Cennet ve cehennem şu an mevcuttur
Cennet ve cehennem şu anda var mıdır? Şimdi varsa kıyamet koparken onlarda etkilenecekler mi?
Bu mesele gayba giren konulardan biridir. Onun için bu soruya ehlisünnet görüşüne göre ele alıp anlatacağız, inşallah.
Gayb âlemi zaman bakımından dündür, ne de yarındır. Mesela Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Uhud şehitlerinin arasında gezerken, “Bu şehitleri kanlarıyla sarıp gömünüz. Allah yolunda sarıp gömünüz. Allah yolunda çarpışarak yara alanlar, yara alanlar mahşere yaraları kanayarak gelirler. Kanlarının rengi kan rengi ama kokusu mis kokusu gibidir”( Sire:3/103-104) buyurmuştur.
Bu gaybı haber, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) müşahedesidir. Efendimiz bu gaybi olayı görmüş de söylemiştir. Bu haber gayb âlemi ile ilgilidir. Ebediyeti dünya zamanı ile sınırlandıramayız. Dünyanın zaman ölçüleriyle kavrayamayız.
Âlemi şehadet nasıl varsa biz nasıl içinde yaşıyorsak, âlemi gayb vardır ve mevcuttur. Sonuç olarak cennet ve cehennem vardır. Elan mevcuttur. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) miraçtan gelecek olayları değil gördüğü bize bildirmiştir.
Cennet ve cehennem ebediyetle ilgili âlemler olduğundan dolayı kıyametin kopmasından etkilenmezler.
Cenabı-ı Hak Teâla Hazretleri Kur’an-ı Aziminde şöyle buyurur:
“Rabbinizin mağfiretine ve genişliği göklerle yer kadar olan Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun.” (Ali İmran Suresi: 133) ve diğer başka ayette, “Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.” (Ali İmran Suresi: 131).
Bu ayetlerden hareketle İmam Gazali, cennet ve cehennemin halen yaratılmış olduğunu söylemiştir. (İhya:1 /296)
Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın yaratılışından sonra cennette bir yere yerleştirdiklerini; orada bir ağacın meyvesinin haricinde ne yiyip içerlerse helal olduğunun emredildiği bildirilmektedir. (Bakara Suresi: 35).
Yasin Suresi’nde şehit olduğu bildirilen Habib-i Neccar’a (Yasin Suresi: 26) Fecir Suresi’nde cennetime gir denilmektedir. (Fecir Suresi: 30).
Hülasa cennet ve cehennem yaratılmıştır. Halen de mevcuttur.
Bizim buralarda cenaze vuku bulduğu zaman gelenlere ikramda bulunuluyor. Bazı yerlerde ikram o evde hazırlanıyor, bazı yerlerde de evin dışında komşular hazırlıyor. Ya da hazır olarak pide vs. türünden şeyler ikram ediliyor. Soruma gelince; bu ikram âdeti doğru mudur? Cenazeye gelenlere ikram yapmak doğru mudur?
Cenaze vuku bulunana evin sakinleri o günlerde halsiz ve çaresizdirler. Ne yemek yapacak güçleri olur, ne de yemek yiyecek yedirecek iştahları. Bu sebeple cenaze evinden ikram beklenilmez. Üç gün süre ile de bu durum böyle devam eder.
Bu uygulama Peygamberimiz Efendimiz (S.A.V.) zamanında da böyle olmuştur.
Cenaze olduğunda komşular ikramda bulunur. Eğer öğle vaktinde cenaze kaldırılacaksa komşular gelen misafirlere ikram edebilirler. Cenaze ikindi de kaldırılıyorsa bu ikrama gerek yoktur. Ancak uzaktan gelenlere ikram yapılır. Cenaze evinde ikram olmaz. Dediğim gibi komşular bu hizmeti görürler.
Evin dışında uygun olan yerde ikram hazırlanır ve yine ikram edilebilir. Köylerde bu ikram adet haline geldi. En iyisi bu uygulamadan vazgeçmektir.
Bazı yerlerde cenaze helvası adıyla bir tatlı hazırlanıp dağıtılıyor. Böyle bir şey de mubah değildir.
Cenaze denize düşen kimse düşen kimse gibidir. Ona yapılacak iyilik kul haklarını ödemektir. Merhum kul haklarından kurtarılmalıdır.
Mevlüt Özcan.