Fatır Suresi
Rabbimiz Enfal Suresi 24.ayette bizlere şöyle seslenir: “ Ey iman edenler! Sizi hayat verecek şeylere çağırdıklarında Allah ve Resulü'nün çağrısına koşun ve şüphesiz bilin ki Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Unutmayın ki O'nun huzuruna götürüleceksiniz.
“Bu ayetten anlıyoruz ki vahiysiz yaşam demek ,yaşayan ölü demektir. İnsanı diriltecek olan Allah ve Resulünün çağrısıdır. Kur’an’ın bir adı da ruhtur ve bu ruhla ilişkisi kesilmiş insan ölüdür.
Allah kişi ile kalbi arasına engel olur. Çünkü Allah kişiye kendi kalbinden daha yakındır. Allah, kalpleri değiştiren, kalplere hükmedendir. Çünkü Allah, Muhavvil el Gulûbdur. Kalplere egemen olan, onlara söz geçiren, onları evirip çevirip dilediği hale sokandır. Bu sebeptendir ki Allahın Resulü ; “Ey kalpleri evirip çeviren Rabbimiz kalbimi dinin üzere sabit kıl” diyerek dua eder. Allah bizim özgür irademizle yaptığımız güzel amellerden razı olacak. Bu amelleri rabbim bizlere sevimli kılsın. Ayette bu çağrıya koşun diyor, yürüyün demiyor. İşimiz çok, zamanımız az. Rabbim O’nun yolunda koşanlardan eylesin bizleri. Ahiret hayatı hatırlatılır ayetin son kısmında. İşte bu ayet ışığında başlayalım Fatır Suremize.
Mushaftaki sıralamada otuz beşinci, iniş sırasına göre kırk üçüncü sûredir. Furkan sûresinden sonra, Meryem sûresinden önce Mekke'de inmiştir. İlk âyetinde "yaratan" anlamına gelen fâtır kelimesi geçtiği için bu adı almıştır; aynı âyette "melekler" mânasına gelen kelimenin yer alması sebebiyle "Melâike sûresi" olarak da isimlendirilmiştir. Allah'ın yaratıcılığı, O'ndan başka tanrı bulunmadığı ve şirkin ne kadar çarpık düşüncelere dayalı bir zihniyet ve tutum olduğu, Hz. Muhammed'in önceki peygamberler gibi Allah katından mesaj getirmiş hak peygamber olduğu, öldükten sonra dirilmenin gerçekleşeceği ve dünyadaki amellerin karşılığının âhirette mutlaka görüleceği açıklanmakta, Cenâb-ı Allah'ın kudretinin delillerinden örnekler verilmektedir (1)Tüm bu deliller görmek isteyenler içindir.Gözü kör olup gerçeğe sırtını dönenler bu kaynaktan asla faydalanamazlar.
Süyûtî diyor ki: Bu Surenin Sebe Suresinden sonra yer almasının sebebi, bu iki Surenin uzunluk hususundaki uygunlukları yanında her ikisinin de "hamd" ile başlamasıdır. Allah Tealâ, Sebe Suresinin sonunda kâfirlerin helak edilmesi ve en şiddetli azapla azap edilmesini "Artık kendileriyle arzuladıkları şeyler arasına engel konur. Nitekim daha önce benzerlerine de aynı şey yapılmıştı." ayetiyle açıklayınca, Allah'ın melekleri risalet ve vahyi tebliğ etmek için peygamberlere elçi olarak gönderme, yaratma ve yoktan varetme kudretiyle muttasıf olmasından dolayı müminlerin Allah'a hamdetme ve şükretmelerinin lüzumunu beyan etmek gerekli olmuştur.(2)
Suremizin 10. ayeti şu şekildedir:“ Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler yükselir. Onları da Allah'a amel-i sâlih ulaştırır. Kötülükleri tuzak yapanlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur. “Güzel sözleri Allah’a ulaştıracak olan güzel amellerdir. Eğer rabbimizin yardımını, affını, mağfiretini kazanmak istiyorsak O’nu razı edecek işler yapma yolunda olacağız.
Rabbimiz bizlerden imanımızı ispatlamamızı istiyor. Malla, canla, evlatla, eşle, mevki, makamla…. İzzet ve şerefi fani olanda arayanın yüzü ahirette gülmeyecek, hüsrana uğrayanlardan olacaktır. Dünyada da rezil ve rüsvay olacaktır.
Onların tuzağı ne zaman bozulur? Bizler fıtratımıza rücu edince, Kuran ve Sünnet’e dönünce bozulur.
Yoksa biz oturup sadece kavli yöneliş içinde olup fiili yönelişi terk edersek Allah’ın yardımı ne zaman diye bekler dururuz. Allah bizim ellerimizle oyunları bozmak istiyor. Salih amel istiyor toplumları dönüştürecek…
Süfyan-ı Sevri diyor ki;
-"Söz kabul edilmez, amel olmayınca, amel kabul edilmez ihlas olmayınca." Yani halisane ibadet etmelidir, amel etmelidir, dünya menfaati için amel edilmemelidir.
“Görenle görmeyen bir olmaz
Karanlıklarla aydınlık (bir olmaz)
Gölge (serinlik) ile sıcaklık (bir olmaz)
Dirilerle ölüler bir olmaz. Şüphesiz Allah dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere işittiremezsin.“(19-20-21-22.ayetler)
"Görenle, kör olan (bu dünyada bile) bir değildir." Burada kastedilen mümin insan ile kafir olan insandır. "Karanlıkla, aydınlık da bir değildir," gölge ile yakıcı sıcak da bir değildir. "Nasıl ki bunlar bir değilse; küfürle imanda bir değildir. Cennet ile Cehennem de bir değildir. Peygamberimiz (s.a.v.) “Bu sûreyi okuyana cennetin sekiz kapısı açılır, o kapıların hepsinden melekler tarafından 'gel benden cennete gir' diye çağrılır. O dilediğinden girer.” buyurmuştur.
Suremiz şu ayetle biter: “Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; fakat onlara belirlenmiş bir vadeye kadar mühlet veriyor. Vâdeleri dolduğunda ise, Allah kullarını hakkıyla görmektedir.
“O büyük gün için gecesini gündüzüne katan kullardan, has kullardan olabilmemiz umudu ve duasıyla…. Her daim yönelişimiz rabbimize olsun.
Amin.
---------------------------------------------------------
Kaynaklar:
1-Kuran Yolu –Diyanet tefsiri
2-Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/509.