İslam’ın Temizliği Gündemde
Koronavirüs, dünyanın her tarafında Müslümanların temizlik ilkelerini gündeme getirdi.
Newsweek gazetesinde Sevgili Peygamberimizin bulaşıcı hastalıklar konusundaki tavsiyesini doğru olarak verdi ve temizlik kurallarını sıraladı.
Günde beş defa abdest alma şekli gündeme geldi.
Paris tıp fakültesi profesörlerinden Dr. Besençon bir kitap yazmış. Dr. D. Bahar bu kitabı Fransızcadan Türkçeye çevirmiş.
Batı Yayınevi, bilgi serisi 1 demiş ve kitabın adını Hayat Yolu diyerek yayınlamış.
Kitap, Sirkeci’de Ebussuud Caddesi’nde 5 numaradaki Sebat basımevinde basılmış. Tarih koymamışlar. Kitap 168 sahife ve fiyatı 125 kuruş.
Tıp profesörü, sağlığımızı korumamız için vücudumuzu sudan uzak tutmamız gerektiğini savunuyor.
Fransa’daki Hıfzıssıhha’nın tavsiyelerine uymanın sakıncalı olduğunu söylüyor.
Biz kitabın 107’nci sahifesini açalım ve okuyalım: “İşte bir asır vardır ki ‘Hıfzıssıhha’ dediğimiz bu kadın bizi parmağının ucunda oynatıyor. Şimdi ondan biraz yüz çevirmenin tam zamanıdır.
Cildi temizleyen ve açan bir tek şey vardır: Bir köylünün, bir duvarcının cildi daima sıhhatlidir.
Her Pazar günü bir banyo yapan bir bayan ise, tandırı üzerinde kapalı bir deri ile yaşar.
Bir gün dağlık bir köyde yaşayan birisi için banyo tavsiye etmek gibi bir iş yaptım.
Karısı, ‘Ne, bir banyomu dediniz ?’ diye hayret etti. ‘Tepeden tırnağa suya mı girecek?’
Benim ihtiyarlarımdan birçoğu vaftiz suyuyla yıkanalıdan beri tek bir banyo yapmamışlar. Ben de banyo taraftarı değilim.
Şimdi yıkanılmadığı zaman temizlenemeyecek derecede pis, murdar bir hale gelindi zannediliyor. Hâlbuki birkaç seneden beri memnuniyetle görüyorum ki yüksek muhite mensup Amerikalılar da banyodan tamamen vazgeçmişler. Ben de onlardan evvel tıpkı onlar gibi yaptım.
Sabah akşam Adem babamız gibi çırılçıplak açık pencere önünde bir kese ile ovduktan sonra 90 derecelik alkolle tepeden tırnağa kadar vücudun yağı alınır. Bu iş pek o kadar ucuza mal olmaz, ama insanın verdiği paraya değer. Cilt biraz nefes alır. Hava banyosu su banyosundan daha iyidir.”
Profesör tavsiyelerine devam ederken evlerdeki banyolar için, “Hiçbir işe yaramaz” der ve alkolle temizlenmeyi tavsiye eder.
Kitabın Fransızca adı Les jours de l’homme kitabın ne zaman yazıldığını tercümeden anlamak mümkin değil ama profesör 1888 yılında Hotel-Dieu Hastanesi’nde intern olarak çalıştığını, kitabının 25’nci sahifesinde söylüyor.
Mevdudi merhum Tefhim-ül Kur’an’ında Hadid suresinin 27’nci ayetinin tefsirinde (İnsan Yayınları 6/143) ömür boyu vücuduna su değdirmeden ölen ermiş papazların ve rahibelerin isimlerini ve yaşadıkları yılları yazıverir.
“Hocam onlar eskidendi, çağdaş bir Avrupa var karşımızda” diyenler Avrupa’da yaşayan dört milyon işçimizden herhangi birine soruversinler. Kırk sene önce Avrupa’daki evlerin yüzde sekseninde banyo yoktu.
1973 yılında ben Fransa’da işçi olarak çalışırken yirmi işçi çalıştıran kırk yaşlarındaki Fransız patronla üç Türk işçi aynı evde oturuyorduk.
Patron eşiyle birlikte üst katta, üç Türk alt katta otururduk. İki katta da banyo yoktu. Allah’tan ki iş yeri evin önündeydi. Atölyede banyo bulunması mecburi olduğundan yapılmıştı.
Patron haftada bir defa banyo yaparken biz Türkler hemen hemen her gün banyo yapardık. Bir ay önce Almanya’nın turistik şehirlerinden Gostlar’da ormanlar içinde çok güzel bir otelin tuvaletinde su ile taharet sıkıntısı yaşadık. Allah’tan davet eden gençler tedbirlerini almışlar tuvaletlere ibrik koymuşlar.
Sözü uzatmaya gerek yok. Bir ikindi üzeri cilt bakımına özen gösteren, ama namaz kılmayan bir bayanla, beş vakit namazını kılan bir hanımefendiyi alıp laboratuara götürüp ikisinin de yüzünün tahlilini yaptırsak bize her şeyi söyler.
Bir Müslüman’ın her cinsel birleşme veya ihtilâm olmanın ardından yıkanması farzdır. Cuma günleri yıkanması ise sünnettir.
Doktorlarımız; “Her an vücudumuzda milyonlarca hücre ölüp diriliyor” diyorlar. Tuvaletini tazeleyenin ölen hücreleri kremin altında kalır. Günde beş vakitte on beş defa yıkayanın yüzünde ölen hücreler gider, dirilenler temiz hava almaya devam ederler.
Mahmut Toptaş.