FIKHU'S-SÜNNE. 9
HANIMLAR İÇİN İSLÂM İLMİHALİ 9
Müellifin Önsözü. 9
ÇEVİRMENİN ÖNSÖZÜ.. 10
I. TAHARET TEMİZLİK.. 11
Temizlik Yapılacak Sular Ve Hükümleri: 11
Suların Hükümleriyle İlgili Bazı Konular: 11
Hakkında Nass Bulunan Necasetler: 11
1-2. İnsan Dışkısı Ve İdrarı: 11
3. Mezî: 12
4. Vedî: 12
5. Hayız/Adet Kanı: 12
6. Eti Yenilmeyen Hayvanların Dışkısı: 12
7. Köpeğin Salyası: 12
8. Domuz: 13
9. Leş: 13
10. Eti Yenilmeyen Yırtıcı ve Diğer Hayvanların Artığı: 13
Necasetin Temizlenmesi 13
l.Su: 14
2. Elbisenin Hayız Kanından Temizlenmesi: 14
3. Emzikli Çocuğun İdrarın Bulaşan Elbisenin Temizlenmesi: 14
4. Mezî Bulaşan Elbisenin Temizlenmesi: 14
5. Etek Uçlarının Temizlenmesi: 14
6. Ayakkabının Altının Temizlenmesi: 14
7. Köpeğin Yaladığı Kabın Temizlenmesi: 14
8. Leş Derisinin Tabaklanmayla Temizlenmesi: 14
9. İdrardan ve Benzerlerinden Yerin Temizlenmesi: 15
10. Necaset Düşen Kuyu veya Yağın Temizlenmesi: 15
11. Necasetin Özelliklerini Kaybetmesi: 15
12. Göğsünden Elbisesine Süt Damlayan Hanım: 15
Fıtrî Sünnetler 15
Misvak Kullanmak: 16
Tuvalet Âdabı 16
Abdest 17
Abdestin Alınışı: 17
Namaz Ve Benzeri İbadetler İçin Abdest Almak İstendiğinde Yapılması Gerekenler; 18
Abdestin Sıhhat Şartlari 18
Abdestin Rükünleri 18
1. Yüzün Tamamının Yıkanması: 18
2. Ağzın Suyla Çalkalanması ve Burna Su Çekilip Sümkürülmesi Mazmaza Ve İstinşak: 18
3. Dirseklerle Birlikte Kolların Yıkanması: 18
4. Başın Tamamının Mesh Edilmesi: 18
5. Kulaklar Başın Mesh Edilmesine Dâhildir: 19
6. Ayakların Topuklarla Birlikte Yıkanması: 19
7. Tertip: 19
8. Peş Peşe Yapmak (Muvâlât): 19
Abdestin Sünnetleri 19
1. Abdeste Besmeleyle Başlanması: 20
2. Misvak Kullanılması: 20
3. Abdeste Ellerin Yıkanarak Başlanması: 20
4. Bir Avuç Suyla, Ağza ve Burna Üç Defa Su Alınıp Verilmesi: 20
5. Oruçlu Olmayan Kimsenin Ağzına ve Burnuna Su Alıp Vermeyi Bol Suyla Yapması: 20
6. Sağdan Başlanması: 20
7. Abdest Âzalarının Üçer Defa Yıkanması: 20
8. Abdest Azalarının Ovulması: 20
9. El ve Ayak Parmaklarının Arasının Ovulması: 20
10. Abdest Azalarının, Farz Olan Miktardan Daha Fazla Yıkanması: 20
11. Abdest Suyunu Kullanmada İktisatlı Olunması: 21
12. Abdest Aldıktan Sonra Dua Edilmesi: 21
13. Abdest Aldıktan Sonra İki Rekât Namaz Kılınması: 21
Abdesti Bozan Durumlar 21
1. İdrar ve Dışkı Yollarından Çıkan Şeyler: 21
2. Meni, Mezİ ve Vedî Çıkması: 21
Hatırlatma: 22
Hanımların Cinsel Organından Gelen Akıntılar Abdesti Bozar mı?. 22
3. Bilincin Kaybolduğu Derin Uyku: 22
4. Sarhoşluk, Bayılma Veya Delirme Nedenleriyle İdrakin Kaybolması: 22
5. Şehvetle veya Şehvctsiz Cinsel Organa Dokunulması: 22
Hatırlatmalar: 23
6. Deve Eti Yemek: 23
Abdesti Bozmayan Durumlar 23
1. Arada Herhangi Bir Örtü Olmaksızın Kadının Erkeğe Dokunması: 23
2. Yara, Kan Aldırma Gibi Nedenlerle, Olağan Bölgelerin Dışında Az veya Çok Kanamaların Olması: 23
3. Kusma ve Benzeri Durumlar: 24
4. Abdestli Kimsenin 'Abdestini Bozup-Bozmadığı Hakkında' Şüphe Etmesi: 24
5. Namazda Kahkahayla Gülmek: 24
6. Cenaze Yıkama: 24
Abdestin Vacip Olduğu Durumlar 24
(Abdestsiz Kimseye Haram Olan Durumlar) 24
İki Durumda Abdest Almak Vacip Değildir. 25
a) Kabe'yi Tavaf: 25
b) Kuranı Kerim'e Dokunmak: 25
Abdest Almanın Müstehap Olduğu Durumlar: 26
1. Azîz ve Celîl Allah'ı Zikrederken: 26
2. Yatarken: 26
3. Cünüp Kimse, Yemek, İçmek, Uyumak veya Yeniden İlişkiye Girmek İstediğinde: 26
4. Güsül Abdestinden Önce Normal Abdest Almak: 26
5. Ateşte Pişirilen Yemekten Sonra Abdest Almak: 26
6. Her Namaz İçin Abdest Almak: 26
7. Abdest Bozulduğunda Yeniden Abdest Almak: 27
8. Kustuktan Sonra Abdest Almak: 27
Abdest Esnasında İhtiyaç Duyulan Bazı Bilgiler 27
Mestlerin Üzerine Mesh Etmek. 27
Mestlerin Üzerine Mesh Etmenin Meşruiyeti: 27
Çorapların ve Ayakkabıların Üzerine Mesh Etmenin Meşruiyeti: 27
Mestlerin Üzerine Mesh Etmenin Hükmü: 28
Mestlerin ve Çorapların Üzerine Mesh Etmenin Şartları: 28
Hatırlatma: 28
Mesh Edilecek Yer Ve Nasıl Yapılacağı: 28
Meshin Süresi: 28
Mesh, Ne Zaman Geçerli Olmaz?. 28
1. Cünüplük Halinde: 28
2. Mesh Süresinin Dolması Halinde: 29
3. Mestlerin Çıkması Durumuda: 29
Hatırlatmalar: 29
Gusul 29
Hanımlara Gusül Abdestinin Farz Olduğu Durumlar 29
1. Uyku veya Uyanıklık Halinde Şehvetle Meni Çıkması: 29
Hatırlatmalar: 30
2. İki Sünnet Mahallinin Birleşmesi (Boşalma Olmasa Dahi Cinsel İlişki Durumunda Gusül Abdestinin Gerekliliği): 30
Hatırl Atmalar: 30
3. Hayız ve Lohusa Kanının Kesilmesi: 31
4. Kâfir Bir Hanım Müslüman Olduğunda: 31
5. Vefat Ettiği Zaman: 31
6. Niyet, Guslün Sıhhat Şartıdır: 31
7. Gusül Abdestinin Rüknü: 31
Gusül Abdestinin Almışı: 32
Hanımların Cünüplükten Dolayı Gusül Abdesti Alma-Lar M D Ak İ Müstehap Olan Şekli Şöylece Özetleyebiliriz; 32
Hatırlatmalar: 32
Hayız ve Lohusalıktan Sonra Gusül Abdesti: 32
Hatırlatmalar: 33
Hanımlara Gusül Abdestinin Müstehap Olduğu Durumlar 34
1. Cinsel İlişkide Bulunduktan Hemen Sonra Gusül Abdesti Almak: 34
2. Bayıldıktan Sonra Gusül Abdesti Almak: 34
3. Hastalık Kanaması Olanların Her Namaz İçin Gusül Abdesti Alması: 34
4. Ramazan Ve Kurban Bayramlarında Ve Arefe Günü Gusül Abdesti Almak: 34
5. Cenaze Yıkandığı Zaman Gusül Abdesti Almak: 34
6. Umre Veya Hac İçin İhrama Girildiğinde Gusül Abdesti Almak: 34
7. Mekke'ye Girerken Gusül Abdesti Almak: 34
Teyemmüm.. 34
Hatırlatmalar: 35
Teyemmüm Yapılacak 'Temiz Toprak' Nedir?. 35
Teyemmüm Nasıl Yapılır?. 36
Teyemmümü Bozan Durumlar: 36
Hayız Ve Lohusalık Kanı 36
1. Hayız Kanı: 36
Hayız Kanının Başlaması ve Kesilmesi: 36
Hayızdan Temizlendikten Sonra Görülen Sarılığın ve Bulanıklığın Hükmü: 37
Hatırlatmalar: 37
Hayızlı ve Lohusa Hanımlara Haram Olan Durumlar: 38
1. Namaz Kılmak: 38
Hatırlatmalar: 38
2. Oruç: 39
Hatırlatmalar: 39
3. Cinsel İlişkide Bulunmak: 39
Hatırlatmalar: 39
Uyarı: 40
Hayızh Hanımların Yapmasında Sakınca Olmayan Durumlar: 40
1. Allah'ı Zikretmek ve Kuran Okumak: 40
2. Secde Âyetini İşittiği Zaman Secde Yapmak: 41
3. Kurana Dokunmak: 41
4. Başını Hayızlı Hanımının Göğsüne Koyarak Kişinin Kuran Okuması: 41
5. Bayram Namazlarında Bulunmak: 41
6. Mescide Girmek: 41
7. Kişinin, Hayızlı Hanımıyla Birlikte Yiyip İçmesi: 41
8. Hayızlı Hanımın Eşine Hizmet Etmesi: 41
9. Hayızlı Hanımın Eşiyle Birlikte Aynı Pike Altında Uyuması: 42
Lohusalık Kanı 42
İstihâze Kanı 42
Istihâze/Özür Kanı: 42
Îstihâzenin Hükmü: 42
Istihâze Süresi: 42
İstihâze/Özür Kanaması Olan Hanımlara Ait Hükümler: 43
II. NAMAZ.. 44
Salât/Namazın Anlam Ve Önemi: 44
Namaz Kılmayanın Hükmü: 44
1. Öğle Namazı Vakti: 44
2. İkindi Namazı Vakti: 44
3. Akşam Namazının Vakti: 45
4. Yatsı Namazının Vakti: 45
5. Sabah Namazının Vakti: 45
Namaz Vaktine Yetişmek: 46
Uyuya Kalmak Veya Namazı Unutmak: 46
Şer'î Özrü Olmadığı Halde, Vakti Çıkıncaya Kadar Namazı Kılmayan Kimsenin Durumu: 46
Yıllarca Namaz Kılmayan Kimse Ne Yapmalıdır?. 46
Mazeret Sonucu Vakti Geçirilmiş Namazların Kazası: 47
Şer'î Mazeretle Geçmiş Namazların Kazasında Sıra: 47
Geçmiş Namazlar, 'Vaktinde Nasıl Kılmıyorsa, Kazası da Aynı Şekilde Kılınır: 47
Sünnet Namazların Kazası Meşrudur: 47
Nafile Namazların Yasaklandığı Vakitler: 47
Uyarılar: 47
Her Türlü Namaz Kılmanın Yasaklandığı Vakitler: 48
Namazın Sıhhat Şartları: 48
1. Namaz Vaktinin Girdiğini Bilmek: 48
2. Küçük ve Büyük Abdestin Olması: 48
3. Elbise, Vücut ve Namaz Kılınacak Yerin Temizliği: 49
Hatırlatma: 49
Namaz Kılmanın Yasaklandığı Mekânlar: 49
1. Deve Ahırları: 49
2. Mezarlıklar: 49
3. Hamamlar: 49
Hatırlatma: 50
4. Avret Mahallini Örtmek: 50
Hanımların Namazda Kapalı Olması Gereken Yerleri: 50
Namazda Hanımların Ayakları: 50
5. Kıbleye Yönelmek: 51
Namazda Kıbleye Yönelmek İki Durumda Terk Edilebilir: 51
Hatırlatma: 51
6. Niyet: 51
Rasulullah'ın (S.A.V.) Namazı Gibi Namaz Kılmak. 52
Namazın Rükünleri 54
1. İhram Tekbiri: 54
2. Kıyam -Farz Namazlarda Gücü Yerinde Olan Kişinin Ayakta Durması: 54
Hatırlatmalar: 54
3. Her Rekâtta Fatihâ'yı Okumak: 55
Fatihâ'yı Ezberieyemeyen Kişinin Durumu: 55
4-5. Rükû'yıi Tadili Erkân İle Yapmak: 55
6-7. Rükû'dan Kalktıktan Sonra İtidal ve Mutmainlik: 55
8-9. Secdede İtidal ve Mutmainlik: 55
10-11. İki Secde Arasında Oturmak ve Oturuşta Mutmainlik: 56
12. Son Teşehhüt Oturuşu: 56
13. Selam Vermek: 56
Hatırlatmalar: 56
14. Namaz Rükûnlarının Sırası: 56
Namazın Vacipleri 56
1. İftitah Duası: 56
İftitah Duaları: 57
2. Kıraate 'Eûzu' Çekerek Başlamak: 57
3. Fâtihâ'yı Okuduktan Sonra Amîn Demek: 58
4. Geçiş Tekbirleri: 58
5. Semia'mâhu Limen Hamideh / Allah Hamd Edenin Hamdını Kabul Edendir': 58
6. Rabbena Leke'1-Hamd / Rabbimiz Hamd Sanadır': 58
7. İlk Teşehhüt/Oturuş: 58
8. Rükû ve Secdelerde Teşbih: 58
Namazın Sünnetleri 59
Kavli / Sözlü Sünnetler 59
1. Fâtiha'dan Sonra Kıraat: 59
2. Rükû'da Yapılacak Zikirler: 60
3. Rükûdan Kıyam'a Kalktıktan ve 'Rabbena Leke'1-Hamd' Dedikten Sonraki Zikirler: 60
4. Secdede Yapılacak Zikirler: 60
5. İki Secde Arasında Dualar: 60
6. Birinci ve ikinci Oturuşta 'Ettehiyyâtu'den sonra Peygamberimize Salâvat Getirmek: 61
7. Birinci ve ikinci Oturuşta Teşehhütten Sonra Dua: 61
Teşehhüt ile Selam Arasında Başka Dualar da Rivayet Edilmiştir; 61
8. İkinci Selam Verme: 61
9. Namazdan Sonra Zikirler: 62
Namazdan Sonra Dualar: 62
Hatırlatma: 63
Namazda Fıılı Sünnetler 63
1. Namazda Sütre Edinmek: 63
Hatırlatmalar: 63
2. İftitah Tekbirinde, Rükû'ya Giderken, Rükû'dan Kalkarken Ve İlk Teşehhütten Sonra Kıyama Kalkarken Elleri Kaldırmak: 64
3. Göğüs Üzerinde Sağ Eli Sol Elin Üzerine Koymak: 64
4. Secde Mahalline Bakmak: 64
5. Rükû'da Beli Düz Yapmak, Başı Ne Yukarı, Ne Aşağı Tutmamak, Parmakları Ayrı Tutarak, Dizleri Avuçla Kavramak ve Pazulan İki Yandan Uzaklaştırmak: 64
6. Secdeye Giderken Dizlerden Önce İki Eli Yere Koymak: 65
7. Alın, Burun ve İki Elin Yanlardan Uzak Tutularak Yere Konması. Avuçların Omuz veya İki Kulak Hizasında Olması. Dirseklerin Yerden Yukarıda Tutulması. İki Ayağın Dik Tutulması. Topukların Birbirine Yapıştırılması. El ve Ayak Parmaklarının Kıbleye Doğru Olması. 65
Hatırlatma: 65
8. İki Secde Arası Oturuşta, Sağ Ayağı Dikerek, Sol Ayağın Üzerine Oturmak: 65
9. İki Secde Arasında Oturuşu Uzun Yapmak: 66
10. Secdelerden Sonra İkinci veya Dördüncü Rekât'a Kalkmadan Önce Oturmak (İstirahat Oturuşu) : 66
11. Secdeden Sonra Yeni Rekât İçin Kıyama Kalkarken, Ellerle Yere Dayanarak Kalkmak: 66
12. İlk Oturuşta 'İftirâş', Son Oturuşta Teverrük' Yaparak Oturmak: 66
Hatırlatma: 66
13. Teşehhüt Oturuşlarında, Şahadet Parmağını Açık Tutmak ve Şahadet Parmağına Bakmak: 66
Hatırlatma: 67
Namazda Mubah Olan Durumlar 67
a) Namazda Mubah Olan Davranışlar: 67
1. Namazda Çocuğu Kucakta Tutmak: 67
2. İhtiyaç Durumunda Kısa Yürüyüş: 67
3. Çocuğu veya Herhangi Birini Düşmekten veya Zarar Görmekten Kurtarmak İçin Hareket Etmek: 67
4. Namaz Esnasında Önünden Geçmek İsteyenleri Engellemek: 67
5. Namazda Yılan Akreb Gibi Zararlı Hayvanları Öldürmek: 67
6. Namazda İken, İhtiyaç Durumunda Uyuyanın Ayağını Dürtmek: 68
7. İhtiyaç Durumunda Ayakkabı vb. Çıkarmak: 68
8. Elbiseye veya Mendile Tükürmek: 68
9. Namazda Elbiseyi Düzeltmek veya Kaşınmak: 68
10. Namazda Endişe ve Şüphe Durumunda Hanımların El Çırpması: 68
11. İhtiyaç Durumunda Sağa veya Sola Meyletmek: 68
12. İhtiyaç Durumunda Elle veya Başla İşaret Etmek: 68
13. Namaz Kılana Selam Verildiğinde, işaretle Karşılık Vermesi: 69
14. imam Secdeyi Uzun Yaptığında, Secdeden Başını Kaldırıp Durumu Araştırmak: 69
15. Nafile Namazlarda İhtiyaç Durumunda Kurân'a Bakmak ve Kurân'dan Okumak: 69
b) Namazda Mubah Olan Sözler Ve Söz Hükmündeki Davranışlar: 69
1. Hanımların Kendi Aralarında Kıldıkları Namazda İmama Hatırlatması: 69
Hatırlatmalar: 69
2. Nafile Namazlarda Ayetleri Tekrarlamak: 70
3. Namazda Ağıt ve inilti: 70
Hatırlatma: 71
3. İhtiyaç Durumunda Namazda Üfürmek: 71
4. İhtiyaç Durumunda Namazda Öksürmek: 71
5. Kılınan Namazla Alâkalı Kısa Konuşmalar: 71
6. Namazda Aksıran Kimsenin 'el-Hamdulillâh' Demesi: 71
7. Namazda Sevinç ve Mutluluk Veren Bir Durum Olduğunda 'Hamd Etmek': 72
8. Namaz Kılanın Konuşması ve İhtiyacı İçin İstekte Bulunması: 72
Namazda Yasaklanan Durumlar 72
1. Namazda Elleri Böğüre Koymak: 72
2. Havaya Bakmak: 72
3. Namazda Zihni Meşgul Edecek Şeylere Bakmak: 72
4. İhtiyaç Olmaksızın Namazda Meyletmek: 73
5. İki Elin Parmaklarını Birbirine Girdirmek: 73
6. Parmakları Çıtlatmak: 73
7. Elleri Elbisenin İçine Sokup, Bürünerek Namaz Kılmak, Rükû ve Secdeyi O Halde Yapmak: 73
8. Namazda Esnemek: 73
9. Kıbleye Doğru veya Sağ Tarafa Tükürmek: 73
10. Namazda Gözleri Kapamak: 73
11. Namazda Gerinmek: 74
12. Rükûda İki Avucu Birleştirip, İki Bacağın Arasına Koymak/Tatbîk Yapmak: 74
13. Rükû ve Secdede Kuran Okumak: 74
14. Secdede Kolları Yaymak: 74
15. Secde Yaparken Elbiseyi Toplamak, Katlamak ve Yere Yayılmasını Engellemek -Kolları Katlamak da Buna Dâhildir: 74
16. KÖpek Oturuşu Gibi Oturmak -Makatıyla Yere Oturup, Bacaklarını Dikerek, Ellerini Yere Koymak: 74
Hatırlatma: 74
17. Mazeret Olmaksızın Namazda Eli Yere Koyarak Oturmak: 74
18. Hastanın Secdeleri, Yüksek Bir Şey Üzerine Yapması: 75
19. Secde Yerinden Çakıl Taşlarını Düzeltmek ve Namazda Lüzumsuz Şeyler Yapmak: 75
20. Secdeye Giderken Ellerden Önce İki Dizi Yere Koymak: 75
21. Selam Verirken Ellerle İki Yana İşaret Etmek: 75
22. Namazda İmamla Yarışmak: 75
23. Yemek Hazırken Ya Da Büyük Veya Küçük Abdesti Sıkışmış Olarak Namaz Kılmak: 76
Namazı Bozan Durumlar 76
1. Abdestin Bozulduğu Kanaatinin Kesinleşmesi: 76
2. Hiçbir Mazeret Olmaksızın Namazın Şartlarından Veya Rükûnlanndan Birini Terk Etmek: 76
3. Bilerek Yiyip İçmek: 76
4. Bilerek Konuşmak: 76
Hatırlatma: 76
5. Sesli Gülmek: 76
Hatırlatma: 76
Nafile Namazlar 77
Nafile Namazların Kısımları 77
I. Beş Vakit Namazın Sünnetleri –Revâtip Sünnetler-: 77
1. Sabah Namazı: 77
2. Öğle Namazı: 77
3. İkindi Namazı: 77
4. Akşam Namazı: 78
5. Yatsı Namazı: 78
II. Beş Vakit Namazla Alâkalı/Revâtip Olmayan Sünnetler 78
1. Vitir Namazı: 78
Vitir Namazının Vakti: 78
Vitir Namazının Rekâtları: 79
Vitir Namazım Öncesinde Hiç Nafile Kılmadan Tek Rekât Olarak Kılmak Caiz Midir?. 79
Vitir Namazında Kıraat: 79
Vitir Namazında Kunut Duası Okumak: 79
Vitir Namazında Kunut Duasının Yeri: 80
Hatırlatmalar: 80
Vitir Namazından Sonra Tcsbihat ve Dua: 80
Farz Namazlarda Kunut Okumak: 80
Sabah Namazında Kunut Okumak: 80
Bir Gecede İki Vitir Namazı Kılınmaz: 81
Vitir Namazının Kazası: 81
2. Gece/Teheccüt Namazı -Kıyâmul-Leyl: 81
Gece Namazının Vakti: 81
Gece Namazının Rekâtları: 81
Gece Namazının Âdabı: 82
Gece Namazının Kazası: 83
Teravih Namazı: 83
Teravih Namazını Cemaatle Kılmanın Meşruiyeti: 83
3. Duha Namazı: 83
Duhâ Namazının Vakti: 84
Duhâ Namazının Rekâtı: 84
4. İstihare Namazı: 84
Hatırlatmalar: 84
5. Abdest Namazı: 84
6. Tahiyyetüt-Mescit Namazı: 85
7. Tövbe Namazı: 85
8. Tavaf Namazı: 85
9. Küsûf Namazı: 85
Küsûf Namazının Kılınışı: 85
Hatırlatma: 86
10. İstiskâ Namazı: 86
İstiskâ Namazının Sünnetleri: 86
11. Tilavet Secdesi: 86
12. Şükür Secdesi: 87
13. Sehiv Secdesi: 87
Sehiv Secdesinin Yapılması Gereken Durumlar: 87
Hatırlatma: 87
Nafile Namazlarda Da 'Sehiv Secdesi' Yapılabilir. 88
İmama Uyarak Namaz Kılan İçin, İmamın Arkasında Yanıldığı Zaman Hiçbir Şey Gerekmez. 88
Sehiv Secdesinin Yapılışı: 88
FIKHU'S-SÜNNE
HANIMLAR İÇİN İSLÂM İLMİHALİ
Müellifin Önsözü
Hamd Yüce Allah'adır, O'na hamd ederiz, O'ndan yardım isteriz ve O'ndan mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüklerinden Yüce Allah'a sığınırız. Yüce Allah, kime hidayet ederse kimi doğruya eriştirirse, onu saptıracak yoktur. Kİmİ de saptırırsa, onu hidayete erdirecek yoktur.
Allah'tan başka ilah olmadığına, O'nun tek olduğuna, hiçbir ortağının bulunmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve rasûlü olduğuna şahadet ederim.
Hiç kuşkusuz en doğru söz, Yüce Allah'ın kitabıdır. En hayırlı yol, Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in yoludur. (Dinî) İşlerin en şerlisi, sonradan ortaya çıkarılandır. (Dinde) Sonradan ortaya çıkarılan her şey bidattir. Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık cehennemliktir.
Şüphesiz Aziz ve Celîl Allah, mahlûkâtı kendisine kulluk etmeleri İçin yaratmıştır. Şanı Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmuştur; 'Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım.[1]
Kulun ibadeti ancak iki şartla kabul edilir. Birincisi, kulluğun Yüce Allah'a ihlâs ve samimiyetle yapılması; ikincisi, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in sünnetine uygun sâlih amel olmasıdır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur; 'Her kim Rabbine Kauuşmayı umuyorsa, sâlih amel işiesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi şirk/ortak koşmasm.[2]
Kulun dünya ve âhiret mutluluğunun esası, hakla batılı ayırt edecek bilgiye sahip olması ve hakkı batıla tercih etmesidir. Bu iki esas, faydalı ilimlerin öğrenilmesine ve sâlih amellerin hayata geçirilmesine bağlıdır.
Günümüz olaylarına basiretle bakanlar, İslam düşmanlarının kadınları hedef seçtiklerini görecektir. Öyle ki, kadınlar islam'ın hidayeti ile medyanın sapıklığı arasında şaşırmış durumdadırlar. Özellikle genç kızların büyük bir bölümü, İslam düşmanlarının tuzaklarına düşmüş, Kuran'ı okumaz, İslam'ın hükümlerini bilmez hale gelmişlerdir. Allah'ın koruyup, lütfettiği kimseler müstesna, hanımların çoğu namazlarının geçerli olması için gerekli olan temizlik hükümlerini, hatta kelime-i şahadetten sonra, İslam'ın en büyük ibadeti ve temel esası olan namazın hükümlerini dahi bilememektedirler.
Hanımlara örneklik yapacak kimseler bulunmamaktadır. Şer'î ölçülere uygun olarak, emri bi'1-marûf nehy-i ani'I-münker/ iyiliği emretme, kötülükten sakındırma görevi yerine getirilmemektedir. Bütün bu konulardaki zaafiyet ve isteksizlikle birlikte, fitne ve fesadın, ahlaksız eğlence ve şehvetlerin yaygınlaşması nedeniyle kadınlar, eğitime, vaaz ve nasihatlere erkeklerden daha fazla muhtaçtırlar. Bu durum, hanımlara faydalı olacak, onlara yararlı jlimleri sunacak, sâlih amelleri teşvik edecek, kendilerine özgü eserlerin yazılmasını gerektirmektedir.
Hanımlarla ilgili hükümlerin kaleme alınmasında, birçok genç kızın -fesadın ve medya sapkınlığının baskısına rağmen-, Kuran ve Sünnet esasına bağlı dinî kitapları okuma arzulan etkili olmuştur. Hiç kuşkusuz bu durum ne şaşılacak, ne de garipsene-cek bir durumdur. Çünkü üzeri gaflet tozlarıyla kaplanmış olsa da, iman fıtratı ve din sevgisinin nuru kalplerde medfundur. Bu tozlar silindikçe, kalplerdeki iman ışıltıları parlayacak ve bütün vücudu etkisi aİtına alacaktır. Böylelikle bir Mümin, Rasulullah (saîlallâhu aleyhi ve sellem)'in sahih bir sünnetini öğrendiği zaman hemen hayatına uygulamaya çalışacak ve onu örnek alacaktır. Mümin hanım kardeşlerimizin ihtiyaç duydukları ve sormak istedikleri konularda müracaat edecekleri bir kaynak olması için bu kitabı yazmaya beni teşvik eden bu düşünce olmuştur.
Bu kitabın konularını sadece hanımlara özgü kılmadım. Ay zamanda erkekleri de ilgilendiren ortak hükümleri de belirttim. Hanımlara özgü olan yerler cüz'î konulardır. Bu kitabı hazırlarken esas aldığım kural, Peygamberimiz (saîlallâhu aleyhi ve sellem)'İn «hanımlar erkeklerle özdeştirler» [3] buyruğu olmuştur. Erkeklerle ilgili bütün hükümler, erkeklere özgü kılındığını bildiren bir delil olmadığı veya hanımlarla ilgili farklı bîr hüküm bulunmadığı sürece, hanımları da kapsar. Allah Teâlâ'nın fazlı keremiyle bu kitap, her iki tür hükümleri içerdiği gibi, sadece hanımlara özgü hükümleri de kapsamaktadır.
Bütün konularda, Kuran ve Sünnete bağlı kalmaya özen gösterdim. Kuran ve Sünneti işitmeye, onu dinlemeye ve maksadını anlamaya çalıştım. Hiçbir görüş ve düşünceyi Kuran ve Sünnet'in önüne geçirmedim. Kuran ve Sünnetin söylemediğini söylemedim ve onların kabullenmediğini kabullenmedim. Nefsi arzulara ve insanların şehvetlerine boyun eğmedim. Aksi davranmam nasıl beklenebilir kî? Şeriat hükümlerini yazmak dindir. Kişi, bundan hesaba çekilecektir. Din, Allah ve Peygamberi tarafından şeriat kılınmıştır. Rasulullah (saîlallâhu aleyhi ve sellem)'İn sünnetini öğrendikten sonra, kim olursa olsun hiçbir insanın sözüyle amel edilemeyeceği konusunda İslam âlimleri İcmâ etmiştir.
Kitaptaki konuları, günümüz insanının anlayabileceği bir üslupta kaleme aldım. Basit ve anlaşılır cümleler kullandım. Fıkhı derinliği koruyarak ve aslî ölçülere dikkat ederek, mümkün olduğu ölçüde konulan izah etmeye çalıştım. Her meselede Kuran ve Sünnetten delillerle yetindim. Birçok meselede, delil yönünden tercihi gerektiren görüşü belirttim ve ihtilaflara yer vermedim. Delillerin tercihi gerektirdiği konularda ihtilafların zikredilmesinde fayda görmedim. Bazı konularda ise, görüş farklılıklarını belirttim. Bunların zikredilmesindeki gayeleri ilim talebeleri fark edecektir. Ayrıca bu türden konularda tercih ettiğim, farklı bir görüşün bulunduğunun bilinmesini İstedim. İnsanların genelinin yanında tercih edilen görüşün meşhur olması ve yeterli ilmi birikime sahip olmayan, Mümin hanım kardeşlerimin acele karar vererek yanlış tercihte bulunmaması için bunu gerekli gördüm.
Bununla birlikte, hanımlarla ilgili bütün hükümleri bu kitapta topladığım iddiasında değilim. Ancak şunu belirtmeliyim ki, bu kitapta hanımların İhtiyaç duyabileceği konuların büyük bir bölümünü zikrettim. Allah Teâlâ'dan dileğim, bir sonraki baskıda kitabın içeriğinin daha da kapsamlı olmasıdır.
Kendimle ilgili olarak masumiyet ve hatasızlık iddiasında da değilim. Allah Teâlâ, masumiyeti/hatasızlığı sadece kendi kitabı Kurân'a nasip etmiştir. Dolayısıyla bu kitapta yer alan doğrular Allah'tan; yanlış ve hatalar kendimden ve şeytandandır. Allah ve Peygamberi her türlü hata ve yanlıştan münezzehtirler.
Allah Teâlâ'dan dileğim, bu çalışmanın Mümin hanım kardeşlerime yararlı olması ve kendi katında hüsn-ü kabul görmesidir. Yüce Allah'tan kıyamet günü bu çalışma nedeniyle beni mükâfatlandırmasını arzuluyorum. Nitekim, 'O gün ne mal, ne de evlatlar fayda veremez. Anca/c selim kalple [4] gelenler (kurtulur).[5] Benim velim, Allah Teâlâ'dır. O, her şeye gücü yetendir. O, yardım eden ve kendisine tevekkül edilendir.
Peygamberimiz Muhammed'e, ailesine ve bütün sahabelerine salât ve selam olsun.
El-Mâlik olan Rabbinin affına muhtaç kul, Ebû Mâlik Kemâl bin Seyyid Salim el-Mısrî
Perşembe günü, İkindi vakti, 12 Rebîu'l-Evvel 1421 /15 Haziran 2000
ikinci gözden geçirme ve bazı konuların eklenmesi, 27
Receb 1422/13 Ekim 2001
ÇEVİRMENİN ÖNSÖZÜ
Allah'a hamd, Resûl-i Ekrem'ine, âl ve ashabına salât ve selâm olsun.
Bir Mümin oîarak İslam'a hissedilen aidiyet, bir varoluş bilincini ve derinliğini gerektirir. Bu gereklilik, Kuran ve Sünnetin rehberliğinde fıkıh ilmiyle oluşur.
Bireysel ve toplumsal sorunların tek tek insanların gücünü aştığı; cehaletin bilgi; cahilliğin 'bilgelik' olarak pazarlandığı bir dünyada, 'kulluk' bilinci ve 'halifelik' sorumluluğuyla yaşam sürmek, fıkıh ilminin öğrenilmesine bağlıdır.
Elinizdeki bu eser, özelde hanımlara hitap etmekle birlikte, kadınıyla erkeğiyle bütün Müminlerde, varoluş bilinç ve derinliğini oluşturacak fıkıh bilgilerini, Kuran ve Sünnet'in rehberliğinde, delilleriyle ve o dönemin algısıyia birlikte, kolay anlaşılır bir üslup içerisinde sunmaktadır.
Bu eser, okuyucusuna sadece fıkıh bilgilerini kazandırmakla kalmayacak, aynı zamanda onu, hz. Peygamberle, sahabeleriyle ve o dönemin olaylarıyla hemhal edecek tarzda kaleme alınmıştır. Bu yönüyle okuyucusunu Allah ve Peygamber sevgisiyle buluşturacak, Peygamber asrının canlı tanığı haline getirecek bir içeriğe sahiptir.
İslam coğrafyasını talan etmeyi en temel varlık amacı olarak algılayan, Müslümanların inanç, amel ve düşünce birliğini yıkmayı ve ümmet şuurunu ortadan kaldırmayı hedefleyen, sünnet aleyhindeki çalışmaların yazılıp konuşulduğu bir dönemde, böyle bir eserin Türkçe'mize kazandırılmasını bize nasip eden Allah Teâlâ'ya hamd olsun.
Tercümede genellikle lafzi çeviriyi öncelemekle birlikte, gerektiği yerlerde cümlenin kolay anlaşılır olması için orijinal metne bağlı kalarak mana çevirisini tercih ettim. Özellikle müellifin Arap kültürünü yansıtan ifadelerini ve 'ey Mümin bacım!' tarzındaki hitap şeklini lafzi tercümeden ziyade, Türkçe'deki deyimlerle ve mânâ çevirileriyle yapmaya özen gösterdim. Çeviride aynı anlamı ifade eden tekrarlardan kaçındım. Fıkhı kavramları korumak, aynı zamanda anlaşılır olmasını da sağlamak İçin kavramları dipnotlarla açıkladım.
Müellifin, Hanefî fıkhının görüşünü belirtmediği ve farklı tercihlerde bulunduğu konularda, kaynaklarını zikrederek Hanefî fıkhının ve diğer üç mezhebin görüşünü belirttim. Bunu iki amaçla yaptım; birincisi konuların mezhepler açısından mukayese edilmesini sağlamak, ikincisi ülkemizde en yaygın mezhep olan Hanefî mezhebine göre o konunun hükmüyle okuyucuyu bilgilendirmektir. Bu açıklamaları, konu aralarında daha küçük puntada ve paragrafı sağa doğru biraz daha içeride yazarak, müellife ait olmadığını belirtmek İstedim.
Bu nadide çalışmanın çevirisi, açıklama ve dipnotlarının eklenmesi hususunda, okuma ve tashihleriyle yardımlarını esirgemeyen değerli öğrencilerim Hatice Tekin, Özlem Yıldırım ve A. Seda Tatar'a; evlendiğimiz günden beri evin ve çocukların bütün işlerini üstlenerek vaktimin tümünü telif, tercüme ve eğitim çalışmalarına ayırmama imkân veren vefakar eşim Nursel Zirek'e teşekkürlerimi arz ediyorum.
M. Metin Zirek
I. TAHARET TEMİZLİK
Taharet sözlükte, pisliklerden temizlenme ve arınma demektir. Terim anlamı ise, abdestsizlik hâlinin giderilmesidir. Yani, namaz ve benzeri ibadetlerin yapılmasını önleyen abdestsizliğin, bedende, elbisede ve ibadet mekânında bulunan necasetin/pisliklerin giderilmesidir.
Taharet konusu, 'temizlik nelerle yapılır, kimler hangi temizliği yapmalıdır ve nelerde temizlik gerekir' konularını içerir.
Temizlik Yapılacak Sular Ve Hükümleri:
Abdestsizlik halinden arınmayan namaz kılamaz. Çünkü Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'Allah, temizlik olmaksızın/abdestsiz kılman namazı kabul etmez [6] buyurmuştur. Bu temizlik, temizleyici olan su ve bazı durumlarda su yerine geçen toprağın kullanımıyla gerçekleşir.
Sular İki Kısımdır:
1. Temiz Su: Doğal halini koruyan sudur. Bunlar, yeraltı ve yağmur sularıdır. Kuranı Kerim'de; '... Temizlemek için size gökten su indirildi [7] buyrulmuştur.
Kar, dolu, nehir ve kuyu suları, uzun süre beklemesi veya temiz bir şeyle karışmasıyla değişikliğe uğrasa dahi temiz sulardır. Deniz suyu da temiz su hükmündedir. Rasulullah fsallallâhu aleyhi ve sellem)'e deniz suyunun hükmü sorulduğunda; 'Onun suyu temiz, öiüsü helâldir [8] buyurmuştur.
Temiz su, kendisi temiz, başka şeyleri de temizleyici olması özelliğiyle abdestsizlik hâlini ve necaseti giderir.
Temiz su, yine temiz olan farklı şeylerin karışmasıyla, bazı özelliklerinin değişmesine rağmen, 'su' olarak isimlendirildiği müddetçe 'temiz'dir. Ümmü Hâni hadisinde bu konuyla ilgili olarak şöyle rivayet edilmiştir; Rasuluîhh (saliallâhu aleyhi ue sellem) ve Meymûne, içerisinde hamur lekelen bulunan bir leğende susul abdesti almışlardır.[9]
Fakat temiz su, içerisine temiz şeyler karıştıktan sonra, 'su' olarak isimîendirilmiyorsa, onunla temizlik yapılamaz. Örneğin, su ile çay karışırsa, karışım su olarak değil, çay olarak isimlendirilir. Aynı şekilde gül suyu gibi temiz ama 'tabi su' olmayan sularla da temizlik yapılamaz.
2. Necis/Pis Su: Necaset/pislik karışması sonucu özelliklerinden biri değişen sudur.
Suların Hükümleriyle İlgili Bazı Konular:
1. Abdest azalarından dökülen sular 'temizdir'. Kokusu, rengi ve tadı değişmediği veya herhangi bir necaset karışmadığı sürece bu sularla, ikinci defa 'temizlik yapmak' caizdir. Nitekim sahabeler, Peygamberimiz (saliallâhu aleyhi ve sellemj'in azalarına değen abdest suyunu almak için birbirleriyle yarışırlardı.[10]
Abdest ve gusülde kullanılan suların, ibadet amaçlı olmayan temizlik işlerinde, yiyecek ve içeceklerde kullanılması caizdir. Ancak abdest ve gusülde kullanılmış su ile tekrar abdest ve gusül almak caiz değildir.[11]
Buhâri'de nakledilen rivayette, 'Peygamber (saliallâhu aleyhi ue sellem} hanımlarından biriyle tek kapta gusül abdesti alırdı [12] denilmektedir.
2. Şüpheden dolayı su 'temizlik' vasfını kaybetmez.
Çünkü asıl olan 'temizliktir'. Şüphe halinde kesin bilgiyle amel edilir. Temizliği veya necis olduğu tam olarak bilinmeyen sularla abdest alınması caizdir. Bu konuda âlimler ittifak etmiştir.
Hanefî mezhebine göre, temiz su bulunamadığı durumlarda, şüpheli sularla abdest almak caizdir. Ancak bu durumda ihtiyaten teyemmüm de alınmalıdır. Şayet şüpheli su ile temizliği kesin olarak bilinen su birbirine karışmış ise, fazla olduğu bilinen suyun durumuna göre amel edilir. Her iki su da eşit miktarda ise, ihtiyaten teyemmüm de alınmalıdır. [13]
Hakkında Nass [14] Bulunan Necasetler:
1-2. İnsan Dışkısı Ve İdrarı:
Peygamberimiz (saliallâhu aleyhi ve seiem) 'biriniz pisliğe bas-tığı zaman, kuşkusuz toprak onu temizler [15] buyurmuştur.
İdrarın necaset olduğu ise, Enes {(radiyallâhu anh)) hadisinde bildirilmiştir. Bir bedevi mescide idrarını yapar. Orada bulunan bazı kimseler onu engellemek için kalkarlar. Bunun üzerine
Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'onu rahat bırakın, tamamlasın!' buyurur. Bedevi bitirdikten sonra da, bir kova su getirilmesini emreder ve idrarın üzerine döker.[16]
İstincâ,[17] gusül ve abdest almayı emreden hadis-i şerifler de, İnsan dışkısı ve İdrarının necaset olduğunun delilleridir.
3. Mezî:
Oynaşma, cinsel temasın hatırlanması veya arzulanması sonucunda şehvetle birlikte çıkan ince ve yapışkan bir sıvıdır. Fışkırma şeklinde olmadığı gibi, sonucunda herhangi bir gevşeme ve sakinleşme de olmaz. Genellikle çıkarken hissedilmez. Erkeklerde ve hanımlarda olur, ancak hanımlarda daha fazladır.[18] Alimlerin ittifakıyla mezî, necistir.[19] Bu nedenle Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) '(kişi) organını yıkar ve abdest alır [20] buyurarak, mezî çıkması durumunda organın yıkanmasını emretmiştir.
4. Vedî:
İdrardan sonra çıkan koyu ve beyaz renkli bir sıvıdır. Necis olduğu konusunda icmâ edilmiştir.
5. Hayız/Adet Kanı:
Ebû Bekir'in kızı Esma ((radiyallâhu anhâ)) anlatıyor; Peygamber ((sallallâhu aleyhi ve sellem)')e bir kadın geldi ve; 'bizden birisi elbisesine hayız kanı bulaştığında, ne yapmalıdır?' dedi. Peygamber (s.a.); 'ovar, su İle gitiler, üzerine su dökerek yıkadıktan sonra da onunla namaz kılar' buyurdu.[21]
Hayız kanı bulaşan elbisenin yıkanmasının emredilmesi, hayız kanının necaset olduğuna delildir. Bu konuda icmâ edilmiş-tir.
Mutlak Kan: însan veya eti yenilen hayvanlardan akan kanın 'necaset' olduğu konusunda, birçok âlimin icmâda buiundu-ğu nakledilmiştir. Şayet bu konuda 'icmâ sabit ise', kan 'necistir' deriz ve sonraki âlimlerin 'kanın necis olmadığıyla' ilgili muhtemel [22] delillerine itibar etmeyiz. Ancak bu konuda 'icmâ sabit değilse', asıl olan 'temiz hükmünde' olmasıdır. -En doğrusunu Allah bilir-
6. Eti Yenilmeyen Hayvanların Dışkısı:
Abdullah İbni Abbâs ((radiyallâhu anh)) anlatıyor: Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) abdest bozmak için sahraya çıkmak istedi. 'Bana üç taş getir' dedi. Ben iki taş ile bir tane eşek tersi buldum. İki taşı aldı, tersi attı ve; 'bu pistir' buyurdu.[23] Hadiste geçen 'pis/rics' lafzı, 'necaset' demektir.
Bu rivayet, eti yenilmeyen hayvanların dışkılarının 'necaset' olduğuna delildir.
Eti Yenilen Hayvanların Tersleri; Eğer yemlerinin çoğunluğu necaset değilse, idrarı, dışkısı, salyası, sütü ve diğer şeyleri, doğası İtibariyle 'temizdir.
Atların ve eti yenen koyun, keçi, geyik gibi hayvanların terslen, İmam Ebû Hanîfe'ye göre 'necâset-i galîza/ ağır pislik'; Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre 'necâset-i hafife/hafif pislik'tir. [24]
7. Köpeğin Salyası:
Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'birinizin kabım köpek yaladığı zaman, onu temizlemek için, birincisi toprakla olmak üzere yedi defa yıkasın1 buyurmuştur.[25]
Bu hadis, köpek salyasının 'necis' olduğuna delildir.
Köpeğin ağzı hâriç, vücudu ve tüyleri doğası İtibariyle 'temizdir'. Bu konuda İmam Buhârî, muallak bir hadis rivayet etmiştir. Aynı rivayeti Ebû Dâvûd, İbni Ömer'den müsned olarak zikretmiştir. İbni Ömer (radiyallâhu anh) anlatıyor; 'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) zamanında mescitte geceliyordum. Köpekler geceleyin, mescide geiip-gidiyorlar ve idrarlarını yapıyorlardı. Ama (mescide) bundan dolayı su dökülmüyordu.[26]
Köpeklerin kaldığı yerlere su dökmek, sadece müstehaptır. Bu konuda Meymûne validemizin hadisi vardır. Meymûne (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'evimde köpek yavrusu vardı Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) onu çıkarttı, sonra da onun kaldığı yere su döktü'.[27]
8. Domuz:
Allah Teâlâ'nın; 'De ki: 'Bana uahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o pistir- ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum [28] âyet-i kerîmesinin açık hükmü gereği, âlimlerin ittifakıyla domuz necistir'. Domuzun 'necis' olduğu, etinin, yağının ve bütün parçalarının haramlığı konusunda âlimler arasında ihtilaf yoktur.
İmam Ebû Yûsuf'a göre, domuzun kılının düştüğü su, necis su hükmünü alır. İmam Muhammed ise, domuz kılının zaruret durumunda kullanılabileceğini, suya düşmesiyle de suyun, necis olmayacağını söylemiştir.[29] Domuzun kıllarının ayakkabı dikiminde ve badanada kullanılması zaruret durumunda caizdir. Nitekim İmam Mâlik, domuz kılı da dahil olmak üzere bütün kıl, tüy ve yünlerin temiz olduğunu belirtmiştir.[30]
9. Leş:
Şer'î bir boğazlama olmaksızın, yuvasında kendiliğinden ölen hayvanlardır. Bunların 'necis' olduğu konusunda icmâ edilmiştir. Ancak derileri tabaklandığında temizdir. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve selîem) 'leşin derisi tabaklandığı zaman temizlenir' buyurmuştur. [31]
Aşağıdaki Hayvanlar Leş Hükmünden İstisna Edilmiştir;
a) Balık ve Çekirge Ölüsü: Her ikisi de 'temizdir'. Buna İbni Ömer (radiyallâhu anh)'in şu ifadesi delildir; 'iki ölü ve iki kan helal kılındı. İki ölü, balık ve çekirgedir. îki kan ise, ciğer ve dalaktır.[32]
b) Akıcı Kanı Olmayanların Leşi: Sinek, arı, karınca, haşarat ve benzerleri hakkında, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; 'birinizin kabına sinek düştüğü zaman, onu tamamen hatırsın sonra çıkarıp atsın. Çünkü onun bir kanadında zehir, diğer kanadında panzehir bulunur.[33]
c) Leşin Kemiği, Boynuzu, Tırnağı, Yünü ve Tüyü:
Bunların tamamı doğası itibariyle 'temizdir'. İmam Buhârî bu konuda ta'lîk'te bulunarak, Zuhrî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir; Fil ve benzeri hayvanlara ait kemiklerden tarak yapıp kullanan ve onların yağlarını sürünen birçok selef âlimi gördüm. Onlar bunda hiçbir sakınca görmüyorlardı.[34]
10. Eti Yenilmeyen Yırtıcı ve Diğer Hayvanların Artığı:
Artık: İçildikten sonra kapta geriye kalanlardır.
Peygamberimiz (saîlallâhu aleyhi ve sellemj'e, çölde bulunan, yırtıcı ve diğer hayvanların ihtiyacını giderdiği su hakkında sorulduğunda, 'Su iki külle [35] kadar olursa pislik taşımaz [36] buyurmuştur.
Kedi ve benzerlerinin artığı 'temizdir1. Bu konuda Peygamberimiz (saîlallâhu aleyhi ve sellem} 'kuşkusuz kedi 'necis' değildir. O sizlerin etrafında dolanıp durur' buyurmuştur.
Bazı âlimler fıkıh kitaplarında, 'necaset konusuyla' ilgili birçok başlık altında farklı konular zikretmektedirler. Kusmuk, irin, yaradan sızan sarı sular, içki ve benzerleri gibi... Fakat bunların 'necis' olduğuna dair sahih delil bulunmamaktadır. Farklı bir hükmü ifade eden delil bulunmadığı sürece, asıl olan temizliktir. Biz bu şeylerin temiz olduğuna hükmediyoruz. - En doğrusunu Allah bilir.
Necasetin Temizlenmesi
Şârî/kanun koyucu belirli necasetlerin temizlenmesi için berii hükümler koymuştur. Başka şeyler bunların yerine geçemez.
l.Su:
Necasetlerin temizlenmesinde, su asıldır. Şârî'nin izni olmaksızın hiçbir şey suyun yerine geçemez.
2. Elbisenin Hayız Kanından Temizlenmesi:
Elle ovup kazındıktan sonra, çözülmesi İçin parmak uçlarıyla Çitilenir ve su ile yıkanır. Bu konuya, daha önce geçen Esma validemizin rivayeti ve Aİşe validemizin şu hadisi delildir.
Aİşe (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Bizden biri hayız olduğunda, elbisesinden kanı temizlemek için, elbisesini eliyle çitiler, yıkar ve diğer kısımlarına su tutardı. Sonra da, o elbisesiyle namaz kılardı'. [37]
Kanı gidermek için ûd veya başka şeyleri kullanmak, elbiseyi su ve sabun gibi temizlik maddeleri kullanarak yıkamak daha da güzeldir. Buna Ümmü Kays bint Mİhsan hadisi delildir.
Ümmü Kays anlatıyor; 'elbiseye bulaşan hayız kanı hakkında, Peygamber (saîlallâhu aleyhi ve sellem)'e sordum. Onu çubukla [38] kazı, sonra su ve sidr [39] ile yıka' buyurdu. [40]
3. Emzikli Çocuğun İdrarın Bulaşan Elbisenin Temizlenmesi:
Bu konuda Rasulullah (sallalîâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; 'kız çocuğunun idrarı (bulaşan elbise) yıkanır, erkek çocuğunun idrarı (bulaşan elbise) suyla ıslatılır.[41]
4. Mezî Bulaşan Elbisenin Temizlenmesi:
Mezînİn çok sık gelmesi ve birçok kişiyi etkilemesi nedeniyle, temizlenmesi kanun koyucu tarafından hafiflettim iştir. Elbisede mezî bulunan yere suyun serpilmesi yeterlidir. Sehl bin Huneyf-in hadisi bu konuya delildir. Sehl bin Huneyf (radiyallâhu anh) mezî nedeniyle çok zorluk ve sıkıntı çekiyordu. Bunun üzerine Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'e; 'elbisesine mezî bulaşan kimse ne yapmalıdır?' diye sordu. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)? 'bir avuç su alıp elbisende mezî bulaşan yere serpmen yeterlidir1 buyurdu. [42]
5. Etek Uçlarının Temizlenmesi:
Etek uçlarına bulaşan necaset, temiz toprağa sürtünerek temizlenir. Peygamberimizin hanımı Ümmü Seleme validemize, bir hanım; 'ben, uzun etek giyen ve pislik bulunan yerlerde yürüyen bir kadınım, ne yapmalıyım?' diye sordu. Ümmü Seleme de, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in 'daha sonra sürtündüğü temiz toprak onu temizler [43] hadisini söyledi.
6. Ayakkabının Altının Temizlenmesi:
Ebû Saîd el-Hudrî radiyallâhu anh anlatıyor; Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; 'Herhangi biriniz mescide geldiği zaman, ayakkabısını çevirip baksın. Eğer pislik görürse yere sürtsün. Sonra onlarla namaz kılsın.[44]
7. Köpeğin Yaladığı Kabın Temizlenmesi:
Ebû Hureyre radiyallâhu anh anlatıyor; Rasulullah {sallallâhu aleyhi ve sellem); 'birinizin kabını köpek yaladığı zaman, birincisi toprakla olmak üzere yedi defa yıkasın' buyurdu. [45]
8. Leş Derisinin Tabaklanmayla Temizlenmesi:
Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) 'leşin derisi tabaklandığı zaman temizlenir' buyurmuştur. [46]
9. İdrardan ve Benzerlerinden Yerin Temizlenmesi:
Üzerlerine su dökülmesiyle birlikte temizlenir. Nitekim Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) mescitte, bedevinin idrar yaptığı yerin üzerine su dökülmesini emretmiştir. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) mescidin hemen temizlenmesi için su dökülmesini emretmiştir. Çünkü kuruyuncaya kadar beklenilse ve necasetin izi kaybolsaydı, zaten temizlenmiş olacaktı.
10. Necaset Düşen Kuyu veya Yağın Temizlenmesi:
Necasetin ve bulaştığı kısmın çıkarılmasıyla, necasetin giderilmesi sonucunda, geriye kalan kısım temizlenmiş olur. Yağa düşen fare hakkında ne yapılması gerektiği sorulduğunda, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem}; 'fareyi ue bulaştığı kısmı çıkarıp atın ve yağınızı yiyin buyurmuştur. [47]
11. Necasetin Özelliklerini Kaybetmesi:
Necaset, özelliklerini kaybetmesi ve başka bir şeye dönüşmesi durumunda temizlenir. Dışkının toprağa dönüşmesi gibi.
12. Göğsünden Elbisesine Süt Damlayan Hanım:
Elbisesine göğsünden süt damlayan hanımın herhangi bir temizlik yapması ve elbisesini yıkaması gerekmez. Çünkü süt necis değildir, temizdir. İbrahim en-Nehaî de bu görüştedir. Ayrıca İbni Ebî Şeybe'nin 'Musanne/'inde hasen dereceli bir hadis rivayet edilmiştir. [48]
Fıtrî [49] Sünnetler
Fıtrî Sünnetler: Peygamberlerin sünnetleridir-onlara salât ve selam olsun-. Fıtrî sünnetlerin 'din' olduğu da söylenmiştir.
Ebû Hureyre radiyallahu anh anlatıyor; Rasulullah (sallal-lâhu aleyhi ve sellem); 'beş şey fıtrattandır; sünnet olmak, etek tıraşı olmak, bıyıkları kısaltmak, tırnakları kesmek ve koltuk altı tüylerini almak' buyurdu. [50]
Hanımların Sünnet Olması: Cinsel organın Ü2erindeki deriden bir bölümün alınmasıdır. Bundan amaç şehvetin normalleşmesidir.
Hanımların sünnet olması güzelliktir ve müstehaptır.
İbni Kudâme der ki; Sünnet olmak erkekler için vacip, hanımlar için güzelliktir. Birçok âlimin kanaati de bu yöndedir. [51]
Hanımların sünnet olmasının meşruluğuna dair deliller;
Peygamber fsallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; 'Erkek, hanımın dört uzvu [52] arasına oturduğu zaman, sünnet yerleri birbirine temas ederse gusülfarz olur [53] İki sünnet yeri, erkek ve kadının cinsel organlarından alınan parçaların bulunduğu bölgedir. Bu hadiste, hanımların da sünnet olduğu belirtilmiştir.
Hanımların sünnet olmasıyla ilgili birçok hadis ve söz vardır. Bunlardan biri Ümmü Atiyye (radiyallahu anhâ) hadisidir.
Ümmü Atiyye (radiyallahu anhâ) anlatıyor; 'Medine'de hanımları sünnet eden bir kadın vardı. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ona; 'çok derinden kesme. Çünkü bu hanımlara daha fazla haz, eşlerine daha fazla mutluluk verir' buyurdu. [54]
Bir başka rivayette, sünnet ettiğin zaman, kökünden ve derinden kesme. Kuşkusuz o, yüz akıdır ve eş yanında haz duymasıdır [55] buyuruldu.
Bu rivayetin bütün senetleri zayıftır. Ancak Albânî, 'Silsiletu-'s-Sahiha' isimli kitabında bu rivayeti sahih kabul etmiştir. [56]
Her halükarda hanımların sünnet olmasının hükmü 'müs-tehap' olmanın ötesine geçmemektedir. -En doğrusunu Allah bilir.
Misvak Kullanmak:
Misvak kullanmak, Âişe (radiyallahu anhâ) hadisinde belirtildiği gibi, fıtrî sünnetlerdendir.[57]
Misvak kullanmak her zaman müstehaptır. Bazı zamanlar ise müekked müstehap olur;
a) Abdest Alırken: Ebû Hureyre radiyailahu anh anlatıyor; Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; eğer ümmetime zorluk olmasaydı, her abdestle birlikte misvak kullanmalarını emrederdim.[58]
b) Namaz Kılarken: Ebû Hureyre radiyallahu anh anlatıyor; Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; eğer ümmetime zorluk olmasaydı, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim.[59]
c) Kuran Okurken: Ali radiyallahu anh anlatıyor; 'Bize misvak kullanmamız emredildi. Bir kul namaz kılmak için kalktığında, bir melek gelir ve arkasında durur. Okuduğu Kuranı dinler ve yaklaşır. Dinlemeye ve yaklaşmaya devam eder ve nihayet ağzını onun ağzının üzerine koyar. Böylece okuduğu her âyet, meleğin karnında olur.[60]
d) Eve Girerken: Mikdâm bin Şureyh, babasından naklediyor; Âişe radiyallahu anha'ya, 'Peygamber (salhllâhu aleyhi ve sellem) eve girdiğinde ilk ne yapardı' diye sordum; Bana 'misvak kullanırdı' dedi.[61]
e) Gece Namazına/teheccüde Kalkıldığında: Huzeyfe radiyallahu anh anlatıyor; Rasulullah (sailallâhu aleyhi vesellem) teheccüd/gece namazına kalktığında misvakla dişlerini ovalardı.[62]
Tuvalet Âdabı
Tuvalete girerken aşa.ğıdakîlerin yapılması müstehaptır;
1. Tuvalet ihtiyacı açık alanlarda giderilecek ise, gizliliğe dikkat edilmeli ve gözlerden uzak olunmalıdır. Câbİr radiyallahu anh anlatıyor; 'Rasulullah (sailallâhu aleyhi ve sellem) ile birlikte bir yolculuğa çıktık. Rasulullah (sailallâhu aleyhi ve sellem) tuvalet ihtiyacı için uzaklaştı, görünmeyecek bir yere yaptı.'
Hiç kuşkusuz hanımların görülmemesi çok daha önemlidir.
2. Tuvalete girerken, 'bismillahi, Allâhumme innî eûzu bike mine 1-hubusilAllah'in ismiyle, Allah'ım şeytanlardan sana sığınırım' denir.
Rasulullah {sailallâhu aleyhi ve sellem); 'cinlerin gözlerinden ve insanların gizliliklerinden korunmak için, tuvalete girerken 'bismillah' denilmelidir' buyurmuştur. [63]
Enes radiyallahu anh anlatıyor; Rasululiah (sailallâhu aleyhi vesellem) tuvalete girerken, "Allâhumme innî eûzu bike mine'l-hubusi ve'1-habâisi Allah'ım dişi ve erkek şeytanlardan sana sığınırım' derdi. [64]
3. Tuvalete girerken sol ayakla girilmeli, sağ ayakla da çıkılmalıdır. Çünkü değerli işlerde sağla, değersiz işlerde ise solla başlamak gerektiğini ifade eden rivayetler vardır. [65]
4. Tuvaletten çıktıktan sonra 'Gujrâneke/beni bağışla' denir.
Âişe (radiyallahu anhâ) anlatıyor; 'Peygamber (sallaîlâhu aleyhi ve sellem) tuvaletten çıktığı zaman 'gufrâneke' derdi.[66]
5. Tuvalet, kıbleye doğru yapılmamalıdır.
Ebû Eyyûb el-Ensârî radiyallahu anh anlatıyor; Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem) 'tuvaletinizi yaparken kıbleye yönelmeyin, arkanızı da dönmeyin. Doğuya veya batıya dönerek yapın' buyurdu.
Ebû Eyyûb radiyallahu anh der ki; 'Şam'a geldiğimiz zaman, tuvaletlerin kıbleye doğru inşa edilmiş olduğunu gördük. Bu nedenle yönümüzü değiştirerek oturuyor ve Allah Teâlâ'dan mağfiret diliyorduk?.[67]
6. Taş, yaprak ve kâğıtlarla temizlenmek caizdir. Ama su ile temizlenmek daha faziletlidir.
Enes bin Mâlik radiyallahu anh anlatıyor; Rasulullah (sailallâhu aleyhi ve sellem) tuvalete girdiğinde ben, benim yaşımdaki bir çocukla birlikte su kabı ve ucunda keskin demir bulunan bir asa taşırdım. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) su ile temizlenirdi. [68]
Aişe (radiyallahu anhâ) anlatıyor; Rasulullah (saliallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; 'Herhangi biriniz, tuvalete gitmek istediğinde, temizlik için yanına üç taş alsın. Bu taşlar ona yeter.[69]
Kuru kâğıtların kullanılması, taşların kullanılması gibidir. Ancak suyun kullanılması daha faziletlidir. Saîd bin el-Müseyyeb'e, büyük abdest ihtiyacını giderdikten sonra su ile temizlenmenin hükmü soruldu. O da; 'bu şekilde ancak hanımlar temizlenir' dedi. [70]
7. Kemik veya hayvan tersiyle temizlenilmez.
Câbir radiyallahu anh, 'Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sel-lem) kemik ve hayvan tersiyle temizlenmeyi yasakladı' dedi. [71]
8. Cinsel organa sağ elle dokunmamalı ve sağ elle temizle-nilmemeli.
Katâde radiyallahu anh anlatıyor; Rasuluilah (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki, 'biriniz idrarını yaptığında organına sağ eliyle dokunmasın ve sağ eliyle temizlenmesin.[72]
Hanımların sağ elleriyle organlarına dokunmalarının hükmü, erkeklerin sağ elleriyle organlarına dokunmalarının hükmü gibidir. Nitekim hanımlar, erkeklerle özdeştirler.[73]
9. İnsanların yol güzergâhı ile gölgelendikleri yerlerde tuvalet ihtiyacı giderilmemelidir.
Ebû Hureyre radiyallahu anh anlatıyor; Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) 'iki melundan sakınınız!' buyurdu. Sahabeler; 'ey Allah'ın Rasulü! İki melun nedir?' dediler. İnsanların yol güzergâhıyla gölgelendikleri yerlerde tuvalet ihtiyacını giderendir' buyurdu.[74]
10. Banyo yapılan yerde küçük abdest yapmak mekruhtur.
Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem), kişinin banyo yaptığı yerde küçük abdestini yapmasını yasaklamıştır.[75]
11. Durgun suya küçük abdest yapmak caiz değildir.
Câbir radiyallahu anh anlatıyor; 'Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) 'durgun suya küçük abdest bozmayı yasaklamıştır.[76]
12. Yellenme nedeniyle temizlenmek gerekmez. Çünkü yellenmek ve yellenmeyle birlikte çıkan hava kabarcıkları necis değildir.
İmam Ahmed bin Hanbel, yellenme nedeniyle temizlenmenin gerektiği hususunda ne Allah'ın kitabında, ne de Rasulünün sünnetinde bir hüküm yoktur' demiştir.
13. Tuvalette Allah zikredilmez.
Allah Teâlâ, 'kişinin Allah'ın nişanelerine saygı göstermesi, kalplerin takvâsmdandır/Allah'a karşı gelmekten sakınmasındandır [77] buyurmuştur.
14. Tuvalette konuşulmaz ve selam alınmaz.
15. Necasetin elbiseye sıçramasından korunmak için küçük abdest yaparken, sert olmayan uygun mekânların tercih edilmesi m üste haptır.
Abdest
Abdest: Namaz ve benzeri ibadetlerin yapılması için ab-destsizlik halinin giderilmesidir.
Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) 'Abdesti bozulduğu zaman, abdest alıncaya kadar hiçbirinizin namazını Allah kabul etmez [78] buyurmuştur.
Abdestin Alınışı:
Yüce Allah şöyle buyurmuştur; 'Ey iman Edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başlarınızı mesh ederek, topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın..[79]
Osman bin Affan radiyallahu anh abdest almak için su istedi ve abdest aldı. Önce ellerini üç defa yıkadı. Sonra ağzını su ile çalkaladı ve burnuna su çekti. Ardından yüzünü üç defa yıkadı. Sağ kolunu dirsekleriyle beraber üç defa yıkadıktan sonra, sol kolunu yine aynı şekilde yıkadı Başını mesh ettikten sonra sağ ayağını topukhrıyla beraber üç defa yıkadı. Sol ayağını da aynı şekilde yıkadı ve; 'Rasuluilah (sallallâhu aleyhi ve sellemj'i, benim abdest aldığım gibi abdest alırken gördüm' diyerek; Ra-suîullah (sallallâhu aleyhi ve sellemj'in; 'her kim, benim aldığım gibi abdest alır, sonra da kalkıp, aklından bir şey geçirmeden iki rekât namaz kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır' buyurduğunu söyledi.[80]
İbni Şihâb, 'âlimlerimizin bu abdest kişinin namaz kılmak için alabileceği en güzel abdest şeklidir' dediklerini rivayet etmiştir. [81]
Namaz Ve Benzeri İbadetler İçin Abdest Almak İstendiğinde Yapılması Gerekenler;
1. Abdest için kalpten niyet edilir ve 'bismillah' denir.
2. Eller yıkanır ve üç defa mazmaza ve istinşak [82] yapılır.
3.Yüz üç defa yıkanır.
4. Sağdan başlanarak, dirseklerle birlikte kollar üç defa yıkanır.
5. Başın tamamı, kulaklarla birlikte mesh ediür. Başörtülü bir hanım, başörtüsünün üzerine mesh yapabilir.
Yabancı erkeklerin saçını görme ihtimali veya zorluk olması durumunda hanımlar, başörtülerinin altına ıslaklığı geçirecek şekilde, başörtülerinin üzerine mesh yapabilirler. [83]
6. Sağdan başlanarak, topuklarla birlikte ayaklar üç defa yıkanır.
7. Abdest tamamlanınca, 'Eşhedu enlâ ilahe illallâhu vah-dehu lâ şerike leh. Ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve rasuluh şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. O tektir, ortağı yoktur. Ve şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve rasulüdür' denir.
Abdestin Sıhhat Şartlari
Niyet: Abdest için niyet şarttır. Çünkü Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) 'ameller niyetlere göredir [84] buyurmuştur. Niyet kalpten yapıhr, dille söylenmez. Çünkü Peygamber (sallallâhu aieyhi ve sellem) telaffuz etmemiştir.
Hanefî mezhebine göre, abdest alırken niyet edilmesi sünnettir. Çünkü Kurân-ı Kerîm'de abdestin farzları arasında, niyet zikredilmemiştir. [85]
Abdestin Rükünleri
Abdestin gerçekleşmesi bu rükûnlann yerine getirilmesine bağlıdır. Rükûnlardan biri eksik olduğunda abdest sahih/geçerli olmaz.
1. Yüzün Tamamının Yıkanması:
Alın genişliğinin en üstünden, çene kemiğinin en altına kadar olan mesafe ile iki kulak memesinin arasının yıkanmasıdır. Bu mesafenin farz olduğuna Kuran ve Sünnet delildir.
2. Ağzın Suyla Çalkalanması ve Burna Su Çekilip Sümkürülmesi Mazmaza Ve İstinşak:
Ağız ve burun, yüz yıkama eyleminin içerisinde kabul edilmiştir. Çünkü Peygamber (salİallâhu aleyhi ve sellem) her abdest alışında ağzını ve burnunu yıkardı.[86]
Peygamber (salİallâhu aleyhi ve sellem) ağız ve burnun yıkanmasını emrederek, 'biriniz abdest aldığı zaman, burnuna su çeksin ve sümkürsüri [87] buyurmuştur. Bir başka sahabeye de; 'abdest aldığın zaman ağzını suyla çalkala [88] demiştir.
Hanefi ve Şafiî mezhebinde mazmaza ve İstinşak sünnet; Mâliki mezhebinde vaciptir.[89]
3. Dirseklerle Birlikte Kolların Yıkanması:
Dirsek, pazıyla bileğin ayrıştığı (mafsal) yerdir. Dirseklerin yıkanması gerektiği hükmü, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sel-lem)'in uygulamasıyla sabittir. Çünkü Peygamberimiz (salİallâhu aleyhi ve sellem) her abdest aldığında dirseklerini yıkamıştır.
4. Başın Tamamının Mesh Edilmesi:
Yüce Allah, başınızı mesh ediniz. buyurmuştur. Hanımların da, erkekier gibi başlarının tamamını mesh etmeleri gerekir.
Mâliki ve Hanbelîlere göre başın tamamının meshedilmesi vaciptir. İmam Şafiî'ye göre en az bir parmakla meshetmek yeterlidir. Ebû Hanife'ye göre başın en az dörtte biri meshedilmelidir. [90]
Başörtü üzerine mesh, sarık üzerine mesh etmenin hükmü gibidir.[91] Fıkhı ihtilaflardan kurtulmak İçin, başörtüyle birlikte, saçın ön kısmının mesh edilmesi daha faziletlidir. [92]
5. Kulaklar Başın Mesh Edilmesine Dâhildir:
Kulakların mesh edilmesinin farz olması, Rasulullah (sallallâ-hu aleyhi ve sellem)'in başıyla birlikte kulaklarını da mesh ettiğini bildiren sahih hadislerle sabittir.
Peygamberimiz (salİallâhu aleyhi ve sellem) 'kulaklar, başa dahildir [93] buyurmuştur. Bu rivayetin sahihliği konusunda İhtilaf edilmiştir. Ancak, İbni Ömer radiyallahu anh ve selefi salihînden bazı âlimler bu rivayeti sahih kabul etmiştir.
6. Ayakların Topuklarla Birlikte Yıkanması:
Ayakların topuklarla birlikte yıkanması farzdır.
İbni Ömer radiyallahu anh anlatıyor; Rasulullah (salîallâhu aleyhi ve seUem) bir yolculukta geride kaldı. Bize ulaştığında, ikindi vakti çıkmak üzereydi. 0 esnada abdest alıyor ve ayaklarımızı mesh ediyorduk. Bunun üzerine sesini yükselterek iki veya üç defa şöyle seslendi; 'Eyvanlar olsun! Ateşte yanacak o ökçelerin haline!.[94]
Abdestîn farzları, şu ayeti kerimede belirtilmiştir; 'Ey îman Edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başlarınızı mesh ederek, topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın.[95]
7. Tertip:
Abdest alırken sıraya dikkat etmek, abdestin farzlarındandır. Çünkü Allah Teâlâ abdestin farzlarını sıralamıştır. Sıralamanın gereği olarak, ayakları ellerden ayrı zikretmiştir. Zira ayakların ve ellerin yıkanması, başın ise mesh edilmesi farzdır. Ayetteki bu ayırım, sıralamanın farz olduğuna delildir. Ayrıca Peygamber fsalîallâhu aleyhi ve sellem}'in abdest alış şeklini anlatan yirmiden fazla sahabe rivayetlerinin tamamı, ayetteki sıralamaya uygun olarak nakledilmiş olup, bu hükmü teyit etmektedir. Sadece iki rivayette, yüzün yıkanması, ağız ve burna su alıp vermeden önce zikredilmiştir. Fakat her iki rivayette zayıftır. [96]
Hanefî ve Mâlikilere göre abdestte sıraya riayet etmek, 'müekket sünnettir'. Şafiî ve Hanbelîlere göre ise abdestte farz; güsulde 'sünnettir.[97]
8. Peş Peşe Yapmak (Muvâlât):
Örfen abdest almanın dışında sayılan bir şeyle meşgul olup, abdest almaya ara verilmemelidir. Çünkü abdest azalarını peş peşe yıkamak farzdır. Hâlid bin Mi'dân'ın bazı sahabelerden naklettiğine göre; 'Peygamber (salîallâhu aleyhi veseîlem), ayağının üzerinde dirhem miktarı su değmemiş kuru bir yer bulunan bir adamın namaz kıldığını gördü. Ona tekrar abdest almasını ve namazını iade etmesini emretti. [98]
Alimler, abdest azalarını yıkarken kısa aralar vermenin bir sakıncasının olmadığı konusunda icmâ etmiştir.
Hanefî ve Şafiî mezheplerinde abdesti ara vermeden almak 'sünnettir1. Mâlikî ve Hanbelî mezheplerinde ise Vaciptir'.[99]
Abdestin Sünnetleri
Sünnet: Rasulullah (sallaîlâhu aleyhi ve sellem)'in, söz, fiil ve onaylarıdır. Bunların yapılması farz ve vacip, terk edilmesi de haram hükmünde değildir.
1. Abdeste Besmeleyle Başlanması:
Abdeste besmeleyle başlamakla ilgili hadisleri, bazı âlimler sahih kabul etmişlerse de, zayıftır. Fakat her işe besmeleyle başlamak meşru ve güzeldir.
2. Misvak Kullanılması:
Bu konu 'fitrİ sünnetler' bahsinde açıklandı.
3. Abdeste Ellerin Yıkanarak Başlanması:
Bu konuda Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in ab-dest alışını anlatan Osman radiyallahu anh'in rivayet ettiği hadis vardır, '...ellerini üç defa yıkadı.[100]
4. Bir Avuç Suyla, Ağza ve Burna Üç Defa Su Alınıp Verilmesi:
Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), Abdullah bin Zeyd radiyallahu anh'a abdest almayı öğretirken'...bir auuç suyla ağzına ve burnuna su ahp vermiş ue bunu üç defa tekrarîamıştır..[101]
5. Oruçlu Olmayan Kimsenin Ağzına ve Burnuna Su Alıp Vermeyi Bol Suyla Yapması:
Oruçlu kimse, burnuna çok fazla su çekmemelidir. Çünkü Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) '... oruç tutmadığın zamanlarda, burnuna suyu fazlaca çek buyurmuştur.
6. Sağdan Başlanması:
Peygamber {sallallâhu aleyhi ve seliem) 'ayakkabısını giyerken, saçını tararken, temizlenirken ue bütün işlerinde sağla başlamaktan hoşlanırdı.[102]
7. Abdest Âzalarının Üçer Defa Yıkanması:
Peygamber (sallallâhu aleyhi ve seliem) abdest azalarını birer defa veya ikişer defa yıkayarak abdest alırdı [103] denilmiştir.
8. Abdest Azalarının Ovulması:
Abdullah bin Zeyd radiyallahu anh anlatıyor; 'Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellemj'e yaklaşık 0,33 litre[104] su getirildi ve onunla kollarını ovarak abdest aldı.[105]
9. El ve Ayak Parmaklarının Arasının Ovulması:
Peygamber (sallallâhu aleyhi ve seİlem) şöyle buyurmuştur; 'Abdest alırken suyu her âzâya gerektiği kadar kullan, parmaklarının arasını ov, eğer oruç değilsen burnuna suyu fazlaca çek'.[106]
10. Abdest Azalarının, Farz Olan Miktardan Daha Fazla Yıkanması:
Yüzü yıkarken, başın Ön kısmını da yıkamak müstehaptır. Buna, 'alındaki parlaklığı' artırmak anlamında 'gurre' denir. Aynı şekilde iki dirsek ve ayak topuklarının yukarı kısımlarını da yıkamak müstehaptır. Buna da, 'ayaklardaki parlaklığı' artırma anlamında 'tahrir denir.
Ebû Hureyre radiyallahu anh anlatıyor; Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem);'ümmetim kıyamet günü, abdest izleri olan, alanlarındaki ve