Arıtan Nehirler Gibi Gelen Mübarek Ramazan
Ey yolcu, şimdi arıtan, duru, bir ırmak gibi durmaksızın akan ramazan ırmağının tam kıyısın- dasın. Sen damarlarından akan, yaratılıştan muhatap olduğun balçıktan bilirsin suyu. Sen, yaratılmışların en mükemmeli ve mükerreri olarak esfel-i sâfilîn duraklarından ahsen-i takvim duraklarına taşınmış yegâne varlık değil misin?
Dön ve kendine, ruhuna, damarlarında dolaşan kana, suya bir bak. Sana can veren suya bir eğil. Senin yaratılış hamurunda su ve balçık vardır ve sen bunu tanıyorsun.
Yaşadığın hayat da bir ırmak coşkusunda akar oysa. Bir nehir coşkusu ve durgunluğunda akan sen sınanırsın, imtihan duraklarında soluklanırsın. Nehir kimisi için coşkuludur ey yolcu. Senin nehrin nasıl akar bilmiyorum. Ama hayat işte bir nehir gibi akıp durur.
Yudum yudum içeceğin hayat ırmağının seni tüketmemesi, çer çöp gibi sürüklememesi için bir duruşun olmalı ırmağın kıyısında. Belki ırmağın ortasında, içinde her türlü hâl ile nefes alıp verdiğin dünya hayatında içtiğin miktar önemlidir. İçtiğin hayat suyu sana nefes mi oluyor yoksa ölüm mü bunu düşündün mü hiç?
Şimdi bu akan suyun nehirleri vardır ya bunlardan biri olarak gelir ramazan. Senin hayat karşısında duruşunu dengelemek için gelir. Seni terbiye etmek, erdemler durağına taşımak için gelir. Seni arıtmak, temizlemek için durmaksızın akar. İşte sen yüreğini, bedenini ve dahi yaşantını bu suyun altına tut. Tut ki arınsın bedenin ve ruhun. Güçlü bir hâlde akan dünya ırmağı, seni bir çer çöp gibi sürükleyip götürmesin.
Zulümlerin, kıyımların olduğu yaşlı dünyamızda ne çok kir ve kin birikmiştir. Dertler ve kederler içinde soluklanırken bir inşirah gibi gelir ramazan. Bereket ile kuşatır, mevsim mevsim akar yaralarımıza.
Ey yolcu, işte şimdi seherlerde tam da sahur vakti aç ellerini Yaradan’ına. Aç yüreğini, düşlerini, rüyalarını iftar sofralarında, teravih dualarında... Şimdi tam zamanı. Duanın arıtan ırmaklarına sal gözyaşlarını.
Şimdi dua zamanı ey yolcu. Çaresiz kalan mazlumlar için, yetim kalan yavrular için, İslam coğrafyası için aç ellerini ve yüreğine akıt gözyaşı ırmaklarını. Şimdi tam da duaya durma zamanlarında- yız. Ramazanın kutlu zamanlarını, nehirler gibi yaralarımıza akıtma zamanlarındayız.
Ey yolcu, senin umudun hiç sönmesin. Sen hep coşkun ve deli akan hayat ırmağının tam ortasında yıkılmadan, yorulmadan, yıpranmadan dimdik durmalısın. Durmalısın ki senden sonra kuşak kuşak bu kutlu Anadolu topraklarında yaşayacak olan neslin yürüsün aksın.
Kutlu mevsimler yaralarımızı sarmak için gelir ya ey yolcu, sen bunu böyle bil ve yaşa. Şimdi kutlu bir ırmağın kıyısındasın. Aylardan nisandır, bahardır, çiçek çiçek açmış rengârenk mevsimlerle gelen kutlu aylar vardır. Receptir, şabandır ve dahi ramazandır gelen... Ardından arıtan dua ırmağıyla sığındığın kutlu ay gelir ey yolcu.
Sen şimdi uçsuz bucaksız ovalara yürür gibi, yanık bağrını engin rüzgârlara açar gibi dualara dur ey yolcu. Kurtuluş için
Kur’an’ın mübarek ayetlerine sığın. Kendini oku, bulunduğun kutlu ayı oku sonra sana kurtuluş reçetesi gibi gelen mübarek kitabı oku ey yolcu. Oku ama öyle üstünden değil, özünden oku. Irmak ırmak aksın hayat damarlarına her bir ayet, şifa olsun, merhem olsun yaralarına.
Ey yolcu, millet olarak bir virüsle imtihan olduğumuz bu günlerde endişeliyiz, hüzünlüyüz. Şimdi kendimize, ailemize, akrabalarımıza, dostlarımıza, büyüklerimize, camilerimize bambaşka duyarlılıkla bakma zamanlarındayız. Kendimize yürüyelim, malayani tüm ayartanlarla doldurduğumuz sadrımızı, açalım Rabbimize. Şimdi, bir yandan tedbirlerimizi alırken açalım ellerimizi. Ey Rabbimiz! Bir taraftan ellerimizi, bedenimizi, tüm azalarımızı suyla sabunla nasıl arıtıyorsak bir taraftan da yüreğimizin kirlerini arıtmak için senden yardım istiyoruz. Ey Rabbimiz! Bizlere yardım et. Arındır bizleri, temizle yüreklerimizi.
Rabbimiz bizlere huzur, bereket, inşirah ve kurtuluş ver. Nuh, İbrahim, Musa, Yunus, Yusuf Peygamberler’e (a.s.) ve Efendimiz Hz Muhammed’e verdiğin müjdeleri bizlere de ver. Onları afetlerden, tufanlardan, istilalardan, kuyulardan, ambargolardan nasıl kurtardınsa bizlere de öyle kurtuluşlar nasip et. Ey Rabbimiz! Yaşadığımız, bir ahir zaman vebasıdır. Sen bizleri muhafaza eyle. Ve senin öğrettiğin o muhteşem dua ile sana yalvarıyoruz:
“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara, 2/286)
Rabbim zor günlerimizde, mübarek ayların sürur ve huzur kuşanmış zamanlarına taşısın tüm yürekleri.
Rabbim zor zamanlarda ümmete kurtuluş ve salah, birlik ve esenlik versin. Bu mübarek ayların gölgesinde bizleri muzaffer, yetimlere hami, yolda kalmışa çare eylesin. Her daim kurtuluş ve adalet üzere yaşamayı bu aziz millete nasip eylesin.
Amin.