* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İstanbul’un Fethiyle İlgili Hadisler  (Okunma sayısı 773 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İstanbul’un Fethiyle İlgili Hadisler
« : Mayıs 30, 2020, 06:22:56 ÖÖ »
İstanbul’un Fethiyle İlgili Hadisler

İstanbul’un fethiyle ilgili hadis, bir tane değildir.

Çeşitli vesilelerle Sevgili Peygamberimizin söylediği fetih hadisi ayrı ayrı sahabe tarafından bize rivayet edilmiştir.

1200 yıl hiç şüphe duyulmayan bu hadislerden yalnız, “Onu fetheden komutan ne güzel komutandır, onu fetheden asker ne güzel askerdir” bölümünü hazmedemeyen bazı Arap milliyetçileri, allem edip kallem edip hadis üzerinde şüphe uyandırmaya çalışmışlar hatta bu çalışmalarının arkasından ne kadar abuk subuk şeyler yazdıklarının da farkına varamamışlar. Onları nakletmeyeceğim.

İstanbul’un fethini müjdeleyen, bütün kralları, şahları, padişahları, cumhurbaşkanlarını toplasanız saçının bir teline denk gelmeyecek, âlemlere rahmet, Hazreti Muhammed sallahü aleyhi ve sellemdir.

Sevgili Peygamberimizin bu müjdesini duyan arkadaşlarının her biri, her hayırlı işin içinde oldukları gibi bu güzel askerler içine de girmeyi arzu etmişler ve Eyüp semtine adını veren Eba Eyyüb el-Ensari ve arkadaşları İstanbul önlerine kadar gelmişler ve Eba Eyyub şehit olmuş. (Allah hepsinden razı olsun.)

Hicri 857, miladi 1453 yılına kadar, ellinin üzerinde devlet başkanı, bu şerefe nail olmak, İstanbul’u fethetmek için sefer düzenlemiş.

Siz, bütün insanlara ve âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberin ümmetisiniz.

Peygamberimiz Medine’deki ashabına doğunun ve batının hazinelerine işaret verirken İstanbul ile Roma’ya özel işaret koymuş ve ashabının gönül ufkunu dünyaya açmıştır.

Fethedilmiş bu şehrin, insanının, hukukunun, adaletinin, eşyasının, tabiatın, siyasetin, ticaretin, edebin, edebiyatın insanı kuşatan her şeyinin İslam’ın temizlik kurallarına kavuşması için çalışmamız gerekir.

Ve yine bir gün Sevgili Peygamberimiz, arkadaşlarına konuşurken: “Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Fars/İran  ve Roma fetholunacaktır” buyurmuş. (Delailü’n Nübüvve ve Marifeti Ahvali’s Sahabe, 7/119, Hadis No: 2605).

Fatih, İstanbul’u fethederek dünyada hiçbir kimsenin ulaşamayacağı, cumhurbaşkanı, ordinaryüs, mareşal rütbeleriyle kıyaslanamayacak “güzel komutan” unvanını aldıktan sonra, Roma’ya sefer sırasında vefat ettiğini tarihçilerimiz söylüyor.

Fars/İran İmparatorluğu, Hazreti Ömer zamanında Sa’d bin Ebi Vakkas (R.A.) komutasında fethedilmiş.

Konstantıniyye ise Fatih Sultan Muhammet Han tarafından fethedilmiş.

“Konstantıniyye muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır, onu fetheden asker ne güzel askerdir” (Ahmet, Müsned, Bişr el Has’ami hadisi, Hâkim, Müstedrek, K. Fiten ve’l-Melahım, Taberani, Mu’cem Kebir, Muaz bin Müsenna hadisi, Beğavi, Mu’ecm es-Sahabe, Bişr el Hasami hadisi).

Hadisin benzerini Buhari’nin Sahihi’nde Cabir bin Abdullah’tan rivayet ettiği hadiste Sevgili Peygamberimiz:

(Rum diyarının kralı) Kayser, helak olduktan sonra bir daha Kayser olmayacaktır. (Fars kralı) Kisra helak olduktan sonra bir daha Kisra olmayacaktır. Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Kisra ve Kayser’in hazineleri İslam yolunda harcanacaktır” (Buhari, Sahih Kitab’ül Eyman, bab 3 hadis  8  hadisini rivayet etmesi,

İslam tarihi kitaplarının hepsinde, İstanbul’un fethinden önce o fethin olacağının anlatılması,

“Konstantıniyye’yi fethederler, zeytin dallarına kılıçlarını asarlar ve Konstantıniyye’nin ganimetlerini taksim ederler” hadisi de İstanbul’un fethinin olacağına dair çok sağlam hadislerden biridir. (Müslim, Sahih, K. Fiten, bab 9 Fethu Konstantıniyye).

Bu hadis-i şerifi, Fatih Sultan Mehmet, etraftaki Müslüman devlet başkanlarına müjdelemek için yazdığı “Fetihname”sinde yazarak müjdenin gerçekleştiğini haber vermiş.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ynt: İstanbul’un Fethiyle İlgili Hadisler 1
« Yanıtla #1 : Mayıs 30, 2020, 06:28:14 ÖÖ »
İstanbul’un Fethiyle İlgili Hadisler  1

29 Mayıs 1453 yılında, Sevgili Peygamberimizin müjdesi gerçekleşmiş ve İstanbul fethedilmiş.

Doğuda Uzun Hasan tehlikesi ortadan kaldırılmış.

Batıda en etkin olan Venedikliler sindirilmiş ve barış anlaşması yapılmış.

Mısır’daki Memlük sultanına gönderilen “Fetihname” ve hediyelerle gönlü alınmış.

Anadolu’daki beyliklerin tamamı İstanbul’a bağlanmış.

İşte böyle bir ortamda Fatih, önce Mesih Paşa’yı Akdeniz’de en etkin olan Rodos şövalyelerini bertaraf etmek üzere göndermiş.

1479 yılında Gedik Ahmet Paşa’yı göndererek İtalya’nın kilidi durumundaki Otranto’nun fethini 1480 Ağustos’unda gerçekleştirdikten sonra Roma’daki Papa, işin nereye varacağını anlayınca kaçacak yer aramaya başladığı bir anda Fatih, 1481 Nisan’ında askerleriyle beraber Gebze’deki Hünkâr Çayırı’nda sefer çadırını kurmuş ama eceli gelmiş ve Rabbine dönmüş. (Allah rahmet eylesin.)

Roma batıda, neden Edirne’de çadır kurmamış sorusuna verilen çok cevap var ama en akla yakını “düşmanı şaşırtmak”.

Akdeniz’e inip oradan gemilerle hareketle Otranto fatihi Gedik Ahmet Paşa’yla buluşmak.

Ashab-ı kiramın ileri gelenlerinden ve dört Abdullah’tan biri olan Abdullah bin Amr’a (r.a.) soruldu,

“Konstantıniyye ve Roma, bu iki şehirden hangisi önce fetholunacak?” denildi.

Abdullah, bir sandığın getirilmesini istedi, ondan bir kitap çıkardı ve “Biz, Allah Resulünün etrafında idik ve söylediklerini yazıyorduk, “Konstantıniyye mi yoksa Roma mı önce fetholunacak?” diye soruldu, Allah’ın Resulü, “Önce Herakl’in şehri yani Konstantıniyye fetholunacaktır” dedi. (Ahmet, Müsned, Abdullah bin Amr hadisi no 6645, İbni Ebi Şeyeb, Musannef, Abdullah bin Amr hadisi no 19811, Daremi, Müsned, Abdullah bin Amr hadisi no 503).

İstanbul’un fethini müjdeleyen hadisi dünkü yazımda kaynaklarıyla beraber vermiştim.

1200 yıllık zaman içinde İstanbul’un fethi hadisine hadisçiler itiraz etmediği gibi devlet başkanları ve askerler bu yolda ellinin üzerinde sefer düzenleyip başarısız olmalarına rağmen hadisin sağlamlığı hakkında tereddüde düşmemişler ki, Fatih de bu seferi düzenlemiş ve o kutlu müjdeye kavuşmuş.

Fatih hadisini, Ahmet bin Hanbel gibi bir hadis otoritesinin rivayet etmesi,

Zehebi gibi bir hadis kritikçisinin Telhıs isimli kitabında, “Hadis sahihtir” demesi,

Müslim ve diğer hadis kitaplarının İstanbul’un fethi üzerine başka hadisler rivayet etmeleri,
İslam ümmeti arasında 1200 yıl hiç tereddüt oluşturmaması,

Ayrıca fethin gerçekleşmesi bile hadisin sağlamlığının ispatı demektir. Hicri ikinci asırda Ahmed’in Müsned’inde geçen hadisin sahih hadis olduğunu kabule yanaşmayan Arap milliyetçileri, bunu söyleyen yalancının kerametine inanma durumunda kalacaklardır.
Fatih:

“İmtisâl-i ‘Cahidû fillâh’ oluptur niyyetim

Dîn-i İslâm’ın mücerret gayretidir gayretim.”

Yani: “Niyetim, Cenab-ı Hakk’ın Hac Suresi’nde ayet 78’de ‘Câhidû fillâh’ Allah yolunda cihat edin emrine sımsıkı sarılmaktır. İslâm dininin gayreti ne ise benim gayretim de odur” diyen Fatih Sultan Mehmet Han, hem Peygamberimizin övgüsüne layık olmuş hem de dünya nimetlerine kavuşmuş.

İstanbul’u fethettikten sonra etraftaki Müslüman devlet başkanlarına haber vermek için gönderdiği “Fetihname”sinde Fatih Sultan Mehmet, Konstantıniyye halkından, tekfurlarından ve papazlarından bahsederken, “pis, alçak, mel’un, inat, kâfir” kelimelerini kullanıyor ve İslam dünyasının ortasındaki bu küfür merkezini tasvir eden bir şiiri yazıyor.

Fethedilmiş Bursa, Edirne, İznik arasında kalan Kostantıniyye’nin, kaftanı katrani, adaleti zulmani, inancı küfrani olanları için:

“Sanki sevgilinin gül yanağındaki sivilce gibiydi. Sanki o, dolunayın ortasındaki kara leke gibiydi” anlamına gelen şiiri yazıyor.
Günümüzde gâvur aydınlarımız ve aktivistlerimizin sayıları az olmasına rağmen hoparlör önündeki sivrisinek kanatlarının sesi gibi fazla çıkanlara göre gâvur, örnek ve önder kabul edilmiştir.

Efendileri onlara, “Özgür bir ülkesiniz. Yasama yetkiniz var. Ancak kanunlarınızın hiçbiri benim kanunlarıma aykırı olmayacak.

Filan ülkeye ekonomik ambargo koyduk, onlarla konuşmayacaksınız, alışveriş yapmayacaksınız. Filan ülkeye ben harp ilan ediyorum asker gönder” dediğinde, “Baş üstüne” diyenlerin özgürlükten dem vurması başta kendisini aldatmaktan başka bir şey değildir.

Bizler, gönlüne Allah korkusundan başka korku girmeyen, tedbirle tevekkül eden Müslümanlar haline gelirsek, özgürlüğümüze kavuşuruz.
Gerisi laf-u güzaf.


 


* BENZER KONULAR

Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:00:00 ÖÖ]


Muallim - Öğretmen - Peygamber Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:54:03 ÖÖ]


Dar Günlerin Adamı Hz. Osman Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:18:19 ÖÖ]


İhlas ve Samimiyet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:13:16 ÖÖ]


Zekat İslam’ın Köprüsüdür Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:09:53 ÖÖ]


Kurtuluş İslâm’dadır Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:58:52 ÖÖ]


Tevhid ve İstikâmet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:55:38 ÖÖ]