Biz Kur'an'ı Sana Güçlük Çeksin Diye İndirmedik
İslam, merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimizin insanlık için seçtiği ve razı olduğu dindir. Din insanın kulluk mücadelesinde yolunu bulabilmesi, sapmaması ve mutlu olması için bir takım kurallar koymuştur. Bunlarda “yaratan yarattığını bilmez mi?” sırrı mucibince anlaşılır ve kolayca uygulanabilir niteliktedir. Zayıf olarak yaratılan insanoğluna sunulan kolaylıklar ibadetleri yerine getirirken zorlanmaması ve daha iyi bir kul olabilmesi içindir. “O sizi seçti ve size dinde bir güçlük yüklemedi.”[Hac22/78] buyururken Rabbimizin muradı zorluk değil, kolaylıktır.
Fıtrata en uygun din olan İslam’ın bu evrensel ilkesi Rasulullahın “şüphesiz din kolaylıktır, her kim bu dini zorlaştırırsa altında kalır. Onun için orta bir yol tutun ve dini takribi bir surette tatbik edin.”[buhari iman 29] hadisi şerifinde dillendirilmiştir. Rabbimiz orta yolu bırakıp ibadet niyetiyle dahi olsa kendisinden istenmeyen ağır yükler altına girmeyi yasak etmiş, Hristiyanlıktaki ruhbanlığı emretmemiştir.[ Hadid57/27] Peygamber efendimiz de [ sav] devam edilmesi halinde zorlanılacak nafile ibadetlere başlanmaması konusunda ashabını uyarmıştır. Nitekim Abdullah bin Amr, fazla ibadet etme yönünde Rasulullahtan aldığı ruhsat için ihtiyarlayıp güç ve kuvvetten düşünce “keşke Rasulullah’ın ruhsatını kabul etseydim.” diye hayıflanmıştır.
Dinde kolaylık, aynı zamanda Rasulullahın davet metotlarındandır. O dini tebliğ ederken daima kolaylık yolunu tutmuş ve ashabına da bunu sıkça tavsiye etmiştir. Nitekim Muaz bin Cebeli Yemene vali olarak gönderirken “kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.”[Buhari ilim 1 Müslim cihad 5] diye tembihte bulunmuştur. Çünkü İslam’ı kabulde kolaylık prensibi esastır, yapılması gereken ilk şeydir. Din ile yeni tanışan kişiye Allah’ın fazlından merhametinden, affediciliğinden, ihsanından bahsederek müjdeleyici olmalı, günahlarının cezasından bahsederek dinden soğutmamalıdır kişiye kılmadığı bir rekât namaz için bin sene yanacaksın demek bundan sonra Allah’la olan ilişkilerinde sevgi değil korku hâkim olacak demektir.
Fakat unutulmamalıdır ki Kuranda ve sünnette emredilmiş olan kolaylaştırma mevcut ahkâmı canımızın istediği başka hükümlerle değiştirmek anlamına gelmiyor. Bu zaten kolay olan hükümlerin bazı zorluklarla karşılaştığımız zaman daha da kolaylaştırılması demektir. Mesela hasta ve yolcu olanların oruçlarını daha sora kaza etmeleri, su bulamayanların teyemmümü, ayakta namaz kılamayanların oturarak, oturarak kılamayanların yatarak, ona da güç yetiremeyenlerin ima ile kılmaları, seferi iken dört rekâtlı namazların ikiye düşürülmesi, açlık ve susuzluktan ötürü ölüm tehlikesi doğmuşsa, domuz eti, leş yenmesi, alkollü içecekler içilmesi ağır baskılar altında İslam’a aykırı sözler söylenmesi bunlardan bazılarıdır.
Fakat dinde kolaylık bir takım kimselerce istismar edilmekte, yanlış anlaşılmaktadır. Mesela kişi “Ramazan sıcak ve uzun günlere denk geliyor, ben bunu kısa kış günlerine erteleyeyim, kurbanda kan döküp hayvan katliamı yapacağıma bedelini yoksullara vereyim, izdiham nedeniyle haccı belirli günlerde olmaktan çıkarıp bütün bir seneye yayayım , gün içerisinde ara ara namaz kılmak zor oluyor yatmadan önce hepsini toparlatıp kılayım, faizsiz ekonomi kaçınılmazdır , onu da kendime helal bileyim..” diyebilir, nitekim de denilmektedir. Devamlı surette ruhsatların peşine düşen, dindarlığındaki zaaflarla yaşayan, Allah’ın emirlerini yapmaktan kaçan, aklına ve görüşüne göre kolaylık arayan, Allah’la pazarlığa girişen insan tipi her geçen gün artmaktadır.
İslam’ın kolaylık prensibi o kadar geniştir ki tebliğden eğitime, aileden ticarete, hayatın bütün alanını kapsar. Sadece ibadete hasretmek yanlış olur. İllaki kolaylık sağlanacaksa gençlerin evlenemediği, düğün masraflarının insanın belini büktüğü, akrabaların borçlarla, banka kredileri ile bir birini boğduğunda kolaylaştırılmalı değil mi? Malımızı satarken, alırken, verdiğimiz borcu isterken, giyinirken, yemek yerken, çocuğumuzu eğitirken kolaylaştırmalı değil mi?
Zengin fakir, âlim cahil, güçlü zayıf, karı koca, ebeveyn evlat, yöneten yönetilen, öğretmen öğrenci karşılıklı olarak bu ilkeyi şiar edinmeliyiz. Bizler bunda ısrar edersek Rabbimiz bizi en kolay olana kolayca iletecek [ Leyl 92/5,6,7] razı olduğu kullar arasına katacaktır. Efendimizin de buyurduğu gibi” zorda olana kolaylaştıran kimseye Allah dünyada da ahirette de kolaylaştıracaktır.”
“Allah’ım, bütün zorlukları kolaylaştırmak sana kolaydır. Tüm zorluklarımı kolaylaştırarak bana lütfet. Senden dünya ve ahiretim için kolaylık ve bağışlanma dilerim.”
Nedim Başeğmez