Semada ve Yeryüzünde İlk İşlenen Günah - Hased
Hasedin ana kaynağı dünya sevgisidir. Bütün hataların başıdır. Hased, kibir, düşmanlık, kin hep bundan meydana gelir.
Hased (çekememezlik) manevi hastalıklardandır ve büyük bir günahtır. Hased; başkasının sahip olduğu nimetlerin elinden alınmasını temenni etmektir. Dört kısma ayrılır. Birincisi: Sevmediği kişinin elindeki nimetler gitsin, varsın onun da olmasın.
Bu, hasedin en kötüsüdür. İkincisi: Ondan alınsın kendisine verilsin. Bu da kötüdür. Üçüncüsü: Onun gibi kendisi de nimetlere kavuşsun fakat başka yerden. Başka yerden olmaz ise sonra ondan alınsın ister. Bu diğerlerine göre biraz ehven ise de gene de haramdır.
Dördüncüsü diyor ki: Ey Rabbim bu kuluna verdiğin nimetlerini (makâm, mevki, para) bana da ver.
Ama ondan alarak değil, başka yerden istiyorum. Bu, günah olmaz.
Hased, çok kötü bir huydur. İnsanın sıhhatini bozar, üzüntüsünü artırır, amellerini yakar. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Ateşin odunu yakıp yok ettiği gibi, hased de sevapları yer ve mahveder.)
Dünyada rahatlık yoktur. Herkesin kendine göre bazı sıkıntıları vardır. Ya kendisinde veya sevdiklerinin birinde. Hased edenin ise sıkıntılarına ilave bir de hased ettiği kişi veya kişilerin kavuştukları nimetlerdir. Onların nimeti arttıkça, hasedcinin üzüntüleri de artar, huzur bulamaz. Daima sıkıntılıdır.
Hased eden kişi Cenâb-ı Hakka da itiraz ediyor. Diyor ki: Ey Rabbim! Bu adam, bu nimetlere lâyık değil, sen buna niçin bu kadar çok veriyorsun?!.
Semada ilk işlenen günah haseddir. İblisin, Âdem aleyhisselama yaptığı hased... Yeryüzünde de ilk işlenen günahtır. Âdem babamızın bir oğlunun (Kabil) diğer oğluna (Habil) yaptığı haseddir...
Herkesi memnun etmek mümkündür; yalnız hased edeni razı etmek zordur. Çünkü o nimetler elden çıkmadıkça razı olmaz.
Hasan-ı Basri hazretleri buyuruyor ki: "Rabbimiz, kendisine birçok nimetler verdiği kulunu ya seviyor, yahut sevmiyor. Seviyorsa; Rabbimizin sevdiğini ben nasıl sevmeyeyim. Sevmiyorsa, elindeki nimetlerin ne kıymeti olabilir, ta ki ona hased edeyim!.."
Hasedin ana kaynağı dünya sevgisidir. Bütün hataların başıdır. Hased, kibir, düşmanlık, kin hep bundan meydana gelir.
Mevlâna Celâleddin-i Rûmî (rahmetullahi aleyh) Konya'da bir sokaktan geçerken ilkbahar mevsiminin güneşli bir gününde duvar dibinde iki köpeğe rastlarlar. Köpekler sarmaş dolaş uyuyorlardı, kollarını biribirlerinin boynuna dolamışlardı.
Talebenin dikkâtini çeker ve Hazreti Mevlâna'ya göstererek der ki:
-Efendim ne kadar tatlı bir manzaradır, ne de çok birbirlerini seviyor bu köpekler, böylece uyuyorlar.
Mevlâna hazretleri köpeklere bakar, tebessüm eder ve buyurur ki:
-Kemik, olmadığı için böyle sarmaş dolaştırlar. Yanlarına bir kemik atarsan o zaman görürsün o dostlukları nasıl düşmanlığa dönüşecektir!..
M. Said Arvas.