GİYİNİK ÇIPLAKLAR
Bir hususu hassaten arz etmenin ihtiyacını duydum:
Yazdığım ve yazacağım bütün yazılarımı şu ayet ve hadislerin gereğini yerine getirmek için yazıyorum ve yazacağım.
Allah (c.c.) emrediyor:
“Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erendir.” (Al-i İmran Suresi, âyet: 104)
Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki:
“Sizden birisi bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin, buna gücü yetmezse dili ile değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbi ile durumu kötü görsün; bu sonuncusu imanın en zayıf olanıdır.”
“Ya iyiliği emreder, kötülüğü men edersiniz ya da başınıza Allah’tan gelecek bir musibeti beklersiniz.”
“Muhakkak ki, din nasihattir.”
Hanımefendiler lütfen yazılarımı hassaten bu yazımı hatırlattığım bu ayet ve hadisler referansıyla değerlendiriniz. Bazılarınızın buğz etmesinden endişe ediyorum. Çünkü doğrulara buğz etmek, Allah (c.c.) ve Resulüne (s.a.v.) buğz etmek olur.
Diyeceklerime gelince
- Tesettür, Allah’ın kesin emridir. Bunda hiçbir tereddüt yok.
Müslüman hanımlar diğer emirlerde olduğu gibi bu emri de severek yerine getirirler.
Hanımların yabancı erkeklere karşı örtünmesi Müslümanların ittifak ve uygulamalarıyla bugüne kadar gelmiş bir inanç ve ibadettir. Bunda iman ehli zevatın katiyen şek ve şüphesi yoktur.
Ancak bir grup yeni yetme budalanın zamanın hâkim güçlerine kuyrukluk ederek makam ve sıfatlar elde etmek için tesettürü yozlaştırma gayretleri beyhudedir. Biz, hepimiz bunları dikkate almıyoruz. Almayacağız da. Bunlara aldananlar da yakında gerçekleri görecekler, Allah’ın izniyle.
- Tesettür sadece başörtüsünden ibaret değildir. El, yüz müstesna bedenin tamamı şartlarına uygun ölçüler içinde örtülmelidir.
- Tesettür emrinin amaçları arasında hanımefendileri kem gözlerden, hain bakışlardan korumak ve yabancı erkeklerin dikkatini çekmemektir. Çünkü böylesi bakışlar namuslu kadınları rencide eder.
Tesettür emrini yerine getirmeye çalışan bazı hanımefendiler bunu yaparken hata ederek örtülü olduklarını zannediyorlar ve maalesef “örtülü çıplak” konumuna düşüyorlar. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunlarının başlarının üstü deve hörgücü gibi olacaktır. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar.” (Ebu Davud, Libas 125, Cennet 52)
Müslüman hanımlar açısından durum böylesine endişe verici iken korkunç giyim yanlışlıkları yapılıyor. Bu yanlışlıkları şöyle özetleyebiliriz:
- Bedeni gösteren astarsız ve ince elbise giyenler Peygamberimiz (s.a.v.)’in “giyinik çıplak” konumuna maruz olurlar.
- Kumaşın türü sebebiyle vücuda yapışan böylece vücut hatlarını cazibeli hale getiren elbiseler de giyinenleri “giyinik çıplaklar” sınıfına sokar.
- Başları örtülü fakat boyundan aşağısı hat ve renk itibariyle olduğu gibi belli ve cazibedar bir giysi giyenler var. Pantolon onun üstünde vücudu albeni durumuna sokan bu tarz içinde olanlar “cennetin kokusunu bile duyamayacak” konuma sokan “giyinik çıplaklar”dır.
Hiçbir Müslüman kadın böylesi bir budalalığa düşemez. Kendisini cennetten mahrum edecek kılığı kabullenemez.
Konumuza bir sonraki yazımızda devam edeceğiz, inşallah…
Mevlüt Özcan.