Kısa Mektupta Derin Mana
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla; Allah’ın kulu ve Resulü Muhammed’den, Rumların büyüğü Heraklius’a: ‘Hidayete tabi olanlara selam olsun’ dedikten sonra seni tam bir İslami çağırışla, İslam’a çağırıyorum. Müslüman ol, selamete eresin. Böylece Allah senin mükâfatını iki kat verecektir. Eğer yüz çevirirsen erisilerin/halkının günahı senindir. Ey kitap ehli, Allah’tan başkasına kulluk yapmamak, hiçbir şeyi O’na ortak koşmamak, Allah’tan başka bazımız bazımızı Rab edinmemek için, bizimle sizin aranızdaki ortak bir kelimeye geliniz. Eğer yüz çevirirlerse, ‘Şahit olun biz Müslüman’ız’ deyin.” (Al-i İmran 3/64) (Buhari, Sahih, K. Bedü’l-Vahy)
Mektuba Besmele/Bismillah ile başlaması, her şeyin Allah’la var olabildiğine, konuşanın dilini, yazanın elini, kelimeleri dizen aklını Allah’ın yarattığına dikkat çekerek başlıyor.
“Allah’ın kulu ve Resulü Muhammed’den, Rumların büyüğü Heraklius’a” derken önce kendi adını, sonra Heraklius’un adını yazdırıyor.
Mekke fethinde daha Müslüman olmamış Ebu Süfyan, Peygamberimizle görüşmek için Müslüman Aiz bin Amr’la kabul edilmek isterler.
Sevgili Peygamberimiz, arkadaşlarının ortasında otururken arkadaşlarından biri:
“Ya Rasulellah, Ebu Süfyan’la Aiz bin Amr geldi” der. Efendimiz cümleyi düzeltir, “Aiz b. Amr’la Ebu Süfyan geldi” diye uyarır.
Yani iman etmiş fakir bir mümin de olsa, kâfir bir kralın cumhurbaşkanının, sultanın, şahın adının önüne alınmasını istedikten sonra:
“İslam, ondan daha değerlidir. İslam yücedir, üzerine çıkılmaz” buyurmuş. (Beyheki, Sünen-i kübra K. Lükata, bab 18, Feth-ul – Bari 3/220. Darakutniden ve Fevaidi Ebi Ya’la’dan naklen)
Ticarette, siyasette, hürmette, şefkatte Müslüman’ın önüne kimseyi geçirtmeyin.
Hadiste geçen “Erisi”ler için Tahavi, (239-321/853-932) Müşkilü’l-Asar’ında, “Erisiler, Heraklius’un sarayındaki ailesi ve sarayda hizmet edenlerdir” dedikten sonra çalışanları ve ailesi üzerinde etkili olması nedeniyle eğer iman etmezsen onların da kafir kalacaklarını ve ahirette yakasına yapışacaklarını şu ayete dayanarak ifade ediyor:
“Yüzleri ateşe çevrildiği gün, ‘Keşke Allah’a itaat etseydik ve Resule itaat etseydik’ diyecekler.
Ve şöyle söylerler: Ey Rabbimiz, biz yöneticilerimize ve büyüklerimize uyduk ve onlar bizi yoldan saptırdılar.
Ey Rabbimiz, onlara azabı iki kat ver ve onlara çokça lanet et.” (Ahzab süresi, ayet 33/66-68)
Yine Tahavi, Erisilerin Erius diye bilinen papazın, halkı arasında “Erisi” diye bilinen, Allah’ın birliğine, İsa aleyhisselamın Allah’ın kulu ve Resulü olduğuna inanan taraftarlarının olduğunu söylüyor.
Günümüz dinler tarihi araştırmacılarına göre, Arius, Aryos, Ariyos gibi yazılıp okunan ve Libya asıllı, İskenderiye’de, miladi 221-329’da yaşayan İznik’te 325 tarihinde toplanan konsülün ve orada iki binin üzerinde olan papazların yüzlerine karşı onların putperest olduklarını söyleyen zatın, orada aforoz edildiğini ve taraftarlarının katliama uğradıklarını yazar günümüz ansiklopedileriyle özel araştırmacıları.
O araştırmacılardan birine, “Günümüzde yaşayan Arius/Erisici var mı?” dediğimde, “Araştırmacılara göre yaşayan birine rastlanmıştır” dedi.
Mektupta, “Eğer iman edersen, Allah senin mükâfatını iki kat verecektir” derken, Kur’an-ı Kerim’de bizim önder ve örneğimiz olan Sevgili Peygamberimizin eşleri, bizim annelerimiz için Rabbimiz:
“(Ey peygamber hanımları) Sizden kim Allah’a ve Resulüne itaat eder, salih amel işlerse ona mükâfatını iki kat veririz, ona güzel bir rızk hazırladık.” (Ahzab süresi, ayet 33/31) ayetiyle örnek ve önder olanların yaptıkları iyiliklerin sevabı, kötülüklerin azabı diğer insanlara göre iki kat olacağını haber veriyor ve Sevgili Peygamberimiz de Heraklius’u uyarıyor.
Yine Sevgili Peygamberimizden önce Allah’ın birliğine, İsa aleyhisselamın Allah’ın kulu ve Resulü olduğuna iman etmişken İslam’a girip Kur’an’a göre yaşamaya başlayanların hem geçmişteki sevapları hem İslam’daki sevaplarını alacaklarını müjdeleyen ayetten iktibas yaparak, Heralius’un iman ettiği takdirde sevabının iki kat olacağını haber veriyor.
“Bundan önce kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar.
Onlar (Kur’ân) okunduğunda, ‘Biz ona iman ettik. Şüphesiz o Rabbimizdendir. Biz bundan önce de Müslüman’dık’ dediler.
İşte onlara sabırları sebebiyle, mükâfatları iki kere verilir. Onlar kötülüğü iyilikle giderirler. Onlara verdiğimiz rızıktan infak ederler.” (Kasas süresi, ayet 28/52-54)
Rabbimiz, Bütün insanlığa rahmet peygamberi olarak gönderdiğini, elçisine en az kelime ile en kapsayıcı anlamları ifade etme özelliğini de verdiğini Sevgili Peygamberimiz:
“Ben, cevamiu’l-kelim/az sözle, çok mana ile gönderildim” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Ta’bir, bab 22, Müslim, Sahih, K. Mesacid, bab 1)
Mektupta geçen (Al-i İmran 3/64) ayet.
tefsiri Şifa Tefsiri.
Mahmut Toptaş.