Elinizi Çekin Kolunuzu Uzatın
“Bir günden sakının ki, o gün Allah’a döndürüleceksiniz, sonra herkese kazandığı tastamam verilecek ve onlara haksızlık edilmeyecektir.”(Bakara, 281)
İslam’ın itikat esası iki ana kelime ile özetlenebilir: Allah ve âhiret inancı. Aslında Allah inancı; meleklere iman, kitaplara iman, peygamberlere iman, kaza ve kadere iman gibi inanılması gereken her şeye iman ile birlikte ahirete ve ondaki olacaklara imanı da kapsar. Zira Allah dünyanın da âhiretin de Rabbi, Hâkimi, Maliki… dir. Hayat; Dünya ve Âhiret diye birbirinden ayrı iki değişik mekânda yaşansa da tıpkı bir paranın iki yüzü gibi birbirinden koparılamayan bir bütündür.
Abdullah b. Abbas hazretleri Bakara suresinin 281. ayeti olan “Bir günden sakının ki, o gün Allah’a döndürüleceksiniz, sonra herkese kazandığı tastamam verilecek ve onlara haksızlık edilmeyecektir.” emr-i ilahisi için “Kur’ân-ı Kerîm’in en son nazil olan ayetidir” der.
Hayat üç gündür. Dün, bugünü kazanmak için vardı! Bugün de yarını kazanmak için var. Dün ve bugünden ibaret olan birinci hayat, kazanma hayatıdır. Bu hayat, başlangıcından sonuna kadar tamamen Allah’ın bağış ve ihsanı ile doludur. Bu hayatı insan kazanmamış ve hiçbir şeyi için bir bedel ödenmemiştir. Zira bu hayat dükkânları, tezgâhları, müşterileri… Cenabı Hak tarafından oluşturulmuş bir pazar yeri gibidir. Bu hayattan başka insan için ikinci bir hayat daha vardır ki bura da bedeli ödenmemiş hiçbir şey yoktur. Her şey bir bedel karşılığıdır. Bu bedel de birinci hayatta ödenmelidir. İkinci hayatta çalışmak ve kazanmak yoktur.
Birinci hayatta yapılan her şey, söylenen her şey hatta gönülden geçirilen her niyet dahi kayıt altına alınır ve ikinci hayat için bir değer ifade eder. Kazanmak isteyenler için bu hayatın da kolay kazanma yolları vardır. Bunlar; imanlı olmak, salih amel işlemek, hakka ve hukuka riayet etmek, sabırlı olmak, merhametli olmak ve bu değerleri insanlığa yaymaya çalışmak gibi erdemlerdir.
İman her şeyin başıdır, nurdur, dünyada ve ahirette göz aydınlığıdır. İmanı olmayanın hiçbir şeyi yoktur. Ahirette de Allah’ın merhametini ummaktan başka iyilik adına hiçbir şeyi de yoktur. Ebedi cehennemde ıstıraplar içerisinde olacaktır.
“Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri de tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarır. İşte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî olarak kalırlar.” (Bakara, 257)
Ahiret ticareti olan dünya hayatının çok kazandıran günleri de vardır. Bugünlerden biri de Ramazan-ı Şerif ayıdır. Bu ayda Rabbimizin bize inam ve ikramı saymakla bitmez. Kazancın en karlı olduğu gün de bu ayda gizli olan Kadir gecesidir. Onda elde edilebilecek kar bir ömürde kazanılacaktan hem daha çok hem daha hayırlıdır.
Ramazan ayında başkalarına izzet ve ikram çok önemlidir. Ancak kişinin kendisini unutması kendinde bir dönüşüm yapmaması onun aklını kullanmadığının bir örneğidir.
“Siz kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Bakara, 44)
Dünya ticaretini kaybedip cehenneme gideceklerin özellikleri sayılırken “Onlar, yalana çok kulak verirler ve çok haram yerler.” buyrulmaktadır. Bu Ramazan, yalan söylemeyi ve dinlemeyi terk edelim. Haram kazanmayı ve yemeyi terk edelim. Yoksul ve yetimler başta olmak üzere kimsenin malına el uzatmayalım. Zekâtlarla, sadakalarla, hediyelerle ve en önemlisi merhametle insanlara kollarımızı açalım.
Unutmayalım ki;
“Sizin asıl dostunuz Allah’tır, O’nun Resulüdür, namazlarını kılan, zekâtlarını veren ve rükû eden mü’minlerdir. Kim Allah’ı, O’nun Resulünü ve mü’minleri dost edinirse, (iyi bilsin ki) Allah’ın taraftarları galip geleceklerdir.” (Maide, 55-56)