İSLAM'A DÜŞMANLIK VİRÜSÜ
Haset hastalığı ağacın içindeki kurt gibi, önce hasetçinin kendini yakar bitirirmiş.
Hasedinin gücü oranında zarar verdiğini zannedermiş ama haset ettiğini büyütmenin dışında ona hiçbir faydası olmazmış.
Yusuf aleyhisselama haset edip yok etmek için çölde kuyuya atan kardeşleri bir ömür boyu boynu bükük suçlu olarak Yusuf aleyhisselamın yanında yaşamışlar.
Yusuf aleyhisselamın onları afvettiğini Yusuf süresinde haber verir Rabbimiz ama o kardeşler kendilerini nasıl afvedecekler.
İşte o haset ateşi yakar onları bu dünyada.
Güzele haset edilir, çirkine değil.
Zengine haset edilir, züğürde değil
Meyveli ağaç taşlanır, meyvesiz değil.
Rabbimiz, Ehli kitabın Müslümanlara olan düşmanlıklarının virüsünü bize şöyle haber verir:
“Ehli kitaptan çoğu, gerçek kendilerine açıklandıktan sonra nefislerinde ki haset nedeniyle sizi imandan sonra küfre çevirmek isterler. Fakat size Allah›ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve afvedin. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (Bakara süresi ayet 2/109)
Sevgili peygamberimize ve arkadaşlarına düşmanlığın sebebi, içlerindeki haset virüsünün depreşmesindendir.
Hani kamyon şoförlerinin kamyon kasasına yazdırdıkları “Haset etme ne olur, çalış senin de olur” diyesi geliyor bu Yahudi ve Hıristiyanlara ama adamlar İman cevherine sahip olmak istemiyorlar.
O iman cevherinin bizden giderilmesi için iki yüz yıldır eğitimimizi yönetmeye çalışmışlar, fakat bir türlü başaramamışlar.
Bunlar yarasalar, çiçeklerin gülememesi, kelebeklerin uçmaması için onların üzerine güneş doğmasın demiyor. Çiçekleri ve kelebekleri kıskandığından yapmıyor. Güneş doğması diyor.
Bunlar da imanın aydınlığını istemedikleri gibi bizim de onların inkar karanlığında onlarla beraber cehenneme yol almamızı istiyorlar.
Başarırlar mı?
Mekke’de Ebu cehil kaybetmiş, Sevgili Peygamberimiz Mekke’yi kansız fethetmiş.
Medine’de haset eden, onu öldürmeye teşebbüs eden Yahudilerden bir kısmı Müslüman olmuş, hasedine devam edenler ülkelerini kaybetmişler.
Avrupa’ya giden Müslüman işçiler, üniversite mezunu zengin Avrupalının dinine girmedi ama nice milletvekili, büyükelçi, sanatçı ve halktan insanlar Müslüman oldu.
İslam fobi/İslam korkusunu yaymaları, İslam’ın yayılmasını engelleyecek zannetmişlerdi, ama İslam fobi propagandasından sonra İslam’a girenlerin sayısında artış olduğunu gözlemişler.
Biz, savunmadan çıkalım.
Önce İslam’ı öğrenelim.
İslam’ı “Bana göre” kitabından kendi anlayışımız, fikrimiz olarak değil, gücümüz oranında Allah’ın kitabı Rasülünün Sünneti olarak sunalım ve hayatımızda gösterelim, gerisini Allah’a havale edelim.
Mahmut Toptaş