Kur'an'ın Gölgesinde...İlahi Emir Karşısında Aklın Konumu
قَالَ مَا مَنَعَكَ اَلَّا تَسْجُدَ اِذْ اَمَرْتُكَۜ قَالَ اَنَا۬ خَيْرٌ مِنْهُۚ خَلَقْتَن۪ي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ ط۪ينٍ
“(Allah): ‘Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten ne men etti?’ buyurdu. (İblis): ‘Ben ondan hayırlıyım, beni ate؛ten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.’ dedi.”
(el-A’râf, 7/12)
İslâmiyet, hükümleri vahiyle sabit olan kavim bir dindir. Mü’minler, dinin hükümlerinden bazılarının hikmetlerini akıllarıyla kavrayabilir, birçoğunu ise anlamaktan acizdirler.
Kulluk, dinin hükümlerini akla uydurmak değil, aklı dinin hükümlerine uydurmaktır. İman, kayıtsız ؛artsız teslimiyettir. Akıl, adil olmayı gerektirir. Vahiyle sabit olan Kur’an ve Sünnet’i akıl süzgecinden geçirmek ise insanın kendine kar؛ı i؛lediği en büyük zulümdür.
Akıl ve mantığın, din içerisindeki yerini iyi anlamak icap eder. Yoksa insan, kendisini iman dairesinin dı؛ına atacak batıl dü؛üncelere kapılarak istikamet ve kulluktan uzakla؛ır ve Yaratan’a isyan içerisine dü؛er.
Bugün gerek bilgin geçinen gerekse de cahil bazılarının; “Bu hüküm benim mantığıma uymuyor. Bu hadis akıl ve bilimle çeli؛iyor. Bu âyetin bu zamanda tatbik edilmesi muhal. Aklıma yatanı kabul eder yaparım, zira İslâm akıl dinidir.” gibi dalalet kokan sِzleri, bu meseleyi iyi kavrayamadıklarının birer gِstergesidir.
Batıl kıyas yapanların ilki, ؛eytandır
İbn-i Sîrîn’den rivayet edildiğine gِre ؛ِyle demi؛tir: “İlk kıyas yapan İblis’tir. Güne؛e ve aya da ancak kıyaslar yapılmak suretiyle ibadet olunmu؛tur.” (Dârimî, Mukaddime, 22, h.no:189)
Cenâb-ı Hak, daha آdem (a.s.)'ı yaratmadan ona secde edilmesini emretmi؛ti. “Hani, Rabbin meleklere ؛ِyle demi؛ti: Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu ؛ekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.” (Sâd, 38/71-72) İblis, ta o zamandan beri bu emir kar؛ısındaki tavrını belirlemi؛ ve secde etmeme niyetini içinde saklamı؛tı.
Yüce Allah; آdem (a.s.)’ın bedenini Cennet'te yaratarak onu, dilediği kadar kendi halinde bıraktığı sırada, İblis, onun çevresinde dola؛mağa ba؛layıp içinin bo؛ ve kendisine malik olamayacak bir biçimde yaratılmı؛ olduğunu gِrdü ve anladı da; “Ben, bunu kolayca yenebilir, ona üstün gelebilirim!” dedi.
İblis, cesedin yanından geçtikçe: “Eğer ben senin üzerine musallat kılınacak, sata؛tırılacak olur¬sam, muhakkak seni, helak edeceğim! Eğer, sen, benim üzerime musallat kılınacak olursan, sana isyan edeceğim!" derdi. (Bkz., Asım Kِksal, Peygamberler Tarihi, T.D.V. Yay., s.31)
Cenâb-ı Hak, آdem’i ؛ekillendirip de içine ruhundan üflediği zaman meleklere ona secde etmelerini emretti. Melekler, آdem (a.s.)’a kar؛ı secdeye memur oldukları vakit, ؛eytan da bu vazife ile mükellef tutulmu؛tu. Melekler Allah’ın emrini yerine getirdiler. ھeytan secde etmedi. Ve niçin secde etmedin sual-i ilahisine kar؛ı: “Ben ondan hayırlıyım. اünkü beni ate؛ten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın.” dedi. “Ate؛ yüce, çamur ise dü؛üktür. Yüce olan dü؛üğe eğilmez, ben de ona secde etmem.” demek istedi. (Bkz., Tâhirü’l-Mevlevî, ھerh-i Mesnevî, c.5, 1570)
İblis; cin aslındandı. (el-Kehf, 18/50) Semada, melekler yanında, Allah'a ِyle ibadete koyulmu؛tu ki, kullarından, hiç bir kimse, Allah'a, onun gibi ibadet edememi؛ti. Kendisinin, آdem (a.s.)’ın yaratılı؛ına kadar bِylece ibadet etmekten ayrılmamı؛ olması, içinde ta؛ıdığı kibir, gurur, azgınlık ve kıskançlık duygula¬rını silemedi. Yüce Allah'ın emrini dinlemedi. آdem (a.s.)’a secde etmedi. (Asım Kِksal, a.g.e., s.32)
قَالَ مَا مَنَعَكَ اَلَّا تَسْجُدَ اِذْ اَمَرْتُكَۜ
İblis’e, isyanının sebebinin sorulması
Allah Teâlâ her ؛eyi en iyi bilen olduğu halde ‘Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten ne men etti?’ buyurarak, İblis’e, آdem’e secde etmemesine sevk eden ؛eyin ne olduğunu sormu؛tur. Allah (c.c.), bundan kulları yararına ؛u hususların ortaya çıkmasını murat etmi؛ olabilir:
1- Allah (c.c.), sebebi ortaya çıkmadan hüküm vermemi؛ ve kullarının da benzer durumlarda bu ؛ekilde davranmalarını istemi؛tir. Aynı zamanda İblis’e de i؛lediği hatadan dِnme fırsatı tanımı؛tır.
2- İblis’in secde etmemesinin temelinde yatan çirkin ahlâkı ortaya çıkararak, kullarını bundan sakındırmak, onun آdemoğullarına apaçık bir dü؛man olduğunu beyan etmek istemi؛tir.
3- İblis’in lisanından isyanının sebebini ortaya koymak suretiyle ona mazeret kapısını kapatmı؛tır.
Vallâhu a’lem!
قَالَ اَنَا۬ خَيْرٌ مِنْهُۚ خَلَقْتَن۪ي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ ط۪ينٍ
İblis’in batıl kıyası
İblis’in secde etmemesi kibir ve kıskançlığından dolayıdır. Kibri ise, onun; ‘Ben ondan hayırlıyım, beni ate؛ten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.’ diyerek آdem’i kendisiyle kıyaslamasından hâsıl olmu؛tur.
İblis'in bu batıl kıyası üç husustan olu؛maktadır:
1- Ate؛, çamurdan daha üstündür.
Ate؛in çamurdan üstün olu؛u ؛u yِnlerdendir:
Ate؛ aydınlatıcı, yüce, latif, hafif, hararetli, kuru, gِklerin cevhe¬rine yakın ve onlara biti؛iktir. اamur ise karanlık, dü؛ük, koyu, ağır, soğuk, kuru ve gِklerin cevherinden uzaktır. Ate؛, tesiri kuvvetli ve etki edendir. اamur ise, sadece etkilenir.
2- ـstün bir maddeden meydana gelen ؛eyin sureti ve hakikati de üstündür.
3- ھerefli olanın dü؛ük olana hizmet etmesi emredilemez.
ـstünlük ancak Allah’ın ihsanıyla, takva ile olur
İblis’in bu kıyası her yِnüyle batıldır. ھِyle ki:
1- İblis, ate؛in çamura üstünlüğü¬nü iddia ederek hataya dü؛mü؛tür. Zira çamur, birçok yِnden ate؛ten daha üstündür:
- Sağlamlık, sükûn, vakar, temkin, hilm, haya ve sabr çamurun ِzünden gelir. Hafiflik, serkelik, keskinlik, yükselmek ve kararszlk da atein ِzünden¬dir.
- Rivayetler, cennetin ho toprakl, dümdüz bir arazi olduًunu, cehennemin aslnn ise ate olduًunu ifade etmektedir.
- Ate, Allah'n dümanlarna azabdr. Toprak ise aza¬ba sebep deًildir.
2- فblis, kendisinin آdem’den yaratl itibariyle üstün olduًunu ِne sürerek Rabbi’nin emrine isyan etmitir. Hâlbuki üstünlük, doًrudan Allah'n bir lütfü ve ihsandr. Bu nedenle yaratl maddesinin, cisminin ve sahip olduًu eyann üstün olmas, bir eyin gerçekten üstün olmasn gerektirmez. Allah Teâlâ, mü'minden kâfiri, kâfirden mü'mini; diriden ِlüyü, ِlüden diriyi; ka¬ranlktan nuru, nurdan karanlً çkaryor. فte bu, asl üstünlüًün, Allah'n ihsanyla olduًuna delâlet eder. Ayrca, üstünlük, Allah’a kullukla, takva ile olur.
3- قerefli olann düük olana hizmet etmesi emredilemez sِzü nefsanî bir sِzdür. Kulluk kaidelerine zttr. Hizmet, secde, tazim ve hürmet hakikatte Allah içindir.
Kulluًun ِzü teslimiyettir. Dilediًini yapan, her eye malik olan, yegâne tasarruf sahibi Allah’tr. Mülkü dilediًine verir. Dilediًinden de çeker alr. Dilediًini aziz, dilediًini de zelil klar. Kِleyi sultan, sultan da bir anda kِle yapabilir. Asl topraktan olan insana zahirinde ta olan Kâbe’ye yِnelerek ibadet etmeyi emretmitir. Kula düen, emri tartmak ve mantًna uygunluًuna bakmak deًil, yalnzca itaat etmektir.
آdem (a.s.)’a yaplan secdeden maksat nedir?
Hz. آdem’e yaplmas emredilen secde ile Cenâb- Hakk’a yaplan secde arasnda fark vardr. آdem’e secde etmekten maksat; ona kar eًilmek suretiyle bir senada bulunmak ve ilâhî emre riayet için bir sayg gِstermekten ibarettir.
Hakikatte secde, tazim ve hürmet Allah’adr. Zira bu secdeyi O emretmitir. Bu nedenle آdem’e secde etmemesi فblis’in huzur-u ilâhîden kovulmasna, lanetlenmesine sebep olmutur.
Kyasn her türlüsü batl mdr?
Kyas, ِlçmek demektir. Bundan türeyen mikyas da ِlçü manasnadr. Kyas, fkhî ve mantkî olmak üzere iki türlüdür:
1- Fkhî kyas; hakknda âyet ve hadisten nas bulunmayan bir meseleyi ona benzeyen ve hakknda nas bulunan bir meseleye tatbik etmektir.
Fkhî kyas, nassa uygun olduًu sürece sahihtir, merudur ve arzu edilir. ـmmet, kyas kabul et¬mek üzere icma etmitir.
Kyasn meruiyetine delalet eden iki misal
Hz. Ebû Bekir (r.a.)’n hilafete seçilmesi mevzusunda, sahâbelerin; “Rasûlullah (s.a.v.) seni dinimiz için beًenip seçmiken, biz, dünyamz için mi seni be¬ًenip seçmeyeceًiz?” diyerek hilafeti na¬maza kyas etmeleri bu türdendir.
Ayrca Ebû Bekir (r.a.)’n, Rasûlullah’n irtihalinden sonra: “Allah'a yemin ederim, Allah'n bir arada zikrettiًi eyler arasnda fark gِzetmem.” buyurup zekât namaza kyas ederek zekât vermeyenlere kar savamas da buna bir ِrnektir.
2- Kyas- mantkî (burhan); ِzel bir artla ِzel bir ekilde bir araya getirilmi, bilinen iki mukaddime¬den (ِnerme) ibaret olup, bu iki mukaddime arasndan 'netice' doًar. (فmam Gazâlî, el-Mustasfâ Min فlmi’l-Usûl, c.1, s.32) “آlem sonradan yaratlmtr. اünkü deًikendir. Her deًien ey hâdistir (sonradan olmutur). O halde âlem de hadistir.” kyas buna bir misaldir.
Kyasn geçerli olabilmesi için, sarih naslara uygun olmas gerekir. قayet sarih naslarla çeliiyorsa kyas batldr. Kabul edilmez. Ayrca hakknda sarih nas bulunan bir meselede kyas yaplmaz. Zira hüküm ayan beyan ortadadr.
فlk batl kyas فblis yapmtr. Cenâb- Hakk’n açk emri varken nefsinin tesiri altndaki akl ve mantًyla hareket etmi ve isyan etmitir. فblis; yaratldً asl unsura bakm, Al-lah'n erefli klmasna itibar etmemitir. Allah'n آdem’i erefli klmas; onu eli ile yaratp, ruhundan üfürmesidir. (Bkz., Sâd, 38/71-75)
Hz. Mevlana, açk nas karsnda mantًyla hareket eden فblis ve gerek insanlardan gerek cinlerden ona tabi olmakla فblisleen avenesi hakknda ِyle demektedir:
“Bir âlim, bu kyaslar, bu taharrileri bulutlu bir günde yahut geceleyin kbleyi bulmak için yapar. Lakin güneli bir günde ortalk aydnlk ve Kâbe gِz ِnünde iken kyas yapmaya ve kble cihetini aramaya kalkma. Kâbe’yi gِrmemezliًe gelip de kyas yapacaًm diye ondan yüz çevirme. Allah doًruyu en iyi bilir.” (Tâhirü’l-Mevlevî,şerh-i Mesnevî, c.5, 1574)
İbn-i Abbas (r.anhümâ)’dan rivayete gِre ِyle demitir: “فblis için münasip olan, kyas yapmayp Allah'a itaat etmesi idi. Ama o, bِylece Rabbine isyan etti de kyas yapt. Kyas yapanlarn ilki, فblis'tir. Bِylece o, yaptً bu kyas ile kâfir oldu. Dolaysyla kim, dini mücerret kendi gِrüünden sâdr olan bir eye kyaslarsa, Allah o kimseyi فblis'e arkada klm, ona yaklatrm olur.” (F. Râzî, Mefâtihu’l-ذayb, c.14, s.37)