduğu vurgulanır. Allah’ın sevgisi ve rızası için kendinden ve sevdiklerinden vazgeçebilmek konusunda nefsini terbiye etmektir sabır.

Bizim için mutlaka hayırlı olduğuna inandığımız sabır, Yüce Rabbimizin övdüğü peygamberlerin ortak sıfatı olan sabırdır. En güzel örneğini de Yusuf Peygambere tuzak kuran kardeşlerinin yaptıkları karşısında çaresiz kalan Yakup peygamberin gözlerini kaybetmesi pahasına Allaha isyan etmeden evlatlarını kırıp dökmeden imtihanına rıza gösterip evlat acısı yangınını içine hapsetmesinde görüyoruz. Oğlunun kanlı gömleğini görünce; “…Anlattıklarınıza karşı, ancak Allahtan yardım istemek gerekir. Artık bana düşen güzel bir sabırdır.” der. Bu sabrı peygamberimiz tanımlarken: “Sabr-ı cemil şikâyet edilmeyen sabırdır." buyurur.

Sabır, bizim güç kaynağımız ve imanımızın koruyucusudur. Firavunun eziyetleri karşısında müminler; "Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır ve bizi Müslüman olarak öldür." (Araf, 126) diye dua ettiler.

Sabra alıştırılmamış nefislerimize çoğu zaman fena arzular hoş gelirken, iyilik ve faziletler zor gelir. İşe gitmek istemeyen işçiler, tembellik yapmak isteyen öğrenciler, parasını eğlence ve zevkleri için harcarken ne zaman ne kadar harcadığını hatırlamazken bir yoksula verdiği yardımı unutamayanlar gibi.

Mü’min kişi, kendisine zor gelse bile, iyi olanı, faydalı olanı seçmeli, sabır ve tahammülle onu yerine getirmeye çalışmalıdır. İnsanlar hayatları boyunca, bolluk veya yokluk içinde kalabilir, sağlıklı iken hastalanabilir, sel, deprem, yangın gibi felâketlerle karşılaşabilir; bütün bu durumlarda insanın en büyük dayanağı sabırdır. Aksine davranış, insanı Allah Teâlâ'ya isyana ve nankörlüğe sürükler. 

Oruç bir ibadetin dışında din ve dünya işlerinin daha nizami yapılabilmesi için bir eğitimdir. Tiryakilikleri tedavi eden ve zafere götüren yoldur. Hz.Meryem İsa a.s ‘ı doğurup Kudüs’ü Şerife gelince etrafını çevirdiler, olmadık hakaret, iftira ve tehditler ettiler. Peygamber annesi o yüce kadın; “Bugün hiçbir insanla konuşmayacağım de” diye öğütlendi. Bu durum tabii ki ona has özel bir durumdu. Biz, Muhammet s.a.v’in ümmeti olarak elbette gün boyu susmayacağız. Ama Efendimizin; “Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da susun.” buyruğuna uyacağız. Hayırlı şeyler dışında gözümüzü, kulağımızı, dilimizi, elimizi… tutabilsek, organ ve azalarımıza oruç tuttursak bu durum beynimizin ve kalbimizin temizlenmesine hak yolda sabır ve tahammülümüzün artmasına ne kadarda katkı sağlardı.

Elden bir şeyler geldiği zamanlarda tembellik ve korkaklık göstererek canı ve malı pahasına da olsa vaziyetin gereklerini yapmamak feryadı figan etmek sabır olmadığı gibi kişinin dinine ve dünyasına faydalı da değildir. Aynı şekilde elden bir şeyler gelmediği zamanlarda sabırsızlık göstermenin insana bir faydası yoktur. Bu durumda yapılanlar lüzumsuz bir hareket ve boşuna bir telaştır. İşte burada yapılması gereken sabr-ı cemil, şikâyet edilmeyen sabırdır.

İbadetlerin nefsimize ağır gelen yönleri de sabırla hafifler. İlahi Ahlak kuralları sabırla davranış haline gelir, huy olur. Peygamber Efendimiz; "Sabırdan daha hayırlı ve geniş bir nimet hiç bir kimseye verilmemiştir"(Tirmizi) buyurur.

 Bakara 214. ayeti kerimesini açıklarken Elmalılı Rh. “Şimdi bu hidayet gelmekle ey Muhammed ümmeti! Siz, sizden önce geçen ümmetlerin durumu sizin başınıza hiç gelmeden, meşakkatler, sıkıntılar, çekmeden, bütün ilâhî hükümleri amelî ibadetler ile tatbik etmeden,  barış yurdu olan cennete girivereceğinizi mi zannettiniz? O geçmiş ümmetlerin başına nice sıkıntılar ve çaresizlikler geldi de, sarsıldılar, o kadar sarsıldılar ki, hatta başlarında bulunan peygamber ve onunla beraber iman edenler "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek dereceye vardılar. Ancak iyi biliniz ki, Allah'ın yardımı mutlaka yakındır. Siz bu iman ve hidayetten ayrılmadıkça, yakında o yardımı görecek, muradınıza ereceksiniz.

Sabırsız kişiler her zaman darlık içindedirler. Dayanıksızlardır, her şeyi isterler, her şeyden rahatsız olurlar. Bolluk zamanında ellerindekinin kıymetini bilmezler, gözleri daima başkasındadır. Az bir yokluk görünce tahammül edemezler, hemen mahvolurlar. Hâlbuki dünyada değişmeyen hiçbir şey yoktur. Her şeyin mirasçısı vardır.

Mü’minler bir darlığa düştüklerinde kalplerini Allah'a bağlarlar. Allah'ın izniyle bunun da geçeceğine iman ederler. Gerekirse bu uğurda Ashabı Uhdut gibi, sahabei kiram gibi, diğer ümmetler gibi can feda eder, Hz. İsmail a.s. gibi Allahın emrine sabırla boyun eğerler.

"İnsanların içinden kimi vardır ki, Allah'ın rızasına ermek için kendini feda eder." (Bakara, 207)

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Mehmet Elarabacı - Ümmete Çağrı - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 12:18:37 ÖS]


İnsanların Hayırlısı Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:42:16 ÖÖ]


Toplumun İnşa ve İhyasında Ferdi ve Ailevi Sorumluluklarımız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:29:29 ÖÖ]


Adak ve Şartları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:24:06 ÖÖ]


Sabır 1 Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:19:35 ÖÖ]


Zühd Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:13:21 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:10:07 ÖÖ]


Kurtuluşa Erenler Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:03:22 ÖÖ]


Müminliğimizi Yaşayarak Gösterelim Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:49 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 20 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:46:42 ÖÖ]


Davetçi Müslüman Hanım Şahsiyetlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:38:26 ÖÖ]


Endişelerini Yavaşlat Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:31:11 ÖÖ]


Önce Düzgün Bir İtikad Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:12 ÖÖ]


Amellerin Ruhu İhlastır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:49 ÖÖ]


Herşeyin Bir Zamanı Var Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:21:38 ÖÖ]


Sırat-ı Müstakimden Ayrılmayalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:13:33 ÖÖ]


Kalbi Muhafaza Etmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:01:43 ÖÖ]


Dosdoğru Cennete Götüren Yol Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:51:03 ÖÖ]


Kur’an Ahlakı Kalbe Şifadır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:39:45 ÖÖ]


Abdulbaki Kömür - Yollar Bir Olsun - Ezgiler - 2025 - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Ocak 10, 2025, 09:52:43 ÖS]