* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Din Ekmek Kapısı Değildir  (Okunma sayısı 112 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Din Ekmek Kapısı Değildir
« : Eylül 11, 2020, 06:08:26 ÖÖ »
Din  Ekmek Kapısı Değildir

İslami eğitim verirken, İslam’a davet ederken,  irşat görevi yaparken, insanların cebine bakmayın, gönlüne konuşun.

Onlardan maddi yarar sağlamayı aklınızdan geçirmeyin, yoksa o niyet, ağzınızdan çıkan kelimeleri kirletir.

Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerin tebliğinden bahsedildiği zaman:

“De ki: Bu yapmış olduğum tebliğ karşılığında sizden ücret istemiyorum” buyrulur.

Bütün peygamberlerin ha­yatı anlatılırken bu ücret istememeden bahsediliyor. De­mek ki yaptığımız İslami faaliyetlerin sonucunda insanlardan bir çıkar sağlamayı düşünmeyeceğiz.

İnsanların ce­bine değil, gönlüne bakacağız.

İnsanların kafasına ve gönlüne bakıp, “Bu adam, İslâm’a ne güzel hizmet eder ve canını cehennemden kurtarır” diye düşüneceğiz.

Meselâ çok çok zengin bir adam gelse:

“Namaz kılmaya hiçbir engelim yok ama kılmak istemiyorum. Onun yerine sizin vakfa milyonlarca parayı devamlı versem Allah beni afveder mi?” sorusuna, “Afvetmez” de demeyin ama siz teklifi kabul etmeyin.

“Namazını kıl, yardımını da yap deyin.”

Böyle bir olayla karşı karşıya kalsanız, adamı biraz sıkar; ben o parayla ne hizmetler yaparım diye düşünürsünüz. Oysa adama namaz kılmayı öğretebilirsen, onunla dost ol­dun demektir.

Ondan sonra ona bir milyarı vermek vız ge­lir. Onun için hayatta insanların cebine elinizi uzat­mamaya dikkat edeceksiniz.

Peygamberimiz, amcası Ebu Ta­lip’e yük olmamaya çalışmış.

Çobanlık yapmış. Biraz daha büyüyünce ticaret kervanlarıyla Şam’a kadar gelmiş ve ticaret yapmış.

Mekke’de ticaret yapmış. Kendi geçi­mini kimseye muhtaç olmadan temin etmiş. Hele evle­nince Hz. Hatice’nin sermayesini daha iyi işletmiş ve hem kendi geçimine, hem de fakirlerin, yetimlerin geçimlerine katkıya devam etmiş, verici olmuş.

Hatta bir hadisinde, “Biz Pey­gamberler topluluğu bir dinar veya dirhem miras bı­rakmayız” diyor. (Ahmet, Müsned 2/463.).

Pey­gamberimiz, vefat ettiğinde, kızı Fatıma’ya oturmuş olduğu minderi, yatmış olduğu yastığı, hasırı, bir ibriği, bir leğeni bıraktı.

Yani maddi ola­rak başka hiçbir şey bırakmadığı rivayet edilir.

Ama gü­nümüzde ki bir kısım liderler öldüğü vakit yedi ceddi değil sülalesi bir daha fakirlik görmüyor, adamın köşeyi dönmesi için bir yıl makamda kalması yeti­yor, sonra yan gel yat; bir yılda her şeyi hallediyor. “Ben çalmadım” diyen de orkestra şefi gibi başkalarına çaldırıyor.

Ama Peygambe­rimiz kendisi bir devlet kuruyor ve geride bıraktıkları ortada.

“Efendim, o zaman mal yoktu, mülk yoktu, fakir­lerdi” dersen, hiç de öyle değil. Son za­manlar ganimetler akmaya başlamıştı ve kendine göre bir zenginliği vardı.

Aynı dönemde İran’da da devlet vardı ve hazinesi ağzına kadar doluydu. Mekke’de zengin insanlar vardı, meselâ Ebu Cehil gibi.

Mekke fethedildiğinde bun­ların mallarına ve toprağına el konulabilirdi; harp kanunu buna müsaade eder.

Peygamber Efendimiz de bütün Mekke’yi yağmala­yabilirdi. Ama bunu yapmıyor ve “He­piniz hürsünüz” diyor.

“Her türlü varlığınıza sahip olun” diyor. Bu hürriyet, sonunda zamanla onların Müslüman olmasına sebep olmuştur.

Bugün toplumda zenginlerin ayağına hep para almak için varıyoruz.

Hiç İslâm’ı anlatmak için varmadık ve para veren zenginlere karşı boynumuz büküktür.

İnsanların ce­bine elinizi uzatacak olursanız hiçbir zaman dilinizi uza­tamazsınız. İslâmi hizmet verenler, halkın eline bakma­malıdırlar.

Bir kişiye parasından dolayı hürmet edilmez, insan olduğundan dolayı, dininden dolayı hürmet edilir.
Kâfir bile olsa, insan olduğu için hürmet edilir.

Onu Rabbim ya­ratmıştır, kötü olan onun inkârcılığıdır. Yoksa Al­lah’ın (c.c.) yarattığı, bedeni, ruhu kötü değildir.

O leke­lenmiştir, kirlenmiştir. Altın çamura, çirkefe düştüğünde yıkayıverince tertemiz olur.

İşte kâfirin de durumu budur, onu temizlemek de bizim görevimizdir. Bu sebeple de onu aşkla dine çağırmalıyız.

Yoksa şu kâfiri İslâm’a çekersek, acaba dinimize ne kadar faydalı olur veya “Ne kadar para verebilir?” gibi gayelerle gidecek olursak, bunun faydası olmayacaktır.

Mahmut Toptaş.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]