ENGELLİLERİN KADERİ
عَنْ أَبِى بَرْزَةَ قَالَ قُلْتُ يَا نَبِىَّ اللَّهِ عَلِّمْنِى شَيْئًا أَنْتَفِعُ بِهِ قَالَ : اعْزِلِ الأَذَى عَنْ طَرِيقِ الْمُسْلِمِينَ
Ebû Berze radıyallahu anh'den nakledildiğine göre o demiştir ki, Ben:
-"Ya Nebiyyallah (Ey Allâh’ın Elçisi) bana yararlanabileceğim bir iş öğret" dedim. O sallallahu aleyhi ve sellem:
“Müslümanların yolundan onlara sıkıntı veren şeyleri kaldır” buyurdu.(1)
Müslümanı maddi-manevi bir sıkıntıdan kurtarmak, kıyamet gününün sıkıntılarından kurtulmaya vesiledir.Herhangi bir mü'mini sevindirmek dinimizce en faziletli amellerden kabul edilmiştir.
Dinimiz iyiliği iyilik olarak değerlendirir. Onun büyüğüne ne ölçüde önem veriyorsa, en küçük birimine de aynı önemi verir. Çünkü İslâm'da değerli olan, bizzat iyilik ve iyilik niyetidir. Bu sebeple de çoğu kere dikkatlerden kaçan konularda ve ölçülerde toplum huzuruna katkıda bulunacak büyük iyiliklerin varlığına işaret edilir. Hadisimiz işte böylesi bir iyilik ve hizmeti belgelemektedir: Yolların sıkıntı vesilelerinden arındırılması.
Öte yandan unutulmamalıdır ki büyük fedakârlıkları, küçük ve kolay uygulanan iyilikler hazırlar. Kişi, kolaylıkla başarabileceği iyilik ve hizmetlerle gerçekten iyilik yapma iradesini geliştirir, iyiliğin imani ve vicdani zevkine erişir. Ayağa takılma ihtimali bulunan bir taş parçasını yolun kenarına yuvarlamak da böylesi bir role sahiptir. Zira olgun mü'min için en büyük zevk mü'min kardeşlerinin mutluluğuna katkıda bulunmak, onlara küçük-büyük demeden iyilik yapabilmek, varsa sıkıntılarını gidermeye ya da azaltmaya çalışmaktır.
Mesajlar
Hadisimiz, öncelikle yolların maddi temizliğini öngörmekte ve bununla, "faydasını göreceği bir iş yapmak isteyen" Müslümanı görevlendirmektedir. Yolların, geçenleri rahatsız edecek her türlü maddî engellerden, pislikten çer-çöpten, usulsüz park edilmiş araçlardan, hayâ duygusunu rencide eden vitrin süslemelerinden, reklam ve afişlerden, sağlık açısından pek tehlikeli olan tükürük ve balgam gibi, Müslümanın nezahet ve nezafet anlayışına ters düşen sıkıntı sebeplerinden, bütünüyle arındırılması hadisimizin açık tavsiyesidir.
Bu anlamda temizlik işçiliği, tüm Müslümanların aslî görevi olmaktadır. Hadisimiz aynı zamanda “Müslüman arkasında pislik ve engel bırakmayan insandır" mesajını da vermektedir. Yollardan sıkıntı vesilelerini kaldırmayı görev bilen insan, öncelikle yolların kirletilmemesine inanan kişidir. Yoldaki rahatsızlık âmillerine müsamaha eden kişi, kendi huzursuzluğunu da hazırlamış olmaktadır.
Hadisimiz, zararlı ile mutlak mücadele işareti vermektedir. Müslümandan yoldaki bir diken de olsa zararlıyı küçümsemeden onu zararsız hale getirmesini beklemektedir. Zira bir başka hadise göre yoldan rahatsızlık sebebini gidermek toplum fertlerine ikram edilmiş bir sadakadır.(2)
Yoldaki sıkıntı sebebini gidermek tavsiyesi içinde, yolların ihtiyacı karşılayacak genişlikte, sağlamlıkta yapılması, yolsuzluğa rıza gösterilmemesi de bulunmaktadır.
Seyahat hakkının ve yol emniyetinin sağlanması gereğine de işaret eden hadisimizin, yol kenarlarında levhalaşmasını ve tabiî ülke çapında fiilen gerçekleşmesini dilemek her huzur arayıcısının ortak arzusudur.
Mânevi yollar
Hadislerdeki ifadesiyle imâtatu'l-ezâ ani't-tarîk diye bilinen ve "en aşağı derecesi" de olsa 'imanın şubelerinden" sayılan (3), "yoldan, sıkıntı âmilini giderme", hadisimizde "Müslümanların yolundan" kaydı ile daha bir özellik arz etmektedir.
Hadisimiz "Müslümanların yollarından, onlara sıkıntı veren şeyi kaldır" tavsiyesiyle Müslümanı, iman yolundan alıkoyacak ya da onun, bu yoldaki yürüyüşünü güçleştirecek her türlü pürüzün kaldırılmasını da istemektedir. Tabiatıyla Müslüman yavrularının Müslüman olarak yetişme ve gelişmeleri yolunu daima, fikri, fizikî ve hukukî her türlü engelden uzak bulundurmak da hadisimizin engin anlamı içinde yer almaktadır.
Müslüman, kemale ve ilahî rızaya giden büyük ve tabiî yolun yolcusudur. Bu yoldaki büyük engellere dikkat etmesi pek tabiîdir. Ancak o büyük engellere dikkat ederken, küçük bir pürüz, başına bir takım umulmadık sıkıntıların gelmesine vesile olabilir. Zira önemsenmeyen küçük zararlı, beklenmeyen büyük felaketleri hazırlama şansına sahip kılınmış demektir.
Unutulmamalıdır ki büyük fedakârlıkları, küçük ve kolay uygulanan iyilikler hazırlar. Kişi, kolaylıkla başarabileceği iyilik ve hizmetlerle gerçekten iyilik yapma iradesini geliştirir, iyiliğin imani ve vicdani zevkine erişir. Ayağa takılma ihtimali bulunan bir taş parçasını yolun kenarına yuvarlamak da böylesi bir role sahiptir.
Allah kullarının yolunu açmak, onlara sıkıntı veren engelleri kaldırmak başlı başına müsbet bir iştir. Ancak ondan yararlanabilmek için niyetin de dürüst olması gerekmektedir. Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmaktadır: Bir adam yol üzerinde rastladığı diken dalını, "bunu Müslümanlardan uzaklaştıracağım, onlara sıkıntı vermesin" diye (izale etti). Bu sebeple o, cennete konuldu.”(5) Görüldüğü gibi burada Doğululara veya Batılılara şirin görünmek gibi maksattan söz edilmemektedir.Allah kullarının önüne konulan fikrî, fizikî veya yasal engeller, eninde sonunda yok olmaya, kaldırılmaya mahkûmdurlar. Bunun uzak-yakın çevrede birçok örneklerini görme ve yaşama durumundayız. Konuya ait ilginç gelişmeler izlemekteyiz. Dün, Batılılaşma hatırına alındığı belirtilen önlemler, bugün yine aynı gerekçe ile bir bir ortadan ya da yürürlükten kaldırıyor. Petrol (yani ekonomi) hatırına İslâm ülkelerine ilgi duyan, AB'ne girebilmek için (demokrat görünme gerekçesiyle) din ve vicdan hürriyeti, fikir ve ifade hürriyeti önündeki engelleri kaldıranlar, bahis konusu kaderi yaşamaktadırlar. Tüm engellerin kaderi aynıdır: Kalkmak ya da kaldırılmak... Çünkü ilahî ferman kesindir: "Hak geldi, bâtıl yok oldu. Zaten bâtılın kaderi yok olmaktır."(4)
Müslümanı maddi-manevi bir sıkıntıdan kurtarmak, kıyamet gününün sıkıntılarından kurtulmaya vesiledir.(6) Herhangi bir mü'mini sevindirmek dinimizce en faziletli amellerden kabul edilmiştir. (7) "Yoldaki sıkıntı sebebini giderme" fiili bu iki noktayı da içine almaktadır. Yeter ki niyet sağlam olsun...
Cihan Peygamberi Hz. Muhammed'in çok etkin ve çok ileri ve tabiî bir seviyedeki "yoldan sıkıntı veren şeyi kaldır" tavsiyesi karşısında, Batılının, "herkesin kendi kapısının önünü temizlemesi" önerisi ne kadar sınırlı ve yetersiz kalmaktadır. Ona büyük bir hikmetmiş gibi sarılan çağın idraki, hadisimizdeki peygamberî mesajı anlamamakta mazur mudur dersiniz?
Unutulmamalıdır ki, arzuladığımız huzurun prensibi bize aittir, işçiliği de bize düşmektedir. Müslüman her zaman ve her hal ü kârda inançları çerçevesinde "huzur işçiliği" görevinin bilincindedir. Gelişmeleri de hep bu açıdan değerlendirecek ve o, temel görevini asla ihmal etmeyecektir. "Müslümanların yolundan, onlara sıkıntı veren engelleri kaldırmak." Müslümanlara rahatlık sağlamak ve hizmet amacıyla...
---------------------------------------------
Kaynakça:
1. Müslim, Birr 131,132; İbn Mâce, Edeb 7; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 420, 422, 424
2. Bk. Buhârî, Mezalim 24, Cihad 128, Müslim, Zekât 55; Ebû Davud, Tatavvu' 12; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 316, 329, 350; V, 127
3. Bk., Buhârî, Hibe 35; Mezalim 24; Müslim, İman 57; Ebû Davûd, Edeb 160; Tirmizi, İman 6; Nesaî, İman 16; İbn Mâce, Mukaddime 9; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 379, 445; V, 17
4. el-İsra(17),81
5. Bk. Müslim, Birr 28
6. Bk. Münavi, Feyzu'l-kadir, II, 25
7. M. A. Nasıf, et-Tâc, I, 27
Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan[/b]