İhtiyarına hürmet eden hürmet görür
Muhterem Müslümanlar!
Sünnetullahtır genel olarak canlılar doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Allah’ın bu kuralının değişmesini kimse sağlayamaz.
Bu çerçeve içinde Allah (c.c.) biz müminlere yerine getirmemiz gereken vazifeler vermiştir. Hangi yaşta olursak olalım üzerimize tereddüp eden görevlerimiz vardır.
Mesela Müslüman olarak büyüklerimize/ yaşlılarımıza hürmet ve hizmet etmekle, küçüklerinizi sevmek ve onları kollamakla yükümlüyüz. Bu bizim inancımızın gereklerindendir.
İhtiyarlarımız bizim için ibret verici büyük bir imtihan vesilemizdir. Çünkü biz ihtiyarlarımıza nasıl davranırsak bizim gençlerimiz de aynı tarzda bize karşı öyle davranacaklardır. Saygı gösterirsek saygı duyarız, hürmet edersek hürmet görürüz, hizmet edersek ahir ömrümüzde gençlerimizden hizmet görürüz.
Muhterem Müslümanlar!
Yaşlılara ihtiyar denir. İhtiyar, aklı kemâle ermiş, bilgisi ve tecrübesi tam, şehveti ve kuvvetleri zayıflamış insanlardır. Bunlar bizden hürmet ve hizmet beklerler. Aynı zamanda bu insanlar bizim için birer sebebi nimettir.
Peygamberimiz Efendimiz buyurdu ki:
• “Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa idi belâlar sel gibi üzerinize dökülecekti.”
Demek ki, ihtiyarlar belâların defi sebebidir.
Bir başka hadiste:
• “İhtiyarlar, çocuklar ve hayvanlar olmasaydı kıtlıktan kırılırdınız” buyurulmuştur.
Sevgili Peygamberimizin şu hadisi de kulaklarınıza küpe gibi olsun:
• “Herhangi bir genç, yaşından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Cenâb-ı Hakk da, ihtiyarlığında ona hizmet edecek kimseler yaratır.” (RiyazüsSalihinTerc, C/1. Sf: 391) Resulullah (SAV) hepimize şu ihtarda bulunuyor:
“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizin hakkını tanımayan bizden değildir.” (RiyazüsSalihinTerc, C/1. Sf: 387)
Muhterem Müslümanlar!
Efendimiz aleyhisselât-u vesselâmın şu ibret verici haberi bizim tefekkür zevkimizi hareketlendirmelidir. İmtihan içinde olduğumuzun daima şuurunu yaşatmalıdır. Buyurulur ki:
“Kırk yaşına ulaşan Müslüman bir kulun, Allah hesabını hafifletir.
Altmış yaşına vardığında Allah ona tevbe etme nimetini lutfeder.
Yetmiş yaşına vardığında gökyüzü ehli onu sever. Seksen yaşına vardığında iyiliklerini sabit tutar, kötülüklerini siler.
Doksan yaşına vardığında Allah onun geçmiş günahlarını affeder. Ailesine şefaatçi kılar. Onun için, gökyüzünde “Allah’ın yeryüzündeki esiri” diye yazılır. (İbn-i Kesir, Tefsir Ahkaf, C/4, Sf: 157)
Muhterem Müslümanlar!
Âhir ömrün Müslümanca yaşandığı takdirde böylesine mübârekleşmesi Allah’ın mümin kullarına bir ihsanıdır. Bu ihsandan bizim payımıza düşen ihtiyaçlarımıza hürmet ve hizmette kusur etmeyerek sevap kazanmaktır. Unutmayalım, büyüklerimizi kaybettiğimiz zaman bir daha bulamayacağımız sebeb-i nimetlerimizdirler. Kaybetmeden kıymetlerini bilelim.
Ey genç Müslüman kardeşim!
Yaşlılara/büyüklere göstereceğin saygı onları değil seni yüceltir. Sakın ola ki, görüş farklılığı, meşrep değişikliği, siyasi tercih ayrılığı yüzünden kimseye saygısızlık etme.
Müslümanlar çeşitlilik içinde bir birlik teşkil ederler. Kimsesiz, düşkün yaşlı insanların ziyaretlerine gidiniz. Gerekiyorsa onlara maddi yardım yapınız. Haftada bir hiç olmazsa bir kaç ihtiyarı ziyaret etmeyi/hâl hatırlarını sormayı, gönüllerini almayı ihmal etmeyiniz. İhtiyar anne-babanıza gözünüz gibi bakınız. Onlara öf demeyiniz. Hayır dualarını almayı eksik etmeyiniz. Siz onlara iyi davranır dualarını alırsanız siz de çocuklarınızdan aynı muameleyi görürsünüz.
Biraz önce zikrettiğimiz hadis de bu gerçeği ifade ediyor.
Mevlüt Özcan.