Şeytanın şerri ve yardımcıları
Soru: Şeytan huzurdan neden kovulmuştur? Daha sonra üremiş midir? Üredi ise, sonradan doğan şeytanlar günahkâr mıdır? Suçun şahsiliği prensibi yok mudur?
Cevap:
Kur’an yaratılışı ele alırken melekler ve şeytandan da bahseder.
Melekler günahsız, itaatkâr, isyan etmezler. Hayırlı kimlikleriyle anılırlar.
Şeytan isyankar, itaatsiz, kibirli… Halleriyle azgın, haddini bilmez, hasetçi tavırlarıyla tanıtılır.
İnsan şeytanın kötü ahlakı, kötü mizacı, kötü sıfatları karşısında da şiddetle uyarılır.
Şeytan, Allah’ın secde emrine uymamış, başkaldırmıştı. Allah (c.c.) şeytanı hemen cezalandırmadı. Müşfikâne sordu.
“Sana secdeyi emrettiğim halde seni secdeden alıkoyan nedir? (Araf Suresi, âyet: 12)
Şeytan bağışlanmayı istemek yerine kibirlendi. “Çamurdan yarattığına mı secde edeceğim. Benden üstün görüyor musun?” (İsra Suresi, âyet: 61) “Oysa beni ateşten, onu çamurdan yarattın. Ben ondan üstünüm.” (Araf Suresi, âyet: 12)
Cenab-ı Hakk, şeytanı rahmetinden kovdu. “İn oradan orada büyüklenmek sana düşmez. Çık git sen bir aşağılıksın.” (Araf Suresi, âyet: 13) “Ceza gününe kadar lanetim senin üzerine olsun.” (Sad Suresi, âyet: 77-78)
Şeytan, nevi olarak cinlerdendir. (Kehf Suresi, âyet: 50) Cinlerin de insanlar gibi Müslüman olanları vardır; kâfir olanları vardır.
Şeytanın yaptıklarına, şerlere şerriyle katılan, ortak olan, ona şerriyle destek veren diğer habis ruhlar da, destekleri ve yaptıkları oranda sorumludurlar. Hiç kimse başkasının günahını üstlenmez. Herkes yaptığı kadar günahkârdır.
Günahları açığa vurmak
Soru: İşlenen günahları bilmeyenlere, duymayanlara ve görmeyenlere söylemek/anlatmak haram mıdır? Bazıları
“Allah’ın bildiğini kuldan mı saklayayım” diyor. İşlediği günahları sayıp döküyor. Bu caiz mi? Böyle kişilerin yanında nasıl tavır almak lazım?
Cevap:
Bu konu ile ilgili birkaç hadis-i şerif hatırlayarak cevaba başlayalım:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) mealen buyurmuştur ki:
Günahı açıktan işlemekten sakınmayanlar hariç bütün ümmetim bağışlanmıştır. Geceleyin bir günah işleyip, Allah da bu günahı örtmüşken sabahleyin kalkıp “Akşam şöyle şöyle yaptım” diyen kişi, açıkça günah işlemekten sıkılmayan kimselerdendir. Rabbi geceleyin suçunu örtmüşken, sabahleyin kalkıp Allah’ın örttüğü bu örtüyü kaldırıyor. (Camiü’s-Sagir)
* Bir kul dünyada bir kulun ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter.
* İnsanların gizli yanlarını araştırmayın. Ayıplarını öğrenmeye çalışmayın
* Günah işlediğinde hemen tevbe et. Gizli işlediğin günaha gizlice, açıktan işlediğin günaha da açıktan tevbe et.
* Günah gizli kaldıkça sahibine zarar verir. Ortaya çıktığında ise düzeltilmezse topluma zarar verir.
* Allah’tan kusurlarımızı örtmesini ve sizi korktuklarınızdan emin kılmasını isteyin.
* Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ben dünyada Müslüman bir kulumun örttüğüm kusurunu, ahirette ortaya çıkarıp onu rezil ve rüsvay etmeyecek kadar büyük kerem ve af sahibiyim.”
Günahlar Allah’ın yasakladığı söz, fiil ve davranışlardır. Bu yasakları icra edenlere önce vicdanları baskı yapar. Vicdanın sorgulaması karşısında temize çıkabilmek için tevbe edilmesi gerekir. Kulun temize çıkması için kendi vicdanında meseleyi halletmesi gereklidir. Kulun tevbekâr sayılması için kendi günahlarına karşı tevbeye sarılması en önemli şarttır.
Günahların başka birine açıklaması için herhangi bir gereklilik yoktur.
Allah’ın bildiği kulun da bilmesi gerektiği hususu Allah’ın razı olacağı bir mantık değildir. Çünkü Allah’ın bir ismi de Settaru’l-Uyub’tur; günahları açığa vurmayanları suçlarını örtendir. Bu da o kulunu bağışlayacağı manasına gelir.
İkincisi işlediği günahını sevdiği manasını taşır. Eline fırsat geçerse aynı suçu işleyecek demektir. Bunda suça teşvik de vardır. Böyle bir cürmü asla işlememelidir.
Allah (c.c.) hepimizi tevbeleri kabul olanlardan eylesin.
AMİN.
Mevlüt Özcan.