Bugün Bir Karar Verelim
Şu anda dünyada yaşayan her insan, ana rahminden bu dünyayı teşrif ettiği andan itibaren ilk soluk almasıyla Rabbimizin koyduğu tabiat kanunlarından yararlanmaya başlar. Anasından emdiği süt, bir gün önce yoktu. Rabbimiz hemen onun gıdasını da çocuğun vücut yapısına uygun olarak akıtıveriyor.
Ayak bastığımız toprağı, havayı, suyu, güneşi ve bize göre sayısız nimetleri önümüze seriveren ve onları gören gözü, duyan kulağı, konuşan dili, koklayan burnu, dokunan eli yaratan ve bize karşılıksız veren para istemeyen Rabbimizin mülkünde, neden O’nun kanunlarını uygulamadığımızı kendine anlatabilen biri anlatmalı.
Evreni Rabbimizin rahmetinin kuşattığını haber verir Rabbimiz:
“Bu dünyada da ahirette de bize iyilik yaz. Şüphesiz biz sana yöneldik. (Allah): Azabımı dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. O’nu (iyiliği) sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize iman edenlere yazacağım, dedi.” (A’raf süresi ayet 7/156)
Yatarken, kalkarken, evden çıkarken, eve girerken, arabaya binerken, yemek yerken, su içerken yani hayatımızın her halinde Bismillahirrahmanirrahim derken, Rabbimizin üç tane güzel isimlerinden olan Allah, Rahman ve Rahim isimlerini söyleyerek işimize başlarız.
Rabbimizin rahmetini hatırlarız ve bizim de yaratılanlara merhametle muamele etmemiz gerektiği bilgisini tazeleriz.
Besmele çekmenin anlamı budur.
Rahmetiyle kâinatı/evreni kuştan Rabbimizin kulu olarak Rabbimizin yarattıklarına merhametli olmaktır.
Ama bazı insanlar var ki, O’nun mülkünde O’nun varlığını inkâr ediyor.
Bazıları da O’nun kriterlerini, kanunlarını inkâr ediyor.
Müslüman olanlar da bazı kuralları çiğniyor.
Ama Rabbimiz, tevbe kapısının hep açık olduğunu Kur’an’ıyla bize haber veriyor.
Hazreti Adem aleyhisselam ile eşi Havva’nın (r.a.) hatasının afvı için nasıl yapacağını ona öğretiyor ve ikisi birlikte dua ederek aflarını istiyorlar, Rabbimiz de af ediyor.
Allah’ın varlığını inkâr eden, kendisi gibi insanlara tapınmayı seçen, Allah’a inanıp da kitabını ve peygamberlerini inkâr eden, “Allah üçtür” veya “hiçtir” diyen kâfirlerin hepsine birden Rabbimiz:
“Kâfirlere söyle: Eğer (kâfirlikten) vazgeçerlerse geçmişteki (yaptıkları) afvedilir.
Eğer tekrar (kâfirliğe) dönerlerse öncekilerin kanunu geçmiştir. (O kâfirlerin başına gelenler bunlara da gelecektir)” buyurur. (Enfal süresi ayet 8/38)
Ramazan ayında, orucumuzla, namazımızla, zekâtımızla, Kur’an-ı Kerim okumalarımızla, sadakalarımızla, fitrelerimizle, Halil İbrahim sofralarımızla, hem Cenab-ı Hakk’ın haklarına riayet etmeye çalıştık, hem de halk ile kaynaşmalarımız oldu.
İnşallah Kadir Gecesi’nin kadrini bilip Allah’ın rahmetine, mağfiretine, cehennem azabından azat ediverdiği umuduna sarılarak bir daha Allah’ın mülkünde, Allah’ın verdiği can ve tenle onu inkâr etmemeye, ona isyan etmemeye, ona ortak koşmamaya dikkat edelim.
Allah’tan af talebinde bulunanların afvedileceğini hep tekrarlar Kur’an-ı Kerim. Tevbe etmenin yalnız dille olmayacağını, kâfirken veya günahkârken bozduğu şeyleri düzeltmesi gerektiğini, Rabbinin öğrettiği İslam dininin hükümlerine sımsıkı sarılması gerektiğini ve bunu yaparken gönülden ihlâsla yapması gerektiğini haber verir:
“Muhakkak münafıklar, ateşin en alt katındadırlar. Sen onlara yardımcı da bulamazsın.
Ancak tevbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar, dinlerini yalnız Allah’a halis kılanlar hariç. İşte bunlar müminlerle beraberdirler ve Allah yakında müminlere büyük mükâfat verecektir.” (Nisa süresi ayet 4/145-146)
Bu gün 29 Nisan 2022, Kadir Gecesi’nin sabahı.
Düne ait ne kadar günahımız varsa bir daha hatırlamamaya, bir daha yapmamaya, karar verelim ve aklımızı, gönlümüzü, gözümüzü yaratanın kurallarına göre yaşamaya başlayalım.
Sevgili Peygamberimiz:
“Günahına tevbe eden, günah işlememiş gibidir” buyurur. (İbni Mace, Sünen, K. Zühd, bab 30).
Mahmut Toptaş.