* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Hicri 1444’e Merhaba  (Okunma sayısı 130 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Hicri 1444’e Merhaba
« : Temmuz 30, 2022, 08:51:20 ÖÖ »
Hicri 1444’e Merhaba

Hicri 1400 yılına girilmesi hayli heyecanlı olmuştu. Çünkü yeni bir hicri yüzyıla giriliyordu. Bu aynı zamanda hicri 15. yüzyıldı. Bu yüzyılla ilgili muhtelif öngörüler hatta rivayetler de vardı. Ama herkesin beklentisi bu yüzyılın tüm İslam dünyası için parlak bir yüzyıl olacağı yönündeydi. Ben o zaman lise son sınıftaydım.

Bir yandan lise sınavlarında başarılı olmak için çalışırken bir yandan da harıl harıl üniversite sınavına hazırlanıyordum. Bununla birlikte kültürel faaliyetleri, basın yayın organlarını da takip etmeye çalışıyordum. Hicri 15. yüzyıla girilmesi konusunda birçokları edebi yazılar yazmıştı.

Miladi 2000 yılına girilmesi de epey gündem oluşturmuştu. Miladi 20. yüzyıl kapanıyor 21. yüzyıla giriliyordu. Aynı zamanda ikinci bin yıl kapanıyor, üçüncü bin yıla giriliyordu. Artık dünyada bilgisayar teknolojisi de hızla yayılıyordu. Yılların ilk iki rakamının 19’dan 20’ye geçmesi sebebiyle bilgisayar sistemlerindeki otomatik tarihleme düzenlerinde sorun yaşanacağı ve sistemlerin çökebileceği söylentisi de çıkmıştı. Ama bir sorun yaşanmadı.

Şimdi hicri 1444 yılına giriyoruz. Hicri 15. yüzyılın ortalarına epey yaklaştık. Miladi 21. yüzyılın da ilk çeyreğini geride bırakmak üzereyiz. Böylece biri hicri diğeri miladi takvimden olmak üzere iki tane yüzyılı geride bıraktık, iki tane yüzyılın da birinin yarısına diğerinin birinci çeyreğinin sonuna yaklaştık.

Geriye baktığınızda epey bir mesafe katetmiş olduğunuzu düşünüyorsunuz. Ama zamanın başladığı tarihle kıyasladığınızda çok kısa bir süreye tekabül ediyor. Önünüzde daha ne kadar süre kaldığını ise bilemiyorsunuz. Ama dünya hayatından önünüzde ne kadar süre kalmış olursa olsun sonsuzluk gerçeği karşısında kaybolup gidiyor. Sonsuzluğu kavrama kabiliyetinden ise yoksun yaratılmışız. Ama bu bir gerçek olarak karşımızda.

Takvimler zamanı ölçmek amacıyla geliştirilmiş. Bunun için tarihte insanlar ayın ve güneşin hareketlerini bir değer kabul etmişler. Müslüman toplumda ayın hareketleri esas alınmış. Yılların sayılması için de Hz. Peygamber ile ashabının Mekke’den Medine’ye hicret ettiği yıl başlangıç yılı olarak kabul edilmiş. Ondan dolayı bu takvime hicri takvim deniyor. Ama tabii hicretin gerçekleştiği tarih ile hicri yılın başladığı tarih aynı değil. Ama kameri yılın birinci ayı Muharrem ayı olduğundan, yılbaşı olarak da bu ayın birinci günü kabul ediliyor.

Hicri takvimin düzenlenmesi Hz. Ömer (r.a.)’in hilafeti döneminde gerçekleştirilmiştir. Ondan önce Müslümanlar ve genelde Araplar arasında belli bir takvim düzeni yoktu. Tarihleri belirlemek için bazı büyük hadiseleri esas alıyorlardı. Hz. Ömer resmî evraklara tarih kaydı koyma uygulaması başlattı ve aynı zamanda İslâm devletiyle ilgili hadiselerin tarihlerinin belirlenmesini istedi. Bunun için de bir takvim düzenlemesine ihtiyaç duydu.

Müslümanların tarihinde bazı önemli olaylar vardı. Bunlardan biri takvimin başlangıcı olarak kabul edilecekti. Bunun için, hıristiyanların Hz. İsa (a,s,)’nın doğum yılını esas aldıkları gibi Müslümanlar da Hz. Muhammed (s.a.s.)’in doğum yılını esas alabilirlerdi. (Miladi takvimdeki 0 tarihinin Hz. İsa’nın doğum yılına tam denk gelmediğini belirtelim.) Yahut Hz. Muhammed’e vahyin geldiği yıl ya da onun vefat tarihi esas alınabilirdi. Ama Hz. Ömer (r.a.) başlangıç yılı olarak hicret olayını esas aldı. Çünkü hicret olayıyla birlikte Müslümanlar yeni bir sürece girmiş, İslâm devletinin temellerini atmak için harekete geçmişlerdi. Bu olayla birlikte İslâmî davet devletleşme, siyasi hâkimiyet kurma sürecine girmişti. O yüzden Hz. Ömer (r.a.) de bu olayın gerçekleştiği yılın başlangıç yılı olarak esas alınmasını uygun gördü.

İslam ümmeti hicri kameri takvime göre bugün yeni bir yıla girdi. Ne yazık ki ümmetin birlik ve gücünü kaybetmesi sebebiyle Müslümanlar yeni yıla yine muhtelif sıkıntılarla ve sorunlarla giriyor. Temennimiz yeni yılın tüm Müslümanlara hayır ve bereket getirmesidir. Bu vesileyle bütün okuyucularımızın yeni yıllarını tebrik ediyorum.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]