* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Hava Kadar Su Kadar Muhtacız İslam’a  (Okunma sayısı 548 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8489
Hava Kadar Su Kadar Muhtacız İslam’a
« : Nisan 11, 2025, 06:59:37 ÖÖ »


Hava Kadar Su Kadar Muhtacız İslam’a

 Dünyamız, Hicri takvime göre 1460 yıldır, Miladi takvime göre 1415 yıldır insanlığın yolunu aydınlatan ve kıyamete kadar da içimizi ve dışımızı aydınlatmaya devam edecek olan Kur’an kandilimizin insanlığa mesajlarının en doğru mesajlar olduğu günümüzde yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor, Allah’ımıza hamd olsun.

Bu nura karşı sırt çevirenler, gözlerini kapatanlar, kandili söndüremezler, ancak kendi dünyalarını karartırlar.

Mekke parlamentosunun bir avuç üyesi, kendi akıllarının salgısından kanun kalıpları oluşturup, insanları o kalıplara sokmaya çalıştıklarında, bu kalıplara sığmayanları işkencelere tabi tuttuklarında, onların karşısına çıkıp, “Hepiniz Adem’densiniz, Adem de topraktandır. Hiçbirinizin diğerine üstünlüğü yoktur. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a üstünlüğü yoktur. Üstünlüğün tamamı Allah’a aittir.

Allaha kulluk oranında kişiler üstünlük elde ederler” mesajını veriyordu.

Kula kul olmayı yasaklayan gerçek örnek ve önderimize her zamandan daha ihtiyacımız var bizim.

Üstünlüğün Allah’a ait olduğunu bilelim ve Resulünün gittiği yoldan gidelim.

Allah’ın verdiği kalp ve kalıbımızı, kullara köle yapmayalım.

Zalimlerin zulmünü engelleyecek, zalimlere yardım eden, köşe dönücü haramilerin midesine giren haram lokmaları engelleyerek canlarının cehennemde yanmasını engelleyelim,

Haklının yanında, haksızın karşısında olalım,

Gücümüzü Haktan alalım,

Allah Resulünü rehber edinen,

Gül gibi yüzle bakan,

Bal gibi sözle konuşan,

Kötülükleri iyilikle önleyen, örnek ve önderimiz gibi olmaya çalışalım.

O, âlemlere rahmettir.

Altı bin küsur Kur’an ayetiyle rahmet damlaları gibi yağdı.

Rahmet yağarken, ben, bülbülün üzerine yağarım, akrebin üzerine yağmam demediği gibi,

O, rahmet peygamberi de, kadın-erkek ayrımı yapmadan, zengin-fakir demeden, herkese rahmet oldu.

Kadınlardan Hazreti Hatice, çocuklardan Hazreti Ali, Zenginlerden Hazreti Ebubekir, işçilerden Zeyd bin Harise, zencilerden Hazreti Bilali Habeşi, Rumlardan Hazreti Suheyb-i Rumi, Farslardan Selman-i Farisi’yi yanına alarak yürüdü dünya insanını aydınlatmak için.

İnsanlara karanlık gözlerle değil, nuru ilahi ile baktılar.

Kadınlarımız, Hazreti Hatice gibi,

Gençlerimiz, Hazreti Ali gibi,

Zenginlerimiz, Hazreti Ebubekir gibi,

İşçilerimiz, Hazreti Zeyd gibi olsunlar.

İslam binası içinde kardeşçe bir dünya ailesi olsunlar.

Rahmet yağarken gül ile diken arasında ayrım yapmaz.

Gülün rengine renk katarken, dikenini de yumuşatır.

Kur’an’a göre yolunu çizen o rahmet peygamberi de, şairlerin, kâtiplerin, düşünürlerin, gönül ufuklarını sonsuza doğru açarken, Mekke parlamentosunda katılığıyla ün salan, Sevgili Peygamberimizi öldürmeye kalkan Ömer’in zulmünü adalete çevirmiş, devlete ait bir mumu bile şahsi işlerinde kullanamaz hale getirmişti.

Aradan 1460 yıl geçmesine rağmen sevenlerinin sayısı her geçen gün artmış ve milyarlara ulaşmıştır.

1460 sene içinde nice şahlar, padişahlar, krallar, komutanlar gelip geçmiştir.

Günümüzde köksüz fikirler üreten devrimciler, devrilip gidiyor.

Allah’ın kelamı, gönlümüzde yeniden doğuyor ve kandil gibi ışık vermeye devam ediyor.

Anarşinin kol gezdiği, kardeşin kardeşi öldürdüğü, can ve mal emniyetinin olmadığı bir ortamda, ayrılıkları birliğe, ölümleri dirliğe çeviren, gönüller arasına iman köprüsü kuran, şefkatli, merhametli Peygamberimize uymaktan başka yol kalmadı.

İşçisine verdiği ücretten iki kat fazlasını köpeğine veren bir toplum üretti bu kapitalist sistem.

Anne ve babasını huzur evine, köpeğini başköşeye oturtan bir cahiller gurubu türetti bu materyalist sistem.

فَأَطْعِمُوهُمْ مِمَّا تَأْكُلُونَ وَأَلْبِسُوهُمْ مِمَّا تَلْبَسُونَ وَلَا تُكَلِّفُوهُمْ مَا يَغْلِبُهُمْ فَإِنْ كَلَّفْتُمُوهُمْ فَأَعِينُوهُمْ

“…Elinizin altındakilere yediğinizden yediriniz, giydiğinizden giydiriniz, güçlerinin yetmediği işi yaptırmayınız, eğer teklif ederseniz siz de ona yardım ediniz…”  (Müslim, Sahih, K. Eyman, Babü Itamül memluk) diyerek ücretlerinin asgarisini belirleyen dinimizi beklemeye başladık.

İnsan yerine konulmayan köle Bilali Habeşi’yi, kendi sofrasında ağırlayarak diğerlerine örnek olan önderimiz Sevgili Peygamberimizin bize tebliğ ettiği dinimizi hakkıyla anlatamadık biz.

Küfür cephesinde 1460 yıl sonra değişen bir şey yok.

İşçiler, işverenin arabasından sonra gelir.

Arabanın bakımı ve gıdası işçilerinkinden fazla masraflı.

Hâlâ insanların ırkları, aşağılanma sebebi olarak geçerliliğini devam ettiriyor.

Bizler, Bilali Habeşi’nin yanık sesiyle, “Hayye alel felah/Haydin kurtuluşa” diyerek çağıracağız insanlığı İslam’a.

“Bir insanı haksız yere öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir” mesajını duyuracağız bütün insanlığa.

Bosna’da, Doğu Türkistan’da, Afrika’da, Filistin’de, Filipinler’de, Myanmar’da, Güney Amerika’da, Keşmir’de, milyonlarca insanın haksız yere öldürülmesine göz yuman, göz kırpan etkili ve yetkililere bu mesajı ulaştırmak zorundayız.

Mekke’de genelev açarak fuhuş ticareti yapan Ebu Cehil gibi insanlara, “Bunlar sizin kızlarınız gibidir, kızlarınızı fuhşa zorlamayın” (Nur süresi ayet 24/33) ayetini sunarak, Berlin’de, Londra’da,  Amsterdam’da, Paris’te, New York’ta… kadınların ve erkeklerin geçinebilmek için  kendilerini köşe başlarında pazarlamak zorunda kalanları kurtarmaya çalışacağız.

Yeryüzünde fitnenin, zulmün, işkencenin kaynağı olan kendisini ilahlaştıran ve insanları kendi kurallarına zorlayarak kul köle haline getiren zorbalara karşı kılıç çeken,

Serçe yavrusunu, yuvasından alan arkadaşını, tekrar yuvaya koymak için gönderen,

Havada çırpınan serçeyi görünce gözyaşı döken Peygamberimizi örnek alarak biz de bu topluma önder olalım.

Gelin, bu Kur’an-ı Kerim, kalbimizin kandili, aklımızın delili, gönlümüzün baharı, gözümüzün nuru, kulağımızın nağmesi, dilimizin zikri olsun ve bu hâl, Rabbimizin rızasını kazanana ve cennete varana kadar devam etsin.

Âmin.

Mahmut Toptaş.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Müslümanlarda Tevhid ve İttihad Şuuru Olsaydı Ne olurdu Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:11:10 ÖÖ]


Âile: Bireyden Cemaate, Düzensizlikten Nizâma, Günahlardan İbâdete Geçiş Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:58:37 ÖÖ]


Güler Yüzlü Olmanın Faydaları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:34:43 ÖÖ]


Allahü Teâlâyı Görür Gibi İbâdet Et Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:19:43 ÖÖ]


Evlilik Haklarına Riayet Edemeyen Evlenmesin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:30 ÖÖ]


Kalbin Bir Aklı Vardır Aklın Da Bir Kalbi Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:49:19 ÖS]


Kıyamet Yaklaşıyor mu 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:42:18 ÖS]


Yahudi Toplumunun Lanetlenme Sebepleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:34:04 ÖS]


Dinde Zorlama Yoktur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:52:10 ÖÖ]


Cesaret Akıldan Gelirse Cesarettir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:47:03 ÖÖ]


İktisat Eden Fakir ve Muhtaç Olmaz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:40:26 ÖÖ]


Evlenen ve Evlendiren Allah'ın Dostudur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:24 ÖÖ]


İhtilaflar Küllenmeli Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:13 ÖÖ]


Süreyya Açıkgöz - Sana Geleyim 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2025, 10:08:46 ÖS]


Mustafa Caymaz -Gözümün Nuru 320 kbps ŞİİR ALBÜM - - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2025, 09:51:10 ÖS]


Muhammed Acar - Can Aşkına 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2025, 09:41:23 ÖS]


Kulluğun Önündeki Engeller Gönderen: anadolu
[Nisan 17, 2025, 12:17:50 ÖS]


Ölülere Duyuramazsın Gönderen: anadolu
[Nisan 17, 2025, 12:13:34 ÖS]


İyilerle Beraber Olmak Gönderen: anadolu
[Nisan 17, 2025, 12:08:53 ÖS]


Evliyim Ama Chat Yapıyorum Gönderen: anadolu
[Nisan 17, 2025, 12:04:29 ÖS]