Gerçekleri Arıyorsak Yüzümüzü Kur'an'a Dönmeliyiz
Bizler Kur’an’ı anlamaya, İslam’ı yaşamaya çalışırken, doğru bir yöntem kullanmıyorsak, büyük yanlışlar yapmamız kaçınılmaz olur. ÖNCE YÖNÜMÜZÜ KUR’AN’A DÖNMELİYİZ. HEM DİNİMİZİ YAŞARKEN, HEMDE KUR’AN’I ANLAMAYA ÇALIŞIRKEN, REFERANSIMIZ YALNIZ KUR’AN OLMALIDIR. ÇÜNKÜ ALLAH’IN ELÇİSİNİNDE REFERANSI, ÜMMETİNE HÜKMETTİĞİ REHBER, YALNIZ KUR’AN’DI. Bu durumda bizlerin farklı kaynakları referans almamız, nasıl mümkün olur? Bazı kardeşlerimizle tartışırken öyle cevaplar veriyorlar ki, yanlış inançlarına delil bulmak adına, Kur’an’ın uyarılarından çok uzak, aklın-mantığın kabul etmeyeceği cevaplar alıyorum. Kur’an’ın hiç bahsetmediği bir konuda, tedirgin olduğu ama nefsini memnun etmek için olsa gerek, bakın bana nasıl bir cevap vermiş bir kardeşimiz. Üzerinde birlikte düşünelim.
“Kur’an’da bazı şeyleri biliyoruz, bazı şeyleri bilmiyoruz. Bazı şeyleri de yanlış biliyoruz. BAZI ŞEYLERİ DE, ANLAMLANDIRAMIYORUZ.”
Bu söyledikleri konu, hatırlatmak isterim MUHKEM, yani bizlerin dinen sorumlu olduğumuz, dinin anası temeli olan ayetler için verilmiş bir cevap. Çünkü müteşabih ayetler konusu çok farklı.
Kur’an da açıklanan ve sorumlu olduğumuz ayetlere Allah, MUHKEM ayetler diyor. Bu ayetlerinde arkadaşımızın söylediği gibi, “bazılarını anlamamız mümkün değildir”, asla diyemeyiz. Çünkü Allah bu ayetlere açık ve anlaşılır diyor.
Anlam veremediğimiz ve zamanla ilim ve araştırmalarla ortaya çıkacak ayetler, Müteşabih ayetlerdir ki bu ayetler zaten din ve iman konularının dışındadır. Anlayamayacağımız bir hükümden zaten, sorumlu olmamız mümkün değildir.
Allah bizleri sorumlu tutacağı ayetleri, anlaşılması zor bir şekilde göndereceğine nasıl inanırız. Buna inandığımız andan itibaren, Kur’an’ı anlayabilmek için, mutlaka birilerini devreye sokmamız gerekir ki, bu mantık ve düşünce Kur’an’ın temeline aykırıdır. BU YÖNTEM BİZLERİ, ALLAH’IN YOLUNDAN UZAKLAŞTIRIP, İNANILMAZ YANLIŞ İNANÇLARA YÖNLENDİRİR. Allah Ali İmran 7. ayetinin ilk cümlelerinde bakın ne diyor, MUHKEM ayetler konusuyla ilgili.
“ONUN BAZI AYETLERİ MUHKEM/ANLAMLARI TAM BİLİNEN OLDUĞUNDAN, KİTABIN ESASINI/TEMELİNİ TEŞKİL EDERLER….”( Ali İmran 7)
Eğer Allah ın sözlerine inanıyorsak, bizlerin din ve iman adına sorumlu olduğumuz ayetlerin, bir kısmının anlaşılamayacağını, farklı anlamlara geldiğini asla söyleyemeyiz. Ne diyor Allah muhkem ayetler için? ANLAMLARI TAM BİLİNEN. Bu ayetleri gördükten sonra, hala sorumlu olduğumuz ayetlerin bir kısmını anlayamayız demek, Allah’ın adaletini sınamak ve de açıkça saygısızlık yapmak demektir.
Allah sizleri Kur’an’dan imtihan ediyorum diye hükmünü verdiyse, nasıl olur da sorumlu olacağımız ayetlerin bir kısmını anlamlandıramayız deriz. Böyle bir adaleti, nasıl olur da Allah’a nispet ederiz. Okulda öğretmenlerimiz, bizlerin anlayamayacağı, cevap veremeyeceğimiz bir soruyu imtihanda bizlere sorar mı? Sormaz diyorsanız, bu adaletsizliği Rabbimize lütfen nispet etmeyelim.
Eğer İslam’ı bu yanlış düşünceyle yaşıyorsak, inanın hesap günü çok üzülürüz. ÖNCE BİZLER, ALLAH’A GÜVENMELİYİZ, BEŞERİ BİLGİLERE DEĞİL. ALLAH’IN ELÇİSİ DE BUNU YAPMIŞ VE BEN SİZLERİ YALNIZ KUR’AN İLE UYARIYORUM DEMİŞTİR. Allah kullarını zor durumda asla bırakmaz, bunu unutmayalım. Anlayamayacağımız ayetleri Allah gönderip, sizce bizleri birilerine muhtaç bırakırsa, bu yöntemle hangimiz doğru bilgiyi nereden, kimlerden alırız? Böyle bir karmaşayı nasıl mantıklı görürüz, hiç düşünemiyor muyuz? Allah veliler edinmeyin, güvenilecek yardım istenecek veliniz yalnız benim dedikten sonra, bizler hangi söze inanıp da İslam’ı yaşayacağız? “SİZLERE İNDİRDİĞİM KUR’AN YETMİYOR MU?” DİYEN RABBİMİZE, “EVET RABBİM, KUR’AN YETMİYOR” MU DİYORSUNUZ YOKSA SİZ?
Okullarda bile öğretmenler, ders kitabı olarak tek bir kitap okuturlar. Elbette öğretmenler yardımcı kitaplar tavsiye ederler, ama tavsiye ettikleri kitaplar, ana ders kitabına ters düşecek, kitapta olmayan tek bir bilgiyi yazmaz. Çünkü böyle olursa öğrenciler ikilemde kalır, hangisinin doğru olup olmadığı konusunda bocalar, arada kalırlar. Ne yazık ki günümüzde İslam’ı, işte böyle bocalamış, iki arada bir derede kalmış bir şekilde yaşıyoruz. Çok daha kötüsünü yapıyoruz. Bizlerin ana kitabı olan, Allah’ın Kur’an da emrettiklerini, bizlere Kur’an’ı açıkladığını söyledikleri kitaplarda, tam tersinin olduğunu görüyoruz ama Kur’an’a değil, beşeri rivayetlere inanıyoruz. Bu işin sonu sizce nereye varır, hiç düşündünüz mü? Allah kullarını böyle bir yolla uyaracağına, yol göstereceğine, emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin dediği halde, doğruluğundan emin olamayacağımız bilgilere bizleri yönlendireceğine, nasıl inanırız? Karar sizlerin.
Tekrar söylüyorum, bizler önce Kur’an’a bakış açımızı, İslam’ı anlayışımızı değiştirmeliyiz, yoksa Allah’ın doğru yolunu asla bulamayız. Yöntemi yanlış olanın, doğru sonucu bulması mümkün değildir. Bakın Allah Kur’an ayetleri için ne diyor.
Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan ALLAH TARAFINDAN AYETLERİ ÖNCE SAĞLAM KILINMIŞ, SONRA DA DETAYLANDIRILIP AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR. (Bayraktar Bayraklı meali)
Allah dinin anası, temeli olan muhkem ayetler için bakın ne diyor. Anlaşılabilmesi için önce sağlam ve anlaşılacak bir şekilde gönderdik, daha sonrada daha iyi anlaşılsın, Allah ile kulu arasına hiç kimse girmesin, kimseye muhtaç olmasın kullarım diye, ayetlerimizi detaylandırıp, nice örneklerle açıkladık diyor. Bizler Allah’ın bunca açık sözlerine inanmayıp, hala birilerinin hükümranlığı devam etsin diye, “ayetler açıkta ne kadar açık? herkes ayetleri anlayamaz. Bazı ayetlerin anlamlarını bizler bilemeyiz, veli, âlim kişiler anlar.” diyebiliyoruz.
Bu söylenenlere inanırsak, kendi ellerimizle Allah’ın yasakladığı, RUHBAN SINIFINI YARATMIŞ VE ONLARINDA KÖLESİ OLMUŞ OLURUZ. Ayrıca yüzlerce ayetin hükmüne de muhalif bir şekilde imanımızı yaşarız. İşte Allah böyle insanlara Fasık diyor.
Değerli kardeşlerim, lütfen şu gerçeği unutmayalım. Allah açıkça hüküm vermediği, izah etmediği hiçbir bilgiden, bizleri sorumlu tutmaz, bunu unutmayalım. Bizlere Allah hüküm vermediği halde, “bunlarda Allah katındandır” diyenler varsa, bu kişiler bizleri Allah ile aldatan, Allah’a ve elçisine iftira atanlardır. Lütfen bunlara da inanmayınız, inanırsanız mahşer günü üzülenlerin safında olursunuz.