KUR'AN-I KERİM'DEN ÖĞÜTLER - 4
Kur'an-ı Kerim, Allah'ın katından insanlara indirilmiş en son ilahi kitaptır. Alimler ona doymaz, muttekiler ondan usanmaz, onu bilen ileri gider, onun gölgesinde ömür tüketen dünya ve ahirette mutlu olur. Kur’anda en büyük ayet, Ayet'ül-Kürsî'dir. Onu okuyanın iyiliklerini yazmak üzere Allah bir melek görevlendirir. Hangi evde Ayet'ül-Kürsî okunursa şeytan otuz gün oraya giremez.
O eve kırk gün sihir ve sihirbaz giremez. Peygamber Efendimiz (SAV.): "Ya Ali! Ayet'ül Kürsî'yi çocuklarına, ailene ve komşularına öğret" buyurmuştur.
Şimdi gelin hep beraber Bakara Süresindeki bazı ayet-i kerimelere kulak verelim. Allahu Teala buyuruyor ki:
"Ey iman edenler! Kendisinde artık alışveriş, dostluk ve kayırma bulunmayan kıyamet günü gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekten inkar edenler elbette zalimlerdir.
Allah'dan başka tanrı yoktur. O, diridir, canlıdır. Bütün yaratıkların bizzat idaresini yürüten ve hepsini hesaba çekendir.
Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir. O kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O'na hiç bir şey saklı kalmaz. O'nun bildirdiklerinin dışında, insanlar O'nun ilminden hiç bir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.
Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlere gelince, onların dostları da tağuttur yani şeytandır. Onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür, işte bunlar Cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar
İbrahim Rabbine: Ey Rabbim; Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster demişti. Rabbi ona: Yoksa inanmadın mı? dedi.
İbrahim; Hayır. İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için görmek istedim, dedi. Bunun üzerine Allah:
Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra kesip parçala, her dağın başına onlardan bir parça koy, sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azizdir, hakimdir buyurdu.
Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah'ın lütfü geniştir. O her şeyi bilir.
Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntüde çekmeyeceklerdir.
Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur.
Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın.
Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiç bir şeye sahip olamazlar.
Allah, kafirleri doğru yola iletmez." (Bakara Suresi, Ayet: 254-255-257-260-261-262-263-264.)
KUR'AN-I KERİM'DEN ÖĞÜTLER 5
İslam Dininin hükümlerini, usul ve kaidelerini ihtiva eden ve insanları doğru yola hidayet eyleyen Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim, bizlere sayısız nimetler ihsan eden Rabbimize ibadet etmemizi emrederek şöyle buyurur:
"Ey iman eden kullarım, şüphesiz benim arzım geniştir. O halde yalnız bana kulluk edin.
Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz. İman edip salih ameller işleyenleri, elbette onları, içinde ebedi kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz.
Böyle iyi işler yapanların mükafatı ne güzeldir. Onlar, sabreden kimselerdir ve yalnız Rablerine güvenip dayanmaktadırlar.
Nice canlı var ki, rızkını yanında taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah'tır. O, her şeyi işitir ve bilir. Andolsun ki onlara; Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir? Diye sorsan, mutlaka Allah derler.
O halde nasıl haktan çevrilip döndürülüyorlar. Allah rızkı kullarından dilediğine bol bol verir, dilediğine de kısar. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Andolsun ki onlara; Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yer yüzünü canlandıran kimdir? Diye sorsan, mutlaka, Allah derler. De ki: Öyleyse hamd da Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu söyledikleri üzerinde düşünmezler.
Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna, oradaki hayata gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı. Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na has kılarak ihlasla Allah'a yalvarırlar.
Fakat onları salimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, Allah'a ortak koşmaktadırlar. Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım... Ama yakında bilecekler.
Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim güven içinde kudsi bir yer yaptığımızı görmediler mi?
Hala batıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir?
Cehennemde Kafirlere yer mi yok. Ama bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki, Allah iyi davrananlarla beraberdir." (Ankebut: 56-69)