* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Kur’ân'ı Kerim Hayatımıza Yön Veriyor  (Okunma sayısı 5 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7430
Kur’ân'ı Kerim Hayatımıza Yön Veriyor
« : Bugün, 08:31:42 ÖÖ »


Kur’ân'ı Kerim Hayatımıza Yön Veriyor

Allah-u Zülcelal ayeti kerimede şöyle buyuruyor:

فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنَ اللّٰهِ لِنْتَ لَهُمْۚ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَلٖيظَ الْقَلْبِ لَانْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَࣕ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الْاَمْرِۚ فَاِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِؕ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلٖينَ

“Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet, onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi artık Allah’a tevekkül et. Ona dayanıp güven. Şüphesiz Allah tevekkül ederleri sever.” (Al-i İmran; 159)

Allah-u Zülcelâl burada özellikle çok büyük hikmetleri ihtiva eden bir ayeti kerimeyle hayatımıza yön veriyor. Burada birçok anahtarlar vardır.

Hepsi aynı kapıya uyuyor. Bu da o anahtarlardan bir tanesidir. Bu huzur ve saadet kapısıdır. Bu Allah-u Zülcelal’in rızasının kapısıdır. Hayatta onun rızasına giden yolda doğru yürüyebilmek için, istikamet üzere yürüyebilmek için bunlar o kapının anahtarlarıdırlar.

Öncelikle burada Allah-u Zülcelâl, Allah Resulü aleyhisselatu vesselama çevresinde olan insanlara karşı nasıl muamele etmesi gerektiğini anlatıyor. Ve aslında Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin o bereketli irşadının kaynağının da Allah-u Zülcelal’in rahmeti olduğunu gösteriyor.

Buyuruyor ki; “Allah-u Zülcelal’in rahmeti sayesinde onlara yumuşak davranıyorsun, davrandın.” Yani bir insanın güzel ahlakla çevresine sürekli huzur saçması demek ki Allah-u Zülcelal’in lütfudur, rahmetidir. Ve bir insan da eğer çevresinde sürekli huzursuzluk dağıtıyorsa, evinde, çevresinde dostlarıyla, arkadaşlarıyla o derecede ki kendine artık dost bulamıyor, yalnızlaşıyorsa bu da Allah-u Zülcelal’in onu mahrum etmesidir. Ne’uzu billah.

“Eğer kaba ve katı davransaydın hepsi etrafından dağılırlardı.” Yumuşak davrandığın için bir mıknatıs gibi hepsini cezbettin. O cazibiyet, adeta yer çekimi gibi, her şey oraya doğru çekiliyor, bir türlü ayrılamıyor, kopamıyor oradan. İşte o rahmetten dolayı, o yumuşak huy, o ahlak bir cazibiyet merkezine dönüşüyor, çekiyor onları.

İnsanlar her zaman güler yüzden, tatlı dilden, güzel muameleden hoşlanır. İnsanın kalbi böyledir. İnsanoğlunun tabiatı böyledir. Allah Azze ve celle böyle yaratmış. Öyleyse, bu ahlaklara sahip olan bir insan, Allah-u Zülcelal’in rahmetine nail olan bir insan, ne yapmalı? Bundan sonra devam etmeli. Burada şunu da anlamamız gerekiyor; ahlakı güzel olan bir insan tebliğden hiçbir zaman vazgeçmemeli. O, Allah-u Zülcelal’in o kişiye özellikle tebliğ yapması için bir rahmet indirmiş olmasıdır. Allah-u Zülcelâl o kişiyi sanki tebliğ için ayırmış. “Sen tebliğ et. Tebliğ et ki senin vesilenle insanlar hidayete ersinler. İnsanlar etrafında toplansınlar ve bu şekilde insanları kurtarmış olursun. Cennete kazandırmış olursun.”

Allah-u Zülcelal devam ediyor: “Öyleyse onları bağışla.” Bir hata işlerlerse onları affet. Herkes hata yapacaktır, mutlaka yapacaktır. Hatasız bir insan düşünülemez. Peygamberlerden hariç, melekler hariç herkes hata sahibidir. Eğer hatasız birisini görürsen o senin güzel bakışındandır.

Hiçbir insan hatasız olamaz. Madem böyle bir hakikat var, onları affet. Yoksa dost bulamazsın. Çözüm hepsinden yüz çevirmek değil. Çözüm hatalarımızla birbirimizi kabul edeceğiz, hatalarımızı affedeceğiz.

Affettikten sonra da zaten sen bir mümin olarak o hatayı bir daha işlemesin diye onu uyaracaksın. Güzel bir dille, yine yumuşak bir dille Allah Azze ve celle’nin senin üzerine nazil ettiği rahmet ile, güzel bir üslupla, doğru bir yerde söyleyeceksin ve onu düzelteceksin.
Birbirimiz İçin İstiğfar Edelim

Affettikten sonra, bir de “İstiğfar et.” O hatasının Allah tarafından da affedilmesi için ona sen istiğfar et. Dua et yani. Şimdi demek ki şu da var, Mümin kardeşlerimiz için, evlatlarımız için, ailemiz için hatalarından dolayı üzülüyoruz, değil mi? Onlar için istiğfar ettiğimiz zaman yani Allah’tan onun hatasını, günahını affetmesini dilediğimiz zaman Allah-u Zülcelal bu duanın sayesinde o kişiyi affedebilir. Bu duanın sayesinde o kişiye tevbe nasip edebilir. Öyleyse hep birbirimiz için de istiğfar etmemiz lazımdır.

Bazı iyilik veya ibadetler vardır ki sen onları yaptığın zaman deniliyor ki “Melekler de o kişiye istiğfar ederler.” Zikir yaptığın zaman Allah-u Zülcelâl’in görevlendirmiş olduğu melekler vardır. Yeryüzünde zikir edenleri arıyorlar. Zikreden birilerini gördükleri zaman, vird çektiğinizi gördükleri zaman, hatme yaptığınızı gördükleri zaman, Allah için birbirinize nasihat ettiğinizi gördükleri zaman sizin için Allah-u Zülcelâl ‘e istiğfar ederler.

Başkasının ağzıyla yapılan dua her zaman daha makbuldür. Günahsız ağız dedikleri, hadisi şerifte de vardır yani günahsız bir ağızla tevbe etmek veya dua etmek. Nedir o? Bir başkasının kendi mümin kardeşine dua etmesi, istiğfar dilemesi. Peki nasıl günahsız oluyor? O kişinin ağzıyla yapılan dua ki bu başka kişiyedir, onun günahı bunun ağzında değildir. Bu onun için günahsızdır. Bu ağız o mümin kardeşi için günahsızdır. Onun için herkesin birbirine dua etmesi, istiğfar dilemesi güzel bir şeydir. Allah-u Zülcelâl’in hoşnut olduğu bir şeydir.

Devam ediyoruz. Bakın onlara Allah-u Zülcelâl’in rahmeti sayesinde güzel, şefkatli bir davranış var. Bütün insanlara böyle davranmalı, bu şekilde kucaklamalısın. Sen güzel davranmadığın zaman kafir de gelip müslüman olmaz. Sen onunla kavga ederek İslam’a davet edersen ki şu anki bizim birçok müslümanların hali de budur. Hatta müslüman, müslümana karşı bunu yapıyor. Kafire yapmadığı kavgayı müslüman kardeşine yapıyor. Neuzubillah. Sen onu o soğuklukla davet edemezsin. Bakın bu bir mahrumiyettir, bu Allah-u Zülcelâl’in o kişilerin üzerine rahmetinin gelmeyişidir.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem yumuşak ve şefkatle davrandıktan sonra bir de onları affediyor. Sonra o da yetmiyor bir de onlar için istiğfar ediyor. Ağlayıp sızlıyor; “Ya Rabbi bunların günahlarını affet. Bunları cennetine koy Ya Rabbi.”

Ondan sonra tekrar sanki o huzurdan inip yeryüzünde o insanlarla tekrar muhatap oluyorsun. Bu sefer onlara değer veriyorsun. Rabbimiz; “Onlarla işlerinde istişare et,” buyuruyor.

Allah-u Zülcelâl, Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve selleme buyuruyor bunu. Bakın o Fahr-i kâinat, yani hiçbir kimsenin aklına, fikrine ihtiyacı olmayan Zat. Allah-u Zülcelâl tarafından ona emir veriliyor. İnsanlarla, onların seviyesine inerek istişare et, buyuruyor. İşlerinizde, hallerinizde bütün durumlarınızda onlarla istişare et.

Onlara değer veriyorsun, güzel bir konuma koyarak onlarla muhatap oluyorsun. Bunun çok hikmetleri vardır. Onu böyle değerli bir insan yerine koyduktan sonra sen de istifade ediyorsun.

Burada Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin ihtiyacı yoktur, dedik. Nedir peki bu? Bu bizim için yapılıyor. Biz de böyle yapalım, diye yapılıyor. Asıl bize lazımdır. Kıyamete kadar lazımdır. Evet. İstişare yaptığımız zaman ne olacak? Biz de o kişiden, onun fikrinden istifade edeceğiz. Niçin? Allah-u Zülcelâl ayeti kerimede buyuruyor:

“Her bir bilenin üstünde bir bilen vardır.” (Yusuf, 76)

Sen bir konuda çok iyi bilebilirsin, bir başka konuda başkası daha iyi bilir. Sen bütün dünyayı yönetebilirsin ama eve girdiğin zaman mutfağın işinden anlayamazsın. Mecbur oraya kadar geldikten sonra diz çökeceksin. Her tarafta hava attın, geldin içeriye evde diz çökeceksin. O yemeğin tuzuna bile karışamazsın. Öyle ya, orada cahil kaldın. Her şeyde bu böyledir. Onun için sahabe-i kiramlar da, özellikle Hulefa-i Raşidin, ondan sonra gelen halifeler, etrafında hep bir istişare heyeti kurmuşlardır. Hep onlara danışmışlardır. Çünkü bunu Rasul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemden örnek almışlardı.

Ayeti Kerime’ye devam edelim. İstişare ettin, istişare ettikten sonra sen bu fikirleri süzeceksin, tartacaksın. Birbiriyle kıyasladıktan sonra, doğru kararı vermeye çalışacaksın.

“Bir kere de karar verdiğin zaman ondan sonra Allah’a tevekkül et.” Buyuruyor. Yani şüphe etme, vesvese yapma. Tereddüde girme, acaba acaba deme. Kararını verdin, Allah’a tevekkül et ve yürü. Çalış, çabala. Olana kadar. Olmuyorsa, yeniden sayfayı bir daha açarsın. Ama önemli olan, hayatının o aşamalarını tereddütle, şüpheyle geçirmemen.

Evvela istişareni yapmışsın. Zaten istişare de uzman ve güvenilir insanlarla yapılır. Ondan sonra işine bakıp gideceksin. Tabii helal dairesi kastediliyor, o çerçevenin dışına çıkmak olmaz zaten hiçbir zaman. Helaller çoktur çünkü.

“Muhakkak ki Allah Azze ve celle tevekkül edenleri sever.” Şimdi, Allah-u Zülcelal bakın, bize öyle bir hakikatlerden bahsediyor ki, biz zaman zaman hani söylüyorum, İslam, Kur’an-ı Kerim o kadar ileride ki, bilim onun çok gerisindedir.

Kur’an-ı Kerim çağlar ötesidir. Yani ne kadar teknoloji ilerlerse ilerlesin, Kur’an-ı Kerim’e yetişemez diyoruz her zaman.

“Akıl, akıldan üstündür,” diye bir söz var ya hani. Diğer akıllarla istişare edecek, danışacak onlarla. Çünkü çoklu beyin olduğu zaman artık, o akıl, o beyin kandıramaz kendini. Başkası da onu kandıramaz. Doğruyu görme ve bulma ihtimali daha yüksek oluyor. O zaman onların arasından tabi o istişare edeceği kişiler arasından güvenilir olanı seçecek tabi.

Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bununla ilgili hadisi şerifinde buyuruyor ki:

“İstişare edilen kişi, kendisine emniyet edilen kişidir.” (Tirmizi, Edep,57)

Birisine güvenmiyorsan onunla istişare etme. Çünkü güvenmediğin insan hakkında dersin ki “Bu beni yanlış yönlendirebilir.” Diyeceksin ki bu güvenilir değil, ikilemde kalıyorsun. Dolayısıyla sen güvenilir, takva sahibi kişilerle istişare etmelisin. Hz. Ömer radıyallâhu anh şöyle demiştir:

“…İşlerin husûsunda, Allah’tan korkan kimselerle istişâre et!” (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VIII, 147)

Hayatımızın her alanında, bir şey yapmak istiyorsak, doğru bir şekilde yürümek istiyorsak her zaman böyle kafamıza göre gitmeyelim. Önemli konularda tabi.

Lokman-ı Hakim kendi oğluna tavsiye ederken istişare konusunda özellikle diyor ki:

“Ey oğlum,” diyor “yapacağın işi daha önce bunu denemiş tecrübeli kimselerle danış. Çünkü onlar kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüşleri sana bedava verirler.”

Bir insan bir yerde bir sıkıntıya uğradı. Onun çektiği dert ona bir maliyettir. O maliyetten sen git bedava istifade et. Bütün istişarelerimiz başkalarının tecrübelerinden yararlanmamız içindir. Bizim hayatımız bütün olayları, sıkıntıları tecrübe etmeye yetmez. Bunun için birbirimizden fikir almamız lazım her zaman. İnsanlık böyle gelişe gelişe gidiyor zaten. Yani sen onun ömrünü de kendi ömrüne katıyorsun. Onun tecrübelerini kendi tecrübelerine birleştiriyorsun. Büyüye büyüye insanlık ileriye doğru gidiyor. Ama insanlar istişare etmeyi bırakırsa, başkalarının fikrini almaktan vazgeçerse geriye doğru gitmiş olur. Çünkü o çok bilinçsiz bir şekilde yürüyecek ve her defasında duvara toslayacak ya da ayağı bir yerlere takılacak.

Allah Azze ve celle hepimizi birlik beraberlik içerisinde birbirimizle istişare ederek, birbirimizden istifade ederek yaşayanlardan eylesin, nasip etsin böyle bir hayatı hepimize. Hepimizi sürekli birbirimize faydalı olmaya azmettirsin. O gayreti kalbimize koysun.

İlk başta okuduğumuz ayeti kerimede Allah Azze ve celle hepimize rahmet nazil etsin ki birbirimizle güzel davranalım. Birbirimize yumuşak davranalım. Ve bu şekilde birbirimizi affedelim. Birbirimize istiğfar edelim. Birbirimizin hatasının affı için Allah’a yalvaralım. Ve birbirimizle istişare edelim ve hayatımızda aldığımız kararlardan sonra da Allah’a tevekkül edelim. Allah-u Zülcelâl bize bunları nasip etsin. Allah Azze ve celle bizi mütevekkil kullarından eylesin. Çünkü O mütevekkil kullarını seviyor. Allah Azze ve celle bizi sevdiği kullarının arasına ilhak eylesin. Salih kullarının arasına ilhak eylesin. Sadık kullarının arasına ilhak eylesin.

Allah Azze ve celle başta Filistin’deki, Doğu Türkistan’daki, Çeçenistan’daki kardeşlerimize yardım etsin.

Allah Azze ve celle onların kalplerindeki o merhameti daim eylesin. Bizi de onları da hepimizi de istikamet üzere birbirimize her zaman yardımcı olmak üzere hayatımızı inşa etmemizi nasip etsin. Ve bu inşa üzerine de cennette inşallah her birimize bu yaptığımız iyiliklerle bize mükafatlarımızı sonsuz bir şekilde versin. Çünkü o cömerttir. O sonsuz mülk sahibidir. Onun yanında hiçbir şey eksilmez. Ne kadar verirse denizden bir iğne ucu kadar bir şey eksilmez onun mülküne göre.

Allah Azze ve celle hepinizin sıkıntılarınızı gidersin. Sizlere hastalarınıza şifalar ihsan eylesin. Dünya ahiret hepimizi bizleri de sizleri de mesut, bahtiyar kılsın. Allah Azze ve celle rızkınıza ticaretinize bereket koysun. Helalinden nasip etsin. Helalin peşinden koştursun her zaman. Allah Azze ve celle bizi de sizi de Resulullah’ın yolundan saadatların yolundan Evliyaullah’ın, sahabenin yolundan ayırmasın.

Amin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Aileni Ateşten Koru Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:42:30 ÖÖ]


Kur’ân'ı Kerim Hayatımıza Yön Veriyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:31:42 ÖÖ]


İman Kardeşliğimiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:22:41 ÖÖ]


Emanet ve Fıtrat Üzerine Tefekkür Dikkati Emanet Şuuruna Dikkat Edelim Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:14:48 ÖÖ]


Küsleri Barıştırmak Dinimizin Emridir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:17 ÖÖ]


İstemek Meselesi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:43:13 ÖÖ]


Yeni Çıkan Single Eserler 2025 -1 - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:25:15 ÖS]


Yahya Soyyiğit - En Güzel Tasavvuf Musikisi Eserleri 2 - Ramazan Ayına Özel Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:13:00 ÖS]


Cengiz Çelikel - Dost Elinden-1 - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:04:06 ÖS]


Karma İlahiler 7 - Net'te İlk - Yeni Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:25:15 ÖS]


CEMAL AKÇİL -ALBÜMLERİ - NET'TE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:13:33 ÖÖ]


Cengiz Çelikel - Elif Gibi - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:06:25 ÖÖ]


Cengiz Çelikel - Allah İçin - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:54:54 ÖÖ]


Saliha Hanım Sabrı Kuşanandır Gönderen: melek
[Dün, 10:38:32 ÖÖ]


Sabır Öğretmeni Anneler Gönderen: melek
[Dün, 10:35:41 ÖÖ]


Üstün Şahsiyetli Nesil Yetiştirmek İçin Gönderen: melek
[Dün, 10:31:49 ÖÖ]


Sabırlı Bir Nesil Yetiştirmek Gönderen: melek
[Dün, 10:27:46 ÖÖ]


Kadınların Hayırlısı Kimdir Gönderen: melek
[Dün, 10:21:05 ÖÖ]


Çocuklarımızı Resulullah’a Teslim Etmek Gönderen: melek
[Dün, 10:15:10 ÖÖ]


Mustafa Demirci - Gülbeste Klasikler - Net'te İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:01:05 ÖÖ]