Aile hayatımız risk altında!
Günümüz aile hayatı risk altına girmeye başladı. İnsanlar daha az evleniyor. Evliler daha az mutlu!
Danışanlarımla yaptığım görüşmelerde son zamanlarda dikkatimi en fazla çeken oldu "yalnızlık" duygusu. Günümüz insanının ana sorunlarından birisi oldu artık "yalnızlık" duygusu.
Teknoloji ilerliyor, sosyal iletişim araçları artıyor, insan yalnızlaşıyor.
Geçmiş dönemlerde geleneksel yaşam tarzını sürdüren, büyük ailelerde yaşayan kişi, günümüz Türkiye'sinde çekirdek aile olmaktan çıkıp mikroçip aileye döndü. Yani anne-baba-çocuk yaşayan aileler bile neredeyse azaldı. Anne-çocuk, baba-çocuk veya tek kişi şeklinde yaşamlar arttı. Eskiden 4+1 evler istenirken 3+1 lere geçildi, son dönemlerde stüdyo tipi tek kişilik evler önem kazanırken, 0+1 daire denilen otel odası mantığı evlere olan rağbet arttı.
Evler niye küçülüyor? Çünkü insanlar bireysel yaşamaya başlıyor. Aslına bakarsanız bir insanın başına gelebilecek en güzel hediye, iyi anlaştığı insanlardan oluşan keyifli bir ailedir.
Aile insanı geliştirir, güzelleştirir, özgüven sahibi yapar. İnsanoğlu, sosyal yaşamda edineceği rollerin tamamını aile içindeki hayatında öğrenir. Oradan öğrendiklerini alır ve içinde bulunduğu topluma taşır.
Bazen ülkelerin yönetimi ve sistemler, farkında olmadan -ki bazıları bilerek ve kasten- aile hayatını bölüp parçalar! Aile ilişkisine ve birlikteliğe yatırım yapmayan toplumların uzaktan bakınca güçlü olduğunu zannetsek de, iç dinamikleri açısından mutsuzluklarla dolu ve insanlıktan uzaklaşmış olduklarını görürüz.
Son dönemlerde mali olarak güçlenen bazı uzak doğu ülkelerinde, canlı hayvan yenilmesini ve yol kenarında can çekişen kazazedeyle ilgilenmemelerini neyle açıklayacağız?
Teknolojisini geliştirmiş ama aile içi ilişkilerden uzaklaşıp bireyselleştikçe insanlığını yitirmiş bir toplumun üyesi olmak istemiyorum ben kendi adıma!
Aileyi ve ilişkileri güçlendirecek her türlü çalışmanın içinde olurum! Yardım ederim! Fikirlerimi sunar, projelendirilmesine destek olurum!
Aklı olan hükümet, aklı olan devlet, aklı olan sistem insana yatırım yapar! Ama bireyselleştirip bencilleştireceği insana değil, ailesi ve çevresi içinde olgunlaştıracağı, düşünce sistemini geliştireceği, eğriyi doğruyu ayırt edebilecek seviyeye ulaştıracağı insana yatırım yapar!
Evet...İnsanımız, son yıllarda aileden uzaklaşmaya başladı. Aynı evin içinde farklı odalarda, farklı televizyonlarda, farklı hayallerde yaşamaya başladılar.
Anne çocuğunun zihninden ne geçtiğini bilmiyor, çocuk babanın aklında geçenleri kestiremiyor, dedeler ananeler ve babanneler zaten neredeyse bayramdan bayrama görülüyor!
Herkeste bir "kendi hayatını yaşama kompleksi" oluştu enteresandır. Bir arada olmaktan ne kadar sıkılmış bizim insanımız da haberimiz yokmuş!
Aile ve akraba ilişkilerinin gerilemesinde önyargılar çok önemli tabi. Yani yan komşunuz olsa sizin evinizden çıkmayıp, sizinle sürekli vakit geçirmek isteyecek olan bir kadın, evinize gelin olarak geldiğinde baş düşmanınız gibi davranıyor. Keşke yakın arkadaşım olsa diye hayran olacağınız kişi, eltiniz olursa eğer rekabet ilişkisi başlıyor.
Anlatabiliyorum sanırım değil mi?
Önyargı öyle bir şey işte! İki kare iki film gibi.
Birinci karede genç kadın yan komşunuz. Sizinle aşırı iyi, evinizden çıkmıyor, gece gündüz birliktesiniz. İkinci karede aynı kadın evinize gelin olarak gelmiş. Sizden neredeyse nefret ediyor, her yaptığınız davranış ona batıyor. Oysa siz aynı sizsiniz! Ne eksik ne fazlasınız! Ahhh bu önyargı demeden geçemeyeceğim doğrusu.
Önyargılar, yaşanmışlıklar, tahammülsüzlükler, yanlış yönlendirmeler, şartlandırılmalar, kışkırtılmalar, saçma akıl vermeler... vb derken aile içi ilişkilerimiz bozulmaya başladı malesef.
Güçlü ve başarılı insanların, dengeli ilişkilerden çıktığını düşünüyorum ben. İstisnaları elbette vardır ama o istisnanın içinde bir yerlerde bile bir denge mutlaka vardır. Dolayısıyla devletin aileiçi ilişkileri güçlendirecek tatlı uygulamalar yapmasının faydalı olacağına inanıyorum. Haa birileri işin üçkağıdına kaçacaktır, birileri fırsatçılık yapacaktır... önemli olan istikrarlı projeler oluşturmak.
Sorunlu çocuk yoktur! Sorunlu ailelerin günah keçisi haline gelmiş çocuklar vardır. Ve o çocuklar günün birinde büyüyecek. Neyle büyüttüğümüz değil, nasıl büyüttüğümüz çok önemli.
Sevgiler...
Mehtap KAYAOĞLU