Hem Göz Hem Gönül Pencerelerini Açınız
Dikkat, evde ve dairede iken namaz vakitlerine bir iki dakika kala kış günlerinde pencerenin birazını, yaz günlerinde istediğiniz kadar açarak ezanı birlikte dinleyiniz ve Sevgili Peygamberimizin:
“Ezanı işitince siz de müezzinin dediğini söyleyin/tekrarlayın” (Müslim, Sahih, K. Salât babü istihbab’il-kavl 7) hadisinde isteğini yerine getirmiş oluruz.
İstiklâl Marşı’mızda Akif merhum:
“Ruhumun senden İlâhî şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli;
Bu ezanlar -ki şehâdetleri dinîn temeli-
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli” dediği gibi millet olarak hepimiz günde beş vakit toplu halde ezanda üç defa, “Allah’tan başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur”, altı defa da, “Allah-u Ekber/En büyük Allah’tır” dersek, aramıza Macron da giremez, Trump da giremez, yerli gâvurlarımız da İslam’a girerek inşallah teslim olurlar.
Sevgili Peygamberimiz, dedesi Abdülmuttalib’in torunlarından olan çocuklar, yani yeğenleri amca zadeleri, hala zadeleri, meramını anlatabilecek yaşa geldiklerinde onlara İsra süresinin son ayetini yedi kere öğretirmiş:
Ayet:
“Çocuk edinmeyen, mülkünde (otoritesinde) ortağı olmayan, acizlikten dolayı yardımcıya (ihtiyacı) olmayan Allah’a hamd olsun” de ve O’nu tekbir ile büyükle.” (İsra süresi ayet 17/111) ayetini yedi defa tekrarlayarak onlara öğretirmiş. (İbni Ebi Şeybe, Musannef, K. Salât, bab 123 Babü Ma yüstehabbü’s-Sabiyy, İbn’ü-Sünni, Amel’ül-Yevmi Ve’l-Leyle, babü ma Yülakkanü’s-Sabiyy).
Hazreti İsa’yı Allah’ın oğlu kabul eden Hıristiyanlar ile Hazreti Uzeyr’i Allah’ın oğlu kabul eden Yahudilerin yanlışına dikkat çekilirken yeryüzünde hâkimiyetin sahibinin, yeryüzünün yaratanına ait olduğunu dünyaya duyurmak için “Allah-u Ekber/En büyük Allah’tır” demeyi çoğaltmamızı ister Rabbimiz.
Arkasına aldığı yüzde elli bir oyla kendini dünyanın hâkimi sayan, “Allah’ın buyurduğu değil, bizim dediklerimiz olur” diyen, ABD Başkanı Trump, Rusya Başkanı Putin gibilerin kendileri ölümlü olduğu gibi, kanunları da ölümlüdür.
Ölümsüz olan Allah celle celalühtür.
İbni Ebi Şeybe, aynı sayfada Hazreti Hüseyin’in oğlu Ali’nin de çocuklarına:
“Allah’a iman ettim, tağutun kâfiri oldum” demeyi öğretirmiş.
Yani, “Ben Allah’a iman edince kendini ilah yerine koyanların otoritesini kabul etmediğimden ben onların kâfiriyim” diyor.
Hazreti Ali’nin oğlu Hazreti Hüseyin’den torunu Ali, bu öğrettiğini Kur’an-ı Kerim’den alır:
“Dinde zorlama yoktur. Gerçekten doğruluk ile sapıklık birbirinden ayrılmıştır. Artık kim tağutu (Allah’tan başka kendisine boyun eğilen şahıs, kuruluş veya putları) inkâr edip Allah’a iman ederse o, kopması olmayan sağlam bir kulpa sarılmıştır. Allah işiticidir, bilicidir” (Bakara süresi ayet 2/256).
Çocuklarımızın gerçekten özgür yaşamaları için, Allah celle celalühün mümini, tağutların kâfiri olmaları için özel gayret göstereceğiz.
Pencereden sarkan yavrusunu kurtarmak için koşan annenin koşuşu gibi, yangından insan kurtaran itfaiye eri gibi, hastaneye hasta taşıyan ambulans şoförü gibi de demeyeyim onlardan daha fazla hassas ve gayretli olmamız gerekir.
Mahmut Toptaş.