* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Ramazan Ayının Habercisi Günlerdeyiz  (Okunma sayısı 177 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7249
Ramazan Ayının Habercisi Günlerdeyiz
« : Şubat 02, 2022, 01:11:01 ÖS »
Ramazan Ayının Habercisi Günlerdeyiz
   
Rahmet ve mağfiret, muhabbet ve bereket vesilesi olan üç ayların manevi gölgesi üzerimize düştü.

Bizleri bu müstesna günlere ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü sena, mübarek vakitleri nasıl değerlendireceğimizi öğreten Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun. 

Kameri aylardan peş peşe gelen üç ay olan Recep, Şaban ve Ramazan ayları Müslüman halkımızın ortak hafızasında “üç aylar” bütün kutsallığını ve bereketini Ramazan’dan alıyorlar. Recep de Şaban da Ramazan’ı haber veren aylar. Ramazan, içerisinde bir insan ömründen daha hayırlı bir gece barındıran ay. Ramazan’ı böylesine değerli, böylesine mübarek kılan şey hiç şüphesiz vahyin onda nazil olmaya başlaması. İman, ihlas ve ihsan şuurunun ilmek ilmek kalbimize işlendiği rahmet ve bereket mevsimi ‘üç aylara’ kavuştuk. İnsan ömrünün iyiliklerle bereketlendiği bu mevsimde kalbimiz Kur’an-ı Kerim’le felah bulacak. Peygamberimizin miras bıraktığı sünneti seniyelere sımsıkı sarılmak bize yeniden diriliş kapısını açacak. Recep ve Şaban’a yapılan vurgunun mahiyetini iyice incelediğimizde görürüz ki, bu aylar Ramazan’a hazırlık aylarıdır.

Peygamber Efendimiz Ramazan öncesindeki bu iki ayı muazzam Ramazan’ın rahmet ve bereketinden azami istifadeyi sağlamak için ruhen, kalben, aklen, fikren, bedenen bir hazırlık dönemi olarak değerlendirmiştir. Resulullah’ın Recep ayı girince yaptığı “Allahümme bârik lenâ fî recebe ve şa’ban ve belliğnâ ramazan” (“Allah’ım! Bize Recep ve Şabanı mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur”) duasından da açıkça anlaşılmaktadır ki, Recep ve Şaban’ın ayrıcalığı Ramazan’ı haber vermelerinden kaynaklanmaktadır.

Ramazan’ın yüceliğini gönüllere hissettirmek, Ramazan’ın bereketinden azami oranda yararlanmak için ona hazırlıklı girmek. Ramazan öyle bir sultan ki, o gönüllerimize ve hayatımıza misafir etmeden gönüllerimizin bu şerefli misafirimize hazır olması gerekiyor. Geçen zamanın getirdiği kirin, isin, pasın temizlenip kalp sarayının ayların sultanı olan Kur’an ayına hazırlanması gerekiyor. Her mümin, kendi gönlünü, Kur’an’ın nazil olduğu ilk gönle mümkün olduğunca benzetebilme, ona yaklaştırabilme çabası içerisinde olmalıdır. Ki Kur’an-ı Kerim o kalbe de konuk olsun, manalarını o yüreğin sahibine de açsın.

Recep ayının girişiyle başlayıp Ramazan ayına yaklaştıkça artan bir nafile ibadet temposunu Resulullah, bu süreçte nafile oruçlarını, bizim “sünnet” adıyla kıldığımız nafile namazlarını artırıyor. Manevi ilgisini daha bir yoğunlaştırıyor.

Recep ve Şaban’da artırılan nafileler, Ramazan misafirine yüreği hazırlamak için. Resulullah’ın bu hali, “Ramazan’ın çekim alanına” girenlerin ne yapması gerektiği konusunda her mümin için örneklik oluşturuyor.

Vahiy, Ramazan’da inmeye başlamıştı. Kadr Suresi’nde, Kur’an’ın inmeye başladığı geceye bir de isim veriliyor: Kadir Gecesi (Leyletu’l-Kadr).

Bütün bunları yan yana birleştirince ortaya çıkan sonuç şu: Kur’an, Ramazan ayı içerisinde yer alan Kadir Gecesi’nde indirilmeye başlanmıştır.

Kur’an’ın indirildiği gece, sırf bundan dolayı bin aydan, yani 83 yıllık bir ömürden daha hayırlı ve bereketli bir geceye dönüşmüştür. Kur’an indiği zamana (aya) böyle bir bereket katmıştır.

İndiği geceyi bin aydan daha hayırlı yapan, yani bir ömre bedel bir gece kılan bu vahiy eğer bizim yüreğimize, zihnimize, aklımıza, hayatımıza inerse neler yapmaz? Düşünelim. Hayatımıza inen Kur’an’ın hayatı nasıl bereketlendireceğini, değerlendireceğini düşünelim. 

Ümmetin coğrafyasında kan gövdeyi götürüyor. Müslümanlar, uluslararası ve ulusal küfür odaklarının kıskacında. Beynelmilel küfür odakları İslâm’a ve onun evrensel değerlerine saldırıyorlar. İslâm ümmeti paramparça. Her bir parçanın başına musallat edilen baskıcı rejimlerin zulmü sürüyor. Yeryüzünün şu kurak, sıkıntılı, imtihan günlerinde ‘üç aylar’ın bereketi, şefkati, rahmeti, mağfireti ile buluşuyoruz. Bizler; çağın imha ettiği bencil bireyler değil, Kur’an’ın inşa ettiği mümin şahsiyetler olarak ‘bizi öldürmeye gelenlerin bizde dirileceği’ günlerdeyiz. Hiç kimsenin hatadan, günahtan münezzeh olmadığı gerçeğini hatırlayarak tevbe kapılarının ardına kadar açıldığı bu aylarda bütün insanlık ve kendimiz için merhamet dileyebiliriz. Üç aylar olarak (Recep, Şaban, Ramazan) bizler için büyük bir fırsat.

Bugünlerin kadir ve kıymetini bilip Cenâb-ı Hakk’a tam bir teslimiyetle, gündelik hayatımızı sorgulayalım. Ömrümüzü nerede, ne uğrunda tükettiğimizi düşünelim. Ölmeden önce kendimizi hesaba çekelim. Dünya ve ahiretimize faydası olmayan şeyleri terk edelim. Çirkin ve kötü huylardan arınıp, güzel ahlakı kuşanalım. Hata ve günahlarımızdan pişman olup nasuh tevbelerle Rabbimizin engin merhametine sığınalım. Kişinin kardeşinden, anasından, babasından, eşinden, çocuğundan bile kaçacağı o mahşer gününe; girdiğimiz ‘üç aylar’ vesilesiyle hazırlanalım. 

Yeme içme gibi en tabii ve vazgeçilmez beşeri duruma bile çekidüzen veren Ramazan ayına giden ‘üç aylar’ yolculuğundayız. Girdiğimiz Recep ayı; Ramazan’a hazırlığa başladığımız aydır.

Ramazan’ı Kur’an ayı olarak bilip tasavvuru, aklı, şahsiyeti ve nihayet hayatı Kur’an’la yeniden inşa etme yolculuğu. Hayat tarzımızın ölçüsü İslâm, sadece belli aylarla, günlerle sınırlandırılamaz.

Ramazan’a götüren mana iklimini mü’min muhatabının bütün ömrüne yaymalıyız. Bu mübarek aya yaklaştıran bu hazırlık aylarının değerlendirilmesini ihmal etmeyelim. İnternet ağının hepimizi sardığı, ışıltılı ve pırıltılı âletlerin esaretinden kurtulalım. Bu ‘üç aylar’da kulluk şuurunu gerçekleştirelim. Rabbimizin ilâhi lütuf zamanları olarak bahşettiği, duaların kabulüne ve günahların affına vesile kıldığı üç ayların manevi ikliminden istifade edelim. Allah’a kul olmak, sadece belli vakitlere mahsus değildir. Yılın hangi ayı, hangi günü ve hangi saati olursa olsun kulluk bilinciyle geçirilen her ânımız kıymetlidir. Dünya ve ahiret saadeti, Cenâb-ı Hakk’a iman eden, sadece O’nun rızasını gözeten ve her ânını salih amellerle bereketlendirenlerin olacaktır.

 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]