İhlas kalbin hayat suyudur
Muhammed bin Mürkedir hazretleri buyurdu ki:
“Talebe kardeşlerimizin güzel himmet ve çalışmalarını, geceleri yapmaları daha sevimli ve daha şerefli olur. Gündüzleri insanlar onu görebilir. Geceleri ise ancak Allah görür ve O’nun için yapılmış olur.”
Bir gün, Yunus bin Ubeyd’e, “Amel bakımından Hasan-ı Basrî hazretlerinin yerini tutmuş bir kimseyi gördün mü?” diye sormuşlar. O da şu cevabı vermiş: “Vallahi ben, söz bakımından bile onun yerini tutmuş bir kimseyi görmedim. Amel bakımından onun gibisini nereden göreceğim? Onun vaaz ve nasihatleri gönülleri ağlatıyordu. Başkalarının vaazları ise gözleri bile ağlatamıyor.”
Ebu’s-Sâib, Kur’an-ı kerim veya hadîs dinlerken kendisine ağlamak geldiğinde, riya olur korkusu ile kendisini tutar, onu tebessüm haline çevirirdi.
Ebu Abdullah el-Antakî şöyle derdi: “Allah kıyamet gününde ikiyüzlü kimseye; (Kime gösteriş yaptınsa amelinin sevabını ondan al! Dünyada iken ilim ve amelinden dolayı insanlar sana meclislerinde yer vermediler mi? Sen onlara reis olmadın mı? Alışverişinde kolaylık göstermediler mi? Sana çeşitli ikramlarda bulunmadılar?mı?) buyuracak. Böylece dünyada gördüğü mükâfatları bir bir sayacak ve âhirette riyakârlara verilecek bir mükâfat olmadığını bildirecektir.”
Antâkî buyuruyor ki: “Kendilerine süs verenler üç kısımdır: 1- İlimle süslenenler. 2- Amelle süslenenler. 3- Süslenmeyi terk etmek suretiyle süslenenler. En gizlisi ve şeytanın en sevdiği üçüncüsüdür. Kişi zahirî amellerinde, gönlünde halkı mülâhaza ettiği halde ihlâslı olmak isterse, bu imkânsızdır. Zirâ ihlâs kalbin hayat suyudur. Riya ise kalbi öldürür.”
İyas bin Muaviye, İbrahim Temimî’nin kardeşi idi. Bunlar biribirini arkasından övmezdi. Bu hususta derlerdi ki:
“Kişiyi övmek bir nevi mükâfattır. Ben kardeşimi insanlar arasında övmek suretiyle sevabının noksanlaşmasını istemem.”
Yusuf bin Esbat diyor ki: “Nefsimi ne zaman derin ve ciddi bir muhasebeye çektimse, onu halis bir müraî olarak buldum.”
Hasan-ı Basrî hazretleri de şöyle buyurdu: “İnsanlar arasında kendisini zemmeden, kötüleyen kimse, hakikatte kendisini övmüş olur. Bu ise riya alâmetlerindendir.”
Mehmet Oruç