* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kur'an ve Sünnet'te Şefaat  (Okunma sayısı 376 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 2153
Kur'an ve Sünnet'te Şefaat
« : Haziran 07, 2019, 08:20:21 ÖÖ »
Kur'an ve Sünnet'te Şefaat

Sözlükte ’tek olan bir şeyi dengi veya benzeriyle çift hale getirmek, birinin önüne düşüp işini görmeye çalışmak, işinin görülmesi için birinin aracılığını istemek’ anlamına gelen şefaat; çift yapmak, ilave etmek, eklemek anlamlarına gelen شفع ’şef’ kelimesinden türemiş olup; bir zararın

def edilmesinde veya bir faydanın sağlanmasında aracı olmaya çalışmak demektir.1
İslâmî ilimler ıstılahında ise şefaat, buna ehil olan bir zatın, Allah Teâlâ’dan, günahkar bir müminin affını niyaz etmesi demektir.

Kur’ân-ı Kerim’e nazar ettiğimizde karşımıza şefaatle ilgili iki türlü ayet çıkmaktadır:

1- Şefaat edicilerin şefaatinin kesinlikle kabul edilmeyeceği ile ilgili ayetler.

2- Bu şefaat edicilerin ancak bir takım kayıtlara ve istisnalara bağlı olarak geçerli olabileceği ile ilgili ayetler.

Şefaat ile ilgili bu ayetleri de bir kaç başlık altında toplayabiliriz.
Şefaatin tamamı Allah’a aittir

Allah Teâlâ Kur’ân’da şefaatin tamamının kendisine ait olduğunu bildirerek şöyle buyurmuştur: ’De ki: ’Şefaatin tümü Allah’ındır.

Göklerin ve yerin mülkü O’nun dur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.’2

’Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?’3

Kâfir ve müşriklere asla şefaat yoktur

Allah Teâlâ şefaatin kesinlikle kâfir ve müşriklere bir fayda vermeyeceğini ve onları azaptan kurtarmayacağını belirterek şöyle buyurmuştur: ’Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez. Hiçbir kimseden herhangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz. Onlara yardım da edilmez.’4 Yine diğer bir ayette: ’Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.’5

Zikredilen ayetler ve Kur’ân’ın tamamı göz önüne alındığında kâfirlerin ve müşriklerin hiçbir şekilde şefaate nail olamayacakları sarahaten bildirilmiştir.

Yalnızca Allah’ın izin verdikleri şefaat eder

Buraya kadar zikrettiğimiz ayetlerin tamamından şefaatin olmayacağı ve yalnızca Allah’a ait olduğu anlaşılmaktadır.

Peki Allah’ın izin vermesiyle dilediği kimseler şefaat edebilecek mi?

Tâhâ Suresi 109. ayette Allah şöyle buyurmaktadır: ’O gün, Rahmân’ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.’

Bu ayetten de anlaşılacağı üzere Allah bir takım mahlûklarına şefaat etme salahiyetini bahşedecektir.

Allah kimlere şefaat etme izni verir?

’Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar.’6

Ayet-i kerimeden de anlaşılacağı gibi Allah dilediği meleklerin şefaat etmesine müsaade edecektir.
Şefaat edecek olan bir diğer kimsenin ise Muhammed (s.a.v.) olacağına şu ayet-i kerimeyle işaret edilmiştir:
’Bil ki Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Hem kendinin, hem de inanmış erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de, içinde kalacağınız yeri de bilir.’7

Ayet-i celilede Peygamber Efendimize (s.a.v.), mü’min erkekler ve mü’min kadınların günahlarının affı için istiğfar etmesi emredilmiştir. Eğer Peygamberimizin (s.a.v.) müminler için af dilemesinin bir faydası olmayacaksa bu ayetin manası nedir? Ve eğer Efendimizin af dilemesinin bir faydası yoksa, niçin Allah Teâlâ Peygamberimize bu emri vermiştir? Yani Allah Teâlâ bu yolla mü’minlerin günahlarını affedeceğini ve bu istiğfarla Rasûlullah’ın şefaat etmiş olacağını bildirmektedir.

Kimlere şefaat edilecek?

Necm Suresi 26. ayette de belirtildiği üzere şefaat Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimseler için geçerli olacaktır.

Buraya kadar hep Kur’an eksenli olarak şefaati ele aldık, şimdi Kur’ân’ın müfessiri ve mübeyyini olan Muhammed (s.a.v.)’in şefaat ile ilgili bize haber verdiği hadis-i şerifleri zikredeceğiz.

1- Peygamberler

Bütün peygamberlere şefaat etme hakkı tanınmıştır.

Sâlih b. Ebî Tarîf’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ebû Saîd el-Hudrî’ye: ’Şu ayet hakkında Rasûlullah (s.a.v.)’i (bir şey) buyururken işittin mi: ’İnkâr edenler, ’Keşke Müslüman olsaydık’ diye çok arzu edeceklerdir.’8’ dedim. ’Evet! (O’nu şöyle) buyururken işittim: ’Allah kendilerinden (günahlarına karşı) intikamını (cezasını) aldıktan sonra cehennemden bir grup (mü’min) kişileri çıkarır. Allah onları müşriklerle birlikte cehenneme soktuğunda müşrikler:

’Dünyadayken kendinizin (Allah’ın) dostları olduğunuzu iddia etmiyor muydunuz? Size ne (oldu da) cehennemde bizimle berabersiniz?’ der. Allah onlardan bu (söz)ü işitince şefaat etmeye izin verir. Bunun üzerine melekler ve peygamberler onlar için şefaatçi olurlar ve nihayet Allah’ın izniyle (cehennemden) çıkarlar. (Mü’minler bu şekilde cehennemden) çıkartılınca (müşrikler): ’Ah, keşke biz de onlar gibi (mü’min) olaydık, bize şefaat yetişeydi de cehennemden çıkartılaydık.’ derler. İşte bu, Allah Celle ve Alâ’nın: ’İnkâr edenler, ’Keşke Müslüman olsaydık’ diye çok arzu edeceklerdir.’ buyruğu(nda ifade ettiği şey)dir. Yüzlerindeki siyahlıktan dolayı (cehennemden çıkartılan mü’minlere) cennette ’cehennemîler’ ismi verilir. Bunun üzerine: ’(Ey) Rabbimiz! Bizden bu ismi gider!’ derler. Bunun üzerine (Allah) onlara emreder, cennet nehrinde yıkanırlar da bu (hal) onlardan gider.’9

’Kıyamet günü üç (zümre) şefaat eder: Peygamberler, sonra âlimler, sonra şehitler.’10

2- Peygamberimiz (s.a.v.)

’Her peygamberin kabul edilen bir duası vardır. Her peygamber (o) duasını (yapmada) acele etti. Muhakkak ben ise duamı kıyamet gününde ümmetime şefaat etmek için sakladım. Allah dilerse o, ümmetimden hiçbir şeyi şirk koşmadan ölenlere nail olacak (ulaşacak)tır.’11

’Ben, kıyamet günü Âdem oğullarının efendisi, kendisinden ilk kabir yarılan, ilk şefaat eden ve şefaati ilk kabul edilenim.’12

’Rabbimin katından bana bir elçi (melek, emrini tebliğ etmek üzere) geldi ve (Allah’ın) ümmetimin yarısını cennete sokması ile şefaat (etmem) arasında beni muhayyer kıldı. Ben de şefaat (etmey)i seçtim. O (şefaat, benim Allah’ın Rasûlü olduğumu kabul etmekle birlikte), Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimseler içindir.’13
’(Kıyamet günü) şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir.’14

3- Kur’an-ı Kerim

’Kur’ân’ı okuyun! Zira muhakkak ki o, ashâbına (yani kendisini okuyanlara) kıyamet günü şefaatçi olarak gelir.’15
’Kur’ân’da bir sûre vardır ki (o), otuz âyettir. Bağışlanıncaya kadar kendisini (devamlı) okuyana şefaat eder. (O sûre); ’Tebârake’l-lezî biyedihi’l-mulk’ (yani Mülk sûresi)dir.’16

3- Ümmet-i Muhammed

’Ümmetimden bir adamın şefaatiyle Temim oğullarından daha çok kişi cennete girecek.’17

’Muhakkak ki ümmetimden birden çok kabileye şefaat edecek kimseler vardır. (Yine) onlardan bir kabileye şefaat edecek kimseler vardır. (Yine) onlardan bir (10 ile 40 arası sayıda bir) gruba şefaat edecek kimseler vardır. (Yine) onlardan bir kişiye şefaat edecek kimseler vardır. (Bu şefaatleri, şefaat edilenler) ta cennete girinceye kadar (veya cennete girmeleri için)dir.’18

’Şefaatim ancak büyük günah sahipleri içindir. Muhakkak ki bir adamın cehenneme (atılmasına) emredilir. Nihayet (o adam götürülürken dünyada) susamış bir haldeyken bir yudum su verdiği (ve şefaat etme hakkına sahip olmuş) bir adama rastlar da: ’Bana şefaat etmeyecek misin?’ der. (Adam): ’Sen de kimsin?’ der. ’Filan filan gün ben sana su ikram etmemiş miydim?’ der. Bunun üzerine onu tanır, ona şefaat eder ve cehennemden cennete döndürülür.’19

5- Şehit

’Şehit, ailesinden yetmiş (kişiy)e (şefaat eder de) şefaati kabul edilir.’20
6- Hacer-i Esved

’Bu taşı (yani Hacer-i Esved’i) hayırla şahit tutun. Zira o kıyamet günü şefaat edici ve şefaati kabul edilendir. Onun bir dili ve iki dudağı vardır. Kendisini istilam eden için şahitlik eder.’21

7- Küçük yaşta ölen çocuk

’Aralarında buluğa ermemiş üç çocuk ölen iki Müslüman (karı kocay)ı Allah o (çocuk)lara merhametinin lütfüyle mutlaka cennete girdirir. O (çocuk)lara:

’Cennete girin!’ denilir de (onlar): ’(Anne ve) babalarımız
girinceye kadar girmeyiz!’ derler. Bunun üzerine: ’Siz, (anne ve) babalarınızla birlikte cennete girin.’ denilir.’22
8- Kur’ân’ın ahkamıyla amil hafız.

’Her kim Kur’ân’ı okur ve onu ezberlerse (içindeki hükümlerle amel etmek şartıyla) Allah onu Cennet’e girdirir ve ev halkından (Müslüman olduğu halde) hepsi de (Cehennem) ateş(in)i hak etmiş olan on kişi hakkında şefaatçi kılar.’23
Şefaat ile ilgili daha birçok hadis-i şerif bulunmaktadır. Biz özet mahiyetinde bu kadar hadis-i şerifle iktifa ediyoruz.
Şefaat Allah’ın bazı kullarına duyduğu muhabbet neticesinde onların şerefini, onurunu, kendi katındaki değerini izhar etmek için bahşetmiş olduğu bir lütuftur. Allah’ın dilediği kulları, Allah’ın izin vermesi ve rızası çerçevesinde şefaat edeceklerdir. Kur’ân’da şefaatin olmadığını haber veren bütün ayetler; kâfirler, müşrikler ve Allah’ın razı olmadığı kimseler hakkında olup bu kullar için bütün mahlukat toplanıp bir araya gelse, şefaatleri yine onlara fayda vermeyecektir. Yani şefaat, Allah’ın rızasının olmadığı kimseler hakkında asla geçerli olmayıp, yalnızca izni ve rızası dairesinde vuku bulacaktır.

----------------------------------------------

1  DİA, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, TDV Yayınları, Ankara 2010, c. XXXVIII, s. 411.

2 ez-Zümer, 39/44.

3 es-Secde, 32/4.

4 el-Bakara, 2/48.

5 el-Müddesir, 74/48.

6 en-Necm, 53/26.

7 Muhammed, 47/19.

8 el-Hicr, 15/2.

9 İbn-i Hibbân, Sahîh Bi-Tertîbi Belbân, Müessesetu’r-Risâle, Beyrut 1993, Kitâbu İhbârihî An Menâkıbi’s-Sahâbe, Bâbu Vasfi’l-Cenneti Ve Ehlihâ, h.no:7432, c. XVI, s. 457.

10 İbn-i Mâce, Zühd, 37.

11 Müslim, Îmân, 86.

12 Müslim, Fedâil, 2.

13 Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme Ve’r-Rekâik Ve’l-Vera’, 13.

14 Ebû Dâvûd, Sünnet, 24.

15 Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîne ve Kasruhâ, 42.

16 Ebû Dâvûd, Salât, 327.

17 Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme Ve’r-Rekâik Ve’l-Vera’, 12.

18 Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme Ve’r-Rekâik Ve’l-Vera’, 12.

19 İbnu’l-Esîr, Câmiu’l-Usûl Fî Ehâdîsi’r-Rasûl, Mektebetu’l-Hulvânî, 1972, h.no:6768, c. IX, s. 200.

20 Ebû Dâvûd, Cihâd, 28.

21 Taberânî, Evsat, Dâru’l-Harameyn, Kahire 1995, h.no:2971, c. III, s. 220.

22 Nesâî, Cenâiz, 25.

23 İbn-i Mâce, Sünnet/Bâbu Fadli Men Te’alleme’l-Kur’ân Ve Allemehû, 16.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]