Allah’a Yakın Rasülü’ne Komşu Olmanın Yolu
Yaptığımız duaların birçoğunda “Ya Rabbi, bizleri cennette Peygamberi’ne komşu eyle” deriz.
Cennetin ve cennette Allah’ın Rasülü’ne komşu olmanın yolunu kimden soracağız ve kimi izleyerek oraya varacağız?
Cenneti kim yarattıysa, Kur’an-ı Kerim’i kim indirdiyse, o Kur’an’ı bize kim getirdiyse, yolu da O gösterecektir:
Rabbimiz buyurur:
“Kim Allah’a ve Rasülü’ne itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler.
Onlar ne güzel arkadaştırlar.” (Nisa Sûresi, ayet 4/69)
Allah’a ve Rasülü’ne itaat demek bütün hayatının her yönünde O’nun koyduğu kurallara/kıstaslara göre hayatımızı düzenlemek demektir.
Sevgili Peygamberimiz de Kendisine nasıl komşu olacağımızın yolunu gösterir:
Rabia bin Ka’ab anlatıyor: “Bir gece Peygamberimiz’le beraberdim ve O’nun abdest suyunu ve ihtiyaçlarını hazırladım. O da bana, “Dile benden” dedi. Ben de O’na, “Cennette senin rafik/yakın arkadaşlığını isterim” dedim, O da bana, “Sen de çok secde ederek bana yardımcı ol” dedi” (Müslim, Sahih, K. Salat, bab 43 Fazlü’s-sücud)
Sevgili Peygamberimiz’e komşu olmamız için öncelikle farz namazlarımızı, sonra sünnetleri sonra nafileleri de çoğaltarak secdemizi artıracağız.
Dikkat ediniz, Sevgili Peygamberimiz, “Dile benden ne dilersen” dediğinde, o değerli Rabia bin Ka’b’ın istediği de çok önemli.
Biz olsak ne isterdik diye kendimize soralım. Bizi cennette Allah Rasülü ile komşu edecek olan Rabbimizdir.
Önce O’na yakın olacağız ki, istediğimize kavuşalım.
Rabbimize yakın olmanın yolunu da Rabbimiz gösteriyor: “Sakın ona (Allah’a itaati yasaklayan ve kendi koyduğu veya koyduklarına zorlayanlara) itaat etme. Secde et ve (Rabbine) yaklaş. (Alak Sûresi, ayet 96/19-Secde âyeti)
Kâfire itaatsizlikle kâfirin sisteminden uzaklaşacağız.
Secde ile biz Rabbimize yakın olacağız.
İslam yolunda her hayırlı işin önünde biz olmaya çalışacak ve arkadaşlarımızla yarış halinde olacağız:
“(İman, amel ve her hayırlı işte) öne geçenler, öncülerdirler.
İşte bunlar (Allah’a ve rahmetine) yaklaştırılanlar.” (Vakıa Sûresi, ayet 56/10-11)
“Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Korkarak ve ümit ederek O’na dua edin. Şüphesiz Allah’ın rahmeti muhsinlere (iyiliği, güzellikle yapan ve Rabbinin kendisini gördüğü inancıyla hareket edenlere) yakındır.” (A’raf Sûresi, ayet 7/56)
Sonra Allah’ın kullarından en zayıf olanlara yardım edeceğiz.
Sevgili Peygamberimiz, şehadet parmağı ile orta parmağını göstermiş ve:
“Ben ve yetimin (yeme, içme, barınma ve terbiyesine) kefili olan, cennette benimle işte böyledir (yakındır) buyurmuş. (Ebu Davud, Sünen, K. Edeb, bab 132)
Bu yetimin kendine ait veya bir başkasının yetimi olmasının fark etmeyeceğini:
“Kendi yetimi veya bir başkasının yetiminin bakımını (yeme, içme, giyme, barınma ve terbiyesi)nı üstlenirse, cennette benimledir” diyerek açıklık getirmiş. (Müslim, Sahih, K. Zühd, bab 3)
Yine bir hadisinde de:
“Üç yetimin ihtiyacını karşılayan, gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiren ve sabah akşam, Allah yolunda kılıç çeken gibidir. Bu iki parmağın kardeşliği gibi o ve ben de cennette iki kardeş gibi olacağız” buyurdu. (İbni Mace, Sünen, K. Edeb, bab 6 hakku’l-yetim)
Mahmut Toptaş.