Gönderen Konu: Karamsarlık Yok (Okunma sayısı 196 defa)

fanidunya NET · « : Kasım 25, 2022, 08:36:49 ÖÖ »

Karamsarlık Yok

Gönlü İslam nuruyla dolu bir Müslüman’ın karamsar olması, içiyle dışının farklı olması demektir.

Umudunu yitirenler La Taknetu, La teyesü/ümidinizi kesmeyin yasağına karşı gelmiş olurlar. (Zümer, 39/53, Yusuf 12/87) Bu, İslam dininin mucize bir din olduğunun binlerce delili var ama herkesin görebileceği delil, bin dört yüz küsur yıldır binlerce engelle karşılaşmasına rağmen hep yükselmesidir.

Yükselişini bir Müslüman yetkili söyleseydi, “Abartıyor” denebilirdi ama:

Papa Benediktus zamanında, Vatikan’ın 2008 yılına ilişkin istatistiklerini hazırlayan Vatikan yetkilisi Vittorio Formenti, Vatikan gazetesi L’Osservatore Romano’ya verdiği demeçte, “Tarihte ilk kez, Müslümanların sayısı bizi geçti” demiş. Müslümanların şu anda dünya nüfusunun yüzde 19,2’sini, Katoliklerin ise küresel nüfusun yüzde 17,4’ünü oluşturduğunu kaydetmiş. (Nisan ayı başında 2008 yılı gazetelerinden okunabilir.)

Tabii ki bu sayım, Hıristiyan bakış açısına göre yapılmıştır.

Mesela, Doğu Türkistanlı Müslümanlar, kendi sayılarının yirmi beş milyon olduğunu söylerken, Çinliler bu rakamın yedi milyon olduğunu dünyaya duyururlar ve Vatikan da Çinlilerin verdiği rakamı esas alır. 1927 tarihinde 13.648.270 olan Türkiye nüfusu, bu günlerde 85 milyondur.

610 yılında bir tek Sevgili Peygamberimiz var iken, bugün iki milyarın üzerine çıkmış ve bütün dünya strateji uzmanlarına göre süratle yayılan din unvanını almış.

Hani bir Osmanlı paşasının, Osmanlı’nın büyük devlet olduğunu anlatmak için Batılı diplomatlara, “Osmanlı gerçekten çok büyükmüş; biz, içerden, siz dışardan yıkmak için yıllarca uğraştık hâlâ yıkılmadı” sözünü tekrarlar dururuz ya gerçekten bu milleti millet yapan din hakikaten büyük bir dinmiş ki, içinden kemiren kurtlar ve dışardan gelen baltalar, mermiler, füzeler ve basın yayın okları onu yıkamadığı gibi vuruldukça direnci daha da artıyor.

“Bu milleti millet yapan dindir.”

Çünkü İslâm’a girmeyen Türkler, dilleriyle beraber Türklüklerini de kaybettiler.

Yemen’den Viyana’ya kadar, üç kıtada insanları adaletle yöneten insanların gönlündeki İslâm idi.

İnsanlar değişse bile Kitap olarak Kur’an devam ediyor ve yönetilenlere Kur’an gözlüğüyle bakılıyordu.

İsrail eski Başbakanı Ehud Barak, Sayın Süleyman Demirel’e görüşmesi sırasında, bölgedeki güvenlik sorunundan yakınırken, Kudüs’ün Osmanlı dönemindeki yönetiminden esprili bir örnek verir.

Barak, “Osmanlı döneminde tek pırpırlı bir onbaşı, 20 kişilik askeri gücüyle burayı huzur içinde yönetiyordu” dedi. “ İstanbul’dan gelen talimatları uygulayan onbaşı, otur deyince oturuluyor, kalk deyince kalkılıyordu” diyor.

Dört yüz yılda iki yüzün üzerinde onbaşı değişir ama adalet değişmez. Çünkü gelen her onbaşı, Kur’an’a bağlı olarak hareket ediyordu.

Osmanlı’nın dört yüz sene için sebep olduğu ölüm vakasını bugünkü İsrail devleti bir sene içinde vahşice gerçekleştiriyor.

Bizim, ondan bundan siyaset dersi almamıza gerek yok.

Dünya insanını ve o insanların kurduğu devletleri tanımak için Kur’an okumaya devam:

“Ey peygamber, kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla “İman ettik” diyenlerden, küfür içinde koşuşturanlar seni üzmesin. Bir de Yahudilerin yalana kulak verenleri, sana gelmeyen diğer bir toplum için casusluk yapanları, seni üzmesin. Onlar kelimeleri yerlerinden değiştirirler. “Eğer size şu (lehinizde hüküm) verilirse alın, şu (lehinizde hüküm) verilmezse almayın” derler. Allah, birinin fitneye düşmesini isterse sen Allah’a karşı onun lehine hiçbir şey yapamazsın. İşte onlar, Allah’ın kalplerini temizlemek istemediği kişilerdir. Onlar için dünyada rüsvaylık vardır. Ahirette de onlara büyük azap vardır.” (Maide 41)

“Onlar yalana kulak verirler, haram yerler. Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet veya yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hüküm ver. Şüphesiz Allah, adaletle hükmedenleri sever.” (Maide 42)

Gerçekte iman etmediği halde oy kaybına uğramamak, makamını yitirmemek, itibar kaybetmemek, “gâvur” damgası yememek, cenazemi kılmazlarsa, Müslüman mezarlığına gömmezlerse çocuklarıma ayıp olur endişesi taşıyanlar, iman etmedikleri halde “İman ettik” diyorlar fakat İslâm düşmanlarıyla beraber bu dine zarar vermek için koşuşturuyorlar.

Çağın bütün teknolojisini kullanarak İslâm aleyhine ajanlık görevini haince yerine getiriyorlar.

Ayetin haber verdiği gibi, casusluk yaparken doğruyu söylemiyorlar.

Duydukları haberi bile tahrif ederek dillendiriyorlar.

Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan Müslümanlarla ilgili olumsuz haberleri Siyonizm’in tekelinde olan basın yayın organlarından duyduğunuzda sakın hemen inanıvermeyin, reddetmeyin.

Hucurat Sûresi’nde Rabbimiz buyuruyor: “Ey iman edenler, eğer bir fasık size bir haberle gelirse onu araştırın ki, bilmeden bir topluma sataşırsınız da, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurat 6)

Mahmut Toptaş.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Karamsarlık Yok (Okunma sayısı 196 defa)

fanidunya NET

Karamsarlık Yok

BENZER KONULAR