KADİR GECESİNE ODAKLANMAK
Efendimiz(sav)’in ifadesiyle “Evveli rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennemden kurtuluş” olan bu kutlu ayın “mağfiret” yani bağışlanma bölümü de geride kalmak üzere. Ne mutlu bu ayda günahlarından temizlenenlere.
Bu ayı sultan yapan yegane amil hiç şüphesiz Kur’an’dır. Zira Kur’an bu ayda doğdu. Kur’an insanlıkla bu ayda buluştu. (Bkz. Bakara 2/185).
Kur’an’ın inmeye başladığı gece Kadir Gecesidir. Ki 1000 aydan daha hayırlıdır. (Bkz Kadir Suresi) Peki biz Kadir Gecesini ve bin aydan hayırlı olmayı nasıl anlayacağız? Buradaki 1000 rakamını gerçekten bin anlamamak lazım. Çokluktan kinaye olmakla beraber ayette şehr(ay) kelimesiyle kullanıldığından çok daha derin manalar ihtiva etmektedir. Burada esas püf nokta bin ayın ortalama bir insan ömrü olduğudur. Buna göre Kadir Gecesi bir ömre bedel gecedir diyebiliriz. Bin ay 30 bin gece eder. Yani Kur’an indiği geceye 30 bin kat değer yüklemiş oluyor. Aslında burada ince bir mesaj veriliyor: Ey Kur’an’ın muhatabı ! Bak! Kur’an indiği geceyi 30 bin kat bereketlendirmiştir. Düşünsene bu Kur’an senin hayatına inerse ömrüne nasıl bereket katar. İçinde Kur’an olan bir gece işte böyle bereketlidir. İçinde Kur’an olan insanın ömrü de aynen böyle bereket doludur. Bunun tersi de doğrudur. İçinde Kur’an olmayan bir ömür bir gece kadar bile değerli değildir.
Bu gecenin hangi gece olduğuna gelince.Bu konuda yaklaşık 40 görüş nakledilmiştir. Ancak alimlerimizin çoğunluğu Ramazan’ın son 10 gecesinin tek gecelerinde olduğunu bu alimlerin de çoğunluğu bu gecenin 27. gece olduğunu açıklamışlardır. Aslında Bakara 185. ayet bu gecenin Ramazanın genelinde aranması gerektiğine işaret eder. Bize düşen 27. geceye odaklanmak değil Ramazanın bütün gecelerini kadir bilmektir. Ramazan’ın her gecesini değerlendirirsek isabet etmiş oluruz. Zaten gündüzünü oruçla gecesini de teravihle geçiren kişi bu geceleri boş geçirmemiş demektir.
Ancak dikkat edilmesi gereken husus, gündüz orucunu uykuya tutturmamaktır. Bu arada 5 vakit namaz modunda olmak da çok önemlidir. Bir takım kardeşlerimiz gündüzü uykuyla geçiriyor, iftara kısa bir süre kalınca uyanıyor, iftarını yapıyor ve ardından kahvehaneye kağıt oynamaya, okey oynamaya vs gidiyor.Ne akşam namazı var ne yatsı namazı var ne de teravih namazı ? Sahura kadar da kahvede sürtüyor. Sahur saatinde eve gelip yemeğini yiyor ardından yatağa düşüyor. Ta iftara kadar. Ondan sonra da oruç tuttuğunu iddia ediyor. Ama Kadir Gecesi geldiğinde de bir bakıyoruz bu kardeşimiz camiye gelmiş. Çok güzel. Belli ki bin aydan hayırlı bir geceyi değerlendirmek istiyor. Ama ya o gece Kadir gecesi değilse? Bir de Kadir gecesi olsa bile Kadir gecesi böyle değerlendirilmez ki? Bir gece ibadet edip diğer gün ve gecelerde ibadetsiz bir hayat yaşamak Kadir gecesine ihanettir.
Bundan 10 sene önceki Kadir Gecesinde Konya’da bir camide vaaz etmiştim. Tabi konu Kadir Gecesi. Namazdan sonra yanıma bir genç geldi, hocam bu gece ne namazı kılacağız falan diye sordu. Ben de beş vakit namazı kılıyor musunuz dedim. Hayır deyince o zaman git yat dedim o gence. Tabi genç şok oldu. Bu şokun ardından asıl söylemek istediğimi söyledim kendisine. Sen Kadir gecesini değerlendirmek mi istiyorsun dedim. Evet dedi. O zaman bak şimdi yatsı namazını kıldık, evine git güzel bir tevbe et beş vakit namazı kılacağına dair Allah’a söz ver ve ardından yat. Gece sahur yemeğini yedikten sonra sabah namazını kılmadan da yatma. İşte Kadir gecesini değerlendirmen budur dedim.
Kullukta devamlılık önemlidir. Efendimiz Allah’a en sevimli gelen amelin “az da olsa devamlı olanıdır” buyuruyor. Ramazan okulunda kazandığımız iyi kulluk performansını diğer 11 ayda da sürdürmek zorundayız. Yoksa günahlara kaldığımız yerden devam edeceksek Ramazan bize bir şey vermemiş demektir. Ramazanda başladığımız 5 vakit namazı Ramazandan sonra tatil etmenin müslümanca bir davranış değildir.