Fatiha Süresi Ne Anlatıyor
Fatiha, Kur’an’ı Kerimin ilk suresidir. İlk suresi oluşunun hikmet ve sebepleri vardır ve çoktur. Kur’an’ı Kerim, “yaş ve kuru”, “büyük ve küçük” adına ne varsa hemen hepsinden haber veren bir sistem Kitabıdır. Kur’an’ı Kerim, tüm insanlığı “en mükemmel hayat sistemine davet eden bir hayat düsturudur. Ayni zamanda Fatiha, Kur’an’ın özetidir.
Kur’an’ı Kerimin ilk suresi Fatiha, kâinat hakikatinin erişilmez bilgilerinin hulasasıdır. “Ezelden ebede kadar bütün olmuş ve olacak olaylar hakkında bilgi verir.
Yalnızca Allah Teâlâ’nın hamde layık olduğunu bildirir.
Allah Teâlâ âlemlerin yegâne yaratanı, yaşatanı, yöneticisi, koruyucusu, besleyip kemale erdiricisidir.”
Bunları haber verdiği gibi erişilmesi hayal bile edilemeyen gökleri, Arş’ı, Kürs’ü de hissettiren bir Suredir. Onun için
Fatiha suresini okuyacak bir insanın çok donanımlı olması ve tefekkür etmesi gerekmektedir.
Bu süreninin nice özelliği vardır. Her şeyden önce evrenseldir ve Kur’an’ın özetidir. Tevhid sisteminin en güçlü enerji hazinesidir. Besmele dâhil olmak üzere ilk dört ayet, varlıkların (âlemlerin) ezel ve ebed yönlerini hatırlatır, Yaratan Kudretin mevcudatı var etmesini, onları koruduğunu, kolladığını ve her şeyleri ile yönettiğini dile getirir. Sayısız melek’ten, Arş’tan, Kürs’ten, göklerden ve nice varlıklara varıncaya kadar her şeyin özünün ilâhî iradeye bağlı olduğundan haberdar eder. Bütün bunlarla beraber Allah Teâlâ’nın varlıklar âlemine rahmetle tecelli ettiğini ve Allah’ın “Rahman” olduğunu telkin eder.
Bu kıvamdan sonra, Fatiha suresi kulu, bir başka mana iklimine kavuşturur. Allah’a, şirkten arınmış olarak “ancak sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz” ikrar ve talepleri arz etmeye yönlendirir. Allah Teâlâ’nın muhatabı olarak O’nun muhabbetine kavuşturur. Bu ikrar ve talep ile kul Rabbi’ne teslimiyetini arz eder, kulluk şuurunu geliştirir.
Kul şuuru ile hayatını netleştirir ve O’nun sistemi dışına çıkmamak üzere sistemine ram olur.
Allah Teâlâ’nın, ebedî âlemde de iyilere, rahmetini tahsis ettiği ismi şerifi “Rahîmdir.” “Ya Rabbi! Yalnız Sana kul olarak ubudiyetimizi arz ederiz, ancak Sen'den yardım dileriz.” Gerek kul olmayı kabul edip benimsemek ve gerekse kul olarak sığınıp dayanacağı ilâhî iradeyi tanımak insanı, insanlaştırır. İnsan kimliği ile Rabbine yönelmek, onu aslî değerine kavuşturur. Ve ayette ruhanî imajın tecelli ettiği görülür. Öncelikle Fatiha’yı okuyan, “birey kipi” ile ikrarda bulunması gerekirken “biz” ifadesi ile kullanılması, meseleyi evrenselleştirir. Tüm iman ehli, bütün zerrelerden başlamak üzere kürelere varıncaya her şey ile beraber Allah’a teslimiyetlerini arz etmiş olurlar. Bununla ifadelere sığmayacak bir hakikat ortaya çıkar. Kâinat çapındaki bütün varlıkların yani kesretin tevhidde bütünleştiği bir hâle bürünür.
Bundan sonra beşerî düzeyde tüm insanlığın dünya ve âhiret saadetini sağlayacak sağlam bir hayat sistemi imajı yer alır. “Bizi Hidayet yolu olarak sana varan doğru yola erdir.” Hidayet, ilâhî sistemdir. Doğru yol ise bir nevi hidayetin açıklamasıdır. Çünkü hidayet, her yönü ile mükemmel ve her yönü ile şaşmaz doğru bir yönetim tarzıdır. Tahrif olan dinlerin her ikisi de aslî değerlerini kaybetmişlerdir. Kur’an sistemi, Şeri’at, Hak yol ve İslam devleti gibi kavramları ayni manayı ifade ederler. Bu sistem dünyaya yön vermiş âdil bir sistemdir.
Bu sistemin tevhid sistemi dâhilinde görevlendirilmiş rol modelleri, önderleri, öncüleri ve liderleri vardır. Bunlar, Cenabı Hakkın “Kendilerine, lütfundan nimet verdiği kimselerdir.” Bunlar da ilgili ayette görüldüğü bibi zikredilmektedirler: Allah'a ve Peygamberine itaat edenler, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddıklar, şehidler ve Salihlerle beraberdirler.
Bunlarsa ne güzel birer arkadaştırlar! (Nisa:469) Bunların dışında olunmaması geren kesimler vardır.
Onlar, “kendilerine gazap edilenler” ve “sapkınlardır.”
Gazap edilenler, Yahudiler, sapkınlar ise Hiristiyanlardır.
Bu sosyal netliği ve sistem farklılığını ortaya koyan kavramlar, her iki kesimin de hoşuna gitmediği için her alanda İslam düşmanlığı yapagelmişlerdir. Onun için mümin müslümanlar bu bilinçte olmalıdırlar.
Bu gerçekler karşısında, yalnızca Fatiha suresini, müslümanlar, anlayarak ve inanarak uygulamaya başladıkları zaman şirk batağından çıkıp tevhid sistemine kavuşmuş olacaklardır.