Gönderen Konu: Kef Süresi  (Okunma sayısı 1312 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6596
Kef Süresi
« : Temmuz 27, 2024, 08:13:15 ÖÖ »


Kef Süresi

Kur’an-ı Kerim’deki sıralamada on sekizinci, iniş sırasına göre altmış dokuzuncu sırada yer alan Kehf suresi, 110 ayetten oluşmaktadır. Gaşiye suresinden sonra Mekke’de nazil olmuştur. (İbn Aşur, et-Tahrir ve’t-tenvir, Tunus: 1984, 15/241-242.) Surenin 28, 83 ve 101. ayetlerinin Medine’de indiğine ilişkin rivayetler, gerek ayetlerin akışı ve muhtevası gerekse üslubu bakımından zayıf bulunmuştur. (Derveze, et-Tefsiru’l-hadis, Kahire: Daru İhyai’l-Kütübi’l-Arabi, 1383, 5/50.) Sure ismini, 9-26. ayetlerde kıssası anlatılan ve “mağara arkadaşları” anlamına gelen Ashab-ı Kehf’ten almıştır. Söz konusu kıssada inançları sebebiyle öldürülmekten kurtulmak ve dinlerini korumak amacıyla bir mağaraya sığınan gençlerin mucizevi hâlleri anlatılır. Bunun yanında surede ayrıca iki bahçe sahibi ile arkadaşı arasında geçen konuşma, Hz. Musa ve Hızır arasındaki yolculuk ile Zülkarneyn kıssası yer alır.

Surenin nüzul sebebine ilişkin tefsir kaynaklarında şöyle bir olay nakledilir: Müşrikler, Allah Resulü’nün peygamber olup olmadığını araştırmak ve konu hakkında bilgi almak üzere kıssacılığı ile bilinen Nadr b. Haris ile Ukbe b. Ebu Muayt’ı Medine’deki Yahudi âlimlerine gönderir ve kendilerine şunu söylerler: “Muhammed’in durumunu onlara sorun, vasıflarını ve söylediklerini anlatın; onlar kitap ehlidir, peygamberler hakkında bizim bilmediklerimizi bilirler.” Bu iki adam, Medine’ye giderek meseleyi Yahudi âlimlerine anlatırlar. Onlar da Ashab-ı Kehf, yeryüzünün doğu ve batısına giden kişi ve ruh konularında Hz. Peygamber’e soru sormalarını, eğer bunları bilirse onun peygamber olduğunu ve ona inanıp uymalarını aksi hâlde ona istediklerini yapabileceklerini tavsiye ederler. Nadr ile arkadaşı Mekke’ye dönünce bunları Hz. Peygamber’e sorarlar. Allah Resulü de bu soruların cevaplarını bir gün sonra vereceğini bildirir, fakat “inşallah” demeyi unutur. Beklediği vahiy gelmeyince de müşrikler Efendimizin aleyhinde konuşmaya başlarlar. Bunun üzerine Hz. Peygamber büyük bir sıkıntıya düşer ve çok bunaldığı bir sırada on beş gün sonra Cebrail (a.s.) yukarıdaki soruların cevabını içeren Kehf suresini getirir. (Taberi, Camiu’l-Beyan, Kahire: Daru Hicr 2001, 15/143-144.)

Elmalılı Hamdi Yazır, bu rivayeti hadis tekniği açısından zayıf bulur. Ayrıca o, ruhla ilgili olan sorunun daha önce nazil olan İsra suresinin 85. ayetinde açıklandığını ve bu sebeple rivayetin ihtiyatla karşılanması gerektiğini söyler. Yazır’a göre surenin başındaki ayetler, “Allah çocuk edindi.” şeklindeki bir iddianın ilmî dayanağı bulunmayan büyük bir yalan olduğunu açıklamak, bu sözü söyleyenleri uyarmak ve onları tevhide davet etmek için indirilmiştir. Zülkarneyn ile ilgili sorunun cevabı da bunun tamamlayıcısı olmuştur. (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, 5/3219-3220.)

Allah’a hamd ile başlayan Kehf suresinin ilk ayetlerinde, iman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlara içinde ebedî kalacakları güzel bir mükâfatı (cennet), iman etmeyenlere ise çetin bir azabı bildirmek için Kur’an’ı gönderen Allah’ın şükredilmeye layık olduğu belirtilir. Daha sonra O’na çocuk yakıştıranların bu sözlerinin büyük bir yalan ve iftira olduğu ifade edilir. Ayrıca melekleri Allah’ın kızları konumuna koyan bazı müşrik Arapların gerçek dışı ve cehalet ürünü olan bu inançları reddedilir. Ardından insanların Kur’an’a inanmamaları sebebiyle helak olacakları korkusuyla büyük bir üzüntü duyan Hz. Peygamber teselli edilerek bu kadar üzülmemesi gerektiği hatırlatılır. Daha sonra ise kimin daha güzel eylemlerde bulunacağını denemek için yeryüzündeki tüm nimetlerin dünyanın bir süsü olarak çekici hâle getirildiği bildirilir. (Kehf, 18/1-8.)

Surenin 9 ila 26. ayetleri arasında Ashab-ı Kehf kıssasına yer verilir. Bu kıssada, putperest bir kavmin içinde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan, göklerin ve yerin Rabbinden başkasına asla ibadet etmeyeceklerini açıkça ilan edip şirke karşı duran birkaç gencin hikâyesi anlatılır. Kavimlerinden gördükleri baskı ve zulüm nedeniyle inançlarının gereğini yerine getiremeyeceklerini ve bu yüzden öldürüleceklerini anlayan gençler, köpeklerini de yanlarına alarak bir mağaraya sığınırlar ve içinde bulundukları durumdan bir çıkış yolu göstermesi için Allah’a dua ederler. Bunun üzerine Allah onların dualarını kabul eder ve kendilerini orada uzun müddet derin bir uykuya daldırır. İnsanların, öldükten sonra dirilmenin ve kıyametin şüphe götürmeyen bir gerçek olduğunu anlamaları için Allah Teâlâ tarafından uyandırılırlar. Gençler, o mağarada bir gün veya daha kısa bir süre uyuduklarını zannederler. O gençlerden biri yiyecek almak üzere şehre gittiğinde ve halkla temas kurduğunda insanlar, onların bu durumunu öğrenir. Böylece Allah’ın vadinin hak olduğuna ve kıyametin mutlaka geleceğine inanırlar. Daha sonra gelen ayetlerde dünya ve ahiret hayatı mukayese edilerek insanlara öğüt verilir. Devamında yegâne sığınılacak varlığın ancak Yüce Allah olduğu, O’nun rızasını arzulayarak sabredip dua etmek gerektiği, böyle yapanların ahiret yurdunda muhakkak karşılığını alacakları ifade edilir. İnkâr eden zalimler için ise onları çepeçevre kuşatacak bir azabın geleceği bildirilir. (Kehf, 18/27-31.)

İnanan ve inanmayan insanların ahirette karşılaşacakları sahneyi anlatan bu ayetlerin ardından bunları pekiştirecek iki misal verilir. İlk misalde, kendisine çok sayıda nimetin yanında iki güzel bahçe de verilen, malının yok olmayacağını ve kıyametin kopmayacağını iddia eden kişi ile hakiki bir mümin arasında yapılan bir konuşmaya yer verilir. Söz konusu misalde mümin olan kişinin bu kimseye iman ve salih amel konusunda öğüt verdiği, kendisini mükemmel bir şekilde yaratan Allah’a ortak koşmaması gerektiğini hatırlattığı ancak servet sahibi olan şahsın ise Allah’a iman edip O’nun verdiği nimete şükretmek yerine malını arkadaşına karşı böbürlenme ve nankörlük vesilesi yaptığı ve sonunda tüm varlığını kaybederek derin bir pişmanlık yaşadığı anlatılır. İkinci misalde ise dünya hayatının gökten indirilen yağmura benzetilip bu sayede bitkilerin yetiştiği, ancak arkasından rüzgârın savurmasıyla çerçöp hâline dönüştüğü ifade edilir. Böylece fâni olan dünya hayatının, ebedî olan ahiret hayatını elde etmenin bir vasıtası olarak değerlendirilmesi gerektiği bildirilir. Devamında, sahip olunan servetin ve çocukların dünya hayatının süsü olduğu hatırlatıldıktan sonra Allah katında kalıcı olanın salih ameller olduğu belirtilir. (Kehf, 18/27-49.)

50-59. ayetlerde ise Hz. Âdem ile Şeytan kıssasına yer verilerek Allah’ın meleklere Âdem’e secde etmeleri yönündeki emrine rağmen İblis’in buna uymadığı bildirilir. Böylece Allah’ın ve peygamberinin yolunu bırakıp da hem Allah’ın hem de insanların düşmanı olan İblis’in ve soyunun yolundan giden sapkın insanlar uyarılır. Daha sonra peygamber göndermek, kitap indirmek gibi ilahi nimetlere atıf yapılarak kulların bu nimetlere şükürle karşılık vermeleri istenir. Devamında ise Allah’ın ayetleri kendisine hatırlatıldığı halde kibirlenip de bunlara sırt çevirenlerin büyük bir azapla karşılaşacakları haber verilir.

60-82. ayetlerde ise Hz. Musa ile kendisine hikmet verilmiş olan bir zatın kıssası anlatılır. Söz konusu kıssada Hz. Musa, müfessirlerin birçoğunun Hızır (a.s.) olduğunu belirttikleri bu kişinin ilminden faydalanmak için yapacağı yolculuk esnasında ona arkadaş olmayı teklif ettiği, onun da Hz. Musa’dan sabırsızlık gösterip yaptıklarının hikmetini sormamak kaydıyla bunu kabul edebileceğini söylediği belirtilir. Hz. Musa’nın da onun bu şartını kabul etmesiyle yolculukları başlamıştır. Arkadaşı önce üzerinde bulundukları gemiyi deler, ardından küçük bir çocuğu öldürür, daha sonra ise uğradıkları beldenin halkı kendilerini misafir etmedikleri hâlde orada yıkılmak üzere duran bir duvarı tamir eder. Her seferinde verdiği sözde durmayıp yapılanların hikmetini soran Hz. Musa’ya arkadaşı artık beraberliklerinin sona erdiğini söyler ve ilk bakışta yanlış gibi gözüken davranışlarının gerçek nedenlerini anlatır. (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Ankara: DİB Yayınları, 3/570-572.)

Bu ayetlerde olayların, görünenin dışında başka sebepleri, anlamları ve amaçlarının da bulunabileceğine işaret edilmiştir. Surenin 83-101 ayetlerinde Zülkarneyn kıssası yer alır. Burada kendisine iktidar ve ihtiyaç duyduğu her şey için vasıta verildiği bildirilen Zülkarneyn’in önce batıya sonra doğuya gidip karşılaştığı toplulukları uyardığı, ardından iki dağ arasına ulaştığında Ye’cuc ve Me’cuc’un kendilerine zulmettiğini söyleyen bir kavimle karşılaşıp onlar için saldırılara karşı korunmalarını sağlayacak bir set yaptığı bildirilir. Ayrıca kıyametin kopmasına ve surun üfürülmesine, Ye’cuc ve Me’cuc gibi saldırgan toplulukların kıyamette azapla yüz yüze geleceğine temas edilir.

Sonraki ayetlerde ise (Kehf, 102-110.) Allah’ı ve ahireti inkâr edenlerin dünyadaki çabalarının boşa gidip acıklı bir azaba uğrayacakları, iman edip iyi davranışlarda bulunanların ise Firdevs cennetine girecekleri belirtilir. Sure, Yüce Allah’ın bilgisi için bir sınır olmadığının açıklanmasının ardından Hz. Peygamber’in de bir beşer olduğunu, Rablerine kavuşmayı ümit edenlerin O’na ortak koşmaksızın iyi ve erdemli işler yapmalarının gerekli olduğunu bildiren ifadelerle sona erer.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

İslamî Bütünlük Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:07:08 ÖS]


Peygamberi (SAV) Neden ve Nasıl Sevmeliyiz Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:02:39 ÖS]


Hz. Muhammed s.a.v Tanıyalım Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:57:49 ÖS]


Kan Kaybeden Kardeşlik Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:49:58 ÖS]


İslam Kardeşliği Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:45:03 ÖS]


İnanmak İnsanın Fıtratında Var Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:29:08 ÖS]


Ekrem Topaloğlu - Can Efendim 320 Kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:19:47 ÖS]


Birlikte. Cesurca. Yaşamak ve Mü'minler Öfkelerinr Hakim Olurlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:43:22 ÖÖ]


Rabbani Eğitim Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:22:26 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (SAV) - Müslüman’ın Müslüman Üzerinde 5 Hakkı Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:13:32 ÖÖ]


Müslüman’ın Müslüman Üzerinde 5 Hakkı Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:08:56 ÖÖ]


Yedi Sınıf İnsan Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:56:38 ÖÖ]


Herkes Kendi Mezhebine Göre Sorguya Çekilecek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:47:31 ÖÖ]


Dua Ordusu Gazâ Ordusu Askerlerinin Ruhu Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 19, 2024, 07:48:08 ÖÖ]


Allahü Teâlânın Kullarına İyilik Etmek Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 19, 2024, 07:27:46 ÖÖ]


Hastalıklardan Kaza ve Belalardan Korunmak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 19, 2024, 07:23:04 ÖÖ]


Namaz ve sağlığımız Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 19, 2024, 07:17:13 ÖÖ]


Yahudiler ve Yahudilik 14 Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 19, 2024, 07:04:05 ÖÖ]


Resulullah'ta Sizin İçin Güzel Örnekler Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 19, 2024, 06:47:10 ÖÖ]


Dünya Tarlasına Hayır Tohumları Ekelim Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:51:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53