AFFEENLER KAZANIR
Af etmezseniz gece ve gündüzde her an içinizde bir kurt sizi kemirir ve yaralarınızı kangrene çevirir.
Ama af ile size yapılanları yüreğinizde açılan yaraları silerseniz yaranız kapanır.
Kurtlaşmış kardeşlerin saldırsalar aldırma. Yusuf gibi onları af edebilecek gönül genişliğine erişirsen dünyaya sultan olursun ve onlar da sana boyun eğerler.
Hz. İbrahim, kendisini ateşe atan, ülkesinden göçe zorlayan halkı hakkında: “Rabbim, o putlar birçok insanı saptırdı. Bana uyan bendendir. Bana isyan edene gelince şüphesiz sen, bağışlayansın, esirgeyensin” diye dua eder. (İbrahim süresi ayet 36)
İsa aleyhisselâm, kendinin peygamber olduğunu inkâr edenler, annesi Meryem validemize iftira edenler, sevgide aşırı gidip Hz. İsa’yı ve Meryem validemizi ilahlaştıranlar hakkında: “(Allah’ım) Eğer sen onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kulların. Eğer onları afvedersen, şüphesiz sen Azizsin, Hâkimsin” diye Rabbine yalvarır. (Maide süresi ayet 118)
Sevgili Peygamberimiz bir gece sabaha kadar namaz kılar ve her rekâtta Fatiha’dan sonra İsa aleyhisselâmın bu duasını okur. (Ebu Davud, K. Vitir, hadis 1435)
Rabbimiz buyurur:
“Allah, kendisine ortak koşulmasını asla afvetmez. Şirkin dışındakileri dilediği için afveder. Kim, Allah’a ortak koşarsa (Allah yolundan) çok uzak bir sapıklığa sapar.” (Nisa 116)
Kâinatın yönetiminde ve İnsanlık ailesinin yönetiminde yetkiyi Allah’tan alıp, Allah’ın kullarına vermenin adıdır şirk.
Bunu yapanlar sapıklığın en kötüsünü yapmaktadırlar. Adam öldüren, tecavüz eden, yol kesen, organ ticareti yapan, kadın ticareti yapan, ülkeler sömüren, hortumlayanların hepsi sapıklık yapar ama bütün bu sapıklığın ürediği yer, Şirk ortamı olduğu için en büyük suç olarak Şirk suçu görülmüştür. Lokman süresinde “Şüphesiz Şirk, büyük bir zulümdür” buyurmuş Rabbimiz.
Yukarda saydığımız ve sayamadığımız suçları işleyenler, “Benim günahlarım afvedilmeyecek kadar büyüktür” demesinler.
Bütün insanlık ailesinin işlediği günahların tamamı bir araya gelseler Allah’ın afvı karşısında küçücük kalırlar.
Rabbimizin Hadisi Kudsisini dinleyelim:
“Ey Adem oğlu, sen bana yalvarıp benden ümit ettikçe senden sadır olan ne olursa olsun afvederim. (çokluğuna) aldırmam. Ey Adem oğlu, günahların gökyüzüne ulaşsa, sonra da benden afv dilesen seni afvederim. Ey Adem oğlu, eğer bana yeryüzü dolusu günah getirsen, sonra da bana ortak koşmadan bana gelsen(ölsen), bende sana yeryüzü dolusu afv ile gelirim.” (TirmiziSünen K. Daavat,bab 106)
Şirkten uzak duralım, Allah’tan ümidimizi kesmeyelim ve İstiğfara devam edelim.Afvedici olalım.
“Bir iyiliği açıklar veya gizlerseniz veya bir kötülüğü afvederseniz muhakkak Allah afvedicidir, her şeye gücü yetendir.” (Nisa 149)
Rabbimiz Bakara 52 de buzağıya tapınan sonra da af isteyen beni İsrail’i afvettiğini, Ali İmran 152’de Uhud savaşından kaçan Müslümanları affettiğini haber verir.
Puta tapınmak, harpten kaçmak en büyük suç olduğu halde suçu işleyenler pişman olunca Allah onları cezalandırmak yerine afvediyor. Bizlerin de afvedici olmasını istiyor ve insanları afvedenler övülüyor. (Ali İmran 134) Yakınlarımızın katilini afvetmemiz tavsiye edilir (Bakara 178)
Rabbimiz afvedicidir, afvı sever öyle ise bizde afvedici olmalıyız. Suçluların Tevbe etmelerine, özür dilemelerine yardımcı olmalıyız.
Tevbe ettikleri zaman, harpten kaçanları, puta tapanları bile Afveden Rabbimizin kuluyuz biz.
Eşimizi, çocuklarımızı, akrabalarımızı, dostlarımızı, düşmanlarımızı af gözüyle görmeye çalışalım. Hem kendimize iyilik yapmış oluruz, hem de afvettiklerimize iyilik etmiş oluruz.
Mahmut Toptaş.