* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Haya ve Örtünmek, Kadının Özgürlüğüdür  (Okunma sayısı 898 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Haya ve Örtünmek, Kadının Özgürlüğüdür
« : Ocak 19, 2018, 07:42:19 ÖÖ »
Haya ve Örtünmek, Kadının Özgürlüğüdür

Hayâ; iffet ve namus duygusunun nefse baskın gelmesidir; nefsin çirkin şeylerden sıkılması ve bunun için kötü şeyleri terk etmesidir; Hoş ve güzel olmayan bir olayın ortaya çıkmasından kalpte meydana gelen bir incelik ve ıstıraptır. Hayâ herkese nasip olmayacak kadar değerli bir duygudur. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi: “Halk, hayâ elbisesini giyinen kimsenin ayıbını göremez”.

Hayâ; iffet ve namus duygusunun nefse baskın gelmesidir; nefsin çirkin şeylerden sıkılması ve bunun için kötü şeyleri terk etmesidir; Hoş ve güzel olmayan bir olayın ortaya çıkmasından kalpte meydana gelen bir incelik ve ıstıraptır. Hayâ herkese nasip olmayacak kadar değerli bir duygudur. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi: “Halk, hayâ elbisesini giyinen kimsenin ayıbını göremez”.

Hayâ, öyle onur ve öyle şeref verici bir elbisedir ki, onu giyinen, onu kendilerine prensip edinen kimselerin ayıp ve eksikliklerini örtmekle birlikte herkes tarafından saygı ve ikramla karşılanmalarını sağlar. Hayâ elbisesinden soyunan kimseler ise, ne kadar haysiyetli ve itibarlı olurlarsa olsunlar kendilerinden aşağı kimselerden bile hakaret görürler.

Hayâ saf hayırdır, her hayra vesiledir. Hayasızlık ve çirkin söz de şer ve şerre götürücüdür. Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem: "Hayâ ile sükût iman ağacının iki dalı, çirkin söz ile beyan da münafıklığın iki budağıdır" buyurarak bu gerçeği ifade etmiştir.

Örtünmek ise; "tesettür" kökünden "tefeül" vezninde bir mastardır. Bir fıkıh terimi olarak erkek veya kadının şer`an örtülmesi gereken yerlerini örtmesi demektir. Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerlerine "avret yeri" denir. Bir erkek veya kadının başkasının yanında avret yerlerini örtmesi hakkında tüm fakihlerin görüş birliği vardır. Buna göre erkek olsun kadın olsun, bir kimse tek başına olduğu halde bile örtünmesi vaciptir. (İbn Abidin, Reddü`l-Muhtâr, c, I, s, 375)

Örtünmenin amacı başkasının bakışlarından korunmak ve ırzı meşru olmayan cinsel isteklerden sakınmaktır. Erkeklerin gözlerini sakınması, kadınların iffetini korumak içindir:

"Mümin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir. Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Başörtülerini yakalarının üstüne koysunlar.” (Nur, 30–31).

Örtünmek, Allah’ın kullarına ihsan ettiği en büyük nimetlerden birisidir. Bu nimet sayesinde ancak insanlar kötülüklerden, kem gözlerden korunabilirler. Kâinatta mevcut olan bütün canlılarda hatta sebze ve meyvelerde dahi bir nevi örtünme vardır. Bunlar varlığını ve tazeliğini bir kabuk, bir zar içerisinde ancak koruyabilirler. Bütün canlılar sıcak ve soğuğa karşı, dıştan gelen tehlikelere karşı kıl ve tüy örtüsü gibi bir çeşit örtü içindedirler. Bu örtü sayesinde ancak kendini koruyabilir, hayatiyetini sürdürebilirler.

İnsan hayatında ise, örtünmenin apayrı bir anlamı vardır. O, bitkilerden, hayvanların tüylerinden ve derilerinden elbise edinmekle emir olunmuştur. Zira insanın sair canlılardan farklı olarak çok daha hassas yanları vardır. Hayâ denilen şey sadece insana has bir olaydır. Ondaki bu tabiatı itibariyledir ki, başkaları huzurunda mahrem yerlerinin açığa çıkmasından hoşlanmaz, bundan hicap duyar. Selim fıtratı bozulmadığı müddetçe, hassasiyetle buna dikkat eder.

Kur’an-ı Kerim, bu duygunun ne uygarlığın gelişmesiyle sonradan oluşabileceğini ne de, insanın kendisi tarafından kazanılan bir meleke olduğunu belirtiyor. Bilakis insanoğlunun yaratıldığı günden bu yana kendisinde var olan bir duygu, fıtri bir kanun olduğunu belirtiyor.

“Ey Âdemoğulları! Biz, ayıp yerlerinizi örtecek bir elbise ile sizi süsleyecek bir de giyim indirdik.” (Araf: 26)

Atamız Âdem aleyhi’s-selam ile annemiz Havva’nın, -iblisin bir hilesi sonucu- cennette elbiseleri soyulur soyulmaz hemen cennet ağaçlarının yapraklarıyla avret mahallerini örtünmeye çalışması bu duygudan gelen bir refleks, bir içgüdünün neticesidir.

Hayâ duygusu insanın en hassas ve en zayıf noktasıdır. Bu nedenle şeytan aleyhilla’ne, hasmının en zayıf noktasını seçmiş ve planlarını onu yıpratmak üzerine kurmuştur. Ve ilk adımını onu soyarak mahrem yerlerini açığa çıkarmak suretiyle hayâ duygusunu yıpratmakta kullanmıştır. Ancak bu şekilde insanın önünde hayâsızlığa giden kapı açılmış olacak ve onu cinsel duygularla kandırıp cennetin dışına itmiş olacaktı. Hem de yasaklı ağaçtan yedirmek için ona nasihat ederek ve Allah’ın adına yemin ederek…

Bugün dahi şeytani akımların kullandığı taktik, büyük şeytanın kullandığı taktiğin aynısıdır. Kadını soymadan medeniyette belirli bir ilerleme kat edilemeyeceğini, çağdaş ve uygar toplumlar seviyesine yükselemeyeceğini, örtünmenin bunların önünde bir engel olduğunu söyleyenler derslerini o büyük şeytandan almaktadırlar. O da Âdem ile Havva’ya bu cihetten yaklaşmıştı; “Sizin için söylüyorum, vallahi sizin iyiliğinizi düşünüyorum” demişti. “Eğer şu yasaklı ağaçtan yerseniz daha buradan çıkmayacak, cennette ebedi kalacaksınız” demişti. Onlar da o ağaçtan yer yemez cennet elbiseleri üzerlerinden soyulmuş ve avret mahalleri ortaya çıkmıştı.

İşte şeytanın hilesi! Kötüyü iyi göstererek iğfal etmek, daha güzel bir hayat tarzını vaat ederek günaha sürüklemek ve soyup soğana çevirmek… Bugün siyonist moda patronları da kadını bu tip oyunlarla kandırıp baştan çıkarıyorlar. Açılıp saçılmayı, çıplaklığı çağdaşlık diye, ilericilik diye medeniyet diye lanse ediyorlar. Kadının hayâ perdesini yırttıktan sonra rahatlıkla her kötülüğe sürüklüyor ve her rezil işe alet ediyorlar. Bu şekilde kadını şehvetperest patronların eğlencesi haline getirilişini de özgürlük diye yutturuyorlar.

İşte Allah (c.c), onların bu kandırmaca hilelerini deşifre ederek Âdemoğullarını uyarıyor:

“Ey Âdemoğulları! Şeytan anne ve babanızın ayıp yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak onları cennetten çıkardığı gibi, sizi de şaşırtıp bir belaya uğratmasın, Çünkü o ve taraftarları, sizin onları göremediğiniz yerden onlar sizi görmektedirler. Gerçekten biz şeytanları iman etmeyenler için veliler kılmışızdır.” (Araf: 27)

Eğer düşman görünmüyor, bilinmeyen bir mevziden saldırıyorsa çok daha tehlikeli ve çok daha güçlüdür. İnsanoğlu, bu şerli düşmanın fitnelerinden emin olmak, gafil avlanmamak için, daha uyanık ve daha tedbirli olmak zorundadır. Şeytanların iman etmeyenler için veliler kılınmış olması ise çok daha ürkütücü ve ibret vericidir. Vay o insanın haline ki, düşmanı onun velisi olmuştur. Yazıklar olsun o kimseye ki, düşmanının yandaşı ve işbirlikçisi olmuştur.

Örtünmek, insanın hem süsü, hem de ayıp yerlerinin kapatılmasıdır. Yalnız bedenin örtünmesi değil, İnsanın bir de ruhu vardır. Onun da örtüsü takvadır. Müminler için asıl olan takva elbisesidir. “Takva elbisesi daha hayırlıdır.” Yani takva hissi ve hayâ duygusu ile ruh ve bedenin birlikte örtülmesi daha hayırlıdır. Sırf maddi ayıplardan, çirkinliklerden, zarar ve tehlikelerden korunmak için değil, Allah’ın emri olduğu için Allah korkusuyla giyilen elbise hayırlıdır. Bu, mücerret hayırdır ve Allah katından indirilen en büyük bir nimettir.

Örtünmek İslam kadınının özgürlüğü ve gurudur. Kur’an-ı Kerim: “Bu (örtünmek), onların tanınmaları ve eziyet görmemeleri açısından daha uygundur” derken çok ince bir noktaya dikkat çekiyor. Normalde örtünme tanınmaya engel olarak bilinir. Hele bedenin her tarafını kapatan çarşaf gibi bir örtü, içindekinin kim olduğu asla bilinmez. Ama ayet-i kerime, tam aksine: “bu onların tanınmaları ve eziyet edilmemeleri için daha uygundur” buyuruyor. Yani bir kadının örtünmüş hali, onun hür olduğunu, cariye (iş kadını) olmadığını gösterir. Bu, onun sahipsiz olmadığının, evli ve asaletli bir hanımefendi olduğunun göstergesidir.

Nitekim İslam fıkhında cariye (hür olmayan/iş kadını) kadınların avret mahali, erkekler gibi diz kapağı ile göbek arasıdır. Çünkü cariye, erkek gibi dışarıda veya hizmet işlerinde çalıştırılan, günümüz tabiriyle sekreteryada kullanılan iş kadınıdır. Hürriyeti elinde olmayan, emtia gibi pazarda alınıp satılan ve el önünde hizmet ettirilen köle kadınlardır. Bunun alâmetifarikası ise, her yerde hicapsız halde dolaşabilmesidir. Bu haliyle de laf atılmaya, eziyet edilmeye, taciz ve tahkir edilmeye açık ve müsait bir haldedir. Tabiri caizse doldurulmaya müsait kapaksız bir kap gibidir. Her kesin iştahını çeken ortada duran mal gibidir.

Demek ki, kadının açılıp saçılması özgürlük değil, basitliktir, hakirliktir. Ve… Modern köleliktir. Açık haliyle kurumlarda çalıştırılmaya zorlanan kadınlar, özgürlüğü elinden alınmış ve köleliğe mahkûm edilmişlerdir. Her gün kötü bakışlar altında ezilmekte, itibarları yok edilmekte, ruhlarıyla ve bedenleriyle sömürülmektedirler. Artık günümüz kadını bunu iyi anlamalı, kaybedilmiş itibarını yeniden kazanmalı, kendisinin izzet ve gururu olan hicaba bürünerek asil özgürlüğünü ilan etmelidir.

Şurası da iyi bilinmelidir ki, kadının izzet ve saygınlığı, değer ve itibarı, heybet ve gururu örtüsüdür, hicabıdır, geniş mantosudur ve çarşafıdır. Hicabı sevmeyenler bile ona itibar göstermekte, heybetinden korkmaktadırlar. Çünkü hicap İslam’ın şiarıdır. İslami yaşam biçiminin gururu ve özgür olmanın sembolüdür. İslami yaşam tarzını benimsemiş kullarla birlikte olmanız dileğiyle.

Mehmet Şenlik .

 


* BENZER KONULAR

Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:00:00 ÖÖ]


Muallim - Öğretmen - Peygamber Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:54:03 ÖÖ]


Dar Günlerin Adamı Hz. Osman Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:18:19 ÖÖ]


İhlas ve Samimiyet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:13:16 ÖÖ]


Zekat İslam’ın Köprüsüdür Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:09:53 ÖÖ]


Kurtuluş İslâm’dadır Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:58:52 ÖÖ]


Tevhid ve İstikâmet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:55:38 ÖÖ]