İlahi İradeye Teslim Olalım
Kendimize ters hareket etmeyelim. Trilyonlarca hücremiz, ilahi iradeye göre hareket ediyor.
Beynimizin nasıl çalıştığını ilk doktordan bugünkü doktorlara kadar araştırmaları yapılmış, bundan sonra da yapılmaya devam edecek ama ilk insan ve peygamber Hazreti Adem aleyhisselamın beyni ile Hazreti Havva’nın beyni, ilahi iradeye göre yaratılmıştı.
İlahi iradeyi beğenmeyenler, burunlarını yerinden alsınlar ve köylerinde, mahallelerinde, şehirlerinde, derneklerinde, vakıflarında, oylama yoluyla uygun bir yer bulup yerleştirsinler bakalım sonuç ne olacak…
İrade: Bir şey olmadan önce Allah’ın onun olmasını dilemesidir. “O dilediğini yapar.” (K.Kerim Hud 107, Kasas 67) “Bir şeyin olmasını dilediği zaman da ona “ol” demesiyle hemen oluverir.” (K.Kerim Nahl 40, Yasin 82)
Allah’ın iradesi bizim irademize benzemez. Biz dün aşkla istediğimiz bir şeyi bugün çöp sepetine atabiliriz.
Görüş, duyuş ve kavrayışımız sınırlı olduğundan isteklerimizde sınırlı ve değişkendir.
Onun için kâinatı yaratan ve onları en güzel şekilde idare edenin iradesine, irademizi ram/boyun eğdirmekle kurtulabiliriz.
Özgür irademizi etkileyen olaylar, mantık oyunları, politikacıların dalaverelerine göre aldığımız tavırlar, bizim özgür irademiz değildir.
İrademiz, gördüğünüz, duyduğumuz, tattığımız, tuttuğumuz, okuduğumuz, yazdığımız… her şeyin etkisi oranında özgür irademizi kullandığımızı bize zannettirirler.
1968 neslinden, 1978 neslinden sağcı ve solcu gençlerimizden gök ekinden biçilen beş bini öldürüldüğünden konuşamaz ama yaşayanlardan hatırat yazanlar, o günlerde bu yanlışları nasıl yaptıklarına şaşıyorlar.
Eski düşmanıyla dostça oturmuşlar ve kendilerinin iradesini istismar edenlere lanet okurken bile özgürlükleri yeni efendilerinin öğrettikleri doğrultudadır.
Biz, canımızı, tenimizi, aklımızı, kalbimizi, kan dolaşımımızı bile irademizle yönetemiyoruz.
Rabbimizin koyduğu tabiat kanunlarına göre işlemesini istiyoruz da, neden hayatımızı, sağcı kâfirlerle, solcu kâfirlerin, kendi çıkarları doğrultusunda uydurdukları, parlamentodan de bir oy fazlalığıyla geçirdikleri kanunlardan komünizmi veya kapitalizmi seçme özgürlüğü tanıyanlara irademizi teslim edelim.
Teşbihte hata olmasın, babasının iradesi, çocuğunun elektrik kablosuna elini değmemesidir.
Çocuğun isteği ise elektrik kablosu ve priziyle oynamaktır.
Çocuğun selâmeti, iradesini babasının iradesine ram etmesindedir.
Allah’ın külli iradesine boyun eğenler, kendisi gibi bir insana eğecek boyunları olmaz ve böylece putperestlik yok olur ve Allah’a kul olarak gerçek hürriyeti seçmiş olurlar.
ABD Başkanı Biden, Amerikan halkının özgür iradesiyle geldiğini iddia edenler, etrafında kimse yokken elini uzatıp boşlukla tokalaşan bu bunak adamın iradesine mi boyun eğecek?
Şu anda Batı’nın gözünde çağın en acımasız devlet başkanı olduğunu ilan ettikleri Rusya Başkanı Putin de halkın iradesi ile geldi o makama.
Hindistan’da ölülerini yakarak yok edenler, kendilerini özgür sananlardırlar.
Ölüsünü mirasçılar arasında paylaştırarak yiyen kabileler de, özgür iradesiyle yaptıklarını, hatta bu kararın felsefesinde “Değerli insanı toprağa gömmek değil, kanlarında taşıdıklarını” söyleyecek kadar da özgür iradeli olduklarını zannediyorlar.
Biz, Müslümanlar, her akşam yatmadan önce irade kontrolü yaparak yatarız da farkına varmayız.
Sevgili Peygamberimizin tavsiyesine uyarak Bakara Sûresi’nin son iki ayetini okuruz.
İman esaslarını sayarız ve iman ettiğimizi ikrar ederiz:
“… Ey Rabbimiz, işittik ve itaat ettik, afvını isteriz, dönüş sanadır” der ve irademizi Kur’an-ı Kerim’deki emir ve yasaklara göre ayarladığımızı söyleyerek imanla yatarız da, okuduğumuzun ne anlama geldiğini anlamanın yollarını kapayanların bize bıraktıkları alanda özgürce, kendi irademizle yaşadığımızı zannederiz.
Çelik gibi hafız, 26 sene hatimle namaz kıldıran imamın, Fatiha Sûresi’nin anlamını bir tefsirden okumadığını biliyor muyuz?
“Okusaydı, neden okumamış” demeyin.
Sen neden okumadın?
Mezun olduğun okulda Biden dili İngilizceyi okuman zorunlu.
Ama Allah’ın kelamını okuman zorunlu değil.
Gerisini sen düşün.
İradeni özgürce kullanabiliyorsan, kimse duymadan, sessizce, kendi kendine bir düşün.
Osman Toptaş.