Gönderen Konu: Cemaatten Ferdiyetçiliğe Bireyselcilikten Toplumsalcılığa (Okunma sayısı 285 defa)

fanidunya NET · « : Haziran 08, 2023, 08:10:51 ÖÖ »

Cemaatten Ferdiyetçiliğe Bireyselcilikten Toplumsalcılığa

Dört vakit namazımızda, farzdan önce sünneti kılarız.

Akşam namazında farzdan sonra sünneti kılarız.

Farzlarımızı cemaat olarak kılarız, sünnetlerimizi tek tek, fert olarak, birey olarak kılarız.

Ramazan orucumuzu hep birlikte tutarız da nafile oruçlarımızı bireysel olarak tutarız.

Cemaat veya millet içinde ferdiyet/bireycilik ruhumuzu köreltmeyiz.

Tek başımıza kaldığımızda, aynı hayırlı işleri yapacak kıvama getiriliriz.

Ailede her yükü baba ve anne yüklenmez.

Baba ve annenin işlerine, çocukluktan itibaren yaş ve gücümüz oranında katkıda bulunurken, babanın ve annenin hayat yükünü hafifletirken, çocuklar da hayata tek başına yürüyebilme alışkanlığını kazanırlar.

Dernekler, cemiyetler, cemaatler ve en üstte de devlet, hiçbir zaman, üyelerinin, milletinin her birinin ten ve canının sahip olduğu maddi-manevi güç ve kuvvetinin önünü kapatmamalı.

Her üye, her cemaat ve her Müslüman vatandaş, Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’e ve Resulünün sünnetine uygun olan her işin ucundan tutmalı, uygun olmayan her işin engelleyicisi olmalı.

“Çalışma Bakanlığı yapsın” diyerek, tarlanıza, fabrikanıza, dükkânınıza, işyerinize gitmediğiniz oluyor mu?

Nefes alır gibi her saniye muhtaç olduğumuz İslam dini için Sevgili Peygamberimiz:

“Allah’ım, rahmetini umuyorum, bir göz açıp kapayıncaya kadar beni bana bırakma. Bütün işlerimi ıslah et. Senden başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur” (Ebu Davud, Sünen, K. Edep, Bab Babü ma yekulu iza esbaha, hadis 4426)

“Bir göz açıp kapayıncaya kadar beni bana bırakma.”

Rahat oturan bir adam, bir dakikada ortalama otuz defa nefes aldığı gibi, otuz defa da göz kapatıp açardır herhalde.

Nefessiz hayat olmadığı gibi, İslam dini olmadan, bir göz açıp kapayıncaya kadar sağlıklı bir hayat yaşayamayacağımızı hep hatırda tutalım.

Bismillah çekerek kalkmak veya oturmak,

Her Müslüman’a selam vererek gönüller arasında muhabbet köprüsü kurmak,

Selam verdiğimize, güven veren gülücük göndermek,

Bakışlarımızı taciz bakışı değil, karşıdakine sevgi ve saygı sunan bir bakışla bakmak,

Yanlış yapana doğruyu söylemek ve göstermek mümkin değilse, afvı için Allah’a dua etmek,

Başkasının işinde çalışıyorsa, kendi işiymiş gibi işe sarılmak,

Kendi işini de sanki en sevdiği insanın malı olacakmış gibi titizlenerek yapmak.

Başkasının işinde çalışırken, “Az para veriyor” bahanesiyle kusurlu iş yapmamak. İşi, istenen şekilde yapmak.

Evde, işte, yolda yolculukta, bulunduğumuz her yerde yalana, gıybete, iftiraya kulakları kapatmak, her an Allah’ı hatırlamak demektir.

Her an Allah’ı hatırlamak demek, her nefeste, her bakışta, her sözde, her adımda helalden, iyiden, güzelden, sağlamlıktan… yana olmak demektir.

Boksörün kendi kafasını korumasından, zenginin parasını korumasından daha dikkatli olarak, dinimizi koruma konusunda her dakika dikkatli olmaya çalışmak, her nefeste Allah’ı zikretmek demektir.

İslam dini, bizi yaratan Rabbimizin bize gösterdiği yolda hayatımızı, aklımızı, gelecek nesillerimizi ve mallarımızı kazanma, infak/dağıtma ve korumayı öğretir.

Bu eğitime göre yaşanan hayatın uyku dâhil, her saniyesi zikirle geçmiş hale getirilebilir.

Rabbimiz yardımcımız olsun.

Mahmut Toptaş.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Cemaatten Ferdiyetçiliğe Bireyselcilikten Toplumsalcılığa (Okunma sayısı 285 defa)

fanidunya NET

Cemaatten Ferdiyetçiliğe Bireyselcilikten Toplumsalcılığa

BENZER KONULAR