www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT => KÖŞE YAZARLARI - KARMA => Mehmet Şenlik => Konuyu başlatan: KOYLU - Şubat 17, 2025, 04:46:47 ÖS

Başlık: İslamda İktisat Ve İsraf
Gönderen: KOYLU - Şubat 17, 2025, 04:46:47 ÖS
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)

İslamda İktisat Ve İsraf

İsrafın sözlük manası: İsraf, Arapça bir kelime olup &`;serefe” kökünden gelmektedir. Seref, yemek, içmek, giyip, gezmek gibi hususlarda sınırı aşmak demektir. Bu cihetiyle israfın manası ...

İsrafın sözlük manası: İsraf, Arapça bir kelime olup “serefe” kökünden gelmektedir. Seref, yemek, içmek, giyip, gezmek gibi hususlarda sınırı aşmak demektir. Bu cihetiyle israfın manası: Lüzumsuz yere harcama yapmak, ihtiyaçtan fazla tüketmek, saçıp savurmaktır. Fiillerinde sınırı aşan, aşırılık yapan ve dengesiz harcama yapan kimseye de müsrif denir.

Şeriatta İsraf; insanın, elindeki malını, kaynaklarını ve imkânlarını gerektiği yerde kullanmamak, amaçsız ve gayrı meşru olan yollarda saçıp savurmaktır. İsraf, malı helak etmek, faydasız hâle getirmek, dine ve dünyanın mubah olan işlerine faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir. Malı denize, kuyuya, ateşe atmak, onu helak etmektir.

Örfte ise; Malı, dinin ve mürüvvetin uygun görmediği yerlere harcamaktır. Mürüvvet, başkalarına faydalı olmak ve iyilik yapmak arzusudur. Dine uymayan israf, haramdır. Mürüvvete uymayan israf ise, tenzihen mekruhtur.

Cimrilik ise; Allah’ın verdiği nimeti gizlemek, ihtiyaçları karşılamak için yeterince harcama yapmayıp kaynakları saklamak ve malı hayır yolunda sarf etmekten kaçınmaktır. Bunun diğer bir adı da “küffarı nimet” olup verilen nimeti gizlemek, nankörlük etmektir.

İşte iktisat; bu iki zıt şey arasında orta yolu tutarak dengeli olmaktır. İnsanın, elindeki mali kaynakları, nüfuz ve imkânları dengeli, ölçülü ve yerinde kullanmasıdır. İşte israf ve cimrilik bunun zıt cihetleridir. Yani Tüketim ve harcamaların; en aşağı derecesi cimrilik, ortası iktisat, aşırısı ise israftır. Allah (c.c.): İsraf ve cimriliği haram kılmış, iktisadı ise emretmiştir. İşte Rabbimizin hükmü:

“Elini boynuna bağlı tutma (cimrilik yapma). Onu, büsbütün de açıp-saçma (İsraf da yapma), sonra kınanır, kaybettiklerinin hasretini çeker durursun.” ( İsra: 29.)

Kuran’ı Kerim’de 17 yerde israfla ilgili ayeti kerime vardır. Bunlardan 4 tanesi yeme, içme ve giyme ile ilgilidir. Yani insanların tabiattan ürettiklerinin israf edilmemesi konusundadır. Geri kalan 13 tanesi ise (insanın israf) edilmemesi ile ilgilidir.

Bakara suresinin 29. ayetinde ifade edildiği gibi “yeryüzünde her ne varsa Allah sizin için yarattı” diyor. Elektrik-su insan için yaratılmış. Ekmek insan için yaratılmış. Bütün yediğimiz-içtiğimiz, giydiğimiz, kullandığımız şeyler insan için yaratılmış, bunların israf edilmemesi istenmektedir.

Zira Allah (c.c), nimetlerini yeryüzünde dengeli yaratmış, İsraf edilerek çarçur edilmesini istememiştir. İnsanın dünyevi kaynakları dengeli kullanmasını emrettiği gibi, haddi aşıp savurganlık yapmasını ve cimriliği yasaklamıştır. Tabiattaki denge ancak bu şekilde korunacak ve toplumlar nimet ve rızıklardan bu şekilde adil istifade edeceklerdir.

Kuran’ı kerim’de müminlerin güzel vasıfları belirtilirken şöyle buyurulmaktadır: “Onlar ki, harcadıkları zaman ne israf eder, ne de cimrilik ederler. İkisi arasında, orta bir yol tutarlar.” (Furkân: 67.)

Yine kuran’ı Kerim’de, ölçülü, temiz ve tutarlı olarak sürdürülen bir hayat, övülürken ölçüsüz ve dengesiz bir hayat yerilmiş ve bunun Allah’ın nefretine, hoşnutsuzluğuna sebep olacağı hakkında da şöyle buyrulmaktadır:

“Ey Âdemoğulları, her mescide gidişinizde temiz ve güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez” (Araf: 31.)

Yine mallarını Allah yolunda sarf etmekte cimrilik edenlerin ahiretteki perişan halleri şöyle tasvir edilmektedir:

“Allah’ın kendilerine bir lütuf olarak verdiklerine cimrice sarılanlar bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Kıyamet gününde cimrilik ettikleri şeyler, (bir kel yılan suretinde) onların boyunlarına takılacaktır.” (Ali İmran: 180.)

Yine Kur’ân-ı Kerim, mallarının hakkını vermeyip batıl yollarda çarçur eden, saçıp savuranları, şeytanların kardeşleri olarak telaki etmiştir.

“Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere saçıp savurma. Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridirler. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.” (İsra 26-27.)

İsrafın birçok sebebi vardır, bunlardan bazıları şunlardır:

Birincisi: sefihliktir. Günümüz tabiriyle enayiliktir. Sefihlik, kişide aklın az olmasıdır. Birçok kimse, yaratılıştan sefih olur. Bu kötü hâller, bazı sebeplerle zaman zaman daha da artış gösterir. Çalışmadan, alın teri dökmeden eline mal girdiğini gören kötü arkadaşları, bu mala konmak için dağıtmasına, saklamanın, arttırmanın erkeklik, yiğitlik olmadığına kandırarak İsrafa alıştırırlar. Günümüzde Zengin çocuklarının çoğu, böyle israfa alışmakta ve mirasyedi olup çıkmaktadırlar. Sefihliği artıran bir sebep de, insanların çok saygı göstermesi ve pohpohlanarak övmeleridir. Makam sahiplerinin ve zenginlerin çocukları bu yoldan sefihliğe düşmektedir.

İkincisi: israfı veya çeşitlerini iyi tanımamaktır: Bazı insanlar yaptığı şeyin israf olduğunu bilmezler. Hatta cömertlik sanırlar. Lüzumsuz yere, zararlı ve haram yerlere verilen mal, cömertlik sanılır. Hâlbuki cömertlik, “günahta değil, hayır ve takvada yardımlaşmaktır.”

Üçüncüsü: Riya ve gösteriştir: çoğu insan desinler diye veya gösteriş veya yalancı bir zevk için mallarını saçıp savururlar. Bunu bir üstünlük vesilesi veya farklılık sanırlar. Bir hayır işine gelince de “yerlerine çakılıp dururlar.”

Dördüncüsü: gevşeklik ve tembelliktir. Bu tür israf daha çok vakti boş yere harcamakta olur. Çoğu insan vaktini değerlendirmesini bilmez, onu boş yere öldürerek aldanır.

Hulasa israf için bu kadar söz yeter. Biraz da iktisattan söz edelim. Zira asıl maksadımız ve İslam’ın emri iktisattır. İktisat; tüketim ve harcamada itidal üzere olmak, lüzumundan fazla ve noksan harcamaktan kaçınmaktır. İsrafın mukabili olan iktisat, mü’minlerin bariz vasıflarından birisidir:

“Onlar ki, harcadıkları zaman ne israf ne de cimrilik ederler. İkisi arasında, orta bir yol tutarlar.” (Furkân: 67.)

Peygamberimiz (s.a.v.)in iktisat hakkında birçok hadisi şerifleri vardır bunlardan bazılarını aşağıda sunmaya çalışıyorum:

“ktisat eden zenginleşir, israf eden fakirleşir.” [Bezzar]

“İktisat eden, geçim sıkıntısını çekmez.” [Taberani]

“Kurtarıcı üç şeyden biri, varlıkta, yoklukta, zenginlikte, fakirlikte, iktisada riayet etmektir.” [Beyheki]

“İktisat etmek, maişetin yarısıdır.” [Hatip]

“Tedbirli olmak, geçimin yarısıdır.” [Deylemi]

“Bir kimsenin hayatında orta yolu tutması onun akıllılığındandır.”

“Geçimde iktisat etmek, peygamberliğin yirmide biridir.” [Ebu Davud]

“Kıyamet günü herkes, şu dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz:

1-Ömrünü nasıl geçirdi?

2-İlmi ile nasıl amel etti?

3- Malını nereden, nasıl kazandı ve nerelere harcadı?

4- Cismini, bedenini nerede yordu, hırpaladı?) [Tirmizi]

Mehmet Şenlik.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
www.fanidunya.net