* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Vefat Eden Kardeşlerimize karşı Görevlerimiz  (Okunma sayısı 695 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Vefat Eden Kardeşlerimize karşı Görevlerimiz
« : Ağustos 09, 2020, 08:03:14 ÖÖ »
Vefat Eden Kardeşlerimize karşı Görevlerimiz

Bugünkü sohbetimiz, ahiret yolcusunu uğurlarken ona karşı görevlerimizle ilgili olacaktır. Kuran’da şöyle buyuruluyor:[1]

قُلْ إِنَّ الْمَوْتَ الَّذِي تَفِرُّونَ مِنْهُ فَإِنَّهُ مُلاقِيكُمْ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ. 

Ölüm, her canlı için mukadder bir sonuçtur. Kaçmakla ondan kurtulmak mümkün değildir. Bununla beraber ölümü temenni etmek de tavsiye edilmemiştir. Efendimiz buyuruyor:[2]

عن أبى هريرة قال: ولا يتمينّ أحدكم الموت إما محسنا فلعله أنْ يزداد خيرا وإما مسيئا فلعله أن يستعتب.

Müminin görevi; ölümü hatırlamak ve ona hazırlıklı olmaktır. Ölüme hazırlanmak demek, her işini dürüst ve ölçülü yaparak ölüm sonrası Allah’a verilecek hesaba hazırlanmaktır. Bu da ancak Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklarından sakınmakla mümkündür.

Yüce dinimiz, ölen bir din kardeşimizin hastalığından itibaren mezara konuncaya kadar ona karşı bize bir takım görevler vermiştir. Bu görevlerimizi hatırlatan bir hadiste Efendimiz şöyle buyurmuştur:[3]

عن أبى هريرة قال: حق المسلم على المسلم خمس: رد السلام وعيادة المريض وإتباع الجنازة وإجابة الدعوة وتشميت العاطس.

Konumuz gereği, müslümanın müslüman üzerindeki bu beş hakkından sadece ikisi üzerinde duracağız. Bunlar; hastayı ziyaret etmek ve cenazeyi takip etmektir.

I. Hastayı Ziyaret Etmek

Yüce dinimiz sosyal yardımlaşmaya büyük önem vermiş, İslam’ın beş şartından birini buna tahsis etmiştir. Hasta ziyareti de bu sosyal yardımlaşmanın bir şubesidir. Efendimiz buyuruyor:[4]

عن أبى هريرة قال: يقول الله عز وجل يوم القيامة يا ابن أدم: مرضت فلم تَعُدْنى. فيقول: يا رب كيف أعودك وأنت رب العالمين؟ قال: أما علمت أن عبدى فلانا مرض فلم تعده؟ أما علمت أنك لو عُدْتَه لوجدتنى عنده؟ يا ابن أدم إسْتَطْعَمْتُك فلم تَطْعِمُنِي. قال: يا رب كيف أُطعمك وأنت رب العالمين؟ قال: إن عبدى فلانا إسْتَطْعَمَكَ فلم تُطعمه. أما علمت لو أنك أطْعَمْتَهُ لوجدت ذلك عندى. يا ابن أدم: اسْتَسْقَيْتُك فلم تُسْقِنِى. قال: يا رب كيف أسقيك وأنت رب العالمين؟ فيقول: إن عبدى فلانا إسْتَسْقَاك فلم تَسْقِهِ؟ أما علمت أنك لو سقيتَه لوجدت ذلك عندى.

Efendimiz hastaları ziyaret eder, onların hatırını sorar ve şifa bulmaları için dua ederdi. Hatta bu konuda ayırım yapmaz müslüman olmayanları da ziyaret ederdi. Hz. Enes şöyle demiştir:

-Bir Yahudi çocuğu Efendimizin hizmetinde bulunuyordu. Günün birinde hastalandı. Efendimiz onu ziyaret edip başucunda oturdu. Çocuğa:

-Müslüman ol, dedi. Çocuk babasına baktı. Babası:

-Ebu’l-Kasım’a itaat et, dedi. Çocuk da müslüman oldu. Bundan memnun kalan Efendimiz:

-Bu genci cehennemden kurtaran Allah’a hamd olsun, diyerek çocuğun yanından ayrıldı.[5] Efendimiz buyuruyor:[6]

عن ثوبان قال: من عاد مريضا لم يزل فى خُرْفَة الجنة حتى يرجع.

Hasta ziyaret edildiğinde Allah’tan şifa, sıhhat ve afiyet dilemek; sabır ve tahammül tavsiye etmek; iyi gördüğünü, iyileşeceğini ve hastalığının günahına keffaret olacağını söylemek; hasta ısrar etmedikçe yanında çok kalmamak ziyaretin adabındandır.

II. Cenazeyi İzlemek

Cenazeyi izlemek; namazı kılındıktan sonra mezara götürülürken arkasından yürümek demektir. Onu bu ebedi yolculuğunda yalnız bırakmamak ve mezara kadar da olsa ona arkadaşlık yapmaktır. Onunla birlikte mezara gidecek olan ise, yaptıkları ve öğrendikleridir. Efendimiz buyurmuş:[7]

عن أنس قال: يَتْبَع الميت ثلاثة: أهله وماله، وعمله. فيرجع إثنان ويبقى واحد. يرجع أهله وماله ويبقَى عمله.

Cenazeyi takip etme görevi ile birlikte bir takım başka görevlerimiz de vardır:

1. Hastada ölüm belirtileri görüldüğünde, eğer zorluk yoksa, hasta kıbleye karşı sağ yanı üzere çevrilir. Ayakları kıbleye doğru ve başı biraz yükseltilerek arkası, üstüne de yatırılabilir.

Söyleyeni anlayabilecek durumda olan hastaya başucunda bulunanlardan birisi aralıklarla kelime-i tevhidi telkin eder. Sadece kendisi söyler, hastaya sen de söyle demez. Asıl telkin budur. Çünkü Efendimiz, şöyle buyurmuştur:[8]

عن أبي سعيدٍ قال: لقّنوا موتاكم لا إله إلا الله.

İmam Nevevi ve İbn Hibban hadisteki, ölülerinize demek, ölmek üzere olan hastalarınıza demektir demişlerdir. İslam alimleri bu hadise dayanarak ölmek üzere olan hastaya bu telkinin yapılmasında ittifak halindedir.[9]

Bu telkin ile onun son sözünün kelime-i tevhid olmasını ve Efendimizin müjdesine ermesini sağlamaktır. Çünkü Efendimiz şöyle buyurmuştur:[10]

عن معاذ ابن جبل قال: من كان أخر كلامه لا إله إلا الله دخل الجنة.

2. Ölüm olayı vuku bulunca gözleri kapanır, çenesi bağlanır, üzerine boylu boyunca bir örtü çekilir ve bundan sonra yapılacak işlere başlanır. Ümmü Seleme şöyle demiştir:[11]

-Efendimiz vefat eden Ebu Seleme’nin yanına girdi. Ebu Seleme’nin gözleri açık kalmıştı. Efendimiz gözlerini kapadı, sonra şöyle buyurdu:

إنَّ الرُّوحَ إذَا قُبِضَ تَبِعَهُ الْبَصَرُ. فَضَجَّ نَاسٌ مِنْ أهْلِهِ فقَالَ: لا تَدْعُوا عَلى أنْفُسِكُمْ إلا بِخَيْر فإنَّ الْمَلائِكَةَ يُؤَمِّنُونَ عَلى مَا تَقُولُونَ. ثُمَّ قَالَ: اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لأبِى سَلَمة، وارْفَعْ دَرَجَتَهُ فى الْمَهْدِيِّينَ، وَاخْلُفْهُ في عَقِبِهِ فى الْغَابِرِينَ، واغْفِر لَنَا وَلَهُ رَبَّ الْعَالَمِينَ، وَافْسَحْ لَهُ في قَبْرِهِ وَنَوِّرْ لَهُ فيهِ.

3. Ölüm haberini duyanlar hemen Allah’a sığınırlar. Nitekim Allah  bunu bize şöyle öğretiyor:[12]

وبشر الصابرين. الذين إذا أصابتهم مصيبة قالوا إنا لله وإنـا إليه راجعون.

Efendimiz de şöyle buyuruyor:[13]

ما من عبد تصيبه مصيبة فيقول ما أمر الله إنا لله وإنا إليه راجعون اللهم اجُرْنى فى مصيبتى وأخلِفْ لى خيرا منها إلا أجره الله فى مصيبته وأخلف له خيرا منها.

4. Yakınlarını ve sevdiklerini kaybeden insanlar elbette üzülür ve ağlarlar. Bu tabiidir. Dinimiz bunu yasaklamamıştır. Esasen bu insanın elinde de değildir. Dinimizin yasakladığı aşırılıktır; bağırıp çağırmak, saçı ve başı yolmaktır. Nitekim Efendimiz buyuruyor:[14]

عن ابن مسعود قال: ليس منا من ضرب الخدود وشق الجيوب ودعا بدعوى الجاهلية.

Hz.Enes anlatıyor:[15] -Efendimizle beraber demircilik yapan Ebu Seyf’in yanına girdik. Ebu Seyf Hz.İbrahim’in süt annesinin kocasıydı. Efendimiz, İbrahim’i kucağına alıp öpüp kokladı. Bundan başka yine yanına girmiştik. İbrahim, can veriyordu. Efendimizin gözünden yaşlar dökülmeye başladı. Abdurrahman b. Avf:

-Ey Allah’ın Rasulü, sen de mi ağlıyorsun? deyince, o alemlere rahmet olan Efendimiz şöyle buyurdu:

يا ابن عوف إنها رحمة إن العين تدمع والقلب يحزن ولا نقول إلا ما يرضى ربنا. وإنا بفراقك يا أبراهيم لمحزونون. 

Üsame b. Zeyd anlatıyor:[16] -Efendimize kızının ölüm halinde bulunan oğlunu getirdiler. Efendimizin gözleri yaşardı. Bunun üzerine Sad b. Ubade:

-Ey Allah’ın Rasulü bu nedir ? dedi. Efendimiz şöyle buyurdu:     

-Bu rahmettir. Allah onu sevdiği kullarının kalbine koymuştur. Allah ancak yumuşak kalpli kullarına merhamet eder, buyurdu ve üzülmenin, ağlamanın tabii olduğunu söyledi.

5. Ölünün yüzünün açılarak öpülmesinde bir sakınca yoktur. Hz. Aişe  diyor ki:[17] -Efendimiz, Osman b. Mazun’un cenazesinin üzerine kapanarak onu öptü ve ağladı. Hatta gözyaşları mübarek yanakları üzerine aktı. Hz. Ebubekir de Efendimizin mübarek naşını öpmüştür. Hz. Aişe anlatıyor:

-Efendimiz irtihal ettiği zaman, babam Sünüh Mahallesi’ndeki evinde idi. Ata binip mescide geldi. Atından inip mescide girdiğinde kimseye bir şey söylemeden doğruca benim odama girdi. Hemen Efendimize yaklaştı. Efendimizin mübarek yüzü bir bürde-i yemani ile örtülü idi. Yüzünden örtüyü kaldırdı, sonra üzerine kapandı ve iki gözü arasını saygı ile öptü ve ağlamaya başladı. Daha sonra da:       

-Ey Allah’ın Rasulü, anam babam sana feda olsun. Allah sana bu ölüm şiddetinden başka ikinci bir keder vermeyecektir. Muhakkak olan bu ölüm geçidini ise atlatmış bulunuyorsunuz, diye yas tuttu.[18]

6. Bütün bunlardan sonra ölü yıkanır. Kefenlenir ve namazı kılınır.

7. Ölü yıkanıp kefenlendikten sonra varsa borçları ödenir. Efendimiz buyuruyor:[19]

نفس المؤمن معلق بديْنه حتى يُقضى عنه.

 Böylece borçtan kurtulmuş olarak ahirete intikali sağlanmış olur. Namazı kılındıktan sonra defnedilmek üzere mezara götürülür. Bu da müslümanlar üzerinde ölünün son bir hakkıdır. Efendimiz buyuruyor:[20]

عن أبى هريرة قال: من شهد الجنازة حتى يصلى عليها فله قيراط ومن شهدها حتى تُدفن فله قيراطان، والقيراط مثل أحُد.

 8. Cenaze defnedildikten sonra mezar başında bulunanlar ölüye dua ederler. Efendimiz öyle yapar, bize de böyle yapmamızı öğütlerdi. Hz. Osman anlatıyor:

-Efendimiz ölü defnedildikten sonra onun başında durup, kardeşiniz için istiğfar ediniz. Zira o, bu anda sorgulanmaktadır, buyurmuştur.[21]     

9. Taziye meselesine gelince, taziye cenaze defnedildikten sonra yapılır. Üç günden sonra taziyede bulunulmaz. Çünkü bu ölü yakınlarının üzüntüsünü yeniler. Ancak, orada olmayanlar, geç duyanlar üç günden sonra da taziye edebilirler. Efendimiz buyuruyor:[22]

من عزَّى مصابا فله مثل أجره.

10. Cenaze evi halkına akraba ve komşuların yemek vermesi müstehaptır. Efendimiz, Hz. Cafer şehit olunca:

-Cafer ailesine yemek yapın. Çünkü onların başına büyük bir iş geldi, buyurdu.

Böylece Değerli Müminler! Aramızdan ayrılarak ahirete yolcu ettiğimiz din kardeşimize karşı görevlerimiz özetle bunlardır. Ömrü olanlarımıza Cenab-ı Hak’tan sağlıklı yaşama nasip etmesini, vefat eden kardeşlerimize de rahmet etmesini niyaz ediyorum. Amin.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Cuma, 62/8.

[2] Buhari, Temenni, 6.

[3] Buhari, Cenaiz, 2; Müslim, Selam, 3.

[4] Müslim, Birr, 13.

[5] Buhari, Maraz, 11.

[6] Müslim, Birr, 13.

[7] Buhari, Rikak, 42; Müslim, Zühd, 5.

[8] Müslim, Cenaiz, 1; Ebu Davud, Cenaiz, 20; Tirmizi, Cenaiz, 7.

[9] Şevkani, Neylü’l-Evtar, 4, 23-25.

[10] Ebu Davud, Cenaiz, 20.

[11] Müslim, Cenaiz, 4; Ebu Davud, Cenaiz, 19; İbn Mace, Cenaiz, 6.

[12] Bakara, 2/155-156.

[13] Müslim, Cenaiz, 2.

[14] Buhari, Cenaiz, 39; Müslim, İman, 44.

[15] Buhari, Cenaiz, 43; Müslim, Fedail, 62.

[16] Buhari, Cenaiz, 33; Müslim, Cenaiz, 6.

[17] Tirmizi, Cenaiz, 14; Ebu Davud, Cenaiz, 36; İbn Mace, Cenaiz, 7.

[18] Buhari, Cenaiz, 3.

[19] Buhari, Cenaiz, 76; İbn Mace, Sadakat, 12.

[20] Buhari, Cenaiz, 59.

[21] Ebu Davud, Cenaiz, 72.

[22] İbn Mace, Cenaiz, 56; Tirmizi, Cenaiz, 71.

Lütfi Şentürk.

 


* BENZER KONULAR

Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:00:00 ÖÖ]


Muallim - Öğretmen - Peygamber Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:54:03 ÖÖ]


Dar Günlerin Adamı Hz. Osman Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:18:19 ÖÖ]


İhlas ve Samimiyet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:13:16 ÖÖ]


Zekat İslam’ın Köprüsüdür Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:09:53 ÖÖ]


Kurtuluş İslâm’dadır Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:58:52 ÖÖ]


Tevhid ve İstikâmet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:55:38 ÖÖ]