BAYRAM GÜNÜNDE NE YAPALIM?
Ramazan Bayramı Başlangıcı 25 Haziran 2017 Pazar.
Pazar sabahı, Sahura kalkar gibi kalkılacak. Banyo yapılacak, dişler tertemiz olacak. Evde var olan elbiselerin en güzeli giyilecek. En güzel kokular sünnettir diyerek sürülecek,
Tatlı konuşmak, gül gibi yüzlerle bal gibi sözler söylemek gerektiğinden ağıza tatlı bir yiyecek alınacak.
Tatlı yenecek tatlı konuşulacak.
Evde aile içinde gülücükler ve kelimeler kelebekler gibi uçuşacak.
Evin camlarından dışarı elektrik ışığıyla beraber mutluluk saçılacak.
Sokaklar bal döksen yalanır hale gelecek.
Topraktan başkaldıran her bir çiçeğin çıkışıyla tabiatın süslenmesi gibi, her evden camiye doğru yürüyen cemaat da, çiçekler korosuna bir çiçek, insan denizine bir damla olarak katılacak.
“Yok birbirimizden ayrımız gayrımız” denmeden kaynaşılacak.
Her ırktan, her renkten, her partiden, her mezhebve meşrepten insanlarımız tek kelimede birleşecek ve “Allah’uekber/En büyük Allah’tır” diyecek.
Yıllarca bize “En büyük filan şahıs veya devlet” dedirtenler ya kuduracak veya yanlışın neresinden dönersem kardır diyerek aslına rücu edecek.
Sabah namazının iki rekât sünnetini kendisi kılacak, iki rekât farzında imama uyacak. Farz kılarken birlikte hareketlerimizi, Rabbimizin emrettiği, peygamberimizin öğrettiği şekilde yaparken, sünnet namazlarımızda birey/ferdiyetimizin körelmemesini sağlıyoruz.
Dünyanın öbür ucunda acılar içinde kıvranan kardeşlerimiz için yardım yapabilmenin yolu da bizlerin bir araya gelmesinden geçer.
Bedir harbinde verilen şehitlerin acısı sürerken Sevgili Peygamberimiz Ramazan bayramını da yapmıştır.
Ağlamak şehidi geri getirmez.
Gerçek şehitler, ahiretteki makamlarını gördükten sonra bizim bu kirli dünyamıza geri gelmek istemezler. Ancak Allah yolunda hizmet ederken tekrar şehit olmak için gelmek isteyeceklerini Sevgili Peygamberimiz haber verir.
Yalnız ve yalnız Hakkın huzurunda el bağlanacağını bütün dünyaya göstermek ve nefsimize de Hak’tan başkasının önünde eğilmeyecek bir özgürlüğe sahip olduğunu hatırlatmak üzere toplanacağız camilerimizde. Camide ayırımcılık yok.
Cumhurbaşkanı ile sade vatandaş, generalle er, patronla işçi, profesörle öğrenci, yan yana, omuz omuza, aynı yöne dönüp aynı kelimelerle yalnız Allah’a kulluklarını arz edecekler.
Hakkın huzurunda bütün bir halk dokuz defa tekbir getirerek iki rekâtlı bayram namazı kılınacak.
Sanatçısından çiftçisine kadar herkes sınıf farkını kaldırarak yan yana gelecek, omuz omuza verecek birlik ve beraberliğini bütün dünyaya gösterecek.
Birlik ve beraberliğin ancak Bir olan Allah’ın emirleri etrafında gerçekleşebileceğini yedi iklimi cihana ilan edecek.
Babaların ve annelerin elleri öpülecek, hayır duaları alınacak.
Dedelerin ve ninelerin gönlü yapılacak
Komşuların yakınların, dostların, arkadaşların… Hatırı sorulacak.
Çarşı-Pazarlarda gülen yüzler, tatlı kelimeler üreten dillerle mutluluk baloncukları havalarda uçuşacak.
Hayatımıza din hâkim olursa, kin ortadan kalkar. Bayramlar bunun doğruluğunun en güzel şahididir.
Bulunduğunuz köy veya şehirde olmayan tanıdıklarınızın tamamına “Mesaj atın” demiyorum, telefonla ulaşın ve gönül yapan, mutluluk saçan kelimelerle konuşun.
Beğendiğiniz, beğenmediğinizi okul arkadaşlarınızı, asker arkadaşlarınızı, öğretmenlerinizi, öğrencilerinizi, işçilerinizi, patronlarınızı… Arayınız ve bayramını tebrik ediniz.
Bunlar bizim kaynaşmamıza sebep olurlar.
Mahmut Toptaş.